• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2511

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
The revolver was lying by their bodies. Cesetlerin üzerinde bir tabancı vardı. Silah yanı başlarındaymış. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Bloody hard on the dog, I thought. Köpeğin üzerinde kan vardı sanırsam. Köpek de öyle... Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Rotten way to treat an animal. bir hayvana davranmak için kötü bir yol. Bir hayvana yapılabilecek en kötü şey. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
They kept a revolver in the house? Military type. They often do. silahı evde mi saklıyolardı? Askeri tip.Genelde evde saklıyorlardı. Evde silahları var mıymış? Askeri tipte, çoğunlukla bu tür şeyleri tutarlar. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Fear of the natives, you see. Yerli korkusu, görüyorsunuz. Yerli korkusu olsa gerek. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Not usually a problem in Sussex. Sussex'te normalde olan bir sorun değil. Sussex'te genelde böyle bir problem yoktur. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Unfathomable things in everybody's lives. Herkezin yaşamındaki anlaşılmayan şeyler. İnsanların hayatlarındaki akıl ermez şeyler gibi... Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
She was neurotic, always. Was she? Her zaman sinir hastasıydı. dimi? Kadın hep biraz nevrotikti, değil mi? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Very nervy. Didn't like India at all. Çok gergindi. Hindistanı tam anlamıyla sevmiyordu. Çok sinirliydi. Hindistan'dan da hoşlanmamıştı. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Odd girl. İlginç kız. Tuhaf kız. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
And the other one. I expect you heard the gossip. Ve diğeri . Onun hakkındaki dedikoduları duymuşsundur. Peki diğeri... Sanırım sen de dedikoduyu duymuşsundur. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
What was the gossip, Julia? Dedikodu nedir, Julia? Dedikodu neydi, Julia? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
He was writing his memoirs. She was taking dictation. HAtıralarını yazıyordu. dikte ediyordu. Adam kadına kendi hatıralarını yazdırıyordu. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Who? Margaret? No! Kim? Margaret? Hayır! Kim? Margaret mi? Hayır! Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
The French girl! Fransız kız! Fransız kız! Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
She was young. And French. Gençti ve fransızdı. Genç ve Fransız'dı. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
There was talk. Bir muhabbet vardı. Dedikodu ortaya çıktı Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
People thought he might have shot his İnsanlar karısını bu fransız kızla İnsanlar karısını onunla... Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
wife because he wanted to marry her. evlenmek istediği için vurduğunu söylüyorlardı. ...evlenmek için öldürdüğünü düşündüler. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Then why shoot himself as well? Good point! Peki kendini niye sordu? İyi bir nokta! Peki neden kendisini de vurdu? Güzel nokta. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I always thought it was more about Margaret. Ben hep Margaret bçyle birşey yapar diye düşündüm. Ben her zaman daha çok Margaret hakkında olduğunu düşünmüşümdür. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I can't help thinking there might have been a man. Bir adamın hep olabileceğini düşünmekten kendimi alamadım. Başka bir adam olduğnu düşünmeden edemiyorum. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Why do you think that? Oh, the wigs. Niye böyle düşünüyorsun? Oh, peruklar. Neden öyle düşünüyorsun. Peruklar sebebiyle mi? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Sexual display. Mating ritual. Seksi görünüm. eş bulma hareketleri. İlginç. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I thought you said she had them because she was bald. Kel olduğu için onlara sahip olduğunu söylüyordun. Saçı olmadığı için peruk taktığını söylediğini sanıyordum. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Oh, she was pretty too. Oh, o güzeldide. Güzeldi de. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Legs. Bacakları. Bacakları. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
All I'm saying is one of them was having an affair. Diyebileceğim birinin ilişkisi olması lazım. Tek söylediğim ikisinden birinin bir ilişkisi olduğu. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
In this part of the world, Ariadne, Dünyanın bu tarafında, Ariadne, Dünyanın bu kısmında, Ariadne, Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
one either hunts or one has affairs. bazıları avlanır veya ilişkileri olur. biri ya avlanır ya da ilişkiye girer. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
It is a variation on what the French call le bain de surprise. Fransızlar buna le bain de surprise. Fransızların dediği gibi. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I should say it's a surprise. Ben buna süpriz demeyeliyim. Söylemeliyim ki bu bir sürpriz Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Hot water followed by cold water. Is that right? Sıcak su soğuk su tarafından takip edilir. Bu doğru mu? Sıcak su, ardından soğuk su. Doğru mu? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Oui. The scalding hot and the freezing cold. Evet. Haşlanmış sıcak ve donan soğuk. Evet. Kızgın sıcak ve dondurucu soğuk. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
