Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1309
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Are you hurt? No. | Canını yaktılar mı? Hayır. | A Good Man-1 | 2014 | |
| They took Mya. Sasha's dead. | Mya'yı götürdüler, Sasha da ölmüş. | A Good Man-1 | 2014 | |
| This can't be happening. Well, he... he's not dead. | Bütün bunlar, olmuş olamaz. Hayır, o ölmedi. | A Good Man-1 | 2014 | |
| That's for sure. | Bundan emin olabilirsin. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Why do you think Vladimir took Mya? | Sence Vladimir, Mya'yı neden kaçırmış olabilir? | A Good Man-1 | 2014 | |
| He said he was taking her to Mr. Chen. | Onu, Bay Chen'e götüreceğini söylüyordu. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Mr. Chen wanted me, but he took Mya instead. | Bay Chen beni istiyordu ama o benim yerime, Mya'yı götürdü. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I don't even know who Mr. Chen is. | Bay Chen'in kim olduğunu bile bilmiyorum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Well, I do. Come on. | Ben biliyorum. Gel haydi. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Sir, I know who took your money. | Efendim, paranızı kimin çaldığını biliyorum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I don't care who took my money. | Paramı kimin çaldığı umurumda bile değil. | A Good Man-1 | 2014 | |
| We made a deal. | Bir anlaşma yapmıştık. | A Good Man-1 | 2014 | |
| The cash, the girl | Para ve kız | A Good Man-1 | 2014 | |
| or I'll kill you and your entire family. | aksi halde, sizi ve bütün ailelerinizi öldürürüm. | A Good Man-1 | 2014 | |
| This is the thief's sister. | Bu, o hırsızın kızkardeşi. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I brought her to you for collateral. | Bu kızı size rehin olarak getirdim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Are you gaming me? | Siz benle dalga mı geçiyorsunuz? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Or do you have the biggest pair of balls on earth? | Yoksa dünyadaki en büyük taşaklar sizde mi var? | A Good Man-1 | 2014 | |
| You're running out of time | Zamanınızı ve bahanelerinizi | A Good Man-1 | 2014 | |
| and excuses, Vladimir. | yitirmeye başladınız, Vladimir. | A Good Man-1 | 2014 | |
| What is your name? | Adın ne, senin? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Oh, your name is Mya. | Oh, demek ki adın, Mya. | A Good Man-1 | 2014 | |
| She's the little sister of the one you asked for. | İstediğiniz kızın, küçük kardeşi bu kız. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I will have her soon again, but until then... | O kızı yakında getireceğim ama, o zamana kadar... | A Good Man-1 | 2014 | |
| I am Mr. Chen. | Ben, bay Chen'im. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Take her to the safe house. | Onu güvenli eve götürün. | A Good Man-1 | 2014 | |
| The money is one thing, | Parayı bir kenara bırakacak olursak, | A Good Man-1 | 2014 | |
| but when people start to die around me | etrafımdaki insanlar sıklıkla ve acımasızca | A Good Man-1 | 2014 | |
| with frequency and ferocity, | ölmeye başlamışlarsa, | A Good Man-1 | 2014 | |
| it usually means that someone is trying to take | bu genelde, birilerinin, bana ait olan bir şeyleri almaya başladığına | A Good Man-1 | 2014 | |
| what is rightfully mine. | delalet eder. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Is this what you're trying to do? | Sizin de yapmaya çalıştığınız bu mu, yoksa? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Mr. Chen, please, I'm getting your money. | Bay Chen, lütfen, paranızı toparlamaya çalışıyorum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I just thought... | Sanıyordum ki... | A Good Man-1 | 2014 | |
| no. No, no, no, no, no! | Yo, hayır, yapmayın! | A Good Man-1 | 2014 | |
| No, no, no! No! | Yo, hayır! | A Good Man-1 | 2014 | |
| No! No! | Yo! Hayır! | A Good Man-1 | 2014 | |
| You think too much, Vladimir. | Çok fazla düşünüyorsun, Vladimir. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'm gonna keep the girl. | Bu kızı koruyacağım. Åu an saatin kaldı. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I would start going if I were you. | Senin yerinde olsam, yola koyulurdum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Where are we going? To see your brother. | Nereye gidiyoruz? Ağabeyini görmeye. | A Good Man-1 | 2014 | |
| My friend told me he's hiding out here. | Dostum bana, onun bir yerlerde saklandığını söyledi. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Follow me. | Gelin, benimle. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Are you trying to kill me? | Beni öldürmeye mi çalışıyorsun? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Okay, okay, it's good to see you, too. Yeah. | Evet, tamam, seni gördüğüme ben de çok sevindim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Thank God you're alive. | Tanrı'ya şükür, hayattasın. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Vladimir said that you're dead | Vladimir öldüğünü söyledi | A Good Man-1 | 2014 | |
| and I thought you were. Sorry to disappoint you. | ve ben de ona inandım. Seni üzdüğüm için özür dilerim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Sasha, Vladimir and Aleksey took Mya to someone called Mr. Chen. | Sasha, Vladimir ve Aleksey, Mya'yı, Bay Chen denen birine götürdüler. | A Good Man-1 | 2014 | |
| What? Yeah. | Ne? Öyle. | A Good Man-1 | 2014 | |
| So I know you don't trust me, | Bana güvenmediğini biliyorum ama, | A Good Man-1 | 2014 | |
