Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182951
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'm a somebody. | Bir hiç değilim. Ben önemli biriyim. Artık önemli biriyim. Bir hiç değilim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't know about that. | Onu bilemiyorum bak. Ne demek istediğini anlamadım. Pek sanmam. Onu bilemiyorum bak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Come on, you gotta have creepy fans. I don't think so. | Hadi ama, tuhaf hayranlarınız vardır. Sanmıyorum. Ürpertici hayranların var. Hiç de değil. Hadi ama, tüyler ürpertici fanatiklerin var. Hiç sanmıyorum. Hadi ama, tuhaf hayranlarınız vardır. Sanmıyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
We don't have that much of a following. What are you talking about? | O kadar hayranımız var sayılmaz. Sen neden bahsediyorsun? Bizim çok az dinleyenimiz var. Sen neden bahsediyorsun? Bizi izleyen o kadar çok kişi yok. Sen neden bahsediyorsun? O kadar hayranımız var sayılmaz. Sen neden bahsediyorsun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Rodrigo and the guys at the bar. They can't be trusted. | Rodrigo ve bardakiler var. Onlara güvenemezsin. Rodrigo ve bardaki adamlar. Onlara güvenemezsin. Rodrigo ve bardaki diğer kişilere pek güven olmaz ama... Rodrigo ve bardakiler var. Onlara güvenemezsin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
There's me and my friends. That makes eight or nine very unstable people. | Ben ve arkadaşlarım varız. Bu da sekiz dokuz tane dengesiz adam eder. Ben ve arkadaşlarım var. Ne yapacağı belli olmayan sekiz dokuz kişi varız. ... ben ve arkadaşlarım var. Böylelikle sekiz ya da dokuz dengesiz kişi olduk Ben ve arkadaşlarım varız. Bu da sekiz dokuz tane dengesiz adam eder. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How many people can this place even hold? Like 17,000. | Buraya kaç tane adam sığar ki? Yaklaşık 17.000. Burası kaç kişi alır ki 17,000 kadar. Burası ne kadar kişi alır ki? 17.000 kadar. Buraya kaç tane adam sığar ki? Yaklaşık 17.000. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So each one of us invites 1800 of our closest friends. | Eğer hepimiz 1800 kadar en iyi arkadaşımızı çağırırsak. Her birimiz en yakın 1800 arkadaşımızı davet ederiz. O zaman her birimiz 1800 tane yakın arkadaşımızı davet ederiz. Eğer hepimiz 1800 kadar en iyi arkadaşımızı çağırırsak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No need. I know our music isn't that mainstream. | Gerek yok. Müziğimizin o kadar popüler olmadığını biliyorum. Gerek yok. Bizim sıra dışı bir müziğimiz var. Gerek yok. Müziğimizin o kadar popüler olmadığını biliyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What? I love doing it. | Ne? Yapmayı seviyorum. Ne? Bunu yapmaya bayılıyorum. Ne? Ama seviyorum. Ne? Yapmayı seviyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's like my photography. | Fotoğrafçılık gibi. Çektiğim fotoğraflar gibi. Fotoğrafçılığım gibi. Fotoğrafçılık gibi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I know there isn't that much demand for photographs... | Koşarken çekilen bulanık fotoğrafların alıcısı pek yok ama Koşarken çekilen fotoğraflara... Koşarken fotoğraf çekmeye pek... Koşarken çekilen bulanık fotoğrafların alıcısı pek yok ama | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...taken while running, but... | ...fazla rağbet yok ama... ... rağbet olmadığının farkındayım ama.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I wasn't gonna say anything. | Hiçbir şey demeyecektim. Bir şey demeyecektim. Bir şey demeyecektim. Hiçbir şey demeyecektim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know, who cares? The world's a playground. | Kimin umurunda ki? Dünya bir oyun bahçesi. Kimin umurunda. Dünya bir oyun sahasıdır. Bilirsin işte, kimin umurunda? Dünya bir oyun alanı. Kimin umurunda ki? Dünya bir oyun bahçesi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know that when you're a kid... | Çocukken bunun farkındasındır.. Çocukken bunu bilirsin... Çocukken bunun farkındasındır... Çocukken bunun farkındasındır.