The principle, it is one of severe shock to the system. Bu bir prensip.Sisteme sert bir şok. Amaç, sisteme ciddi bir şok yaşatmaktır. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
And is often used in conjunction with the electro shock therapy. ve elektro şok tedavilerinde kullanılan bir konjektürdür. Çoğunlukla elektro şok tedavisiyle beraber uygulanır. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Bloody hell. Lanet olsun. Lanet olası. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I'm quite glad I'm normal. Nromal olduğum için minnetarım. Oldukça memnun ve normalim. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
We may all be thankful, mon ami, that Hepimizin öyle olması lazım, mon ami, hepimiz Hepimiz teşekkür etmeliyiz Mon Ami Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
we are in possession of our minds. beyinlerimizin kontrolü altındayız. Aklımızın kontrolü hale bizlerde.. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Some of us more so than others. Bazılarımız düğerlerinden daha çok. Bazılarımız diğerlerinden de fazla... Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
But the question, it is this. Ama soru şuki bu kadar mı. Ama soru şu: Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Who has brought le professeur to this place and secured him? Profesörü buraya kim getirdi ve güvenliğini sağladı? Profesörü buraya kim getirdi? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
The night watchman said the door wasn't forced. Gece bekçisi kapının zorlanmadığını söyledi. Gece bekçisi kapının zorlanmadığını söyledi. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Is there a key that is missing? No. Kayıp bir anahtar var mıydı? Hayır. Kayıp bir anahtar var mı? Hayır Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Everything is in order. Herşey yerindeydi. Her şey yerli yerinde. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
No fingerprints. And Dr Willoughby himself? Parmak izide yoktu. Ve Dr Willoughby kendisi? Parmak izi yok Doktorunun kendisinin bile mi? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
The man's in shock. O şoktaydı. Adam şok geçiriyor. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I let him go back to Kent. We can interview him later. Kent dönmesine izin verdim. Onu daha sonra sorguluyabiliriz. Kent'e geri dönmesine izin vereceğim. Orada daha sonra sorguya alabiliriz. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Oh. Er... Hi. Oh. Er... Merhaba. Tabii. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
You mind me coming in? It's against regulations. İçeri gelmemde sorun var mı? Yönetmeliklere aykırıdır. İçeri girebilir miyim? Kurallara aykırı Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
No, no, mademoiselle. Pas du tout. Hayır hayır, mademoiselle. Pas du tout. Hayır, hayır Matmazel Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Huh? Huh? Efendim? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I've never been down here before. Daha önceden burada hiç olmamıştım. Buraya daha önce hiç gelmedim. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Creepy, isn't it? Korkunç değil mi? Korkutucu, değil mi? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I have the kettle boiling if you gentlemen would like a cup of tea. Eğer çay isterseniz beyfendiler aşağıda ısınan bir çaydanlığım var. İsterseniz çay ikram edebilirim, Baylar. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Do you live locally, Miss McDermott? James Street. Buralarda mı yaşıyorsunuz, Bayan McDermott? James Sokağında. Burada mı yaşıyorsunuz, Bayan McDermott? James Sokağı'nda. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
It's about a ten minute walk. 10 dakikalık yürüme mesafesinde On dakika yürüme mesafesinde. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Did you walk home on the night Professor Willoughby was murdered? Profesör Willoughby öldürüldüğü gecede eve yürüyormuydunuz? Profesörün öldürüldüğü gece eve gittiniz mi? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Do you live alone? No. Yanlız mı yaşıyorsunuz? Hayır. Yalnız mı yaşıyorsunuz? Hayır. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I share an apartment with some other girls. diğer bir kaç kız ile bir apartmanı paylaşıyorum. Başka kızlarla bir daire paylaşıyorum. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Is there someone can vouch for you being at home all night? Bütün gece evde olduğunuza tanıklık edecek kimse var mı? Bütün gece evde olduğunuza dair tanıklık yapabilecek birileri var mı? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Did I say I was at home all night? I don't remember that. Bütün gece evde olduğumu söylediğimi hatırlamıyorum? Hatırlamıyorum. Bütün gece evde olduğumu mu söyledim? Bunu hatırlamıyorum. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
May I enquire, mademoiselle, from where do you originate? Acaba, mademoiselle, nereli olduğunuzu sorabilir miyim? Sorabilir miyim Matmazel, Nereden geliyorsunuz? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Boston area. Boston. Boston bölgesi. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