| but you're gonna have to trust me. | artık bana güvenmek zorundasın. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Otherwise, I can't help you. | Aksi takdirde, sana yardımcı olamam. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You know, there is an old adage from Sun Tzu that says, | Sun Tzu'dan kalma eski bir özdeyiş vardır, şöyle der; | A Good Man-1 | 2014 | |
| "When one first sets out for war, | "Eğer, savaşmak için yola çıkıyorsan, | A Good Man-1 | 2014 | |
| first dig two graves." | önceden iki mezar kazman gerekir." | A Good Man-1 | 2014 | |
| And I'm hoping that you feel that way about your family. | Eminim sen de ailen için aynısını hissediyorsundur. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'm hoping you're willing to die | Sevdiklerini kurtarmak için | A Good Man-1 | 2014 | |
| in order to save your family. | ölmeye hazır olduğunu da biliyorum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| How you feel about that? | Ne diyorsun bu konuda? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Whatever it takes. | Neye mal olursa olsun. | A Good Man-1 | 2014 | |
| This I call... | Ben, buna... | A Good Man-1 | 2014 | |
| It means "the Devil's Butcher Knife." | "Åeytan'ın Bıçağı" diyorum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I use it a lot. It's the perfect weapon. | Bunu çok kullanırım. Harika bir silahtır. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Very quiet. | Çok da sessizdir. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Why'd you kill Vladimir's men? | Sen, neden Vladimir'in adamlarını öldürdün? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Two years ago I was given an assignment | İki yıl önce bir görev üstlenmiştim, | A Good Man-1 | 2014 | |
| to terminate a couple terrorists. | iki terörist öldürecektim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| One in particular, he was working with am arms dealer, | Bunlardan biri, bir silah taciri ile iş yapıyordu. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I got the terrorist and the arms dealer got away. | Teröristi hakladım ama silah taciri kaçmayı başardı. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Mr. Chen. That's right. | Bay Chen. Evet, o. | A Good Man-1 | 2014 | |
| So the last two years I've been tracking Chen | Son iki yıl boyunca Chen'i sürekli takip ediyordum, | A Good Man-1 | 2014 | |
| through Asia, and went to Hong Kong and... | çeşitli Asya ülkelerinde ve Hong Kong'da devamlı onu izledim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| killed all of his men, triad style, | Bir çok adamını öldürdüm, | A Good Man-1 | 2014 | |
| just to flush out Chen. | sürekli, onu tüketmeye çalıştım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| What's in it? I wanted him to think | Neden yaptın bunu? Bunu, bir aile içi ihanet | A Good Man-1 | 2014 | |
| that it was inside the family job, | gibi görmesini sağlamaya çalıştım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| so I get in there and kill the bad guys with a sword | Aralarına dalıp kötü adamları kılıçla öldürüyor ve sonra da, | A Good Man-1 | 2014 | |
| and leave joss sticks on the body. | cesetlerinin üzerine tütsü çubukları bırakıyordum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You drew the w... the writing on the wall. Gwai Lo. | Demek ki, duvardaki meşhur yazıyı sen yazdın, Gwai Lo. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'm the one that's gonna save your sister, | Kızkardeşini kurtaracak olan da, | A Good Man-1 | 2014 | |
| and I'm the one that's gonna kill Chen. | Chen'i öldürecek olan da, benim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Good. Let me help. | Güzel, o zaman, bırak da yardım edeyim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Open it. | Aç, şunu. | A Good Man-1 | 2014 | |
| It's the money from the drops. | Bu para, o kaybolan para. | A Good Man-1 | 2014 | |
| It's... it's Vladimir's money. | Bu, Vladimir'in parası. | A Good Man-1 | 2014 | |
| All right, let me tell you what you can do. | Pekala, sana ne yapacağını söyleyeyim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You go to Vladimir and find out how much money | Vladimir'e git ve kızı geri almak için | A Good Man-1 | 2014 | |
| it's gonna take to buy her back. | kaç para istediğini öğren. | A Good Man-1 | 2014 | |
| So you just want me to stroll in | Sen şimdi benim, geri dönüp, beni öldürmeye çalışan insanla | A Good Man-1 | 2014 | |
| Well, he's not gonna kill you, | Seni öldüremez çünkü, | A Good Man-1 | 2014 | |
| 'cause he knows you're a part of how he's gonna get the money. | paraya giden yolun senden geçtiğini biliyor. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You wait for me here. | Sen de beni, burada bekleyeceksin. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You said you were just a regular man. | Sıradan bir insan olduğunu söylemiştin. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Yeah, that's true... | Evet, doğru. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'm a regular man who does bad things to bad people. | Ben, kötü insanlara, kötü şeyler yapan, sıradan bir insanım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| If Vladimir sees you here, he will kill you. | Eğer Vladimir seni görürse, öldürür. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You know that, right? Yeah. | Bunu biliyorsun, değil mi? Evet. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Just let him know I'm here. | Sadece burada olduğumu söyle, yeter. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Hi, Sasha. | Selam, Sasha. | A Good Man-1 | 2014 |