Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2576
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Can't you cut him out of this thing? | Bunu nasıl çıkarabiliriz? Zamanımızın olduğunu sanmıyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Tampering with the circuitry... | Devreyi aktif hale getirince... Reaksiyon hızlanıyor. Anladık. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Let's pack him with ice. Perhaps we can cool the core. | Gelin üstünü buzlarla örtelim. Belki çekirdeğini soğutabiliriz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| The armor is designed to be impervious to all | Zırh tüm dış etkenlere karşı dirençli olması için... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| outside elements, whether it be artillery or temperature. | ...tasarlandı, isterse ağır silah isterse ısı derecesi olsun. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Damn you, Howard. My God, it's searing his skin. | Lanet olsun Howard. Aman Tanrım. Derisini dağlamaya başladı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It's in the final stages. We're running out of time. | Son evreye geçtik. Zamanımız tükeniyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I don't know what to do. What does that mean? | Ne yapacağımı bilmiyorum. Ne demek oluyor bu? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It means that... I don't know what to do. | Ne yapacağımı bilmiyorum demek oluyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I know what to do. | Ben ne yapacağımı biliyorum. Gel, kaldır beni. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Give me a hand. | Kaldır beni. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Whoa, whoa, whoa, whoa, whoa! | Dur, dur, dur, dur. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Tell... Tell my wife... | Karıma söyleyin... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Tell her I'm sorry I missed dinner. | Yemeği kaçırdığım için üzgün olduğumu söyleyin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| And you? | Size gelince... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Promise me you'll get the son of a bitch who did this. | Bunu yapan orospu çocuğunu yakalayacağınıza dair söz verin bana! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Say it! | Söyleyin. Onu yakalayacağız. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Attagirl. | Aferin kızıma. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Chief! Chief! | Amir! Amir! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Chief, don't! | Amir yapma! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What happened? | Ne oldu? Amiri öldürdüler. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I did this. | Buna ben sebep oldum. Ivchenko beni ona götürdü ki... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| so that I would bring him to the SSR. | ...ben de onu SSR'a sokabileyim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| This is my fault. | Hepsi benim suçum. Hayır Bayan Carter. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| This is not your fault. | Bu senin suçun değil. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| This is Mr. Stark's bloody inventions. | Bunlar Bay Stark'ın lanet olası icatları yüzünden. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Leviathan tasked Leet Brannis to steal something. | Leviathan Brannis'i bir şey çalması için yollamıştı. Neydi o yolladığı? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| The blood. | Kan. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Well, that's just great. | Aman ne güzel. Sinema sırasında ağlayan bir bebeğimiz olacak. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Oh, don't pay any attention to him, dear. | Ona aldırmayın hanımefendi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Dexter, dispose of your litter properly. | Dexter, çöplerini düzgün bir şekilde at. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Nah! Let somebody else pick it up. | Olmaz. Bırak başkası alsın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Dexter, what if everyone threw their litter in the aisle? | Dexter, ya herkes çöpleri koridora böyle atsa? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Hey! Let me down from here! L let me down! | Hey! Bırak beni! Bırak beni! Bırak beni! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Remember, dispose of... | Unutma. Çöpleri böyle atmak... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Do you think it will work? | Sence işe yarayacak mı? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I have great faith in Mr. Stark's inventions. | Bay Stark'ın icatlarına gönülden inanıyorum. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We need to find out what Ivchenko took. | Ivchenko'nun aldığı şeyi bulmamız gerekiyor. Her sandığa bakın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Item 17. It's gone. | 17. eşya. Gitmiş. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| All right. What's that do? | Tamam. O ne işe yarıyor? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Enough with the coughing already! | Öksürmeyi bırakın be artık! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Circling the block once or twice, I understand. | Bir iki defa sokakta gezmeyi anlarım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Three times? Fine. | Üç kere bile hadi neyse. Ama altı defa? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| When there's a perfectly good lot across the street. | Özellikle de sokağın karşısında gitmemiz gereken bir yer varsa yani. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Now we're gonna miss the start of the picture | Şimdi filmin başlangıcını kaçıracağız... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| all because someone didn't want to pay for parking. | ...hepsi de birileri parkın parasını ödemek istemiyor diye. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Previously on "Agent Carter"... | Agent Carter'ın önceki bölümlerinde... Agent Carter'ın önceki bölümlerinde... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| As of this moment, Howard Stark is a fugitive from justice. | Bu andan itibaren, Howard Stark adaletten kaçan bir suçludur. Bu andan itibaren, Howard Stark adaletten kaçan bir suçludur. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You're the only one that can clear my name. | İsmimi temize çıkarabilecek tek kişi sensin. İsmimi temize çıkarabilecek tek kişi sensin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What's in the vial? Steve Rogers' blood. | Şişede ne var? Steve Rogers'in kanı. Şişede ne var? Steve Rogers'in kanı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You lied to me. | Yalan söyledin bana. Steve'in senin için ne kadar önemli olduğunu biliyordum... Yalan söyledin bana. Steve'in senin için ne kadar önemli olduğunu biliyordum... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| because I know how much he means to me. | ...çünkü benim için de o kadar önemli. ...çünkü benim için de o kadar önemli. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| After seeing that kid in Russia, | Rusya'daki o kızı gördükten sonra yetişkinlerinden birine bulaşmayı istemem. Rusya'daki o kızı gördükten sonra yetişkinlerinden birine bulaşmayı istemem. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Focus. Please. | Odaklan lütfen. Çünkü halletmemiz gereken çok önemli bir şey var. Odaklan lütfen. Çünkü halletmemiz gereken çok önemli bir şey var. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| He got in my head. | Aklıma girdi. Son evreye geçtik. 1 Aklıma girdi. Son evreye geçtik. 1 | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Promise me you'll get the son of a bitch who did this. | Bunu yapan orospu çocuğunu yakalayacağınıza dair söz verin bana! Bunu yapan orospu çocuğunu yakalayacağınıza dair söz verin bana! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| We need to find out what Ivchenko took. | Ivchenko'nun aldığı şeyi bulmamız gerekiyor. 17. eşya. Gitmiş. Ivchenko'nun aldığı şeyi bulmamız gerekiyor. 17. eşya. Gitmiş. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| What's that do? | O ne işe yarıyor? Hiçbir fikrim yok. O ne işe yarıyor? Hiçbir fikrim yok. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| recommend Diamond Toilet Soap | ...en kaliteli cilt bakımı için Diamond Tuvalet Sabunu kullanıyor. ...en kaliteli cilt bakımı için Diamond Tuvalet Sabunu kullanıyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Be a Diamond girl. | Diamond kızı olun. Diamond kızı olun. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| When we last left our hero, | En son kaldığımız yerde Kaptan Amerika 25. taburu kurtarmıştı... En son kaldığımız yerde Kaptan Amerika 25. taburu kurtarmıştı... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| but his plane was going down over the Sea of Japan. | ...ama uçağı Japon Denizi'ne doğru çakılmaktaydı. ...ama uçağı Japon Denizi'ne doğru çakılmaktaydı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Oh, cap, | Ah, kaptan, senin gibi bir adam bir daha bu dünyaya gelmez. Ah, kaptan, senin gibi bir adam bir daha bu dünyaya gelmez. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I love you, Captain America. | Seni seviyorum Kaptan Amerika. Seni seviyorum Kaptan Amerika. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| But Betty Carver, face wet with loving tears, | Ama yüzü yaşlı Betty Carver sadece parazit duyuyor. Ama yüzü yaşlı Betty Carver sadece parazit duyuyor. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You're the SSR folks? | SSR'dan mısınız? Burada ne oldu dedektif? SSR'dan mısınız? Burada ne oldu dedektif? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Hell if I know... I got 47 dead, | Hiç bilmiyorum. 47 ölü var; ezilmiş kafalar, oyulmuş gözler... Hiç bilmiyorum. 47 ölü var; ezilmiş kafalar, oyulmuş gözler... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Not a single survivor. | Kurtulan yok. Kurtulan yok. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Never seen anything like it. | Böyle bir şey görmedim hiç. Hepsi salonun içinde mi oldu? Böyle bir şey görmedim hiç. Hepsi salonun içinde mi oldu? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| This way. | Takip edin. Takip edin. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| No monster killed these people. | Bu insanları bir canavar öldürmemiş. Birbirlerini öldürmüş bunlar. Bu insanları bir canavar öldürmemiş. Birbirlerini öldürmüş bunlar. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Guess you G men catch stuff like this all the time. | Ajanların böyle şeyleri sürekli görüyordur herhâlde. Ajanların böyle şeyleri sürekli görüyordur herhâlde. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Sousa! Sousa! | Sousa! Sousa! Sousa! Sousa! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Get him off! | Tutun şunu! Tutun şunu! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| This really is an amazing city. | Cidden harikulade bir şehir bu. Normal bir şehir işte. Cidden harikulade bir şehir bu. Normal bir şehir işte. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| No, no, my dear. | Hayır canım. Hayır canım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| ♪ I've got it bad ♪ This is a testimony | Bu, Amerikan gücü ve zekâsının katı kanıtı. Bu, Amerikan gücü ve zekâsının katı kanıtı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| It is a beacon for all the world to envy. | Dünyaya yol gösterecek bir şehir. Dünyaya yol gösterecek bir şehir. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| And won't it be fun to tear it all down? | Yakıp yıkmak çok da eğlenceli olur, değil mi? Yakıp yıkmak çok da eğlenceli olur, değil mi? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Let us not bring unwanted attention to ourselves. | İstenmeyen gözleri üstümüze çekmeyelim. İstenmeyen gözleri üstümüze çekmeyelim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Good evening, officer. Did I do something wrong? | İyi akşamlar memur bey. Yanlış bir şey mi yaptım? İyi akşamlar memur bey. Yanlış bir şey mi yaptım? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Well, ma'am, there's a small matter | Az önce kırmızı ışıkta geçtiniz hanımefendi. Az önce kırmızı ışıkta geçtiniz hanımefendi. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I did?! Oh, my gosh! | Öyle mi? Aman Tanrım! Öyle mi? Aman Tanrım! | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I am just the silliest goose. | Ne kadar aptalım! Kaza yaşanmadığı için şanslısınız. Ne kadar aptalım! Kaza yaşanmadığı için şanslısınız. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I am so sorry, officer. | Çok özür dilerim memur bey. Dedemin sürmesine izin verirdim... Çok özür dilerim memur bey. Dedemin sürmesine izin verirdim... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| but... he's blind in one eye. | ...ama tek gözü görmüyor. Savaş yarası. ...ama tek gözü görmüyor. Savaş yarası. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Okay, ma'am. Just be careful. | Peki hanımefendi. Dikkatli sürün. Sağ salim varın evinize. Peki hanımefendi. Dikkatli sürün. Sağ salim varın evinize. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Thank you, officer. You are just the kindest man. | Teşekkürler memur bey, çok iyi birisisiniz. Teşekkürler memur bey, çok iyi birisisiniz. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| All cars, be on the lookout for a vehicle last seen | Tüm devriyeler, en son 65 ile Park caddesi... Tüm devriyeler, en son 65 ile Park caddesi... | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Black Dynaflow, license three yankee six zulu. | Siyah Dynaflow, plakası 3Y6Z. Siyah Dynaflow, plakası 3Y6Z. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Vehicle is reported stolen by an armed female... | Araç, silahlı bir kadın tarafından çalındı. Sarışın, 1,70 boylarında. Araç, silahlı bir kadın tarafından çalındı. Sarışın, 1,70 boylarında. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| All patrolmen must proceed with caution. | Tüm devriyeler dikkatli olsun. Tüm devriyeler dikkatli olsun. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Carter, what the hell is going on? | Carter, neler oluyor? Ben de sana aynı şeyi soracaktım. Carter, neler oluyor? Ben de sana aynı şeyi soracaktım. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| How are you feeling? | Nasılsın? Bir poşet şarapnel yutmuş gibiyim. Nasılsın? Bir poşet şarapnel yutmuş gibiyim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Do you remember anything that happened | Sinema salonunda olan herhangi bir şeyi hatırlıyor musun? Sinema salonunda olan herhangi bir şeyi hatırlıyor musun? | Agent Carter-1 | 2015 | |
| There was, uh, some kind of gas. | Bir tür gaz vardı. Bir tür gaz vardı. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| You found the canister, and you attacked agent Thompson. | Kapsülü buldun ve Ajan Thompson'a saldırdın. Kapsülü buldun ve Ajan Thompson'a saldırdın. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I wanted to kill him. | Onu öldürmek istedim. Herkesi öldürmek istedim. Onu öldürmek istedim. Herkesi öldürmek istedim. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| Oh, God, Peggy. | Ah, Peggy. Ah, Peggy. | Agent Carter-1 | 2015 | |
| I I hit you. | Sana vurdum. Çok özür dilerim. Sana vurdum. Çok özür dilerim. | Agent Carter-1 | 2015 |