Search
English Turkish Sentence Translations Page 9572
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
couldn't do. | ...yapamayacağımı biliyordum. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You know what this means, Jack? | Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun Jack? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, it means I let him lie out there. | Evet, bu onu dışarıda boylu boyunca yatmasına izin verdim demek. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
It means I let him die alone. | Bu onun yalnız ölmesine izin verdim demek. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Look at me, Jack. | Bana bak Jack. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You are gonna be the next mayor of New York City. | New York kentinin gelecek belediye başkanı sen olacaksın. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You got to handle this. | Bununla baş etmek zorundasın. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Now, you go get dressed. | Şimdi gidip giyin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Find yourself a hat and a coat with a collar. | Kendine bir şapka ve yüksek yakalı bir palto bul. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
We're gonna get you out of here, real quiet. | Seni buradan çıkaracağız, oldukça sessiz biçimde. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Yeah? Right. | Evet? Tamam. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Hostetler. | Hostetler. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
We gotta get him out of here. | Onu buradan çıkarmamız gerekiyor. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
How involved are you? | Senin ilgin ne? Biraz karışık. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You give me a day to gather my bearings. | Kendimi toparlamak için bana bir gün ver. Konuşuruz. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
What a fucking mess. A tragedy, sir. | Ne feci bir karmaşa. Bir trajedi efendim. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
The press will want heads to roll over this. | Bundan vaz geçmek için basın kelle isteyecektir. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I beg your pardon, sir? | Affedersiniz? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You know how it goes. | Bu ilerin nasıl sürdüğünü biliyorsun sayın müdür. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
We either give them an arrest or a resignation. | Onlara ya bir tutuklama ya da istifa vermemiz gerekiyor. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Then we'll have to give them an arrest. | O halde onlara bir tutuklama vermek zorundayız. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Tragedy in the West Village. | West Village'da trajedi. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Paul Andrews, campaign manager | Belediye başkanı adayı Paul Andrews... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
for mayoral candidate Jack Valliant, | ...Jack Valliant'ın kampanya müdürü... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
was found shot to death | ...Jane Caddesindeki dairesinin önünde vurularak öldürülmüş bulundu. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Police questioned witnesses, but no suspects were detained. | Polis tanıkları sorguladı ancak gözaltına alınan bir şüpheli yok. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Police Commissioner Carl Fairbanks, | Andrews'un şahsen arkadaşı olan... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
a personal friend of Andrews, says the investigation | ...Emniyet Müdürü Carl Fairbanks soruşturmanın... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
will receive the department's highest priority. | ...şubenin en büyük önceliği olacağını söyledi. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He was a better man than me. | Benden daha iyi adamdı. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He should have been mayor. | Belediye başkanı o olmalıydı. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You and Andrews, you were, uh, together? | Siz ve Andrews, şey, birlikte miydiniz? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
There's this quote I remember. I don't know where I heard it. | Hatırladığım bir deyiş var. Nerede duyduğumu bilmiyorum. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I just always remember it. | Sadece sürekli aklıma gelir. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Maybe something I read in undergrad. | Belki öğrenciyken okuduğum bir şey. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
"And it's just not popular or safe | "Ve onu sevdiğimi söylemek ne kimsenin hoşuna gider..." | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
to say that I loved him. " | "...ne de güvenlidir." | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Have you spoken to Councilman Valliant? | Meclis üyesi Valliant'la konuştunuz mu? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I have. I reached out this morning. | Konuştum. Meclis üyesiyle bu sabah görüştüm. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I offered him not only my deepest condolences, | Ona sadece en derin taziyelerimi sunmakla kalmadım... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
but my personal assurance that we will do all we can | ...aynı zamanda bu suçun faillerini adalet önüne çıkarmak için... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
to bring the perpetrators of this crime to justice. | ...elimizden geleni yapacağımıza dair şahsi güvence verdim. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I only met Mr. Andrews a few times. | Paul Andrews'la sadece birkaç kez karşılaştım. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He always struck me as a very genuine man, | Bana daima oldukça samimi... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
and a very hardworking man. | ...ve çok çalışkan bir adam olarak görünmüştür. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He loved the city, he loved the people. | Kenti seviyordu, halkı seviyordu. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He and my wife actually were good friends. | O ve eşim aslında iyi arkadaştılar. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
So this definitely hits home. | Yani bizi kesinlikle can evimizden vurdu. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Thank you all very much. | Sayın Başkan, Sayın Başkan... Hepinize çok teşekkürler. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
What kind of man Paul Andrews was? | Paul Andrews nasıl biriydi? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Hang on a minute. | Bekle biraz. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
The kind of man who loved and fought with his whole heart. | Tüm kalbiyle seven ve savaşan türde bir adamdı. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He was a dear friend to all of us, | Hepimizin candan bir arkadaşı... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
and the driving force behind this campaign. | ...bu kampanyanın başarısının ardındaki itici güçtü. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He will be dearly missed. | Onu yürekten özleyeceğiz. Bu oldukça zor bir zaman olmalı. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Have you considered suspending your campaign? | Kampanyanızı askıya almayı düşündünüz mü? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
No, absolutely not. | Hayır, kesinlikle hayır. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
The debate will continue as scheduled tomorrow. | Tartışma programlandığı gibi yarın devam edecek. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
The, uh, election on Tuesday. | Seçim Salı günü olacak. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
We refuse to allow some thug to prevent this city | İdüğü belirsiz bir serserinin bu şehri demokratik haklarını... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
from exercising its democratic rights. | ...kullanmasını engellemesine izin vermeyi reddediyoruz. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Paul Andrews definitely wasn't fucking the mayor's wife. | Paul Andrews, belediye başkanının karısını kesinlikle becermiyordu. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
We're looking for a guy named Todd Lancaster. | Todd Lancaster adında birini arıyoruz. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Just find what you can on him and Bolton Village. | O ve Bolton Village hakkında ne bulabiliyorsan bul. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Dig up whatever you can on the sale. | Satış hakkında elinde geldiğince bilgi bul. Tamam. Hallediyorum. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Billy. | Billy. Bu senin suçun değil, biliyorsun. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I gotta go. | Çıkmam gerekiyor. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Sir, he just walked into Bolton Village. | Efendim, biraz önce Bolton Village’a girdi. Baş üstüne efendim. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Drop the gun, Mikey! Drop the fucking gun! | Silahı bırak Mikey! Lanet olası silahı bırak! | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Chill, man. I didn't do nothing! | Sakin ol dostum. Ben hiçbir şey yapmadım! | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Chill, man, what the fuck? | Sakin ol dostum, ne oluyor? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
It's okay, Mikey. We just want to talk. | Bir şey yok Mikey. Sadece konuşmak istiyoruz. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Billy, hey. | Billy, selam. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Oh, Billy, come in, come in. Hola. | Billy, gir içeri, gir. Merhaba. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Hi. Where is Natalia? | Merhaba. Natalia nerede? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Actually, I came alone, Mrs. Barea. | Aslında yalnız geldim Bayan Barea. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
She's been really busy with the movie. | Filmle oldukça meşguldü. Evet, şu film. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Hi, Billy. It's good to see you. | Merhaba Billy. Seni görmek güzel. Seni de. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
So, what brings you back to the old neighborhood? | E, seni eski mahalleye geri getiren ne? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
That's a good question. I'm not really sure. | Bu iyi bir soru. Pek emin değilim. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Nostalgia can be hard to explain. | Nostaljiyi açıklamak biraz zor olabilir. Doğru. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Hey, is everything all right between you and my daughter? | Hey, seninle kızım arasında her şey yolunda mı? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Yeah. Good. | Evet. Yolunda. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Why'd you stay here, Raul? | Neden burada kaldın Raul? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Where would we go? | Nereye gidecektik? Herhangi bir yere. Yani, hiç anlayamadım. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Natalie never got it. How could you stay here? | Natalie hiç anlayamadı. Burada nasıl kalabildin? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Oh, I could never leave my Yesenia behind. | Yesenia'mı asla geride bırakamazdım. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
She's gone, Raul. | O öldü Raul. Hayır, Billy, hayır. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
She is here. | O burada. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Look, I know how much you gave up that night. | Bak, o gece ne çok şeyden vazgeçtiğini biliyorum. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
But you also gave us peace. | Ama aynı zamanda bize huzur da verdin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
And you gave Yesenia justice, huh? | Ayrıca Yesenia için adaleti de sağladın, değil mi? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
And I can't begin to tell you | Bunun benim ve eşim için ne kadar anlamlı olduğunu anlatamam bile. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
So, Billy, | E, Billy... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
have you seen this movie? | ...bu filmi görmüş müydün? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Raise your arms. | Kollarını kaldır. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Kevin. | Kevin. Bize birkaç dakika ver. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Thank you for meeting me. What do you want? | Benimle görüştüğünüz için teşekkür ederim Bayan Hustetler. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Oh, you wanna know what's going on now? | Neler döndüğünü bilmek istiyorsunuz demek? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You couldn't care less the other night. | Geçen gece umurunuzda bile değildi. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |