Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1910
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| lt has the smell of memories. | Onlarda anıların kokusu var. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Forget that uncle, the Wish Fairy has brought the real thing. | Unut bunu amca,dilek perisi gerçek birşey getirdi. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l don't want to meet them. | Onlarla görüşmek istemiyorum. | Aashayein-1 | 2010 | |
| This was your wish. | Bu senin dileğindi. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l must have been drunk on cognac. | Ben konyak içmeliyim. | Aashayein-1 | 2010 | |
| So you won't meet them? | Yani onlarla görüşmek istemiyor musun? | Aashayein-1 | 2010 | |
| Some of us rectify the mistakes we've made if given a chance. | Bazılarımız eğer bir şans verilirse yaptığımız hataları düzeltiriz. | Aashayein-1 | 2010 | |
| You are foolish enough to make them again and again. | Sen, tekrar tekrar onları yapmak için yeteri kadar akılsızsın. | Aashayein-1 | 2010 | |
| You and your stupid principles, you bitter old man. | Sen ve senin aptal ilkelerin, kaba bir yaşlı adamsın | Aashayein-1 | 2010 | |
| Take them to your grave, they'll keep you company there. | Sen onları mezara götür,onlarda sana eşlik etsin. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Plan succeeded. | Plan, başarılı oldu. | Aashayein-1 | 2010 | |
| He's meeting them. | Onlarla görüşüyor. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l told you not to bet. | Sana bahse girmemeni söylemiştim. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Good acting, good speech. | İyi rol, iyi konuşma. | Aashayein-1 | 2010 | |
| What, Uncle? | Ne, amca? | Aashayein-1 | 2010 | |
| Sometimes, people leave this place when they choose to. | Bazen,insanlar karar verdikleri zaman bu yerden ayrılırlar. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Take care. | Dikkatli ol. | Aashayein-1 | 2010 | |
| This is the tale of my fate | Bu, benim kaderimin hikayesidir | Aashayein-1 | 2010 | |
| At times deadly, at times generous | Cömert zamanlar ölüm anlarıdır | Aashayein-1 | 2010 | |
| Thank you for giving me such peace | Bana böyle huzur verdiğin için teşekkür ederim | Aashayein-1 | 2010 | |
| That it made me fall in love with my enemy | Beni düşmanıma aşık ettiğin için | Aashayein-1 | 2010 | |
| You have been very generous | çok cömert davrandın | Aashayein-1 | 2010 | |
| 'He will have to release all the ghosts in the palace.' | 'O,saraydaki bütün hayaletleri serbest bırakmak zorunda kalacak.' | Aashayein-1 | 2010 | |
| 'And.. and make this key by melting their chains.' | 'Ve..ve bütün zincirleri eritip anahtarı yapacak.' | Aashayein-1 | 2010 | |
| No, Crazy Ghost, this is not the time. | Hayır çılgın hayalet,zamanı değil. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Last wish.. | Son dilek.. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Oh God! | Oh Tanrım! | Aashayein-1 | 2010 | |
| l'm ready to do it. l'll make love to you. | Bunu yapmaya hazırım. Seninle birlikte olacağım. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Just don't go. | Hemen gitme. | Aashayein-1 | 2010 | |
| lt's happening finally... | Sonunda oluyor... | Aashayein-1 | 2010 | |
| My lndy! | benim lndy'im! | Aashayein-1 | 2010 | |
| Crazy Ghost... | Çılgın hayalet... | Aashayein-1 | 2010 | |
| l'll do it. | Bunu yapacağım. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Please give me another chance. | Lütfen bana başka bir şans ver. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Fate has at least brought us this far | Kader en azından bize uzak olanı getirdi. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Smiled on us, if only for a moment | Bize gülümsedi,sadece bir anlığına da olsa | Aashayein-1 | 2010 | |
| Why mourn that flame has gone out | Neden alev çıktığında yas tutulur | Aashayein-1 | 2010 | |
| For that is the destiny for only those who once flickered brightly | Bu yüzden kader onlar için titreyerek yanıp sönmektir | Aashayein-1 | 2010 | |
| Thank you | Teşekkürler | Aashayein-1 | 2010 | |
| 'Your wish pot will be with me. And my wish pot will be with you.' | 'Senin dilek kutun bende benimki de sende. | Aashayein-1 | 2010 | |
| lndy is off on another great adventure. Off to unlock the Casket of Joy. | İndy, başka bir büyük maceradadır. Mutluluk sandığının kilidini açar. | Aashayein-1 | 2010 | |
| This is the part where the hero is tired, shattered.. | Bu, kahramanın, yorulduğu kısım, yorgunluk.. | Aashayein-1 | 2010 | |
| ..depressed and vomits blood. | ..bastırdı ve kan kustu. | Aashayein-1 | 2010 | |
| And begins to die. | Ve ölmeye başladı. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l found hope for a moment. | Bir anlık umut buldum. | Aashayein-1 | 2010 | |
| My talisman. | Benim uğurum. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l want you to leave. | Gitmeni istiyorum. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l'm won't. | Ben istemiyorum. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Why can't you leave me alone? | Neden beni rahat bırakmıyorsun? | Aashayein-1 | 2010 | |
| Because you know the answer. | Çünkü cevabı biliyorsun. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l don't want to hear this crap. | Bu zırvalığı duymak istemiyorum. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l'm going through... | Acı çekiyorum... | Aashayein-1 | 2010 | |