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...but somewhere along the way, everyone forgets it. | ..ama arada bir yerlerde herkes bir şekilde unutuyor. ...zaman geçtikçe herkes bunu unutuyor. ... ama geçen zaman içinde herkes unutuverir. ..ama arada bir yerlerde herkes bir şekilde unutuyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I love your music. | Müziğini seviyorum. Yaptığın müziğe bayılıyorum. Müziğini seviyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Anybody can take a photo standing still. | Herkes sabit duruyorken fotoğraf çekebilir. Durarak herkes fotoğraf çekebilir. Hareket etmeden herkes fotoğraf çekebilir. Herkes sabit duruyorken fotoğraf çekebilir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey. What are you doing? Oh, shit. | Ne yapıyorsunuz? Kahretsin. Ne yapıyorsunuz? Eyvah! Hey! Ne yapıyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Kahretsin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Stop. Stopping. | Dur. Duruyorum. Durun. Duruyorum. Durun! Durdum. Dur. Duruyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Come on, Carl, run. Thanks. | Hadi, Carl, koş. Teşekkürler. Hadi, Carl, koş. Sağ ol. Hadi Carl, koş. Sağ ol. Hadi, Carl, koş. Teşekkürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wait right there. You got it. | Orada bekle. Tamamdır. Kal orada. Tamamdır. Dur orada! Tamam. Orada bekle. Tamamdır. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Down on the ground. Whatever you say. | Yere yat. Sen nasıl istersen. Yere yat. Nasıl istersen. Yere yat! Ne diyorsan o. Yere yat. Sen nasıl istersen. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, what are you doing? Let's go. All right. I can't please everyone. | Carl, ne yapıyorsun? Gidelim. Tamam. Herkesi de memnun edemem ya. Carl, ne yapıyorsun? Hadi gidelim. Peki. Herkesi memnun edemem. Carl, ne yapıyorsun? Hadi kaçalım. Pekâlâ. Herkesi memnun edemem. Carl, ne yapıyorsun? Gidelim. Tamam. Herkesi de memnun edemem ya. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hello, everybody. | Merhaba herkese. Herkese merhaba. Merhaba millet. Merhaba herkese. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
A little vitamin C. Keep your strength up. I will be right with you. | Biraz C vitamini. Zinde tutar. Hemen geliyorum. Biraz C vitamini. Size güç verir. Hemen yanınıza geliyorum. Biraz C vitamini alın, direncinizi koruyun. Biraz C vitamini. Zinde tutar. Hemen geliyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Pass those out, will you? Sure. | Şunları dağıt, olur mu? Tabii. Şunları dağıtır mısın? Tabi. Bunları dağıtır mısın? Elbette. Şunları dağıt, olur mu? Tabii. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Lee? Hey. | Lee? Selam. Lee? Hey. Lee? Selam. Lee? Selam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What up, my brizzo? | Ne var ne yok, brizzo? Ne haber brizzo? N'aber fingireğim? Ne var ne yok, brizzo? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's not right, is it? Carl, I need you for a second. | Doğru söylemedim, değil mi? Carl, bir saniyeliğine gelir misin? Yanlış söyledim değil mi? Carl, biraz gelir misin? Yanlış söyledim, değil mi? Carl, biraz gelir misin? Doğru söylemedim, değil mi? Carl, bir saniyeliğine gelir misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Can you hang on a minute, Lee? | Biraz bekler misin, Lee? Bir dakika bekler misin, Lee? Bir dakika bekle, Lee. Biraz bekler misin, Lee? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What's going on, Norm? | Ne oluyor, Norm? Neler oluyor Norm? Ne oluyor, Norm? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Something's going down on a big scale. | Birileri çok fena yandı dostum. Büyük şeyler olacak. Büyük çapta bir şeyler oluyor. Bir şeyler ters gidiyor. Birileri çok fena yandı dostum. Büyük şeyler olacak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Guy from Corporate's here. Don't look. He wants to talk to you. | Kurumsaldan birisi burada. Bakma. Seninle konuşmak istiyor. Ortaklardan bir burada Sakın bakma. Seninle konuşmak istiyor. Şirketin başkanlarından biri burada. Bakma! Seninle görüşmek istiyor. Kurumsaldan birisi burada. Bakma. Seninle konuşmak istiyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I think it's about all those loans you've been approving. | Onayladığın kredilerle alâkalı sanırım. Şu onayladığın krediler hakkında sanırım. Sanırım onayladığın krediler hakkında. Onayladığın kredilerle alâkalı sanırım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, we had a nice run. | Beraber güzel günlerimiz oldu. Seninle güzel bir dostluğumuz oldu. Beraber güzel günlerimiz oldu. Beraber güzel günlerimiz oldu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I might get shit canned, Norm. | Sepetlenebilirim, Norm. Sepetlenebilirim Norm. Beni bok paketi yapabilirler Norm. Sepetlenebilirim, Norm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Anyway, don't worry about it. It'll lead to something good. | Her neyse, endişelenme. Sonu hayırlı olacaktır. Neyse, endişelenme. Bundan iyi bir şey çıkacağına eminim. Neyse, endişelenme. Güzel şeylere yol açabilir. Her neyse, endişelenme. Sonu hayırlı olacaktır. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey, I'm part of this too. No. | Ben de bunun bir parçasıyım. Hayır. Ben de bunun bir parçasıydım. Hayır. Ben de bunun bir parçasıyım. Hayır. Ben de bunun bir parçasıyım. Hayır. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. I stood by and let it happen. Norm. | Evet. Öylece durdum ve olmasına izin verdim. Norm. Olmasına izin verdim. Norm. Evet, öylece durup yaptıklarına izin verdim. Norm. Evet. Öylece durdum ve olmasına izin verdim. Norm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You were feeling it. You were in the loan zone, remember? | Hissediyordun. Kredi serisi tutturmuştun, unuttun mu? Hislerine güveniyordun. Kredi bölümündeydin, hatıradın mı? Sen de hissediyordun. Kredi bölümündeydin, hatırladın mı? Hissediyordun. Kredi serisi tutturmuştun, unuttun mu? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I was. I was watching you. | Öyleydim. Seni izliyordum. Öyleydim. Seni izliyordum. Evet. Seni izliyordum. Öyleydim. Seni izliyordum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, you were. | Evet, izliyordun. Evet izliyordun. Evet, izliyordun. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
But I'm afraid it's caught up with us. Now you and I have to face the music. | Korkarım ki yakalandık. Artık gerçeklerle yüzleşmemiz gerekiyor. Korkarım ikimizi birden yakaladı. Şimdi sonuçlarına katlanmak zorundayız. Korkarım ki yakayı ele verdik. Şimdi sonuçlarına katlanmamız gerek. Korkarım ki yakalandık. Artık gerçeklerle yüzleşmemiz gerekiyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Come on. Hey. Can I have one minute? | Hadi. Bir dakikam var mı? Hadi. Bir dakika izin var mı? Gel hadi. Bir dakika izin verir misin? Hadi. Bir dakikam var mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Okay. Lee? What do you need? | Tamam. Lee? Ne istiyorsun? Tamam. Lee? Neye ihtiyacın var? Tamam. Tamam. Lee? Ne istiyorsun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You may be my last loan. | Son kredi seninki olabilir. Bu son kredim olabilir. Bu verdiğim son kredi olabilir. Son kredi seninki olabilir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's a Ducati. | Bir Ducati. Bu bir Ducati. Bu bir Ducati. Bir Ducati. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm thinking it'll get people off my back about the male nurse thing. | İnsanların erkek hemşire olmamdan dolayı üstüme gelmelerini engeller herhalde. Sırtımdaki şu erkek hemşire yükünü azaltır diye düşünüyorum. İnsanların erkek hemşire olmamdan dolayı üstüme gelmelerini engeller herhalde. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
See what I mean? Yeah. Nice ride. | Anlıyor musun? Evet. Güzel alet. Ne dediğimi anladın mı? Evet. Güzel motor. Ne dediğimi anladın mı? Evet. İyi sürüşler. Anlıyor musun? Evet. Güzel alet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
See you on the other side, Lee. | Diğer tarafta görüşürüz, Lee. Diğer tarafta görüşürüz Lee. Diğer tarafta görüşürüz, Lee. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wesley T. Parker. Vice President, Brea Federal Savings. | Wesley T. Parker. Brea Tasarruf Fonu, başkan yardımcısı. Wesley T. Parker. Brea Federal Savings İkinci Başkanı. Wesley T. Parker. Brea Federal Tasarruflar Başkan Yardımcısı. Wesley T. Parker. Brea Tasarruf Fonu, başkan yardımcısı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Pleasure to meet you. | Sizinle tanıştığıma memnun oldum. Tanıştığımıza memnun oldum. Tanıştığıma memnun oldum. Sizinle tanıştığıma memnun oldum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Every two months, the typical loan officer approves 35 to 40 loans. | İki ay süresince, normal bir kredi memuru 35 40 kredi onaylar. Tipik bir kredi memuru, her iki ayda bir 35 ya da 40 krediyi onaylar. Normal bir kredi memuru iki ayda ortalama 35 40 krediyi onaylar. İki ay süresince, normal bir kredi memuru 35 40 kredi onaylar. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You have given out... | Sen ise.. Seninkilerin sayısı ise... Sen ise... Sen ise.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...561. | ..561 tane onaylamışsın. ...561. ... 561 tane onayladın. ..561 tane onaylamışsın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
A little more than average, then. | Ortalamadan biraz fazla demek. Ortalamanın biraz üzerinde. Ortalamanın biraz üzerinde yani. Ortalamadan biraz fazla demek. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What's even more unusual are the amounts. | Asıl olağandışı olanı ise miktarlar. Daha alışılmadık olanı ise miktarlar. Tuhaf olan şey ise miktarlardı. Asıl olağandışı olanı ise miktarlar. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
A $250 loan for a mountain bike, $600 for windsurfing lessons. | Dağ bisikleti için 250 Dolar, sörf dersleri için 600 Dolar. Bir adet dağ bisikleti için 250 dolarlık kredi, rüzgar sörfü dersleri için 600 dolarlık kredi. Dağ bisikleti için 250 dolar, rüzgar sörfü dersi için 600 dolar. Dağ bisikleti için 250 Dolar, sörf dersleri için 600 Dolar. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Have you ever tried that? It's fun. | Denediniz mi? Çok eğlencelidir. Hiç denediniz mi? Eğlencelidir. Hiç denediniz mi? Eğlencelidir. Denediniz mi? Çok eğlencelidir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, this bank traditionally has never given out small loans. | Carl, düşük miktarlı kredi vermek bu bankanın geleneği değildir. Carl, bu banka kurulduğundan beri asla küçük miktarlarda kredi vermedi. Carl, bu banka geleneksel olarak böyle küçük meblağlı kredileri hiç vermedi. Carl, düşük miktarlı kredi vermek bu bankanın geleneği değildir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
If I can explain... Yeah, certainly. Sit down. | İzin verirseniz açıklayayım. Olur. Otur. Açıklamama... Otur yerine. Açıklayabilirim... Otur. İzin verirseniz açıklayayım. Olur. Otur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
At first I thought you might be raiding our coffers. | İlk önce zimmetine para geçiriyorsun zannetmiştim. İlk başta fonlarımızı tüketmeye çalıştığını düşündüm. İlk başta sermayemizi çarçur ettiğini düşünüyordum. İlk önce zimmetine para geçiriyorsun zannetmiştim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I would never do that. I would if I could, so why wouldn't you? | Asla böyle bir şey yapmam. Elimden gelse kendim yapardım, neden sen yapmayasın ki? Bunu asla yapmam. Ben yapardım, sen niye yapmazsın? Böyle bir şeyi asla yapmam. İmkanım olsa yapardım. Sen neden yapmayasın? Asla böyle bir şey yapmam. Elimden gelse kendim yapardım, neden sen yapmayasın ki? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
But... | Ama Ama... Fakat... Ama | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
But then I looked closer. | Sonra daha dikkatli baktım. Sonra biraz daha inceledim. Fakat sonra daha yakından inceledim. Sonra daha dikkatli baktım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
