Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179035
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
l'm very frank about these things. lf you ask me. | Böyle durumlarda çok açık sözlüyümdür. Eğer bana sorarsan, sana ne istediğimi söylerim. Böyle konularda çok açığımdır. Eğer sorarsan.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'll tell you what l really want. Tell me what l can do for you? | ...sana ne istediğimi söylerim. Öyleyse söyle lütfen, senin için ne yapabilirim? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Be careful, l will ask, but you will not be able to give it. | İyi düşün… İsteyeceğim şeyi belki de yapamayacaksın. İyi düşün... İsteyeceğim şeyi belki de yapamayacaksın. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You don't know what you've done for me. Ask for anything you want. | Benim için ne büyük bir iyilik yaptığını bilmiyorsun. Ne istiyorsan söyle. Benim için ne büyük bir iyilik yaptığını bilmiyorsun. Ne istiyorsan söyle... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
lt's a promise that l'll fulfil it. | Söz veriyorum, yapacağım. ...söz veriyorum, yapacağım. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You are making a promise without knowing the price. | Bedelini bilmeden söz veriyorsun. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You might regret it. | Pişman olabilirsin. Belki de pişman olacaksın..? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
A Pakistani has made a promise to an lndian. | Bir Pakistan'lı Hindistan'lıya söz veriyor. Bir Pakistanlı bir Hindistanlı'ya söz verdi. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Now, my country's honour is at stake. | Şimdi benim ülkemin onuru söz konusu. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Now, even if l want to, l can't back off. | İstesem bile sözümden geri dönemem. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Please tell me what can l do for you? | Söyle lütfen, senin için ne yapabilirim? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Give me this one day from your life.. | Hayatından bu günü bana hediye eder misin? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What? | Ne? Ne..? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You drew me close into your life. | Beni kendi hayatına soktun. Beni kendi hayatına yaklaştırdın. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You created a bond between me and your Bebe. | Bebe ile aramda bir bağ oluşturdun. Beben ile aramda bir bağ oluşturdun. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You're leaving me with a lifetime of sweet memories. | Bana bir ömür boyu hatırlayacağım güzel anılar bırakıp gidiyorsun. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l want to share my world with you. l too wish to give you memories.. | Ben de kendi dünyamı seninle paylaşmak, Ben de sana kendi dünyamı göstermek, dünyamı seninle paylaşmak istiyorum. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l know a day is very precious to you. But l promise that.. | Biliyorum senin için bir gün çok kıymetli. Biliyorum senin için bir gün çok kıymetli. Ama sana söz veriyorum... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..you'll never forget this day. | Ama sana söz veriyorum, bu günü hiç unutmayacaksın. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l warned you that you'd regret making this promise. | Sana dememiş miydim pişman olabilirsin diye? Sana dememiş miydim?.. Söz vermeden önce iyice düşün diye... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
So, you fell in love with her? | Demek ona âşık oldunuz? Demek ona aşık oldunuz? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What l felt.. | Ne hissettiğimi… Bana ne olmuştu... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l still can't understand. | Halen anlamış değilim. Şimdi bile bilmiyorum... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Why l asked her for a day, l don't know.. l just asked her. | Ondan neden bir gününü istedim, bilmiyorum… Sadece, istedim… Ondan neden bir gününü istedim, bilmiyorum... Sadece istedim... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
But yes, at that time, l did feel that our acquaintance.. | Ama evet… O zaman da hissetmiştim, Ama evet... O zaman da hissetmiştim... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..was not destined to end right here. | Tanışmamız bu şekilde sona eremezdi. ...görüşmemiz orada öylece bitemezdi. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
We hadn't met just to come till here. | Buraya kadar öylece ayrılmak için gelmiş olamazdık. Sadece buraya kadar gelip ayrılmak için karşılaşmış olamazdık. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Our relationship was still incomplete. | Birlikteliğimiz hala tamamlanmamıştı. Aramızdaki bağ henüz eksikti... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
There was still something more to happen. | Yaşanacak başka şeyler daha vardı… ...yaşanacak başka şeyler daha vardı. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
With this thought, the words blurted out of my mouth.. | Bunları düşünürken, sözcükler ağzımdan dökülüverdi. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..and that poor girl listened to me silently. | O zavallı kız da sessizce dinledi. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Did she come with you? | Peki sizinle geldi mi? Peki sizinle geldi mi?... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Saamiya, the honour of your Pakistan was at stake. | Samiya… Pakistan'ınızın onuru söz konusuydu. Saamiya... Pakistanınız'ın onuru söz konusuydu. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