| What are you going through? | Ne acısı çekiyorsun? | Aashayein-1 | 2010 | |
| Hell? You think it's been a walk in the park for me? | Cehennem mi?Bunun benim için parkta bir yürüyüş olduğunu mu sanıyorsun? | Aashayein-1 | 2010 | |
| You dying folk think that you're the only ones suffering. | İnsanlar ölürken sadece yanlız olanların mı acı çektiğini sanıyorsun? | Aashayein-1 | 2010 | |
| Let me enlighten you a little bit. | Sana biraz olsun açıklamama izin ver. | Aashayein-1 | 2010 | |
| You'll suffer for a little while, then you'll go.. | Bir süreliğine acı çekeceksin, sonra da gideceksin.. | Aashayein-1 | 2010 | |
| ..but us, the ones who stay back we'll live this hell forever. | ..ama biz, geride kalanlar sonsuza dek bu cehennemi yaşayacağız. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Aren't you supposed to be the vamp in films who ditches her lover.. | Filmlerdeki vamp karakterler gibi aşığını başından savıp.. | Aashayein-1 | 2010 | |
| ..when she finds out he's dying? | ..sonrada ölüsünü bulacağını mı sanıyorsun? | Aashayein-1 | 2010 | |
| l could be the faithful heroine who never leaves the hero. | Kahramanını asla bırakmayan kadın olabilirdim. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Everyone's talking like Padma these days. | Bu günlerde herkes Padma gibi konuşuyor. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l miss her. | Onu özledim. | Aashayein-1 | 2010 | |
| She called me. | Beni aradı. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l guessed that. | bunu tahmin etmiştim. | Aashayein-1 | 2010 | |
| She said as much as she hated me.. | Bana nefret eder gibi dedi ki.. | Aashayein-1 | 2010 | |
| ..she needed someone to look after her boyfriend after she was gone. | ..kendisi gittikten sonra sevgilisine bakması için birisine ihtiyaç duymuş. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Hey X man! | Hey X man! | Aashayein-1 | 2010 | |
| Fine? | iyi? | Aashayein-1 | 2010 | |
| Are you going back? | Geri mi dönüyorsun? | Aashayein-1 | 2010 | |
| l don't have anymore courage. | daha fazla cesaretim yok. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Do you have any new stories for me? | Benim için hiç yeni bir hikayen var mı? | Aashayein-1 | 2010 | |
| You never told me the rest of the story. | Hikayenin kalanını bana hiç anlatmadın. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Does he unlock the Casket of Joy? | Mutluluk sandığının kilidini açtı mı? | Aashayein-1 | 2010 | |
| Of course! Happy ending. | Elbette!Mutlu son. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Remember that Crazy Ghost? | Bu çılgın hayaleti hatırladın mı? | Aashayein-1 | 2010 | |
| As she was helping lndy she falls into the big iron cauldron and dies. | O İndi'ye yardım ederken büyük demir kazana düşer ve ölür. | Aashayein-1 | 2010 | |
| No, in my stories, no one dies. | hayır, Benim hikayelerimde hiç kimse, ölmez. | Aashayein-1 | 2010 | |
| They just go to another place. | Sadece başka bir yere giderler. | Aashayein-1 | 2010 | |
| So now... | Yani şimdi... | Aashayein-1 | 2010 | |
| lndy must begin his new adventure, somewhere remote.. | İndy uzakta bir yerde yeni macerasına başlamalı.. | Aashayein-1 | 2010 | |
| ..and rescue the Crazy Ghost. | ..ve çılgın hayaleti kurtarmalı. | Aashayein-1 | 2010 | |
| lndy will have to do it quickly before the poison kills him. | İndy, zehir onu öldürmeden önce bunu çabucak yapması gerekecek. | Aashayein-1 | 2010 | |
| What poison? | Ne zehri? | Aashayein-1 | 2010 | |
| The poison that he knowingly drank inspite of all the warning signs. | Bütün uyarıcı işaretlere rağmen içtiği zehir. | Aashayein-1 | 2010 | |
| How does he get rid of the poison? | zehirden nasıl kurtulur? | Aashayein-1 | 2010 | |
| Easy. He has to drink from the Fountain of lmmortal Life. | Basit.Ölümsüz hayat kaynağından içmesi gerek. | Aashayein-1 | 2010 | |
| And where is the Fountain of lmmortal Life? 1 | Ölümsüz hayat kaynağı nerde? | Aashayein-1 | 2010 | |
| He must first find the map which will show him the location. | İlk olarak ona yeri gösterecek olan haritayı bulmalı. | Aashayein-1 | 2010 | |
| And how does he find the map? | Haritayı nasıl bulacak? | Aashayein-1 | 2010 | |
| As always God will send it to him through a messenger. | Her zaman olduğu gibi Tanrı, ona bir haberci yollayacak. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Now l must go. | Şimdi gitmeliyim. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Today is story telling day. There are many people. | Bugün hikaye günü. Anlatacak çok insan var. | Aashayein-1 | 2010 | |
| That' s the first time l've seen you eat something in a week. | İlk defa bir haftada yenecek şeyler görüyorum. | Aashayein-1 | 2010 | |
| Where did you get those? Govinda brought them by. | onları nereden aldın? Govinda, getirdi. | Aashayein-1 | 2010 | |
| l am going to meet him today. They call him God's messenger. | bugün onunla görüşeceğim. Onlar, onu Tanrı'nın habercisi olarak çağırıyor. | Aashayein-1 | 2010 | |
| People think he brings messages from God. | İnsanlar, onun Tanrı'dan mesaj getirdiğini düşünüyorlar. | Aashayein-1 | 2010 | |
| The messenger will help him find the map. | Haberci, haritayı bulması için ona yardım edecek. | Aashayein-1 | 2010 | |
| lf he's the messenger, then where is the map? | Eğer o bir haberciyse ozaman harita nerde? | Aashayein-1 | 2010 | |
| We have to search the entire place. And find the map. | Her yeri aramak, Ve haritayı bulmak zorundayız. | Aashayein-1 | 2010 |