Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1967
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| And I would appreciate it | Ayrıca, bana ebeveynlik yapmayı bırakırsan memnun olurum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I'm the parent. | Ben ebeveynim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Okay, and I think Marcus would appreciate | Tamam ve bana göre de, Marcus ilk altı okulunda sosyal olarak dışlanmamaktan memnun olurdu. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Put a shirt on when you work on your hog! | Motorunun üzerinde çalışırken bir tişört giy! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Will. Will. | Will! Will! | About a Boy-1 | 2014 | |
| I've only got a second. | Sadece bir saniyem var. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I'm grounded because I was a bad boy. | Kötü bir erkek olduğum için resmen karaya oturdum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| But look what it got me... | Ama bak, bana ne kazandırdı. | About a Boy-1 | 2014 | |
| An invite to Hannah's party! | Hannah'ın partisine bir davet! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Marcus? Got to go. | Marcus? Gitmem gerek. | About a Boy-1 | 2014 | |
| although apparently that's now my problem, | Gerçi, görünüşe göre şu anda bu benim problemim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| because I have completely lost my mojo with Dakota. | Çünkü, Dakota'yla olan bütün büyümü kaybettim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I don't know what happened to my game. | Oyunuma ne oldu bilmiyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| What happened to it, dude? | Ona ne oldu, dostum? | About a Boy-1 | 2014 | |
| But you scored the kid an invite to the party. | Ama, bir çocuğa parti için davet kazandırdın. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I think that's great. Could we talk about me, man? | Bence, bu harika bir şey. Benim hakkımda konuşabilir miyiz, adamım? | About a Boy-1 | 2014 | |
| That's like whiffing on a tee shot. | Tee vuruşunda boşa sallıyormuşum gibi. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I think you're upset because Fiona's not acknowledging | Bence, Fiona, onun çocuğunun üzerindeki etkini kabul etmediği için kızgınsın. | About a Boy-1 | 2014 | |
| And I got to say, Will... | Şunu söylemeliyim, Will. | About a Boy-1 | 2014 | |
| You've had a tremendously beautiful impact there. | Müthiş derecede güzel bir etki bıraktın orada. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I think you're right. | Bence de haklısın. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I think I need to take another swing at Dakota. | Onu başka şekilde vurmalıyım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| keep my head down, and just have sex with Dakota. | ...kafamı aşağıda tutmalı ve Dakota'yla sadece seks yapmalıyım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| That's not what I'm saying. All right, thanks, Andy. | Ben bunu demiyorum. Pekala. Teşekkürler, Andy. | About a Boy-1 | 2014 | |
| He didn't hear a word I said. | Söylediğim hiçbir kelimeyi duymadı. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Dakota, it's me, Will. | Dakota. Ben Will. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Dakota? | Dakota? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Listen, I just want to assure you | Dinle. Seni sadece motorun çalıştığına inandırmak istiyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| It's firing on all cylinders. | Bütün silindirleri ateşliyor. | About a Boy-1 | 2014 | |
| So anytime you're ready to ride, so are we. | Sen ne zaman binmeye hazır olursan biz de olacağız. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Listen, Dakota, | Dinle, Dakota. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I know why you're not opening the door, okay? | Neden kapıyı açmadığını biliyorum. Tamam mı? | About a Boy-1 | 2014 | |
| and I definitely shouldn't have given him leukemia. | ...kesinlikle onun lösemi olduğunu da uydurmamalıydım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| But if you really want to know the truth, | Ama eğer, gerçekten doğruyu bilmek istiyorsan... | About a Boy-1 | 2014 | |
| I feel like a completely different person | ...eskiye göre tamamen farklı bir kişi gibi hissediyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Like, ever since this kid, who's not my son, | Oğlum olmayan bu çocuk, hayatıma girdiğinden beri değiştim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I feel things. | Bir şeyler hissediyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| And I really just want to feel things with you. | Bu şeyleri sadece seninle hissetmek istiyorum... | About a Boy-1 | 2014 | |
| And I mean that in the least sexual way... | ...ve bunu mümkün olabilecek en az cinsel anlamda söylüyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Go away, or I'll call the cops! | Defol git, yoksa polisi arayacağım! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Yes, ma'am. Right here. | Evet, hanımefendi. Buraya. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Get inside. | İçeri gir. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I really meant what I was saying. | Söylediklerimde gerçekten ciddiydim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| We've got three hours, Will. I just dropped my kids off | 3 saatimiz var, Will. Çocukları, biraz önce küçük bir orospunun doğum günü partisine bıraktım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, Hannah... I know that little bitch. | Hannah... Biliyorum bu küçük orospuyu. | About a Boy-1 | 2014 | |
| That party's gonna be such a nightmare. | Bu parti bir kabus olacak. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Some crazy mom accosted Joanne | Çılgın bir anne, Joanne'e yanaşıp onu sıkıştırarak... | About a Boy-1 | 2014 | |
