Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2601
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
is why I went into politics. | ...politiğe girdim ben. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Thank you very much. | Çok teşekkür ederim. Şimdi müsaadenizle. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Vice President, we have a situation. | Başkan Yardımcısı, bir durum söz konusu. İyi akşamlar Bayan Başkan Yardımcısı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You do know that I run | Dünyanın en büyük istihbarat ajansını yönettiğimi biliyorsun. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You don't think that I would find out | Bu derece büyük bir olayı bulamayacağımı mı sandın? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
There were complications, sir. | Komplikasyonlar oldu efendim. Komplikasyonlar demek. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Thank you for the debriefing there, Chief. | Haber verdiğin için sağ ol be şef. Kızı arayan bir takımımız var. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
The group we use freelance out of the D.o.D. | Savunma bakanlığında beraber çalıştıklarımız. Dur hele dur. Kız derken? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Pamela Richardson. | Pamela Richardson. Pamela Richardson mı? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
What, Bob Woodward wasn't available? | Bob Woodward olmuyor muydu? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
With all due respect, sir, | Tüm saygımla söylemek isterim ki efendim, bundan daha büyük sorunları hallettik biz. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
and the next person who finds you will be operating a backhoe. | ...seni bundan sonra bulacak kişinin elinde ters kepçe olacak. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Handle her and find the watch. | Kızın icabına bak ve saati bul. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
This whole operation goes belly up. | Tüm bu operasyon batar yoksa. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Come on. Got to pull it together. | Hadi ama. Kendine gel. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Oh, that's easy for you to say, Mr. Speaker. | Senin için söylemesi kolay Bay Speaker. Senin kafa rahat. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Now, they find out what I been doing, huh, | Ne yaptığımı öğrenecek olurlarsa başıma gelecekler Snowden'i iyi adam gösterir. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
They'll want to run him for the G.O.P. nomination. | Adamın Amerikan Cumhuriyetçi partisine aday olmasını isterler. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Relax. It's not gonna happen. | Sakin ol. Öyle bir şey olmayacak. Anlaştığımız oydu. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
These are some of the most powerful people in the world. | Bu evde şu an dünyanın en güçlü adamlarından birkaçı var. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
We didn't get here | Birkaç sırrın olmadan buraya kadar gelmen imkansızdır. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
David not only knew | David insanların sırlarını bilmekle kalmıyordu, onların kaydını da tutuyordu. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Which means that everyone here has a motive to kill him. | Kısacası bu odadaki herkesin onu öldürmesi için bir sebebi var. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
So why pass on those secrets to Pamela? | Neden o sırları Pamela'ya versin ki? Neden onu böyle bir tehlikeye soksun? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Maybe he had a reason. | Belki bir nedeni vardı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Maybe he thought he could trust her. | Belki ona güvenebileceğini düşünmüştür. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
If a fifth column is being formed, we'll need proof. | Eğer beşinci kolon düzenleniyorsa, kanıta ihtiyacımız olacak. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Well, we've got the last number Williams dialed. | Williams'ın aradığı son numara elimizde. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Why don't we call it and see who the traitor is? | Neden arayıp hainin kim olduğunu öğrenmiyoruz? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Now, why didn't I think of that? | Bu neden benim aklıma gelmedi ki? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Madam Vice President. | Bayan Başkan Yardımcısı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Hello? | Efendim? Konuşmamız gerek. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Yes, David did call me, but it was a warning. | Evet, David beni aradı ama uyarmak içindi sadece. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
If anything happened to him, I should investigate Gray. | Onun başına bir şey gelirse Gray'i araştırmam gerektiğini söyledi. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
And the only individuals powerful enough | Bu tarz bir operasyonu düzenleyecek yetkide olan insanlar... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
So what's the old fiancé do? | Senin nişanlın ne yapıyor peki? Kan elması falan mı satıyor? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It was his grandmother's. | Ninesininmiş. Benim almamı istemişti. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Family's important to him. | Aile onun için çok önemli. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, so that's why you called me. | Bu yüzden beni aradın demek. Senin türden bir iş gibime geldi. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
My guy is smart, handsome, | Nişanlım zeki, yakışıklı ve Washington'un en seçkin bekarlarından biri. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
More like a thoroughbred. | Daha çok safkan at. Yumuşacık bir safkan at mı? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You want to just wait in here? | Buradan bekleyecek misin? Peşimden gelip duracaklar değil mi? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Let's discuss a few things first, okay? | Önce birkaç şeyi aradan çıkaralım. Önce adımı unut. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Call me Richard. Great. | Bana Richard de. Harika. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You're Jules. | Senin adın Jules. Ben antika satıcısıyım, sen de müşterimsin. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Oh, Sergei! Oh, mili moi! | Sergei! Tatlım benim! Seni görmek ne kadar güzel. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's very good to see you. | Seni görmek de güzel. Ne kadar yakışıklısın böyle. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Oksana, this is Jules, my client. | Oksana, bu Jules, müşterim. Selam! Selam! | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
