Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178371
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That's okay. Listen. listen. Is he off? | Önemli değil. Şu anda bizi dinliyor mu? Sorun değil. Dinle. Dinle. Hattan çıktı mı o? | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Okay. listen up. | Tamam. Beni dinle. Tamam. Dinle şimdi. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
I ask her who with. she says. "Nobody. " | Kime yazıyorsun diye sordum, o da "hiç kimse" dedi. Kim olduğunu sorunca, 'Hiç kimse' dedi. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
I say. "Let me see the phone. " She says no. | Ben de "telefonuna bakayım" dedim ama bana "olmaz" dedi. Telefonunu görmek istediğimi söyleyince, hayır dedi. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
and tell him we need to talk. let's take a ride. | ...ve onunla konuşmak istediğimi söyledim, bir tur atalım dedim. konuşmak istediğimi, biraz dolaşmak istediğimi söyledim. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
"You got it all wrong. We're just friends. " | ..."Her şeyi yanlış anladın. Biz sadece arkadaşız" falan. 'Her şeyi yanlış anladın. Biz sadece arkadaşız' | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
I look him in the eye and say. "She's my wife. You find a new friend. " | Gözlerine baktım ve "o benim karım. Kendine başka bir arkadaş bul" dedim. Gözlerine baktım ve dedim ki, 'O benim karım. Git başka bir arkadaş bul.' | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
You're 100%% sure that derailer won't work? | Raydan çıkarmanın işe yaramayacağına yüzde yüz emin misin? Raydan çıkarıcının işe yaramayacağından %100 emin misin? | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Yes. 100%? No. | Evet. %100 mü? Hayır. Evet, %100, hayır. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Son of a bitch won't even know what hit it. | Piç kurusu tren ne olduğunu anlamayacak bile. Orospu çocuğu başına geleni bile anlamayacak. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Hey, it's me. Yeah. We're on our way. | Alo, benim. Evet, yola çıkıyoruz. Hey. Benim. Tamam, yoldayız. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Come on. Darcy. let's go. Come on. get dressed. | Hadi. Darcy. Gidelim. Hadi. Giyin hadi. Haydi, Darcy. Gidelim. Haydi. Giyin hemen. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Now. listen. Frank. I got a guy here named Werner from the FRA. | Dinle, Frank, yanımda FDİ'den Werner adında biri var. Dinle, Frank. Yanımda FGM'den Werner adında birisi var. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Passing milepost 7 6. Connie. Over. | 76. mil işaretini az önce geçtik, Connie. Tamam. 76. mil işareti geçildi, Connie. Tamam. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
All right. well. look. | Pekâlâ, bak... Pekâlâ. Bak. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
looks like Will Colson is in trouble. | Görünen o ki Will'in başı dertte. Görünüşe göre Will Colson'ın bir sorunu var. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
...because of the highly toxic nature of the cargo. | ...kargonun korkunçluğu yüzünden... ...çünkü, kargosunda yüksek derecede zehirli... | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Think it'll work? ... attempting to slow 777 | Sence işe yarayacak mı? İşe yarayacak mı? "...her vagondaki freni..." | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
"Debt of gratitude. " Blah. blah. blah. | "Şükran borçluyuz" falan diye konuştular vıdı vıdı. Minnet borcu, falan filan. Minnet borcu falan filân. | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
And make it jiggle, jiggle, jiggle You ain't know | Ve çalkala onu, çalkala, çalkala bilmiyor musun | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
Ain't no shame It's the name of the game | Utanmak yok, oyunun adı bu | Unstoppable-4 | 2010 | ![]() |
ALL: Stop. Look and listen! | Durup bakıyoruz ve dinliyoruz! Durmalı. Bakmalı ve dinlemeli. Durup bakıyoruz ve dinliyoruz! Durur, izler ve kulak veririz. | Unstoppable-5 | 2010 | ![]() |
What do you mean. "Maybe. If I..." | "Başımın etini yemeseydin." de ne... Ne demek istiyorsun? "Başımın etini yemeseydin." de ne... Ne demek belki... | Unstoppable-5 | 2010 | ![]() |
I ask her who with. She says. "Nobody." | Kime yazıyorsun diye sordum, o da "hiç kimse" dedi. Kim olduğunu sorunca, 'Hiç kimse' dedi. | Unstoppable-5 | 2010 | ![]() |
I say. "Let me see the phone." She says no. | Ben de "telefonuna bakayım" dedim ama bana "olmaz" dedi. Telefonunu görmek istediğimi söyleyince, hayır dedi. | Unstoppable-5 | 2010 | ![]() |
"You got it all wrong. We're just friends." | ..."Her şeyi yanlış anladın. Biz sadece arkadaşız" falan. 'Her şeyi yanlış anladın. Biz sadece arkadaşız' | Unstoppable-5 | 2010 | ![]() |
I look him in the eye and say. "She's my wife. You find a new friend." | Gözlerine baktım ve "o benim karım. Kendine başka bir arkadaş bul" dedim. Gözlerine baktım ve dedim ki, 'O benim karım. Git başka bir arkadaş bul.' | Unstoppable-5 | 2010 | ![]() |
"Debt of gratitude." Blah. Blah. Blah. | "Şükran borçluyuz" falan diye konuştular vıdı vıdı. Minnet borcu, falan filan. Minnet borcu falan filân. | Unstoppable-5 | 2010 | ![]() |
AWVR SPOKESMAN:... to Frank Barnes and Will Colson, | Frank Barnes ve William Colson. Frank Barnes ve Will Colson. | Unstoppable-5 | 2010 | ![]() |
The plenty of sunshine today | Bugün mevsim normallerinde, güneşli bir hava var. Mevsimsel sıcaklıklarla birlikte, Bugün mevsim normallerinde, güneşli bir hava var. Hava durumu bugün mevsim normallerinde. Güneşli bir hava var. | Unstoppable-6 | 2010 | ![]() |
That's true. MALE DISPATCHER 1206, check in. | Doğru. 1206, cevap ver. Doğru. 1206, yanıt ver. Doğru. 1206, cevap ver. Doğru. 1206 cevap ver. | Unstoppable-6 | 2010 | ![]() |
WOMAN ON Connie Hooper for you. | Connie Hooper hatta. | Unstoppable-6 | 2010 | ![]() |
Cleve, it's 1 955. | Cleve, 1955 yılındayız. Cleve, 1955'teyiz. | Unstoppable-7 | 2010 | ![]() |
HOFFMAN: That train's got to go down. | Trenin durdurulması gerekiyor. O tren halledilmeli. Trenin durdurulması gerekiyor. O tren yoldan çıkarılmalı. | Unstoppable-7 | 2010 | ![]() |
WOMAN ON INTERCOM: Connie Hooper for you. | Connie Hooper hatta. | Unstoppable-7 | 2010 | ![]() |
WEATHERMAN ON RADlO: The forecast: plenty of sunshine today | Bugün mevsim normallerinde, güneşli bir hava var. Mevsimsel sıcaklıklarla birlikte, Bugün mevsim normallerinde, güneşli bir hava var. Hava durumu bugün mevsim normallerinde. Güneşli bir hava var. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
lncreasing cloudiness tomorrow, sticky and humid. | Yarın bulut yoğunluğunun artmasıyla beraber nemli bir hava bizi bekliyor. Bulutluluk oranı yarın artacak, aşırı nemli olacak. Yarın bulut yoğunluğunun artmasıyla beraber nemli bir hava bizi bekliyor. Bulutlanmayla beraber yarın nem ve yağış var. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Cleve, it's 1955. (PHONE RlNGlNG) | Cleve, 1955 yılındayız. Cleve, 1955'teyiz. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Excuse me. l'm looking for Frank Barnes. | Affedersiniz. Frank Barnes'ı arıyordum. Affedersiniz, ben Frank Barnes'a bakmıştım. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Yeah, well, l don't like working at a retirement home, so. . . | Eh ben de huzurevinde çalışmayı sevmiyorum ama... Evet. Ben de, bir huzurevinde çalışmayı sevmiyorum, o yüzden... Eh ben de huzurevinde çalışmayı sevmiyorum ama... İyi. Ben de huzur evinde çalışmaktan hoşlanmıyorum... | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l'm gonna finish my coffee. l'll meet you on the wagon. | Ben kahvemi bitireyim. Sonra trende buluşuruz. Kahvemi bitiriyorum. Seninle vagonda buluşuruz. Ben kahvemi bitireyim. Sonra trende buluşuruz. ...kahvemi bitireceğim. Vagonda buluşuruz. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Here, they're shit canning guys every day, | Her gün bir sürü elemanı sepetliyorlar... Bu insanlar, her gün boktan metal kutularla uğraşsın, Her gün bir sürü elemanı sepetliyorlar... Al işte. Her gün işten adam atıyorlar... | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
but you got the right last name and a rookie's pay grade, | ...ama geçerli bir soyadın varsa, asgari ücreti de kabul edersen... ama doğru soyadın olursa, çaylağın ücreti yükselir... ...ama geçerli bir soyadın varsa, asgari ücreti de kabul edersen... ...ama doğru soyadına sahipsen ve çaylak maaşını kabullenirsen... | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Relax, buddy. We were just about to move it. | Sakin ol dostum. Biz de tam kaldırıyorduk. Sakin ol, dostum. Biz de, tam yapıyorduk onu. Sakin ol dostum. Biz de tam kaldırıyorduk. Sakin ol be oğlum. Biz de tam kaldırmak üzereydik. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l've got 150 school students coming in on some field trip on D 16. | D 16 hattından, okul gezisine çıkmış 150 öğrenci geliyor. Alan gezisi için, D 16'dan gelen 150 okul öğrencisi var. D 16 hattından, okul gezisine çıkmış 150 öğrenci geliyor. D 16'ya gezi için gelen 150 öğrenci var. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
All right. All right, settle down. Settle down. | Tamam, tamam. Sakin olun, sakin olun. Tamam. Tamam. Sıraya geçin. Sıraya geçin. Tamam, tamam. Sakin olun, sakin olun. Tamam. Tamam. Ağır olun, ağır olun. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
BUNNY ON RADlO: Dewey, what the hell is taking you so long? | Dewey, neden bu kadar uzun sürüyor bu iş? Dewey, neden bu kadar uzun sürdü? Dewey, neden bu kadar uzun sürüyor bu iş? Dewey, ne diye bu kadar oyalanıyorsun? | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
GlLLEECE: Go for Gilleece. | Ben Gilleece. Haydi bakalım, Gilleece. Ben Gilleece. Gilleece'den devam. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Yeah, so? | Ee? Evet. Ne olmuş? Ee? Eee yani? | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
So, you don't have any air brakes. | E'si hava frenin yok. Olan şey, hava frenlerin yok. E'si hava frenin yok. Yanisi havalı frenin yok. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l only got one rule. | Sadece bir kural var. Tek bir kuralım var. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
You gonna do something, you do it right. | Bir şeyi yapacaksan, doğru düzgün yap. Bir şey yapacaksan, doğru yapmalısın. Bir şeyi yapacaksan, doğru düzgün yap. Bir şey yapıyorsan doğru yap. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
You don't know how to do it, ask me, all right? | Nasıl yapılacağını bilmiyorsan da bana sor. Tamam mı? Nasıl yapacağını bilmiyorsan; bana sor. Tamam? Nasıl yapılacağını bilmiyorsan da bana sor. Tamam mı? Nasıl yapılacağını bilmiyorsan bana sor. Tamam mı? | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Likewise, if you need anything from me, you better speak up | Ayrıca benden istediğin bir şey varsa şimdi söylesen iyi olur. Aynı şekilde, eğer bir şeye ihtiyacın olursa, konuş benimle. Ayrıca benden istediğin bir şey varsa şimdi söylesen iyi olur. Aynı şekilde benden bir isteğin varsa, en iyisi hemen söyle... | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Once we get our freight, it's your train. | Yükü aldığımız andan itibaren tren sana aittir. Nakliye yaparken, bu senin trenindir. Yükü aldığımız andan itibaren tren sana aittir. Gardan çıktı mı, tren senindir. Ben sadece onu süren adamım. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l'm just the guy driving it. | Ben yalnızca makinistim. Ben, sadece onu süren adamım. Ben yalnızca makinistim. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Twenty eight years. November 13, 1981. 28 years. | Yirmi sekiz yıldır. 13 Kasım 1981'de başladım. 28 yıl oldu. Yirmi sekiz yıl. 13 Kasım 1981. 28 yıl. Yirmi sekiz yıldır. 13 Kasım 1981'de başladım. 28 yıl oldu. 28 yıl. 13 Kasım 1981. Tam 28 yıl. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Did you tell him l was working? | Ona çalıştığımı söyledin mi? Sana çalıştığımı söylemedim mi? Ona çalıştığımı söyledin mi? Ona çalıştığımı söyledin mi? Gelemem. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
lt's looking good. All right. | Her şey yolunda gibi. Pekâlâ. Bu iyi bir şey. Pekâlâ. Her şey yolunda gibi. Pekâlâ. İyi görünüyormuş. Tamam. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l will. And then give me a call. | Ararım. Sonra da bana haber ver. Arayacağım. Ve o zaman beni ara. Ararım. Sonra da bana haber ver. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Fuel gauge. 2,900. | Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt deposu? 2,900. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Angle cock's closed, hand brake's knocked off. | Durma supabı kapalı. El freni serbest. Durma supabı kapalı. El freni devre dışı. Durma supabı kapalı. El freni serbest. Fren ventili kapalı. El frenleri devre dışı. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Okay, so we back it up and lose a little time. | Tamam. O zaman biraz geriye gidelim. Sadece biraz vakit kaybederiz. Tamam. Geri geri gidip, biraz zaman kaybedelim. Tamam. O zaman biraz geriye gidelim. Sadece biraz vakit kaybederiz. O zaman yavaşlat, sadece vakit kaybederiz. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Don't worry, l'll set the independent. | Merak etme, müstakil freni ayarlayacağım. Merak etme. Serbeste alıyorum. Merak etme, müstakil freni ayarlayacağım. Endişelenme. Seri freni kuracağım. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
You better get back on, dickhead. | Binsen iyi edersin mankafa. Yakalasan iyi olur. Beyinsiz. Binsen iyi edersin mankafa. Binsen iyi olur, kazma! | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
MAN: Nice job, Dewey! | Aferin Dewey! İyi iş. Dewey! Aferin Dewey! Aferin sana Dewey! | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Just don't talk about it. Just put your sister on the phone, sweetheart. | Hiçbir şey deme. Telefonu kardeşine verir misin tatlım? Onun hakkında konuşma. Telefonu kız kardeşine ver, tatlım. Hiçbir şey deme. Telefonu kardeşine verir misin tatlım? Bunu konuşmayalım. Kardeşini telefona çağır canım. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Baby, look, l didn't forget. l was... | Doğum gününü unutmadım bebeğim. Ben... Bebeğim, bak... Unutmadım... Ben... Doğum gününü unutmadım bebeğim. Ben... Yavrum bak, unutmadım. Sadece... | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Frank, the stop blocks are up. ls there a problem? | Frank. Takozlar yukarıda. Bir sorun var mı? Frank. İstasyon palangaları yukarıda. Bir problem olur mu? Frank. Takozlar yukarıda. Bir sorun var mı? Frank? Takozlar kalkık. Bir sorun mu var? | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
No, there's no problem, except you got it backwards. | Hayır, ters takmış olman dışında bir sorun yok. Hayır. Problem yok. Geriye doğru yapman, dışında. Hayır, ters takmış olman dışında bir sorun yok. Hayır, bir sorun yok. Tam tersini yapman hariç. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l gotta tell you, l've heard it before and it gets old real fast. | Daha önce de duydum ve modası çok çabuk geçiyor. Sana diyeyim. Bunu çok duydum ve çabuk eskiyor. Daha önce de duydum ve modası çok çabuk geçiyor. Söyleyeyim, çok duydum ve çok çabuk modası geçiyor. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Well, that's how it is at the retirement home. | Huzurevinde işler böyle yürür. Aynen. Bu huzurevlerinde de böyledir. Huzurevinde işler böyle yürür. Ama huzur evlerinde durum böyledir. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
As reassuring as that is, | Söylediklerin ne kadar güven verici olsa da... Buna minnettarım. Söylediklerin ne kadar güven verici olsa da... | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
lt got away from you? | Kaçı mı verdi? Elinden mi kaçırdın? Kaçı mı verdi? Elinizden kaçtı mı? | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
You left the cab? GlLLEECE: Yeah. | Lokomotiften mi indin? Evet. Kabini mi terk ettin? Evet. Lokomotiften mi indin? Evet. Kabini terk mi ettin? Evet. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l set the independent brakes. That'll for sure stop it. | Müstakil freni ayarlamıştım. Bu onu durduracaktır. Frenleri serbeste aldım. Eminim, bu onu durduracaktır. Müstakil freni ayarlamıştım. Bu onu durduracaktır. Seri freni açmıştım. Bu onu durduracaktır. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Okay, ballbuster. | Peki. Cadaloz. Tamam. Uyuz şey. Peki. Cadaloz. Tamam. Şirret şey! | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
RSC answering dispatch. How can l help you? Over. | DGŞ konuşuyor. Size nasıl yardımcı olabiliriz? Tamam. GDS cevap veriyor. Nasıl yardım edebilirim? Tamam. DGŞ konuşuyor. Size nasıl yardımcı olabiliriz? Tamam. Gezi aracı cevap veriyor, merkez. Nasıl yardımcı olabilirim? Tamam. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
RS Campaign, this is Fuller Yard. | DG Şirketi, burası Fuller İstasyonu. GD Seyahat. Burası, Fuller İstasyonu. DG Şirketi, burası Fuller İstasyonu. Demiryolu Güvenliği Gezisi, burası Fuller Garı. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Dispatch, please repeat. | Merkez tekrar edin lütfen. Lütfen, cevap verin. Merkez tekrar edin lütfen. Merkez, lütfen tekrar edin. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l copy. l'll divert into the siding at Portville. Over. | Anladım. Portville'de yan hatta gireceğim. Tamam. Anlaşıldı. Portville hattına gireceğim. Tamam. Anladım. Portville'de yan hatta gireceğim. Tamam. Anlaşıldı. Portville'de cebe gireceğim. Tamam. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l have to call corporate and report this. | Şirketi arayıp, bunu haber vermeliyim. Şirketi aramalıyım ve bunu bildirmeliyim. Şirketi arayıp, bunu haber vermeliyim. Şirketi arayıp bunu rapor etmeliyim. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Now, Dewey said he applied the independent, | Şimdi. Dewey müstakil freni ayarladığını söyledi. Şimdi. Dewey, serbeste aldığını söyledi... Şimdi. Dewey müstakil freni ayarladığını söyledi. Şimdi Dewey seri freni açtığını söyledi... | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Still, we need to alert every northbound train on the mainline. | Yine de ana hatta kuzeye doğru giden her treni uyarmalıyız. Ana hat üzerinden kuzeye giden her treni uyarmalıyız. Yine de ana hatta kuzeye doğru giden her treni uyarmalıyız. Ana hattan kuzeye yönelen tüm trenleri uyarın. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
or ground operations in Afghanistan, it's all about precision. | ...olması fark etmez. Hepsi zamanlama meselesi. ...bahsediyorsan, umrumda değil. Bunlar, zamanlama ile ilgili. ...olması fark etmez. Hepsi zamanlama meselesi. ...bahsediyorsan umurumda değil. Her şey zamanlama ile ilgili. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Ned, where are you? | Ned. Neredesin? Ned neredesin? | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Roughly six minutes, traffic contingent. | Trafiğe bağlı olarak 6 dakikada varırım herhalde. Yaklaşık altı dakika. Trafiğe bağlı. Trafiğe bağlı olarak 6 dakikada varırım herhalde. Tahminen 6 dakika. Trafiğe bağlı olarak. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Great. l need you to haul ass over there | Harika. Hemen oraya gidip... Harika. Kıçını kaldırıp, oradaki makası... Harika. Hemen oraya gidip... Harika. Hemencecik oraya gitmeni ve... | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Yeah. lt should roll past MP 5 in about 15 minutes. | Evet. 5. mil işaretini geçmesine yaklaşık 15 dakika var. Evet 5. mil işaretinden 15 dakika içinde geçecek. Evet. 5. mil işaretini geçmesine yaklaşık 15 dakika var. Evet. 15 dakika içinde 8'inci kilometreyi geçecek. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l can't hear you! | Sizi duyamıyorum! | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Well, sort of. lt's a long story. | Şey, sayılır. Uzun hikâye. Yani. Kısa süreliğine. Uzun hikaye. Şey, sayılır. Uzun hikâye. Yani bir bakıma. Uzun hikâye. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
That's right, Hooters. Wipe that grin off your face. | Evet öyle. Hooters'da çalışıyorlar. Kes gülmeyi. Evet. Hooters. Yüzünü bir sırıtış aldı. Evet öyle. Hooters'da çalışıyorlar. Kes gülmeyi. Aynen öyle. Hooters. Yüzünden o sırıtmayı sil. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l'm a fan. Yeah. | Çok severim orayı. Hadi ya! Hayranıyım. Evet. Çok severim orayı. Hadi ya! Hayranıyım oranın. Tabi. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l'm used to it. | Alıştım artık. Alıştım. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
BUNNY ON lNTERCOM: Connie. Corporate on line 2. | Connie. Şirket 2. hatta. Connie. Şirket, 2. hatta. Connie. Şirket 2. hatta. Connie. Şirket ikinci hatta. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
l'm here for the Railroad Safety Campaign. | Burada Demiryolu Güvenlik Şirketi adına bulunuyorum. Güvenli Demiryolu Seyahati için buradayım. Burada Demiryolu Güvenlik Şirketi adına bulunuyorum. Demiryolu Güvenlik Kampanyası adına buradayım. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
The kids are gonna love that. lt's great. | Çocuklar buna bayılacaktır. Harika. Çocuklar bayılacak. Harika. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Bunny, get me Connie. lt's Ned. | Bunny bana Connie'yi bağla. Ben Ned. Bunny. Connie'ye bağla beni. Ben Ned. Bunny bana Connie'yi bağla. Ben Ned. Bunny, Connie'yi bağla. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Get behind us, jackass. | Arkamızda kalmıştır. Arkamızdadır. Gerizekalı. Arkamızda kalmıştır. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |
Connie. Yeah, it's Ned. | Connie. Evet, benim Ned. Connie. Evet. Ben, Ned. Connie. Evet, benim Ned. Connie. Evet, ben Ned. | Unstoppable-8 | 2010 | ![]() |