But I always wanted to come to London. Ama her zaman Londra'ya gelmek istemişimdir. Ama her zaman Londra'ya gelmek istemişimdir. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I guess I just had a yen to live in England for a while HEr zaman İngiltere'de yaşamak ve ingiliz insanların yaptıklarını Sanırım bir süre İngiltere'de yaşamak, İngilizlerin yaptığı şeyleri yapmak... Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
and do the things that English people do. yapmak gibi bir arzum vardı. ...gibi bir hevesim vardı. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
By which, I do not mean murdering eminent professors of psychiatry. Şeçkin psikiyatri profesörlerini öldürmeyi kastetmiyorum. Bununla önde gelen psikiyatri profesörlerini öldürmeyi kastetmiyorum tabii ki. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
So you think it was an English person who has done this. Siz bunların hepsinin bir ingiliz tarafından yapıldığını sanıyorsunuz. Yani sizce bunu bir İngiliz mi yaptı? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I'd say the stakes are high, wouldn't you? İhtimallerin yüksek olduğunu söylüyorum, değil mi? Bence ihtimal yüksek, Sizce? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
How well did you know Professor Willoughby? Profesör Willoughby ne kadar iyi tanıyorsunuz? Profesör Willoughby'yi ne kadar iyi tanırdınız? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I didn't know him at all. Tam anlamıyla tanımıyorum. Onu hiç tanımazdım. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
You can't tell us anything about what he's currently working on. Ne konuda çalıştığı hakkında bize birşey söyleyemezsiniz. Şu an ne üzerinde çalıştığını bize anlatabilir misiniz? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I'm a filing clerk. I don't know anything about psychiatry. Ben katibim. Psikiyatri hakkında hiçbirşey bilmiyorum. Ben sekreterim, psikiyatriden anlamam. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I do the files from A to Zed. Ben dosyaları A'dan Z'ye dizerim. Dosyaları A'dan Zed'e kadar sıralarım. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I just answer the telephone, make the tea. Telefonları cevaplardım çay yapardım. Telefona bakar, çayı yaparım. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
If you please to return to the night of the murder. Yeniden cinayet gecesine dönersek. Eğer cinayet gecesine geri dönebilirseniz. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
At what hour did you leave your work? İşi kaçta terkettiniz? Saat kaçta işten çıktınız? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Usual time. Around 5:30. Her zzamanki gibi 5:30 civarı. Normal saatimde 5:30 gibi. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
And where did you go then? Ve nereye gittiniz? Peki sonra nereye gittiniz? Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I went home. Eve gittim. Eve. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
But you just said you didn't. Ama şimdi gitmedim dediniz. Ama az önce eve gitmediğinizi söylediniz. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I don't think so. Öyle sanmıyorum. Öyle sanmıyorum. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
It's a murder inquiry, miss. Bu bir cinayet soruşturması hanımefendi. Bu bir cinayet soruşturması, Bayan. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Yeah. Yeah. Evet. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
OK, I'm sorry. ok,Özür dilerim. Peki, üzgünüm. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
Er... I went home. Er... Eve gittim. Ben...eve gittim. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I didn't see any of the other girls. Diğer kızların hiçbirini görmedim. Diğer kızları görmedim. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I had sardines on toast. Ekmek arası sardalya yaptım. Bir sardalyalı tost yedim... Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
And then I went to bed. Ve daha sonra yatağa gittim. ve sonra uyudum. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
So nobody can corroborate your story. Yane hikayenizi doğrulayacak kimse yok. Yani kimse hikayenizi doğrulayamaz. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I guess not. Sanıyosam. Sanırım öyle Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
It is strange that Dr Willoughby also Dr Willoughby o gece için bir nedenin Doktor Willoughby'nin de... Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
has no alibi for the night in question. olmamasıda garip. ...cinayet gecesi için tanığı olmaması tuhaf. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
He doesn't? But surely his wife... Yok muydu ama bence karısının vardır... Yok mu? Ama mutlaka karısı... Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
He says he spent the night here in his flat. Çünkü bütün geceyi burdaki apartmanında geçireceğini söylemişti. Geceyi buradaki dairesinde geçirdiğini söylüyor. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I see. Anladım. Anladım. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I didn't know that. Bunu bilmiyordum. Bunu bilmiyordum. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
I assumed he'd gone home. Ben eve gider diye tahmin ediyordum. Eve gittiğini sanmıştım. Agatha Christies Poirot-1 1989 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 2506
  • 2507
  • 2508
  • 2509
  • 2510
  • 2511
  • 2512
  • 2513
  • 2514
  • 2515
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim