Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178375
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Anyway, I drive to this guy's house | Her neyse. Şu adamın evine gittim... Her neyse. Gittim adamın evine ve ona, | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
You want to hear the kicker? Yes, I do. | En vurucu kısmını duymak ister misin? Evet, istiyorum. Esas olayı duymak ister misin? Evet, isterim. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
All right, here we go! Come on! Let's go! This is it! It's game time! | Pekâlâ, hazır olun! Hadi! Yapalım şu işi! Oyun zamanı! Pekâlâ. Başlıyoruz. Haydi! Haydi! İşte bu! Oyun zamanı! | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
No can do, Connie. If we slow down now, we'll never catch it. | Mümkün değil, Connie, yavaşlarsak yakalayamayız. Yapamam, Connie. Eğer, yavaşlarsam, asla yetişemeyiz. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
Guys, come on! (ENGINE SPUTTERING) | Hadi millet! Beyler, haydi! | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
Every night, I'd come home, tell her about my day, | Her gece, eve gelir günümün nasıl geçtiğini... Her akşam, eve geldiğimde, ona günümü anlatırdım. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
where I'd been, what I hauled, | ...nerelere gittiğimi, ne taşıdığımı... Nerede olduğumu. Ne yükü taşıdığımı. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
I would, but it's her day off. She's probably sleeping. | Arardım ama bugün tatil günü. Muhtemelen uyuyordur. Arardım. Ama izin günü bugün. Muhtemelen uyuyordur. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
PAULINE: Hey, it's me. Yeah, we're on our way. | Alo, benim. Evet, yola çıkıyoruz. Hey. Benim. Tamam, yoldayız. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
Yeah, I know. I'm watching it. | Evet, farkındayım. Haberi izliyorum. Evet, biliyorum. İzliyorum şu an. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
In a perfect world, | Kusursuz bir dünyada yaşasak, | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
In a perfect world, okay. | Kusursuz dünya. Peki. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
MALE REPORTER: Because of the highly toxic nature of the cargo. | ...kargonun korkunçluğu yüzünden... ...çünkü, kargosunda yüksek derecede zehirli... | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
I'm here, Frank. | Buradayım Frank. Buradayım, Frank. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
Just sit down. No, no, I've got it. Sit tight. | Otur sen. Hayır, hayır Ben yaparım. Otur. Otur yerine. Hayır, hayır. Ben yaparım. Sen otur. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
I'm here, Will. What happened? | Buradayım, Will. Ne oldu? | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
I'm kind of busy right now, Connie. I'll call you back. | Şu an biraz meşgulüm, Connie. Seni sonra ararım. Şu an meşgul gibiyim, Connie. Sonra ararım seni. | Unstoppable-15 | 2010 | ![]() |
Clear skies tonight... | Akşam gökyüzü açık. Bu gece hava açık. Akşam gökyüzü açık. Gece gökyüzü açık. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Increasing cloudiness tomorrow, sticky and humid... | Yarın bulut yoğunluğunun artmasıyla beraber nemli bir hava bizi bekliyor. Bulutluluk oranı yarın artacak, aşırı nemli olacak. Yarın bulut yoğunluğunun artmasıyla beraber nemli bir hava bizi bekliyor. Bulutlanmayla beraber yarın nem ve yağış var. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Hey, hey, hey, hey! Come give me a kiss. | Gelip anneye bir öpücük ver. Uslu bir çocuk ol. Öpücük ver, bakayım. Uslu ol. Gelip anneye bir öpücük ver. Uslu bir çocuk ol. Hey! Hey! Gel bir öpücük ver. Uslu ol. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Please re enter the clubhouse | Lütfen kulüp binasına daha nostaljik animasyon şeklinde tekrar gir. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
You found him. | Buldun. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Sounds good. | Öyle olsun. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
You know that punk's union, right? | Bu serseri sendikadan biliyor musunuz? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
His two uncles are running things over at Thornwood, | İki amcası Thornwood'daki işleri yürütüyor... İki amcası Thornwood'un oralarda inşaat yapıyor... | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
The whole family's from Stanton. | Tüm ailesi Stanton'tan. Tüm aile Stantonlı. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Go for Gilleece. | Gilleece'den devam. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
One rule only. | Tek bir kural. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
because.. you're the conductor. | Çünkü kondüktör sensin. ...çünkü kondüktör sensin. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Four months? Yeah. | Dört ay mı? Evet. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Yeah? No railroading? | Öyle mi? Demiryollarında hiç çalışmadın mı? Hayır. Öyle mi? Tren işi yok mu? Hayır. Öyle mi? Demiryollarında hiç çalışmadın mı? Hayır. Öyle mi? Demiryolu işi değil yani? Değil. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
And he said it's looking good. Alright. | Her şey yolunda gibi. Pekâlâ. İyi görünüyormuş. Tamam. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Fuel gauge? | Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt göstergesi. 2.900. Yakıt deposu? 2,900. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Got all the updated division notices and bulletin orders. | Tüm güncel bildirgeleri ve yürürlükteki yönergeleri aldım. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
What's your stopping distance? | Duruş mesafen ne? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Come on, get back on. | Yapma, geri bin. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
I'm on it. I'm on it. | ...ancak yetkililer daha çok... | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
So now what the hell do we do? | Peki şimdi ne yapacağız ulan? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Just don't talk about it. | Hiçbir şey deme. Telefonu kardeşine verir misin tatlım? Bunu konuşmayalım. Kardeşini telefona çağır canım. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Whatever. | Neyse ya. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
A coaster? What train? Connie? | Kayıyor mu? Hangi tren? Connie? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
And it gets worse. | ...uyumlu olacağız. Anlaştık mı? Dikkatli ol! | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
With no air brakes? Is that what you're telling me? | ...frenleri olmadan trafiğe gidiyor. Bu mu? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
RS Campaign, RS Campaign. This is Fuller Yard. Do you copy? | Gezi aracı, gezi aracı. Burası Fuller Garı. Duyuyor musunuz? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Now, Dewey said he applied the independent. | Sabit hız. Tamam. Hazır. Tamam. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
First 20 miles of track take priority. | Hattın ilk 50 kilometresi öncelikli. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
or ground operations in Afghanistan. | ...olması fark etmez. Hepsi zamanlama meselesi. ...bahsediyorsan umurumda değil. Her şey zamanlama ile ilgili. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Right. Thank you. | Haklısın. Teşekkür ederim. Tabi ya. Teşekkürler. Haklısın. Teşekkür ederim. Tabi. Sağ ol. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Yeah, it should roll past MP 5 in about 15 minutes. | Evet. 5. mil işaretini geçmesine yaklaşık 15 dakika var. Evet. 15 dakika içinde 8'inci kilometreyi geçecek. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
That should give you enough time to throw the switch | Bu makası değiştirmen ve ana hattan cebe ayırman... | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
What do we do when we get to a railroad crossing? | Tren yolu geçitlerinden geçerken ne yapıyoruz? Hemzemin geçide geldiğimizde ne yaparız? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Got 2 beautiful daughters though, eighteen, nineteen. | Güzeller güzeli iki kızım var. 18 ve 19 yaşlarında. İki güzel kızım var gerçi. 18 ve 19 yaşında. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Okay. Track geometry, alignment... | Hat geometrisi, sıralaması... Ray geometrisi... Hizalama... Hat geometrisi, sıralaması... Ray geometrisi. Düzlemi... | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Get behind us jackass. It's Ned. | Arkamızdadır, eşek kafalı. Ben Ned. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
You know you two numbnuts are always screwing up. | Siz iki malak her işi batırıyorsunuz. Biliyor musunuz siz iki salak hep çuvallıyorsunuz. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Connie. Yeah, it's Ned. | Connie. Evet, ben Ned. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Twenty feet. | 6 metre. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
No, it's definitely under power. | Hayır. Kesinlikle tam güç. Hayır. Kesinlikle güçte. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
We're working on it. | Bunu düşünüyoruz. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Just proceed to the next siding and hold tight, over. | Yan hatta girip, durun. Tamam. Önünüzdeki ilk yan hatta girin ve sıkı durun. Tamam. Yan hatta girip, durun. Tamam. Siz bir sonraki cebe girin ve durun. Tamam. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
he intended to apply the independent brakes. | ...müstakil freni ayarladığını düşünüyormuş. ...seri frenleri açma niyetindeydi. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
that this employee will be held accountable. | ...bu olayın sorumlusunun resimdeki çalışan olduğu söylendi. ...bu çalışan durumdan sorumlu tutulabilir. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Luck has no business in a rail yard. | Demiryolu garında şansın işi yoktur. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
For now coordinate with local authorities. | Şimdilik yerel yetkililerle birlikte çalışın. Şimdilik yerel otoritelerle koordinasyonlu olarak. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
I'm going to extend you my last ounce of good will | İçimdeki son iyi insanlık ve sabır namına... Size iyi niyetimin son dirhemini sunmak... | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
and pretend this conversation never happened. | ...bu konuşma hiç olmamış gibi davranacağım. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Every crossing's closed off for 20 miles. | 20 mil içindeki bütün geçitler kapatılmış. 30 kilometre içindeki tüm hemzemin geçitler kapalı. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
What's your location? | Konumun ne? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Check your timetable. | Zaman akışını kontrol et. Orada 1280 metre olduğunu göreceksin. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
1206, I need an answer, over. | 1206, cevabınız nedir? Tamam. 1206, bir cevap vermeniz gerek. Tamam. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
You have it. | Devam etsinler. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
There's thousands of gallons of fuel onboard, which is highly flammable. | Trende binlerce litrelik mazot var, yani çok yanıcı. İçinde binlerce galonluk oldukça tutuşucu bir yakıt var. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
in an attempt to slow it down. | ...böylece onu yavaşlatmaya çalışacaklar. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Is this your guy coming off the helicopter? | Adamınız helikopterden mi atlayacak? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
incredibly dangerous... | ...çok tehlikeli... Son derece tehlikeli bu hareket... | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Holy shit. | Hay anasını! | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
You know him? | Onu tanıyor muydun? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
5000 horses, she's not a hotshot, | 5000 beygir. Çok güçlü bir tren değil... 5000 beygir. Çok da faal değil... 5000 beygir. Çok güçlü bir tren değil... 5,000 beygir. Tren cillop bir şey değil... | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
about to play chicken with our train. | ...iki kişinin daha olduğunu söyle. ...oynamak üzere olan iki adam daha olduğunu söyleyin. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Just tell your sister I love you both, okay? I got to go. | Kardeşine ikinizi de sevdiğimi söyle, tamam mı? Kapatmam gerek. Kardeşine ikinizi de sevdiğimi söyle. Tamam mı? Kapamalıyım. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Chances are, you're going to see 777's nose any minute now. | 777 ile burun buruna gelmeniz an meselesi artık. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Trust me, if we head in this hot, we'll tear right off the track. | Güven bana. Bu hızla girersek anında raydan çıkarız. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Yeah, a portable derailer. | Evet, portatif makas. Evet. Portatif drayman pabucu. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
I got a look at that train's last coupler knuckle, it was open. | Trenin arkasındaki bağlama koluna baktım. Açıktı. Bak, trenin sol arkadaki koşum takımı açık kalmış. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
1206, over. | Bize zaten söyledi. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Tell him I'll call him back. Get me Galvin, now! | Ona sonra döneceğimi söyle. Bana Galvin'i bağlayın. Söyle ben onu geri arayacağım. Bana hemen Galvin'i bağla. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Then maybe you can tell me. Is the company planning on derailing 777? | O halde belki siz bana şirketinizin... Sen bilirsin belki. Şirket, 777'yi raydan çıkarmayı mı planlıyor? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Of course, I was going forward. | Tabi, ileri doğru gidiyordum. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Like it or not, it's our best option at this stage. | İster beğen ister beğenme, elimizdeki en iyi seçenek bu. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
The damage will be a 100 times worse. | Hasar bunun yüz katı olacak. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Right! I'm just telling you, the portable derailer is worthless. | Peki, size sadece şunu söyleyeyim, drayman pabucu bir işe yaramaz. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Frank! let me see that thing. | Frank, şunu bana verir misin? Frank. Versene bana şunu. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
So, what was the long story you didn't want to make long? | Uzun uzun anlatmak istemediğin şu uzun hikâyen nedir bakalım? Peki, uzatmak istemediğin uzun hikayen neydi? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
She won't, you got to call her. | Aramaz. Onu sen arayacaksın. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Three cars? | Üç vagon boyu falan mı? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Three cars steady. Copy. | Üç vagon boyu. Olumlu. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Alright. Steady, steady! | Pekâlâ. Hazır. Hazır. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Two cars? | İki vagon boyu? | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Yeah, two cars. Copy. | Evet. İki vagon boyu. Olumlu. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |
Steady, over. | Hazır. Tamam. | Unstoppable-17 | 2010 | ![]() |