How could she not come? | Nasıl olur da gelmezdi? Nasıl olur da gelmezdi?... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Why have you made that strange face? | Neden suratını böyle astın ki? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Your mother scolded you on the phone? | Yoksa annen telefonda seni azarladı mı? Yoksa annen telefonda seni payladı mı? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'm scared of heights. Why didn't you tell me earlier? | Çünkü ben yüksekten korkarım. Neden daha önce söylemedin? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You said this is a shorter route. | Bu yolun daha kısa olduğunu, diğer yolun yarım gün daha uzun olduğunu söylemiştin. Bana bunun kısa yol olduğunu söylemiştin. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
The other way would take half a day more.. | Öteki yol yarım gün sürecekti. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
So, what could l do? Does that mean.. | Ne yapabilirdim ki? Ne yapabilirdim ki..? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..you'll wear this scary expression for the entire journey? | Yani tüm yolculuk boyunca yüzünde bu korku dolu ifade mi olacak? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Please smile a little, or l'll get scared too. | Lütfen biraz gülümse yoksa, ben de korkmaya başlayacağım. Lütfen biraz gül yoksa ben de korkmaya başlayacağım. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Okay, listen, eat some nuts. lt'll take your mind off this. | Tamam bak. Biraz fındık ye, dikkatini dağıtır. Tamam bak.. Biraz fındık ye, dikkatini dağıtır. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Hold out your hand.. No.. | Aç avucunu… Hayır. Aç avucunu... Hayır. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Okay, open your mouth. | Tamam, aç ağzını… Tamam, aç ağzını... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Brother Veer has come. And there's a girl with him. | Veer abi geldi. Yanında da bir kız var… Veer Abi geldi! Veer Abi geldi! Yanında da bir kız var!.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Hey, Pappu's mother, look, our Veer has come. | Hey. Pappu'nun annesi bizim Veer'in geldiğini görmüş. Yanında da nişanlısı varmış. Hey! Pappu'nun annesi bizim Veer'i geldiğini görmüş... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
And he has brought his fiancee with him. | ...yanında da nişanlısı varmış! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Oh, a girl won't come just like that with her fiance. | Bir kız nişanlı iken bu şekilde gelemez ki. Bir kız nişanlı iken bu şekilde gelemez ki... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Veeru must have married her, she must be his wife. | Veer onunla evlenmiş olmalı, kız onun karısıdır, evet. Veeru onunla evlenmiş olmalı, kız onun karısıdır, evet! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Maati.. Maati.. | Maati… Maati… Maati.. Maati.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Maati. | Maati. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Maati.. Maati.. | Maati. Maati. Maati.. Maati.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Oh, what happened? Who died now? | Tanrım. Ne oldu? Bu sefer kim öldü? Tanrım! Ne oldu? Bu sefer kim öldü? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Maati, Veeru's here. | Maati, Veer geldi. Maati, Veeru geldi! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Veeru? Yes | Veer? Evet. Veeru? Evet! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
And he's got his wife along with him. What rubbish! | Karısı da onunla beraber. Ne saçmalıyorsun sen? Ve karısı da onunla beraber geldi. Ne saçmalıyosun sen? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
My Veeru will never get married without informing me. | Benim Veer'im bana söylemeden asla evlenmez. Benim Veerum bana söylemeden asla evlenmez. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'm telling the truth, Maati. | Doğru söylüyorum, Maati. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
The whole village has come out to see them.. | Tüm köy onları görmek için dışarı çıktı. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What the hell! Let him come. l'm not going to talk to him. | Tanrının cezası… Gelsin bakalım. Onunla konuşmayacağım… Tanrının cezası... Bırakın gelsin. Onunla konuşmayacağım!.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Oh, Chaudhary Sumer Singh, where the hell are you? Where's he gone now? | Chaudry Sumer Sing. Nerdesin? Nereye gitti bu adam? Chaudhry Sumer Singh nerdesin? Nereye gitti bu adam? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Come on. | Hadi. Hadi... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Oh, Chaudhary Sumer Singh. | Hey, Chaudry Sumer Sing. Chaudhary Sumer Singh. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Father, Maati's calling you. Yes, right. l heard her.. | Bauji… Maati seni çağırıyor. Evet, duydum… Bauji... Maati seni çağırıyor! Evet, duydum... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