These people are so grateful to have their needs met... | Bu insanlar ihtiyaçları giderildiği için o kadar minnettarlar ki.. Bu insanlar isteklerine kavuştukları için öyle müteşekkirler ki... Bu insanlar ihtiyaçları giderildiği için o kadar minnettarlar ki.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...more than 98 percent of them are following through with payments. | ..%98'inden fazlası ödemelerini aksatmıyor. ...yüzde 98 inden fazlası ödemelerini düzenli olarak yapıyor. ... %98'inden fazlası geri ödemelerini zamanında yapıyor. ..%98'inden fazlası ödemelerini aksatmıyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And because you've given out so many of them... | Bu kadar çok kredi verdiğin için ise.. Sen de bunlardan, çok verdiğin için... Ve sayıca çok fazla kredi vermiş olduğundan... Bu kadar çok kredi verdiğin için ise.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...we're actually making a lot of money. Carl, these micro loans, not bad. | ..iyi para kazanıyoruz. Carl, bu düşük miktarlı krediler, hiç fena değil. ...aslında bayağı para kazanıyoruz. Carl, bu mikro krediler hiç fena değil. ... bundan iyi para kazanıyoruz. Bu küçük krediler hiç de fena değil. ..iyi para kazanıyoruz. Carl, bu düşük miktarlı krediler, hiç fena değil. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
See, Car, you worrywart. | Gördün mü, Carl, seni endişewart. Gördün mü, Car, boşuna üzülmüşsün. Gördün mü Carl? Çok evhamlısın. Gördün mü, Carl, seni evhamlı herif. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, what would you say if I asked you to work upstairs with the big boys? | Carl, senden yukarıda büyükbaşlarla çalışmanı istesem ne derdin? Carl, yukarıdaki ağır toplar ile çalışmak ister misin diye sorsam ne derdin? Carl, üst kattaki kodamanlarla beraber çalışmanı istesem ne dersin? Carl, senden yukarıda büyükbaşlarla çalışmanı istesem ne derdin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Corporate? Wow. | Kurumsalda mı? Vay canına. Ortaklarla mı? Vay be. Üst düzey yöneticilerle mi? Vay be! Kurumsalda mı? Vay canına. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's great. I would have to say... | Harika. Cevabım Bu harika. Şöyle söy... Bu harika! Demeliyim ki... Harika. Cevabım | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, wait. Before we give our answer... | Hayır, bekle. Cevap vermeden önce.. Hayır, dur. Cevabımızı vermeden önce... Hayır, bekle! Cevabımızı vermeden önce... Hayır, bekle. Cevap vermeden önce.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...let's talk money. Dollars and cents, Wes. | ..parayı konuşalım. Dolarlar ve sentler, Wes. ...paradan konuşalım. Dollarlar ve sentler, Wes. ... parayı konuşalım. Dolar ve sent üzerinden Wes. ..parayı konuşalım. Dolarlar ve sentler, Wes. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm afraid I can't discuss that with you, since we're only taking Carl. | Korkarım ki bunu seninle konuşamam. Yalnızca Carl'ı alıyoruz. Korkarım bunu seninle tartışamam. Çünkü sadece Carl'ı alıyoruz. Korkarım ki bunu seninle konuşamam. Çünkü sadece Carl'ı işe alıyoruz. Korkarım ki bunu seninle konuşamam. Yalnızca Carl'ı alıyoruz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Got it. Yep. | Anladım. Tamam. Anladım. Tabi. Anladım. Tamam. Anladım. Tamam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
We'll have the employment contract to you by the end of the day. | Gün sonuna kadar iş akdi eline geçmiş olur. Seninle gün içinde yeni bir sözleşme yapacağız. İş sözleşmeni günün sonuna doğru sana yollarız. Gün sonuna kadar iş akdi eline geçmiş olur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Nice work, Carl. Bump my fist. | Aferin, Carl. Getir yumruğunu. İyi iş Carl. Yumrukları tokuşturalım. İyi iş Carl. Yumruğuma tosla. Aferin, Carl. Getir yumruğunu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Missed it. I was gonna fist you. Here's some fist. | Kaçırdım. Ben de yumruklayacaktım. Al sana yumruk. Ben kaçırdım. Tam tokuşturacaktım. Benimkini al. Tüh kaçırdım. Ben de toslayacaktım. Al sana yumruk. Kaçırdım. Ben de yumruklayacaktım. Al sana yumruk. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
This one is nice. | Bu güzelmiş. Bu gayet hoş. Bu güzelmiş. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I especially love it in cream. What do you think? | Krem rengini çok severim. Ne diyorsun? Özellikle krem rengi istiyorum. Sen ne dersin? Özellikle krem rengi olana bayıldım. Sen ne düşünüyorsun? Krem rengini çok severim. Ne diyorsun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I love it. Yeah? | Bayıldım. Gerçekten mi? Sevdim. Öyle mi? Bayıldım. Öyle mi? Bayıldım. Gerçekten mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Bridal bingo? How do you play bridal bingo? | Kına gecesi tombalası mı? Nasıl oynanıyor? Gelin tombalası mı? Nasıl oynanır ki bu? Gelin tombalası mı? Gelin tombalası nasıl oynanıyor? Kına gecesi tombalası mı? Nasıl oynanıyor? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's the same as regular bingo... | Normal tombala gibi.. Bildiğimiz tombala ile aynı... Bilinen tombala oyunu... Normal tombala gibi.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...but you just yell embarrassing facts about the bride, okay? | ..ama gelin hakkında utanç verici gerçekler söylüyorsun, tamam mı? ...gelin hakkındaki utanç verici gerçekleri bağırarak söylemek dışında, tamam mı? ...ama bunda gelini zor duruma sokacak gerçekleri haykırıyorsun, tamam mı? ..ama gelin hakkında utanç verici gerçekler söylüyorsun, tamam mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. | Tamam. Evet. Tamam. Tamam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, I'm not doing bridal bingo. Come on. | Hayır, kına gecesi tombalası oynamayacağım. Yapma. Gelin tombalası oynamam. Hadi ama. Hayır, gelin tombalası oynamak istemiyorum. Hadi ama! Hayır, kına gecesi tombalası oynamayacağım. Yapma. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't want anything complicated. | Karışık bir şey istemiyorum. Karmaşık şeyler istemiyorum. Karmaşık şeyler istemiyorum. Karışık bir şey istemiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You gotta squeeze every drop of juice out of this experience. | Bu deneyimden alabildiğin her türlü zevki almalısın. Bu deneyimin her damla suyunu sonuna kadar sıkmalısın. Bu tecrübenin suyunun her damlasını sıkmış olacaksın. Bu deneyimden alabildiğin her türlü zevki almalısın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It doesn't sound complicated. Is it complicated? | Kulağa karışık gelmiyor. Karışık mı? Kulağa karmaşık gelmiyor. Karmaşık mı? Karmaşık görünmüyor. Karmaşık mı? Kulağa karışık gelmiyor. Karışık mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Are you going to be asking a lot more question? I don't got all day. | Daha soru soracak mısınız? Bütün günümü size harcayamam. Daha çok soru soracak mısınız? Bütün bir günü size ayıramam. Başka sorular da soracak mısınız? Tüm günümü size ayıramam. Daha soru soracak mısınız? Bütün günümü size harcayamam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Maybe we should just go somewhere else. It's okay. I'll talk to her. | Başka bir yere gitsek daha iyi olur. Sorun değil. Onunla konuşurum. Belki de başka bir yere gitmeliyiz. Önemli değil. Onunla konuşurum. Belki de başka bir yere bakmalıyız. Sorun değil. Ben onunla konuşurum. Başka bir yere gitsek daha iyi olur. Sorun değil. Onunla konuşurum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Okay, bridal bingo very simple, okay? | Tamam, kına gecesi tombalası çok basit, tamam mı? Gelin tombalası çok basittir. Gelim tombalasını oynamak çok basittir. Tamam, kına gecesi tombalası çok basit, tamam mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I can explain to you in more detail if you want. | Eğer isterseniz daha detaylı anlatabilirim. İsterseniz detaylıca anlatabilirim. İsterseniz size daha detaylı açıklayabilirim. Eğer isterseniz daha detaylı anlatabilirim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I mean, someone's trying to kill himself. | Birisi kendisini öldürmeye çalışıyor. Yani, birisi intihar edecekmiş. Yani, bir adam intihar etmeye çalışıyormuş. Birisi kendisini öldürmeye çalışıyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Jump. | Atlama. Atlayacak. Fırla. Atlama. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What the hell are you looking at? | Neye bakıyorsunuz? Ayı mı oynuyor? Siz neye bakıyorsunuz? Ne s*kime bakıyorsunuz lan? Neye bakıyorsunuz? Ayı mı oynuyor? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |