Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2568
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| That building seemed to house a training facility... | O bina eğitim tesisi gibi görünüyordu. Yataklarda kelepçeler olsun, sınıflar olsun. | Agent Carter-1 | 2015 |  |
| Training young girls to be what, assassins? | Genç kızları ne için eğitiyorlardı, suikastçı olmaları için mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Seems like the Russians would want to train grown men. | Ruslar yetişkin erkekleri eğitmek istiyor diye biliyordum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Women are often overlooked, taken for granted. | Kadınlar genelde gözden kaçıyor, hafife alınıyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| They can slip easily through a man's defenses. | Bir erkeğin savunma mekanizmasını kolayca aşabilirler. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| How many girls were there? | Kaç tane kız vardı? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Again, I was not allowed... Do you think the girls | Tekrar söylüyorum, ben fazla... Kızlar sizce buraya... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| could have been deployed here, to America? | ...Amerika'ya sevk edilmiş olabilirler mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I wish I could be of more assistance, Agent Carter... | Keşke size daha fazla yardımcı olabilseydim Ajan Carter. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Who could be of more assistance, Dr. Ivchenko? | Başka kim yardımcı olabilir Doktor Ivchenko? Ajan Carter, konuşabilir miyiz? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Chief Dooley, I really must insist | Şef Dooley, devam etmeme izin vermenizde ısrarcıyım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Carter, could you just zip it for a minute? Geez. | Carter, bir susar mısın ya? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Look, your work in Russia was admirable, | Bak, Rusya'da yaptıkların takdire şayandı ama bu benim operasyonum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| And I need to hear everything he has to say about Leviathan. | Ve Leviathan hakkında söyleyebileceği her şeye ihtiyacım var. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| And as callous as it sounds, | Ve bu biraz zalimce gelebilir ama küçük bir kız umurumda değil aslında... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Well, you should, because that little girl, | Umurunuzda olmalı ama, o küçük kız... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I believe, grew up to kill Agent Krzeminski. | ...Ajan Krzeminski'yi öldürmek için eğitildi gibi geliyor bana. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Where did you come up with that theory? | Bu teori nereden aklına geldi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Ballistics identified the firearm that killed Krzeminski | Balistik raporuna göre Krzeminski'yi öldüren silah Korovin TK, yani Rus silahı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| So? | Yani? Dahası da var, silah küçük. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Small enough to be more suitable for a woman's grip. | Bir kadının eline daha uygun olacak kadar küçük. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Ah. That's thin. | Bunlar yetersiz. Howard Stark'ın bu konuya nasıl bulaşmış... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| of how Howard Stark got involved with this in the first place. | ...olabileceğinin de en makul açıklaması aynı zamanda. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| He is a notorious womanizer. | O adı çıkmış bir zampara. Kasasının soyulmasının tek açıklaması... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| if he were manipulated by a well trained female operative. | ...iyi eğitilmiş bir kadın casus tarafından manipüle edilmiş olmasıdır. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You know what? | Bak sana ne diyeceğim. Bütün bunlar kankan Howard Stark'tan çok daha büyük. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I can... Yes, it is. | Sana... Evet, öyle. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| And now, after everything you know, | Ve şimdi, bütün bu bildiklerinize rağmen sizce kendisi Leviathan'a mı karışmış? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| All right. Chase it. | Pekâlâ, kovala gitsin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| S sir? You got a hunch. | Anlayamadım? Önsezilerin var. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| See if you're right. | Haklı mısın değil misin bir bak. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Would you look at that. | Şuna bak, denediğinde gerçekten çeneni kapalı tutabiliyormuşsun. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Now get the hell out of here. | Şimdi yıkıl bakayım. Emredersiniz, teşekkür ederim efendim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| "When I look back on it, it seems to me | "Geriye dönüp baktığımda, burada kıt kanaat geçinerek... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| "as if I have been living here like a poor woman... | ...yaşayan yoksul bir kadınmışım gibi geliyor bana... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| "I have existed merely to perform tricks for you, Torvald. | Yalnızca sana numaralar yapabileyim diye var olmuşum ben Torvald... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| "But you would have it so. | Sırf sahip olabilesin diye, ama sen ve babam bana karşı büyük bir günah işlediniz... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It is your fault that I have made nothing of my life. " | ...ve hayatta hiçbir şey kazanamamamın suçlusu sizlersiniz." | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Bravo, Angie. | Bravo Angie. Teşekkürler Esther. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Your new key. | Yeni anahtarın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I had to practically sign over my firstborn to Miriam | Bunu sana verebilmek için ilk çocuğumu Miriam yazdırmak zorunda kaldım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Thank you. I can't imagine where I dropped mine. | Teşekkür ederim, benimkini nerede düşürdüğümü hiç bilmiyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Angie, that was wonderful. | Angie, harikaydın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Ugh. Tell that to the producers. | Bunu yönetmenlere söyle. Gördükleri en kötü seçme olduğunu söylüyorlar. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You ordering? | Sipariş verecek misin? Hayır, bir arkadaşımı bekliyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Angie, you can't just let one audition get you down. | Angie, bir kez seçmeleri kaybettin diye moralini bozmamalısın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| How about seven? | Yedi kez kaybettiysem? Üzüldüm, ama bir kapı açılır elbet. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I've been telling myself that for a year. | Kendi kendime bir yıldır öyle söylüyorum ben de. Bazı şeyleri anlamamın zamanı geldi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| The floodlights are calling, but not for me. | Stüdyolar oyuncu arıyor ama beni değil. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| My father signed me up for secretary school. | Babam beni sekreterlik okuluna yazdırdı, haftaya başlıyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Oh, Angie, no. You belong onstage. | Angie, hayır. Senin yerin sahne. 1 | Agent Carter-1 | 2015 | |
| If that were true, I'd be there already. | Eğer o söylediğin doğru olsaydı şu an sahnede olurdum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'll let you and your friend talk. | Ben gideyim, arkadaşınla rahat rahat konuş. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I must say, I was very pleased to receive your call. | Aradığın için çok sevindim. Takıma geri döndüğünü varsayabilir miyim? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I don't believe we ever were on the same team, so no. | Asla aynı takımda değildik, varsayamazsın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We are still, however, working towards a common goal. | Ama hâlâ aynı hedef için çalışıyoruz ikimiz de. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Fair enough. | Pekâlâ. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It may interest you to know | Patronunun beni ziyaret ettiği gerçeği ilgini çekebilir. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Chief Dooley? Yes. | Şef Dooley mi? Evet. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It seems there may be a change | SSR'daki hakim rüzgarlar değişebilir gibi görünüyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Leviathan has certainly sparked their interest, | Leviathan kesinlikle ilgilerini çekti ama Howard hâlâ ortalıkta yok. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What did Dooley want? | Dooley ne istiyormuş? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Information on a battle in the German town of Finow. | Finow diye bir Alman kasabasındaki muharebeyle ilgili bilgi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I didn't say anything at the time, | Ona hiçbir şey söylemedim ama Bay Stark 1944'de Finow'a gitmişti. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| He returned... distressed | Tükenmiş bir şekilde geri döndü ve hemen sonra kasasını oluşturmaya başladı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What did Howard have to say about it? | Howard ne dedi peki? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I've tried getting messages to him. | Ona mesajlarımı ulaştırmayı denedim. Ancak ulaşılması zor bir insan kendisi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Mm. Interesting, but that can wait. | İlginç. Ama bekleyebilir. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Russia has been training young women | Rusya genç kızları casusluk için yetiştiriyormuş... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| and we both know that Howard's major weakness is... | ...ve ikimiz de biliyoruz ki Howard'ın en zayıf noktası... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Women. | Kadınlar. Ve ahududulu türüf. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I need you to get me a list of all the women | Bana geçen yıl Howard'ın eğlendirdiği bütün kadınların listesini getirmeni istiyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I'm not sure there's enough ink in the whole of New York | Bu isteğini karşılamak için New York'ta yeteri kadar mürekkep olduğunu sanmıyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Fine. Just in the last six months, then. | İyi, son 6 aydakileri getir o zaman. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Is that possible? Oh, yes. | Olur mu? Evet. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Yes, I suggest we start with the western hemisphere. | Evet, batı yarımküreden başlayalım o zaman. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Oh, please. | Yok artık ya. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You here for the interview. That's me. | Röportaj için mi geldiniz? Evet. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Come on in. | Buyurun. Bir daha kız göremeyeceğim sanmıştım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Are you closed? | Kapalı mısınız? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Oh, I gave the rest of the staff a long weekend. | Çalışanlara tatil verdim. Adaylarla zaman geçirip onlara tüm dikkatimi vermek isterim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Bring yourself this way and, uh, we'll get started. | Buyurun gelin, başlayalım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Hey, Sheldon. You look great. | Selam Sheldon, çok iyi görünüyorsun. Nasıl davranıyorlar burada? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Warm cot? Three squares? Been stabbed yet? | Hücren sıcak mı? Bıçaklandın mı? Ne istiyorsun lan? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Just a little trip down memory lane. | Anılarıma yolculuk etmek istedim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| When we arrested you, | Seni tutukladığımızda seni bir kadının dövdüğünü ve... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Think you could identify her? | Onu bir daha görsen tanır mısın? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Maybe. Maybe not. | Belki tanırım, belki de tanımam. Karşılığında ne vereceksin? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Six months. Probably get it knocked down to three if you behave yourself. | Altı ay içerdesin, muhtemelen uslu davranırsan üç aya indiririz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| That's it? Let me remind you you were arrested | Bu mudur yani? New York'un tamamını yok edebilecek... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| for transporting an explosive | ...bir patlayıcıyı taşırken yakalanıp tutuklandığını sana hatırlatmak isterim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| This is a one time offer. We got a deal? | Bir daha teklif etmem böyle bir şeyi, anlaştık mı? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Yeah, we got a deal. | Evet, anlaştık. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Oh, yeah. That's her. | Evet, bu o. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Take another look. Look. | Bir daha bak, iyi bak. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| She came to the house that night. | O gece eve geldi, Brannis'i arıyordu. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| She left with him and the truck full of nitramene. | Bir kamyon dolusu nitramin ve Brannis ile gitti. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| She's a cute broad... | Tatlı hatun. Suratıma yumruk atmadığı sürece tabii. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Not who I thought she was. | Yeterince tanıyamadığım bir kadın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We call it the Stark special, | Stark spesiyal diyoruz buna. Tamamen kendi tasarımı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
