Search
English Turkish Sentence Translations Page 9573
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Paul Andrews was my friend, Mr. Taggart. | Paul Andrews benim arkadaşımdı Bay Taggart. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Do you understand that? | Bunu anlıyor musunuz? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
My very dear friend. | Çok sevdiğim bir arkadaşım. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
And if you weren't such a cut rate dick, | Ve siz adi bir serseri olmasaydınız eğer... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
maybe he would still be alive today. | ...bugün hâlâ yaşıyor olabilirdi. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
But you are cut rate. | Ama adi bir serserisiniz. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You're cheap to hire and you're cheaper to throw away. | Kiralanacak kadar ucuz, atılmaya değmeyecek kadar da adisin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I gave you the opportunity to do the right thing | Sana doğru şeyi yapman için bir fırsat verdim ama sen reddettin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You're right. | Haklısınız ve arkadaşınız için de üzgünün Bayan Hostetler. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Your husband set me up. | Kocanız beni tuzağa düşürdü. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
And I'm gonna destroy him for it. | Ve ben de bu yüzden onu mahvedeceğim. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I need you to understand that. | Bunu anlamanızı istiyorum. Ayrıca o orospu çocuğunu... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I'll do whatever it takes | ...dize getirmek için elimden geleni yapacağımı da bilmenizi istiyorum. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
But first, you have to tell me what's going on. | Ama öncelikle bana neler döndüğünü anlatmak zorundasınız. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You weren't hired to look for my lover, Mr. Taggart. | Aşığımı bulmak için tutulmadınız Bay Taggart. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You were looking for my source. | Kaynağımı arıyordunuz. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I discovered some information about the mayor a while back. | Bir süre önce belediye başkanı hakkında bazı bilgiler buldum. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
If it was ever brought to light, it would ruin him. | Gün ışığına çıkarılsaydı onu mahvedebilirdi. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I offered him a deal. | Ona bir anlaşma önerdim. Ben boşanır, makul bir tazminat alırsam... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
he gets my silence. | ...o da sessizliğimi alacaktı. Anlaşmayı kabul etmedi. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
No. He hired you. | Hayır. Sizi tuttu. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
It was Paul. | Paul'dü. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Paul gave me the information. | Bilgiyi bana Paul vermişti. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He thought by sharing it with me, | Bilgiyi benimle paylaşarak durumuma yardım olabileceğini... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
and I could help him by looking into it from my side. | ...ve benim de içeriden araştırarak ona yardımcı olabileceğini düşündü. 1 | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Looking into what? | Neyi araştırmak? Bolton Village satışı. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Four billion dollars is a hell of a lot of money | Dört milyar dolar, birkaç blokluk bir konut projesi için oldukça büyük bir para... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
It's worth twice that. | Bunun iki katı eder. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He's a dangerous man, Billy. No. | O tehlikeli bir adam Billy. Hayır. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He only knows people that kill people. | O sadece insanları öldüren insanları tanıyor. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
What you got, Katy? | Ne buldun Katy? Todd Lancaster hakkında bir bilgi. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He works for his father Sam's construction | Babası Sam'in Rochway Grup adındaki... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
and demolition company called the Rochway Group. | ...inşaat ve yıkım şirketinde çalışıyor. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Sam is one of the mayor's biggest donors, | Sam belediye başkanın en önemli bağışçılarından biri... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
which is interesting, | ...ki bu çok ilginç zira Todd Paul Andrews'la adeta kanka. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Or, uh, he was, sorry. | Ya da kankaydı, affedersin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Andrews was an alumni mentor to Todd at Columbia. | Andrews, Columbia'da Todd'un mezun danışmanı gibiydi. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He took him under his wing, | Onu kanatları altına aldı... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
and now they serve on a bunch of boards | ...şimdi de liberal örgütler gibi kurumlar için... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
for all these, like, liberal organizations. | ...bir dizi kurulda görev alıyorlar. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Anyway, I got a home address for Todd | Her neyse, Todd adına Port Washington'da bir ev adresini buldum... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
but the office is by the Navy Yard, | ...ancak bürosu Donanma Tersanesi yanında yani belki önce orayı denemek istersin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
But, Billy, just be careful, all right? | Yine de Billy, çok dikkatli ol, tamam mı? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Paul Andrews was just murdered. | Paul Andrews daha yeni öldürüldü. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I'm sure it's gonna be a shitstorm out there. | Eminim orada ortalık boka saracaktır. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You're kidding me. You gotta be | Kafa buluyorsun. Kesinlikle... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Get in here. Get in here, you idiot. | Gir şuraya. Gir şuraya seni gerzek. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You are dead to me. Look at me, you little sissy. | Sen benim için öldün artık. Yüzüme bak seni küçük ödlek. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You're dead to me. Stop fucking hitting me! | Sen benim için artık ölüsün. Kes artık bana vurmayı! | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You're the reason this is happening. | Bu olanların sebebi sensin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I'm the reason? Get him out of here! | Ben mi sebebim? Götürün onu buradan! | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Get your fucking ape off of me! | Çek şu gorilini üzerimden! | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Stop the shredding! Just get this shit off of here! | Kağıtları doğramayı bırakın. Çıkarın tüm bu pisliği buradan! | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I hope you got insurance. | Umarım kaskon vardır. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
The other guy didn't leave his information? | Diğer adam bilgilerini bırakmadı mı? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
No, but we'll get him. How you gonna manage that? | Hayır, ama onu yakalarız. Bunu nasıl başaracaksın? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
That camera over there. | Şuradaki kamera. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
How long it take to get that footage? | Görüntüleri almak ne kadar sürer? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Depends. You got a powerful uncle? | Duruma bağlı. Güçlü bir dayın var mı? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Thank you for calling the Roosevelt Hotel. | Roosevelt Oteli aradığınız için teşekkürler. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
What did you say? | Ne dedin sen? Roosevelt Otel. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, I'm looking for a Carl Fairbanks. | Evet, Carl Fairbanks'i aramıştım. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry, sir, | Özür dilerim efendim ama emniyet müdürü bir sesli mesaj bırakmadı. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
May I take a message? We done here? | Notunuzu alabilir miyim? Burada işimiz bitti mi? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, we're good. | Evet, seninle işimiz tamam. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Found a little trouble tonight, huh, Billy? | Bu gece küçük bir bela arandın demek Billy? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, you could call it that. | Evet, böyle de diyebilirsin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Leave the bottle, Harry. | Şişeyi bırak Harry. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You come here often? | Buraya sık mı geliyorsun? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You trying to get in my drawers, Billy, eh? | Kıçımı koklamaya mı çalışıyorsun Billy? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
What's next, you're gonna ask me my sign? | Sırada ne var? Burcumu filan mı soracaksın? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I bet you're the one with two fucking faces. | Bahse girerim iki yüzlü olan sensin. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
What, Gemini? Close, Billy. I'm the bull. | Ne, İkizler mi? Yaklaştın Billy. Ben Boğa'yım. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
What about you? Cancer. | Peki ya sen? Akrep. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
The Roosevelt, huh? | Demek Roosevelt ha? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Pretty choice address for a cop, even if he is commissioner. | Bir polis için epey şık bir adres, hatta emniyet müdürü olsa bile. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I made some sound investments. Oh, I bet you did. | Bazı sağlam yatırımlar yaptım. Eminim yapmışsındır. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Not to mention the place on Montauk. | Montauk'taki yerden hiç bahsetmiyorum bile. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
That must have set you back a few mil. | Bu seni epey bir geride bırakmıştır. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You the new Russell Simmons now? | Yeni Russel Simmons sen misin şimdi? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You doing yoga and fucking white women? | Yoga yapıp, beyaz kadınları mı beceriyorsun? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
That's cute, Billy. | Bu çok hoş Billy. Söylesene müdürüm. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Is the First Lady upstairs right now? | Şu anda yukarıdaki kişi First Lady mi? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Be careful, Billy. | Dikkatli ol Billy. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I know that's why you were so concerned about those pictures. | O fotoğrafla bu yüzden o kadar ilgilendiğini biliyorum. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
You were afraid you were in them. | Fotoğraflarda olmaktan korkuyordun. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
That's why you took me upstairs, not Jansen. | Bu yüzden Jansen'i değil beni yukarı çıkardın. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
What do you want? I want Hostetler. | Ne istiyorsun? Hostetler'i istiyorum. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Get in line. | Kuyruğa gir. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
I almost had him tonight. Papers in my trunk. | Bu gece onu neredeyse enseliyordum. Evraklar bagajımda. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
A fucking box full of mark ups, | Bir kutu dolusu çizim... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
renderings of some New York skyline | ...şu anda var olmayan ancak Bolton Village'ı... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
but will once they tear down Bolton Village. | ...yıktıkları anda var olacak bir New York semtinin mimari sunumu. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Some goon blindsided me. | Bir kiralık katil beni gafil avladı. Plakasından kimliğini tespit ettik. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, he works for Sam Lancaster. | Evet. Sam Lancaster için çalışıyor. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
He might work for Sam Lancaster, | Sam Lancaster için çalışıyor olabilir ama Hostetler'in bordrosunda. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Say again? | Tekrar et? | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
That paperwork you got in your trunk, | Şu yeni güzellik emareni yıkmak için söylemiyorum ama... | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
not to diminish your new beauty mark, | ...bagajında olan o evraklar beş para etmez. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |
Everyone knows Solstein Donagan | Herkes Solstein Donagan'ın Bolton Village'ı yıkacağını biliyor. | Broken City-1 | 2013 | ![]() |