| and cornered her into pity inviting some pale kid. | ...sönük bir çocuğu acıyarak davet ettirdi. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Wait, this pale kid... does he have a name? | Bekle. Bu sönük çocuğun adı ne? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, God, the girls have some terrible nickname for him. | Tanrım. Kızların onun için korkunç bir lakabı vardı. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, whatever! | Her neyse! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Just get these damn boots off, Will. | Sadece şu kahrolası çizmeleri çıkart! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Will! Tug! | Will! Asıl! | About a Boy-1 | 2014 | |
| The kids at the party are basically good people, right? | Esasında, partideki çocuklar iyi insanlar değil mi? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Okay, wait, wait. Right! | Tamam. Bekle, bekle. Şimdi! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, my God, just take me on the counter. | Aman Tanrım! Beni sadece tezgaha koy. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Wait. These kids... | Bekle. Bu çocuklar... | About a Boy-1 | 2014 | |
| Are gonna make him feel included, | ...onu acıyarak davet etmelerine rağmen aralarına alacaklar. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Right? The kid with the horrible nickname? | O söyledi. Hayır. Bunun için üzgünüm, beyler. Değil mi? Korkunç lakaplı çocuğu? | About a Boy-1 | 2014 | |
| It was a horrible nickname. | Korkunç bir lakaptı. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Mucus! | Mukus! | About a Boy-1 | 2014 | |
| I just remembered what the girls call the pale kid... | Sönük çocuğa ne dediklerini şimdi hatırladım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Mucus. | Mukus. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Marcus is Mucus! | Bu Mukus, Marcus! | About a Boy-1 | 2014 | |
| We got to go to the party. We do! | Partiye gitmek zorundayız. Gideriz! | About a Boy-1 | 2014 | |
| 15 minutes. 45! Mm! | 15 dakika! 45! | About a Boy-1 | 2014 | |
| We have to go right now, don't we? | Hemen şimdi gitmemiz lazım değil mi? | About a Boy-1 | 2014 | |
| What are you doing here? We got to talk about Marcus. | Ne yapıyorsunuz burada? Marcus hakkında konuşmalıyız. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, I know. He's been relying on you. | Biliyorum. Sana güveniyor. | About a Boy-1 | 2014 | |
| And I think it's because I'm a single mother. | Çünkü, bu yalnız bir anne olduğum için bence. | About a Boy-1 | 2014 | |
| It's hard to admit that it's good | Hayatında bir erkek varlığın olmasının iyi olduğunu kabul etmek çok zor. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Will you shut up? Excuse me? | Sesini kesecek misin? Affedersin? | About a Boy-1 | 2014 | |
| You got him a pity invite. | Onu, merhamet gösterterek davet ettirdin. | About a Boy-1 | 2014 | |
| No, it wasn't pity. It was empathy. | Hayır, merhamet değildi. Empatiydi. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Potato, po tah to. | Ha patates, ha potates! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Are you making fun of my accent? | Sen benim aksanımla alay mı ediyorsun? | About a Boy-1 | 2014 | |
| No. We need to get Marcus out of there. | Hayır. Marcus'u oradan kurtarmamız lazım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| You mean get him out of the party | Yani, gitmeyi düşlediği partiden onu alalım mı diyorsun? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Fiona. What? | Fiona. Efendim? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, hey! | Selam. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Mitchell, my man! | Mitchell, adamım! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Nice sweater vest. I went no tie too. | Güzel süvetermiş. Ben de kravat takmadım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Hi, Hannah. Uh... Cool party. | Merhaba, Hannah. Güzel parti. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Um, thanks for the invite. | Davet için teşekkürler. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, you made it. | Bunu becerdin. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Uh, do you want to dance? | Dans etmek ister misin? | About a Boy-1 | 2014 | |
| I have a background in the classical waltz. | Klasik valsta bir geçmişim var. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Sure, Marcus. We'll do it later. | Elbette, Marcus. Sonra yaparız bunu. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Awesome! | Muhteşem! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Much later. | Epey bir sonra! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Love to hear that joke later. | Bu şakayı sevdim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, my God, this is Roanoke. | Aman Tanrım. Roanoke gibi... | About a Boy-1 | 2014 | |
| What's Roanoke? | Roanoke da ne? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Small town, evil underbelly. | Küçük bir kasaba. Kötülüğün göbeği... | About a Boy-1 | 2014 | |
| We had to flee in the middle of the night, | Utanç verici bir gece yarısı kaçmak zorunda kaldık. Çünkü güzel bir çiftçi pazarı vardı orada. | About a Boy-1 | 2014 | |
| We've got to help him! | Ona yardım etmemiz lazım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| We could start a fire, create a diversion, | Yangın başlatıp dikkatlerini dağıtırız ve hemen onu dışarı çıkartırız. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Listen, I'll handle this... Simple extraction. | Dinleyin. Ben bunu hallederim. Basit bir ekstraksiyon. | About a Boy-1 | 2014 | |
| You guys keep Hannah away. I'll get Marcus, all right? | Siz kızlar, Hannah'ı uzak tutun ve ben Marcus'u alacağım. Tamam mı? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Operation zero dark nerdy. | Karanlık Asosyal Operasyonu... | About a Boy-1 | 2014 |