Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180637
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You just robbed two guys up on E Street. | E sokak'ında iki çocuğu soymuşsunuz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What are you getting at, Jackie? | Ne demek istiyorsun, Jackie? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You two are out there on your own, and we don't see a dime? | Siz ikiniz kendi başınıza işe çıkmışsınız, ve biz ortada para görmeyecek miyiz? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We been running around like a couple of fucking errand boys for you | Sizin için 15 yıldır, kahrolası ayakçı takımı gibi ordan oraya... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
for 15 years, and what do we have to show for it? | ...koşuşturuyoruz, ve bunun için elimizde ne var? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Nothing. All right, so we make a few extra bucks on the side. | Hiçbir şey. Pekala, bu yüzden biz de birkaç ekstra yapıyoruz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Errand boys? That's how you see it? | Ayakçı mı? Bunu nasıl böyle görürsün? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
That ain't the point, Jackie. I got kids to feed, and I'm broke. | Konu bu değil, Jackie. Bakmam gereken çocuklarım var ve çulsuzum. Konu bu değil, Jackie. Bakmam gereken çocuklarım var, ve çulsuzum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
And we don't? Hey, Pat is pissed about this. | Biz değil miyiz? Hey, Pat buna çok kızacak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You keep it up, you're gonna have a problem. | Devam edin, başınız belaya girecek. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Are you threatening us? I don't threaten nobody. | Bizi tehdit mi ediyorsun? Ben kimseyi tehdit etmem. Bizi tehdit mi ediyorsun? Ben kimseyi tehdit etmem. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
All right, man, if that's the way it is. I don't know what else to say. | Tamam, dostum, Bu şekilde olacaksa, başka ne söyleyebilirim bilmiyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
That's the way it is. | Bu şekilde olacak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You need a ride home? No, I'm all set. | Eve bırakmamı ister misin? Hayır, ben böyle iyiyim. Eve bırakmamı ister misin? Hayır, ben böyle iyiyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, listen, I'm gonna be out of here in about 15 minutes. | Dinle, yaklaşık 15 dakika daha burada olacağım. Dinle, yaklaşık 15 dakika daha burda olacağım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I just gotta clean up. No, I'm fine, thanks. Here you go. | Sadece etrafı temizleyeceğim. Hayır, ben iyiyim, sağol. Sadece etrafı temizleyeceğim. Hayır, ben iyiyim, sağol. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You motherfucker! | Seni or... çocuğu! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Motherfucker. | Or... çocuğu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Dr. Evans, dial 283. | Dr. Evans, 283. hata. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Mrs. Reilly. Yes. | Bayan Reilly. Evet. Bayan Reilly. Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Here's the situation. | Şimdi durum şu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
As you know, your husband has been struck by three bullets. | Bildiğiniz gibi, kocanızın vücuduna üç kurşun saplanmış. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
One is lodged in the back of his head, one's been removed from his right shoulder, | Biri kafasının arkasına saplanmış, sağ omzuna saplananı ve, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and one from his left forearm. | ...sol kolundakini çıkardık. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
The bullet in the back of his head, | Kafasının arkasındaki kurşunuysa, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
we have decided not to go ahead with the surgery to remove it | ...çıkarmamaya karar verdik... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
because we feel it would be too dangerous at this time, okay? | ...çünkü bunun, şuan çok tehlikeli olabileceğine inanıyoruz, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
It's too close to the spinal cord, | ...omuriliğine çok yakın olduğundan, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and it would be too dangerous to go in and retrieve that bullet. | ...onu çıkarmaya çalışmak çok tehlikeli olurdu, biz de kurşunu almadık. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What we want to do is we want to keep him here and observe him, | Sizden istediğimiz şey, onu bir süre daha gözlemlememiz için burada tutmanız, Sizden istediğimiz şey, onu bir süre daha gözlemlememiz için burda tutmanız, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and we want to give him a lot of antibiotics, and he should be okay. | ...ona birkaç antibiyotik vereceğiz, ve iyileşecektir. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
We're very lucky that it was a very small caliber bullet, so... | Küçük kalibreli bir mermi olduğu için çok şanslıyız, yani... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I do think you should know | Sanırım bunu bilmeniz gerek; | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
that there were large traces of cocaine and alcohol in his system. | ...bünyesinde aşırı miktarda alkol ve kokaine rastladık. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He says he's gonna be fine. | İyileşeceğini söyledi. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I couldn't tell you. This guy had a hood over his head. | Sana söyleyemem. Adamın başında bere vardı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I couldn't see his face. Fuck him. | Yüzünü göremedim. Siktir et onu. Yüzünü göremedim. Siktir et onu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I just saw him standing there with the pistol. | Sadece silahla orada durduğunu gördüm. Sadece silahla orda durduğunu gördüm. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Who do you think, if you had to say? I don't know. I couldn't say. | Kim olabilir, tahmin edemez misin? Bilmiyorum. Söyleyemem. Kim olabilir, tahmin edemez misin? Bilmiyorum. Söyleyemem. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Do you think it was that prick Jackie? I wish I knew. I really do. | Sence Jackie pisliği miydi? Keşke bilebilseydim. Keşke. Sence Jackie pisliği miydi? Keşke bilebilseydim. Keşke. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hi. I'll be back. | Merhaba. Hemen dönerim. Merhaba. Hemen dönerim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey. How are you? I'm fine. I'm fine. | Selam. Nasılsın? İyiyim. İyiyim. Selam. Nasılsın? İyiyim. İyiyim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm all right. Come on, give me a kiss. | Çok iyiyim. Haydi, bana bir öpücük ver. Çok iyiyim. Hadi, bana bir öpücük ver. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
My God, I can't even get to you. Get over that thing. | Tanrım, seni öpemiyorum bile. Haydi ver bir öpücük. Tanrım, seni öpemiyorum bile. Hadi ver bir öpücük. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Don't move your arm. | Kolunu kımıldatma. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He's gonna be all right. I've got some water right here for him if he wants. | İyi olacak. İsterse diye, buraya su bırakıyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Stace, I'm gonna be right outside. Hi, Katie. | Stace, ben hemen dışarda olacağım. Selam, Katie. Stace, ben hemen dışarda olacağım. Selam, Katie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
The boys okay? They're fine. | Çocuklar iyi mi? İyiler. Çocuklar iyi mi? İyiler. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Are they okay? Yeah, they're good. | İyiler mi? Evet, iyiler. İyiler mi? Evet, iyiler. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
They're with my father. Don't worry about anything. I gotta call work... | Babamın yanındalar. Hiçbir şey için endişelenme. İş yerimi aramalıyım. Babamın yanındalar. Hiçbir şey için endişelenme. İş yerimi aramalıyım... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, no, no, I'm okay. ...get someone to cover for me. | Hayır, hayır. Ben iyiyim. ...benim yerime biri baksın. Hayır, hayır. Ben iyiyim. ...benim yerime biri baksın. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I'm just gonna go to sleep anyway. What, are you crazy? I can't. | Nasılsa ben uyuyacağım. Ne, sen delirdin mi? Olmaz. Nasılsa ben uyuyacağım. Ne, sen delirdin mi? Olmaz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You gotta get home. The boys are gonna worry. | Eve gitmelisin. Çocuklar endişeleniyordur. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Paulie. Hey, Hogie. | Selam, Paulie. Selam, Hogie. Selam, Paulie. Selam, Hogie. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How's Brian doing? I don't know. He's in the fucking hospital | Brian nasıl? Bilmiyorum. Vücudunda lanet mermi delikleriyle, Brian nasıl? Bilmiyorum. Vücudunda lanet mermi delikleriyle, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
with a shitload of holes in him. How do you think he's doing, huh? | ...kahrolası bir hastanede. Sence nasıldır, ha? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Did you see anything? | Bir şey gördün mü? Birşey gördün mü? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, I was stocking the bar. Brian was the last to go. | Hayır, barın eksiklerini yerleştiriyordum. Son çıkan Brian'dı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Ten minutes later, I found him on the sidewalk. | 10 dakika sonra, onu kaldırımda buldum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Paulie, how's he doing? | Hey, Paulie, nasıl gidiyor? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What are you, out of your mind? I'm gonna shoot Brian? | Sen ne, sen kafayı mı yedin? Brian'ı vuracağım? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Come on, I've known you guys since you were kids. | Haydi, sizi çocukluğunuzdan beri tanırım. Hadi, sizi çocukluğunuzdan beri tanırım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Whatever you two were doing, you brought this on yourselves. | Siz ikiniz her ne yaptıysanız, bu şeyi üzerinize çektiniz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
So, how is he? | Peki, o nasıl? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I feel like I'm going fucking crazy. Come on, have a seat. Sit down. | Sanki deliriyormuşum gibi hissediyorum. Haydi ama, gel otur. Oturalım biraz. Sanki deliriyormuşum gibi hissediyorum. Hadi ama, gel otur. Oturalım biraz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Oh, no, sorry. You had the roast beef. | Hayır, üzgünüm. Sığır eti olmalıydı. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
This one's for him. | Onun siparişi bu. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I can't even remember a fucking order. | Lanet olası siparişimi bile hatırlayamıyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How you doing? Pretty good. You? | Nasılsın? Gayet iyi. Sen? Nasılsın? Gayet iyi. Sen? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Stace? Yeah? | Stace? Efendim? Stace? Efendim? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Are you okay? Yeah. | Sen iyi misin? Evet. Sen iyi misin? Evet. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Now, I know I've said this before, but this has gotta stop. | Bunu sana daha önce de söyledim biliyorum, ama buna bir son vermelisin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
He's killing you with this shit. I know. | Yaptığı şeylerle seni öldürüyor. Biliyorum. Yaptığı şeylerle seni öldürüyor. Biliyorum. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You have got to get away from him. Katie, please, not now. | Ondan uzaklaşmalısın. Katie, lütfen, şimdi olmaz. Ondan uzaklaşmalısın. Katie, lütfen, şimdi olmaz. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You know what? You say this every single time, | Biliyor musun ne var? Her zaman böyle diyorsun, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
and every single time you go back... I got nowhere to go! | Ve her zaman geri dönüyorsun... Gidecek bir yerim yok! ve her zaman geri dönüyorsun... Gidecek bir yerim yok! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Really? I got two kids! | Gerçekten mi? İki tane çocuğum var! Gerçekten mi? İki tane çocuğum var! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Oh, okay. Where am I gonna go? | Tamam. Nereye gideceğim? Tamam. Nereye gideceğim? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You think you're the only person who's ever been in this situation before? | Bu durumda olan tek kişi sen olduğunu mu sanıyorsun? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I can't hear this now. Stacy! | Şuan bunları dinleyemem. Stacy! Şuan bunları dinleyemem. Stacy! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Please push the button. I already pushed it. | Lütfen tuşa basın. Zaten bastım. Lütfen tuşa basın. Zaten bastım. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
There she is. Excuse me, nurse. Can I please get some pain medicine? | İşte. Afedersiniz, hemşire hanım. Biraz ağrı kesici alabilir miyim? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You have an hour to go. | Bunun için daha bir saatiniz var. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, I don't have an hour to go. I've already waited a fucking hour. | Hayır, onları almak için bir saatim yok. Zaten lanet bir saatimi bunu bekleyerek geçirdim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I want some pain medicine, okay? | Ağrı kesici istiyorum, tamam mı? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You need to calm down. No, I don't need to calm down. | Sakin olmalısınız. Hayır, sakin falan olamam. Sakin olmalısınız. Hayır, sakin falan olamam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I need to get some pain medicine. Brian, quiet! | Ağrı kesici almam gerekli. Brian, sessiz ol! Ağrı kesici almam gerekli. Brian, sessiz ol! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
No, there's no reason... You just have to be patient. | Hayır, hiçbir bahaneniz yok... Sadece hastaymış gibi dursan. Hayır, hiçbir bahaneniz yok... Sadece hastaymış gibi dursan. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
There's no reason that I need to sit here in pain. Now, can I just please have a... | Burada acı içinde oturmam için hiçbir neden yok. Şimdi, lütfen birkaç... Beni burda acı için de oturtmak için hiçbir bahaneniz yok. Şimdi lütfen sadece birkaç tane... | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Whatever you got. Just give me a little bit of something. | ...elinizde ne varsa alabilir miyim? Sadece birazcık verin. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
You need to just wait one more hour. I'm in fucking pain here, okay? | Sadece bir saat daha beklemelisiniz. Lanet olası acı içindeyim? Sadece bir saat daha beklemelisiniz. Lanet olası acı içindeyim? | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
I don't know what it takes for you to understand that! | Sana bunu nasıl anlatacağımı bilmiyorum! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
How long you been working here? This is my second week. | Ne kadardır burada çalışıyorsun? Bu benim 2. haftam. Ne kadardır burda çalışıyorsun? Bu benim 2. haftam. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Right! Figures! | Pekala! İyi düşün! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Give me some fucking pain medicine! Brian! Brian, lower your voice. | Bana kahrolası birkaç ağrı kesici ver! Brian! Brian, sesini alçalt. Bana kahrolası birkaç ağrı kesici ver! Brian! Brian, sesini alçalt. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Now! I'll go get the doctor. | Hemen! Doktoru çağırmaya gideceğim. Hemen! Doktoru çağırmaya gideceğim. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
Get the doctor! Look at you. Look at you. | Doktoru çağır! Kendine bak. Şu haline bak. Doktoru çağır! Kendine bak. Şu haline bak. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
This is insane. What are you doing to us? Not right now, Stacy. | Bu delilik. Bize ne yapıyorsun? Şimdi olmaz, Stacy. Bu delilik. Bize ne yapıyorsun? Şimdi olmaz, Stacy. | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
What about your boys? If you're not gonna think about me, | Çocukların ne olacak? Eğer beni düşünmüyorsan, | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |
think about your boys. Not right fucking now! | ...çocuklarını düşün. Kahrolası şimdi olmaz! ...çocuklarını düşün. Kahrolası şimdi olmaz! | What Doesn't Kill You-1 | 2008 | ![]() |