What's it been, a year? | Ne kadar oldu? Bir sene mi? Altı ay oldu. Dupont Circle'da. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Come! Come in and sit down. Sit down, relax. | Gelin! Gelin ve oturun. Oturun ve rahatlayın. Çay yapayım ben. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
how is it Richard always seems to attract | ...Richard nasıl oluyor da hep güzel müşterilerle çalışıyor? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Well, dick knows what's valuable in life. | Dick hayatta değerli olan nedir iyi biliyor da ondan. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's getting late. | Geç oldu. Şuna bakmaya ne dersin? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Where do you come from? | Nereden geliyorsun? New York'tan. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Oh, just like Richard. | Richard gibi yani. Hadi ama Sergei. Teksas'tan olduğumu biliyorsun. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
This watch belonged to an officer | Bu saat Büyük Vatan Savaşı'ndaki bir memura aitti. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
How do you come to find such a fine piece? | Böylesi güzel bir parça nasıl eline geçti? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
A friend gave it to me. | Bir arkadaşım verdi. Victor, çabuk gel. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Five minutes. Perfect timing. | Beş dakika sürer. Mükemmel zamanlama. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Here we go. | İşte böyle. Benim için çay Tchaikovsky'yle her zaman daha iyidir. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Beautiful. | Muhteşem. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Bad night? | Kötü bir gece miydi? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Bad gambler. | Kötü bir kumardı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's all for a children's charity anyway, isn't it? | Hepsi çocuklara gidiyor nasılsa, değil mi? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Amazingly enough, I got a call from David Williams tonight. | Gariptir, bugün David Williams aradı beni. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You telling me this because...? | Bunu bana neden söylüyorsun? Yüzünden şu ifadeyi görmek istemiştim. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's very rare, very valuable. | Oldukça nadir, oldukça değerli. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Oh, my nephew, Victor! | Bu benim kuzenim, Victor! Evet. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, I ever tell you Victor was kicked off national hockey team | Sana hiç Victor'un eldivenini çok fazla düşürdüğü için... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
What was that? Oh, it's nothing. | Bu da neydi? Yok bir şey. Muhtemelen kedidir. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Here, listen to the strings... this part. | Şu kemanı bir dinle. Bu kısmı. Buradaki müziği hep sevmişimdir. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
How long have you and Richard been together? | Richard ile ne zamandır birliktesiniz? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Really? I had to try. | Ciddi misin sen? Denemek zorundaydım. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's... you know how much money this watch is worth. | Bu saatin ne kadar para ettiğini biliyorsundur. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's not about the money. | Konu para değil. Richard, konu her zaman paradır. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Now, you can kill me or I can give you what you came for. | Beni öldürebilirsin ya da uğruna geldiğin şeyi alırsın. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Give me what I came for, come on. | Uğruna geldiğim şeyi ver. Hadi. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You want my advice? | Benim tavsiyemi ister misin? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Don't marry him. | Onunla evlenme. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I mean, my Sergei... he was good looking once, too. | Benim Sergei'm mesela. O da bir zamanlar yakışıklıydı. Bana dünyaları söz vermişti. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Now, a big night out is the olive garden | Şimdi büyük gece dediğin zeytin bahçesi ve metroda ufak bir turdur. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You look a little queasy. | Betin benzin atmış da. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
How about club soda? | Kulüp sodasına ne dersin? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I'll stick with this. | Bu bana yeter. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You know, they say that Judas betrayed Jesus for, uh... | Biliyor musun, Yehova İsa'ya 30 parça gümüş için ihanet etti derler. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
A disciple of Judas' stature, | Yehova gibi önemli bir adamın bu tarz bir şeyi sırf açgözlülük yüzünden... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
of greed, nah. | ...yaptığını söylemek... Yok. Bu başlı başına bir hakarettir. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I believe that he did it to protect the people he loved. | Bence bunu sevdiği insanları korumak için yaptı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
The better good, if you will. | Dünyanın daha iyi olması için de diyebilirsin. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I'll be outside if you want to talk more. | Konuşmak istersen dışarıda olacağım. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Gray's gonna make a deal. | Gray bir anlaşma yapacak. Onu kaybedersek her şeyi kaybedebiliriz. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Maybe that's a good thing. | Belki de bu iyi bir şeydir. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
During Cold War, KGB planted suitcase bombs | Soğuk Savaş sırasında, KGB kıyamet senaryosu için Amerika'nın farklı yerlerindeki... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
After Gorbachev and Reagan, the bombs were taken away, | Gorbaçev ve Reagan'den sonra bombalar kaldırılmıştı... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
but the vaults | ...ama kendi kendini yok etmeye ayarlı mahzenler kalmaya devam etti. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
The one in D.C.? | Washington'daki mahzen mi? Richard, Washington'da bir sürü mahzen var. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Victor, get up. | Victor, ayağa kalk. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
How does Williams get his hands on a Soviet bunker? | Williams Sovyet sığınağını nasıl ele geçirdi? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
His client list runs the gamut. | Her çeşit müvekkili var onun. Müvekkil listesine nasıl ulaşabilirim? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
But isn't that the first place they'll look? | Bakacakları ilk yer orası olmaz mı? Umarım. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |