Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2605
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Luna! | Luna! | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
İçeride olduğunu biliyoruz. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Sana zarar vermeyeceğiz. Yalnızca Amerikalıyı istiyoruz. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
All right, give me five minutes. I'll go talk to him. | Tamam, bana bir beş dakika ver. Gidip konuşayım ben onunla. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Dışarı çık yoksa bu adamı köpeklere yediririm. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Kemikler Evi Luna... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Kemikler Evi. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Aah! No! | Olamaz! | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Hold it. Save it. | Dur. Gitme. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Ateş edin! | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Lanet olsun! | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Bulun onları. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Yeraltı mezarlığında bir yerdeler. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
La Casa de los Huesos... the House of Bones. | La Casa de los Huesos... Kemikler Evi. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
My uncle used to bring me down here | Amcam ben küçükken beni buraya getirir ve korku hikayeleri anlatırdı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I forgot these tunnels were even here. | Bu tünellerin burada olduğunu dahi unutmuşum. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Do they lead to the cemetery and the burial box? | Bu tüneller mezarlığa ve kül kutusuna çıkıyor mu? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
How are you holding up? | Sen ne durumdasın? Daha iyi olabilirmişim. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I'm guessing this door wasn't here when you were a kid. | Sanırım bu kapı sen küçükken burada değildi. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
What is this, some kind of drug lab? | Burası neresi? Uyuşturucu laboratuvarı mı? Uyuşturucu laboratuvarı değil. Depo. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Yellowcake. It's uranium ore. | Sarı kek. Uranyum madeni. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Right now it's inert, | Şimdi etkisiz durumda ama kirli bomba ve nükleer silahların yapımı için kullanılır. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Clear that table. | Masayı temizle. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I don't shoot dogs. | Köpekleri vurmam ben. Sadece insanları yani? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Only when they're shooting at me. | Ancak bana ateş ediyorlarsa. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Well, I'm gonna shoot them. | Onları ben vuracağım. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's like my grandma Rebecca used to say... | Rebecca halamın dediği gibi, eti köpeklerin koklayabileceği bir yere as. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Yeraltı mezarlığındalar. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Sarı odayı bulmuş olabilirler. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Amerikalıyı öldürmememiz söylenmişti sanıyordum. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
If they found the Yellow Room, they must die. | Sarı odayı bulduysalar, ölmeleri gerekiyordur. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
So when I tell you to kill the American... | Bu yüzden ben sana Amerikalıyı öldür dediğim zaman... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
...you do what I tell you, hermanito. | ...sana dediğimi yapacaksın, dostum. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
If the dogs didn't kill me, the smell in here almost did. | Köpekler öldürmeseydi buradaki koku öldürürdü zaten. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You know dogs. You have one? | Köpekleri biliyor gibisin. Köpeğin mi vardı? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, in another life... Bogey. | Evet, başka bir hayatta... Adı Bogey'di. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
He's with his mother now. Had to give them both up. | Artık annesiyle birlikte. İkisinden de vazgeçmek zorunda kaldım. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. Something like that. | Evet. Sayılır. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Agent Fernandez thought that this was a drug operation, | Ajan Fernandez bunu uyuşturucu operasyonu sanmıştı ama bence bundan daha büyük. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
If we could just get bck... Hey. | Biraz da olsa... Hey. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's a lot bigger than that. | Bundan çok daha büyük olduğu aşikar. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Hold it. | Tut. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Smoke. | Duman. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Here. | Buraya. Git, git, git! | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Go ahead. I'm gonna catch up. | Sen git, ben sana yetişirim. Tamam. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Are they gone? | Gittiler mi? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
In a manner of speaking. | Sayılır. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
All right, dark, creepy hallway or ladder? | Tamamdır. Karanlık, ürkütücü koridordan mı gidelim merdivenlerden mi? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Ladder. | Merdivenler. Merdivenler. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Thought you said this tunnel led to the cemetery. | Bu tünellerin mezara çıktığını söylediğini sanıyordum. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It's been a while. | Uzun zaman oldu buraya geleli. Hadi. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Bak. Bak. Kül kutusu. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Ramirez ve Amerikalı festivalde. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Öldür onları. Tamam. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
On my left. | Solumda. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Don't look. Ortiz is across the plaza. | Bakma. Ortiz meydanın karşısında. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Cambaz ayaklığının yanında. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
He made me. | Beni tanıdı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Luna. Let's go. | Luna. Gidelim. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
A lot of people died for this. Hope it's worth it. | Bunun için bir sürü insan öldü. Umarım buna değer. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
So do I. | Umarım. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Malcolm, these are the last of the ledger pages. | Malcolm, defter sayfalarının sonuncusu bu. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Receiving them now, John. | Onları alıyorum şu an John. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Bana defteri getir yoksa aileni öldüreceğim. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
John, exfil at the airfield | John, 15 dakika sonra... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
west by southwest of your position in 15 mikes. | ...bulunduğun yerin güneybatı tarafının batı yönüne havaalanı üzerinden kaç. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I say again... 1 5 mikes. | Tekrar ediyorum. 15 dakika sonra. Anlaşıldı. 15 dakika. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
May I ask you why you were so quick to assume | Eşinin ilişki yaşadığını neden bu kadar çabuk varsaydığını sorabilir miyim? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
What did Loren say? | Loren ne dedi? Gerçeği. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
She was having an affair with Stephen. | Stephen'le ilişki yaşıyormuş cidden. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I suppose I was blinded by love. | Sanırım aşk gözümü kör etmişti. Fark edemedim bile. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry, too. | Ben de özür dilerim. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
"Love looks not with the eyes, but with the mind; | "Aşık olduğumuzda gözlerimizle değil aklımızla görürüz... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Shakespeare? | Shakespeare mi? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Miles, I never saw that coming. | Miles, beni çok şaşırttın. Ne bekliyordun ki? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Machiavelli. | Machiavelli. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Wasn't the first time. | İlk defa olmuyordu bu. Anlamadım? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
You asked me how I knew. | Nasıl bildiğimi sormuştun. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Stephen cheated on me before. | Stephen beni daha önce de aldatmıştı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
We went through some tough times, | Zor zamanlar geçirdiğimiz olurdu ama her zaman hallederdik... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
They say power is the ultimate aphrodisiac, | Güç nihai afrodizyaktır derler ama sadece bir illüzyondur. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
It makes us self involved. | Bizi bencil yapar. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
We turn inward, and we don't see the things we should... | Yalnızca kendimizi görürüz ve bazen görmemiz gereken şeyleri görmeyiz... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
obvious things. | ...gözümüzün önünde olan şeyleri. Son zamanlarda ben de öyleydim. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
losing Stephen was the hardest thing | ...Stephen'i kaybetmek yaşamak zorunda kaldığım en ağır şeydi. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Now I feel like I'm losing him all over again. | Şimdi onu tekrar kaybediyormuş gibi hissediyorum. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
And see? | Gördün mü bak? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
We thought we had nothing in common. | Ortak noktamız yok diyorduk tam da. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I guess we were wrong. | Sanırım yanılmışız. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
And when I'm President in four years, I'll make sure | 4 sene sonra ben başkan olduğumda, yönetimimde... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Don't judge me too harshly, Madam Vice President. | Beni hemen yargılamayın Bayan Başkan Yardımcısı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
Ona defteri verdin değil mi? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Amerikalıya yardım etmek aptalcaydı. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Ama benimle dövüşürsen... | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
...ailendekilerin hayatını bağışlayacağım. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Diablo'yum ben. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Başka? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Başka var mı? | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
|
Thought you had a plane to catch. | Yetişmen gereken uçak vardı sanıyordum. Fikrimi değiştirdim. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |
I had things under control. | Her şeyi kontrolüm altındaydı. Bunu görebiliyorum. | Agent X-1 | 2015 | ![]() |