Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2818
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| What is that?!! | Bu da ne şimdi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Look at this, it's pretty right? | Şuna bakın, güzel değil mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| This place is really pretty! | Bu yer gerçekten çok güzel! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Really. . . You didn't go? | Gerçekten... Gitmediniz mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Did you put the make up on well? | Makyajınızı güzel yapabildiniz mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Oh, as if it's on or not.. It looks very natural. | Sanki hiç yok gibi, çok doğal görünüyor. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Natural style? | Doğal tarz mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Well, make up is a must for men these days. | Bugünlerde makyaj erkekler de için gerekli. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Anyways, what is the market price for the site of your father's hospital? | Bu arada babanızın hastanesinin bulunduğu bölgede emlak fiyatları nasıl? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| No, I think it's really tacky to research behind another person's back. | Hayır, insanların arkasından araştırma yapmak... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| It's good! | Lezzetli! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| So, do you have an apartment or not? | Peki senin bir dairen var mı yok mu? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I have one. | Bir tane var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I knew it! Where? | Biliyordum! Nerede? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| No. . . | Hayır... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Oh, my! What are you? | Ne yapıyorsun? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| How can... How can your love change?! | Nasıl... Nasıl olur da aşkın değişebilir?! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Calm down, and I'll explain everything to you. | Sakin ol her şeyi açıklayabilirim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| This person, you take him! | Bu adam... sizin olabilir! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Honey! | Tatlım! Bekle,bu da ne... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I...Um... | Şey... ben... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I knew it from the moment when you took out the mascara and did all that! | Rimelini çıkardığın an anlamıştım senin nasıl biri olduğunu! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| It doesn't even smudge. | Hiç akmadı. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Is it waterproof?! | Su bazlı mı?! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Even so, how can you throw water? | Böyle bir durum olsa da, nasıl su fırlatabilirsin? Ama fotoğraf çekimine gitmem gerekiyordu. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Otherwise, it would look weak. | Yoksa gerçekçi olmazdı ki. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| How did you find out that I'm an expert at these... Anyways, with this, pigs' feet thing is done! | Bu konuda uzman olduğumu nasıl da bildin. Her neyse bunu domuz bacağı ile ödersin! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| If you don't like her, you could dump her. Why do you need to do this? | Eğer ondan hoşlanmadıysan söyleyebilirdin. Neden böyle bir yol seçtin? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| It's the only way to not get married and remain as a good child. | İyi bir evlat olup aynı zamanda evlenmemenin en iyi yolu bu. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| You're leaving soon. Aren't you going on a date? | Yakında gidiyorsun. Buluşmayacak mısınız? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| She is such a busy person. I can't even see her face at work either. | Çok meşgul. Şirkette bile yüzünü zor görüyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| You didn't know she's that kind of a person and liked her? | Onun nasıl biri olduğunu biliyordun ve bu şekilde sevmedin mi onu? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| But this is too much. | Ama bu da çok fazla. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| When Director Hwang and Park Tae Kang's relationship is discovered, | Yönetici Hwang ve Park Tae Kang'nin ilişkisi ortaya çıktığında... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Of course Director Hwang will get kicked out of the company. Park Tae Kang, too. | Tabi ki her ikinizde şirketten kovulursunuz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| He will never be able to get more support. | O da bütün desteğini kaybeder. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| If it wasn't for your dad... | Eğer baban olmasaydı... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I would've pushed it no matter what. | ...her şekilde mücadele edebilirdim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| There must be a way. | Tek bir yolu var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Should I threaten the Chairman by telling him about the cheating | Başkan yardımcısının işbirliği sırasında... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Or should I threaten him with the fact that madam has created a fake marriage article...? | Ya da Hanımefendinin sahte evlilik haberi ile... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Hello, Lawyer Shin. | Merhaba, Avukat Shin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I have something to ask you. | Size soracağım bazı şeyler var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| It's not about me, but it's about my friend. | Benimle değil bir arkadaşımla ilgili. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| It's about unfair dismissal. | Haksız yere işten çıkarılmasıyla ilgili. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| By the 18th week, it will start growing hair, | On sekizinci haftada saçları çıkmaya başlayacak... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| And she'll feel the baby move more frequently. | ...ve hareketlerini daha çok hissedecek. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Usually babies hear dad's voice better than mom's voice. | Genelde bebekler babalarının sesini annelerinkinden daha iyi duyarlar. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Make sure you make the baby listen to your voice frequently before you go. | Gitmeden önce ona sık sık dinletmelisin sesini. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Our Ankle will be more used to your voice than mine. | Bebeğim benimkinden daha çok senin sesini duyacak. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| You. . . don't want to go to America, right? | Sen... Amerika'ya gitmek istiyor musun? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I'm declaring a big challenge. Even in gambling, you have to bet a lot to win more. | Bu büyük bir meydan okuma. Hatta kazanmak için oynadığım bir kumar. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I have to do what the Director did in 15 years within 3 years. | Yöneticinin 15 yılda yaptığını, ben 3 yılda yapmak zorundayım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Who told you that you will succeed in 3 years if you go to America? | Amerika'ya gidip 3 yıl içinde başarılı olacağını kim söyledi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| But there's a high possibility. | Ama bu yüksek bir ihtimal. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| The company is covering all my expenses, and a genius designer is giving me a job. | Şirket, bütün masraflarımı karşılayıp beni dahi bir tasarımcısı olarak işe alacak. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I made a promise to the Director. | Yöneticiye bir söz verdim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| That I would run straight ahead. | Doğru düzgün çalışacağımı söyledim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| You don't run straight just because you're looking ahead. | Doğru düzgün çalışmıyor olmamanın tek nedeni sadece önüne bakıyor olman. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| If you want to go straight, you need to see side to side, the back, and see the milestones... | Ama sadece önüne bakmamalı... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Shouldn't it be like that? | Sence de böyle olması gerekmez mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Don't make me waver. | Aklımı karıştırma. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| For me, it would be better without you. | Gitmen benim için daha iyi. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I should at least not have a goal keeper being in the way. | En azından artık bir kalecisi olmayacak. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Assistant is good, too. | Asistan da iyidir. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| It's called revenge. Come here. | Buna intikam denir. Gel buraya. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Wait there, wait! | Bekle, dur orada! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| A long, long time ago, a shoemaker lived. | Yıllar, yıllar önce, bir ayakkabıcı varmış. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| That shoemaker, | Bu ayakkabıcı... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| even though he didn't do anything wrong, he became poorer and poorer. | ...ne kadar çalışsa da fakirlikten kurtulamazmış. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Finally, there was nothing left to this shoemaker, but a bit of leather for only one pair of shoes. | Ayakkabıcının elinde son bir çift ayakkabı yapacak... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| There's none. No way. | Hiçbiri olmaz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| There's no way. | Bir yolu yok. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| But I don't want to stop working like this... | Ama işimden vazgeçmek istemiyorum... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Without calling. | Haber vermedin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| If I called, I thought you would tell me not to come. | Arasaydım gelmemi istemeyeceğini düşündüm. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| We can't go in together anyway. | Gelmiş olsan da birlikte gidemeyiz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I'll get out midway on the trip. | Yakında gideceğim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| At least like this, I get to see your face. | En azından biraz yüzünü görmek istedim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Hold me a little bit. | Bana... sarılır mısın? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| What's wrong? Did something happen? | Sorun ne? Bir şey mi oldu? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Are you really okay? Yeah. | Gerçekten iyi misin? Evet. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| [Resignation letter] | İstifa Dilekçesi. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| In the end, you couldn't find a way out? | Sonunda, bir çıkış yolu bulamadın mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| You told me to give you an answer soon. | En kısa zamanda bir cevap vermemi söyledin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I didn't have much time to find a way. Moreover, | Bir çıkış yolu bulmak için çok zamanım yoktu. Ayrıca,... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| since I couldn't make a dirty trick in front of my child either.... | ...çocuğumun önünde pis bir oyuna girişemem. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| But, | Ancak,... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I'm not giving up. | ...vazgeçmiyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| First, I'm sending off someone who needs to go. | Öncelikle, sakin bir yere gitmeye ihtiyacım var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Even with the resignation, I can work one more month. | İstifa etsem de bu ayki işlerimi tamamlayacağım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Also, | Ayrıca... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| don't say anything to Park Tae Kang. | ...Park Tae Kang'a bir şey söylemedim... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I'll keep it secret. | Ondan saklayacağım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| She's pretty, right? | Güzel, değil mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| The important part is that this beauty is not just the photo. | Fotoğraftakinden çok daha güzel. | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| I actually saw her in person. Such a beauty! | Aslında onu şahsen gördüm. Yok böyle bir güzellik! | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Crazy body, | Harika bir vücut,... | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Why are you being like this, too? | Neden sen de böyle yapıyorsun? | Aidu Aidu-1 | 2012 | |
| Stop doing this, you brat. | Kes şunu artık. | Aidu Aidu-1 | 2012 |