She always calls me at the wrong time. | Hep yanlış zamanda çağırır zaten. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Come here, son. l'll tell you something. | Buraya gel evlat, sana bir şey söyleyeceğim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Don't ever make the mistake of getting married. lf you do.. | Sakın evleneyim deme. Sakın evleneyim deme! Eğer evlenirsen... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..you won't be able to score a goal.. | Yoksa hayatın boyunca tek bir gol bile atamazsın. ...hayatın boyunca tek bir gol bile atamazsın. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..for the rest of your life. All right, sir. Chaudhary Sumer Singh. | Tamam, efendim. Chaudry Sumer Sing. Chaudhary Sumer Singh. Tamam, efendim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Oh, my dear one, how many times do l have to tell you.. | Hayatım… Sana kaç kere daha söyleyeceğim? Oyun oynarken beni rahatsız etme. Hayatım... Sana kaç kere daha söyleyeceğim... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..not to disturb me during a game. And how many times do l tell you.. | ...oyun oynarken beni rahatsız etme. Peki ben sana kaç kere söyleyeceğim... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..if you want to die then lie down on a bed and die. Don't play.. | ...eğer ölmek istiyorsan yatağına uzan ve öyle öl. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..with kids old enough to be your grandchildren.. | Neden torunun yaşındaki çocuklarla… Neden torunun yaşındaki çocuklarla... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..and get your bones broken. | kemiklerini kırabilecek oyunlar oynuyorsun? ...kemiklerini kırabilecek oyunlar oynuyorsun? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Let me tell you one thing. ln this entire village.. | Sana bir şey diyeyim mi? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..there's not a single player who can compete with Sumer Singh. | Chaudry Sumer Sing'i yenebilecek tek bir oyuncu bile yok bu köyde. Chaudhry Sumer Singh'i yenebilecek tek bir oyuncu bile yok bu köyde! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Except your son, look what he's been up to. | Oğlun hariç. Bak kim geliyor. Şimdiye kadar evet, ama bak bu gün kim geldi! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Veeru's come? Where? But not alone. He's got married. | Veer mi? Nerde? Ama yalnız değil, karısı da yanında. Veeru mu geldi? Nerde...? Geldi ama yalnız değil, karısıyla beraber geldi! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What are you saying? Look there. | Ne diyorsun sen? Şuraya bak… Ne diyorsun sen? Şuraya bak... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Hello, Uncle. | Selam, amca. Merhaba, abi. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Hey, listen. Go there. | Hey, dinle. Buraya gel. Dinle. Oraya git. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
How're you, Kamli? Fine. | Nasılsın Kamli? İyiyim… Nasılsın Kamli? İyiyim... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'll say hi to father. Your blessings, father. | Bauji'ye selam vereyim. Saygılarımla Bauji. Bauji'ye selam vereyim... ..saygılarımla, Bauji.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You idiot! Without asking or telling us, you got married? | Seni aptal. Bize sorup danışmadan evlenirsin ha? Canına okuyacağım senin. Seni o.. çocuğu!.. Bize sorup danışmadan evlenirsin ha? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
l'll thrash you. Married? Who told you that? | Canına okuyacağım senin! Evlenmek mi? Bunu kim söyledi? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Then who's she? My wife? No, no. | Peki o kimin karısı? Benim mi? Peki o kimin karısı? Benim mi..? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Your wife is right here. l'll hit you. | Hayır, hayır o değil, senin karın burda duruyor. Seni döveceğim! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Then who's she? You're too much, Maati. | Peki o kim? Bu kadar da olmaz, Maati. Peki o kim? Bu kadar da olmaz, Maati.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
ls there only one kind of relationship between.. | Bir erkekle bir kadın arasında sadece tek çeşit bir bağ mı olur? Bir erkekle bir kadın arasında... | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..a man and a woman? | ...sadece tek çeşit bir bağ mı olur? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Bless me. | Saygılar. Bena dua et. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
She's our guest, Father. After saving her in a rescue operation.. | Misafirimiz, Bauji, misafirimiz… Kurtarma operasyonunda kurtardıktan sonra… Misafirimiz, Bauji, misafirimiz... Kurtarma operasyonunda hayatını kurtardıktan sonra.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
..l got her here to show her our village and to make her meet you. | onu buraya köyümü göstermek ve sizlerle tanıştırmak için getirdim. ..onu buraya köyümü göstermek ve sizlerle tanıştırmak için getirdim. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
You're making mountain out of a molehill. | Amma büyüttünüz, ha. Siz pireyi deve yapıyorsunuz. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Of course. l understood the moment l saw her. | Tabi ya… Gördüğüm ilk anda anlamıştım. Tabi ya... Gördüğüm ilk anda anlamıştım.. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
Such a beautiful girl with a fool like you.. impossible. | Bunun gibi güzel bir kız senin gibi bir eşşekle… İmkânsız. ..bunun gibi güzel bir kız senin gibi bir eşşekle... imkansız! | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What's your name, dear? Zaara, sir. Zaara Hayaat Khan. | Adın nedir, canım? Zaara, efendim. Zaara Hayaat Khan. Adın nedir, kızım? Zaara, Zaara Hayaat Khan. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
What a lovely name. Where are you from, dear? | Bu ne güzel bir isim. Nereden geliyorsun, tatlım? Bu ne güzel bir isim. Nereden geliyorsun? | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |
From Pakistan. | Pakistan'dan. | Veer-Zaara-5 | 2004 | ![]() |