Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2813
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
By your eyes I can tell you're tired. | Gözlerine bakınca, yorgun olduğun anlaşılıyor. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Then should I take just a 30 mintue nap? | O halde, yarım saat kestireyim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Be a good lookout. | Daha iyi görünmek için. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Sweet dreams? | Tatlı rüyalar mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Departure One, two, three, four... | Gidiş... Bir, iki, üç, dört... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
There's not even a week left... | Bir hafta bile kalmadı. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
She needs somewhere to rest... | Bir yerlerde dinlenmeye ihtiyacı var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Things To Do Before I Leave | Gitmeden Önce Yapmam Gerekenler | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Change into these, we're going to an event. | Bunları giyin. Katılmamız gereken bir toplantı var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Ankle's mom. | Ayak Bileği'nin annesi. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I was just thinking!... | Sadece düşünüyordum! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'm sorry. I have to go to an event with Vice President. | Üzgünüm. Başkan Yardımcısı'yla birlikte bir toplantıya gitmek zorundaymışım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
An event? | Toplantı mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You look okay when you're dressed like that. | Böyle giyinince çok hoş görünüyorsun. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I look good in anything. | Bana, çuval giysem yakışır. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Are you prepared to go to U.S.? | Amerika'ya gitmek için hazırlandın mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
But, I feel like I said I'm going too soon. | Yine de, yakında gidecekmiş gibi hissettiğimi söyleyemem. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I should wait a month to attend English schools... | İngilizce sınıfına katılmak için bir ay beklemeliyim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Or maybe we could extend the date to beginning of next year... | Ya da belki gelecek yılın başında ki bir tarihe kadar erteleyelim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Well, there's more. | Aslında dahası da var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I'll take care of him well. | Onunla ilgilenirim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
But you must not slack off, and study hard. Okay? | Ama, gevşeklik yapmayıp çok çalışmalısın. Tamam mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Yes, this is Hwang Ji An. | Evet, benim Hwang Ji An. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I was very moved by your article about becoming a single mother. | Bekar bir anne olmakla ilgili yazınızdan çok etkilendim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
As expected, Director Hwang. | Beklenildiği gibi, Yönetici Hwang... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
But why did you want to meet me...? | Peki neden benimle buluşmak istediniz? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I heard that you got pushed off to represent the collaboration. | Projeyi yönetmekten azledildiğinizi duydum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
That was too much. | Bu çok fazla. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Even I was getting mad. | Ben bile buna çok sinirlendim. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
There are a lot of rumors. | Etrafta pek çok dedikoducu var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
But there are no confirmations on any of them. | Fakat hiçbir şey kesin değil. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Come to our company. | Şirketimize katılın. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Our president offered you a very good deal. | Başkanımız size çok iyi bir anlaşma önerdi. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
We are also planning to adjust the work environment more efficiently for you while you're pregnant. | Hamileliğiniz süresince daha verimli çalışmanız için her ortamı ayarlayacağız. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
We'll also make you the director as well. | Ayrıca sizi Yönetici olarak da görevlendireceğiz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What do... | Buna karşılık... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I have to give you? | ...size ne vermem gerekiyor? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Nothing is free in this world. | Bu dünyada hiçbir şey bedava değildir. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What do I have to give you in return? | ...karşılığında size ne vermem gerekiyor? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You're very cool as we expected. | Beklediğimden daha açıksınız. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Well, we don't want much. | Aslında, çok fazla bir şey istemiyoruz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Foreign stockholder lines, exclusive rights to Italian leather companies.. | Yabancı hissedarların bilgilerini, imtiyaz verilen İtalyan deri şirketlerini... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Oh, and we'll take care of the legal problems. | Ayrıca yasal sorunlarla da biz ilgileneceğiz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Do you know | Biliyor musunuz... neden şirketiniz ikinci sırada? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You don't study, but you think of cheating. | Çünkü çalışmıyorsunuz. Yalnızca hilekarlık peşindesiniz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Why don't you provide this kind of effort to the designers? | Neden kendi tasarımcılarınıza bu tip imkanlar sağlamıyorsunuz? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I decline. | Reddediyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I don't think this is the right time to do this. | Hâlâ burada mısın? Reddetmeniz için doğru bir zaman olmadığını düşünüyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Do you know what they are saying about you? | Hakkınızda neler söylendiğini biliyor musunuz? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
"She seems so cool because she announced to become a single mother"? | "Çok rahat görünüyor çünkü bekar bir anne olacağını duyurdu." | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
"Shameless woman who blabbers things even though it was a mistake". | "Yaptığı şey bir hata olmasına rağmen kafa ütüleyen utanmaz kadın." | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
"She's in that spot because the man doesn't want to marry her". | "Bu hale düştü çünkü adam onunla evlenmek istemiyor." | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
And I also hear that you've been spotted by the Chairman's wife. | Ayrıca başkanın karısı tarafından da hedef gösterildiğinizi duydum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Well, you're not even a head of the department at a poor brand. | Yani, artık basit bir markanın departmanın yöneticisi bile değilsiniz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You should know your place by now. | Artık yerinizi bilmelisiniz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Read, and think it through. | Okuyun ve dikkatlice düşünün. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
No matter how much you want to deny it, this is the reality. | Ne kadar inkar etmeye çalışırsan çalış, gerçek bu. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
In this place, a single mother can never be congratulated. | Eve gitme vakti! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Mom made a determination... | Annen... bir karar verdi... ...minnettar olmam gereken çok insan olduğunu gördüm. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
But... | Yine de... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
It kind of hurts. | ...bu çok acıtıyor. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Hello. | Alo. Anne. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What happened? Why did you call so early in the day? | Ne oldu? Neden sabahın bu erken vaktinde aradın? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
There's no one that could take care of you... | Seninle ilgilenecek hiç kimse yok. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What about dad? He can't do anything without you. It's okay. | Babama ne olacak? O sensiz hiçbir şey yapamaz. İyiyim ben. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What do you mean? Who's crying? | Ne demek istiyorsun? Kim ağlıyormuş? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
When you're pregnant, it even feels depressing to see the leaves blow in the wind. | İnsan hamile olduğun zaman, yaprak düşse üzülür. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Who made her cry?! | Kızımı kim ağlattı?! Sıcak mı? İçeri gitmek ister misin? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I have to hang up. I'm working. | Kapatmam gerekiyor. Çalışıyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Is Ji An crying? | Ji An ağlıyor muydu? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You should've just acted oblivious. | Duymamış gibi davranmalıydın. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Park Tae Gang! | Park Tae Gang! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
This is rude to our guests. | Misafirlerimize karşı kabalık ettin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Rude? You're the rude one! Why are you making me lie? | Kabalık mı? Kaba olan sensin! Neden bana yalan söyledin? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
How was I the method of winning the collaboration competition?! | Projeyi kazanma yöntemini nasıl bilebilirim?! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
How many times did I tell you that it was just to praise me? | Ondan nasıl intikam alacağımı düşünüyorum. Sana bunu defalarca söyledim. Bu sadece beni övmek. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
And what's the difference between this and the times that I was making knock offs in Itaewon?! | Şimdikiyle Itaewon'da vakit öldürdüğüm zaman arasında ne gibi bir fark var? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
The company is not a relief organization. | Şirketimiz bir hayır kurumu değil. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
We don't just send you to study abroad by covering all your expenses just because you look poor. | Seni, zavallı göründüğün için masraflarını karşılayıp yurt dışına göndermiyoruz. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
And isn't it right for you to help the company out in return? | Ve bunun karşılığında şirkete yardım etmek, senin için de doğru değil mi? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
If I were to speak the truth, you are our product. | Gerçeği söylemek gerekirse, sen bizim ürünümüzsün. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
And my job is to wrap the product to make it look more appealing. | Ve benim işim ürünü paketleyip daha çekici bir hale getirmek. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
If you're acting this way, I have to rethink about covering all your expenses. | Böyle davranmaya devam edersen masraflarını karşılamayı yeniden düşünmek zorundayım. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I want you to become a proud father for our Ankle. | Ayak bileğimiz için, saygıdeğer bir baba olmanı istiyorum. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
And show it to us. | Ve bana neler yapabileceğini ispatla. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Listen carefully. | Dikkatle dinle. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Do you feel better now? | Şimdi daha iyi hissediyor musun? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You're a mother in the end. | Sonuçta sen bir annesin. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Looking for child's heart beating when you're stressed... | Stresli olduğun zaman çocuğun kalbinin atışını dinle... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Everyone does that, huh. | Herkes bunu yapar mı? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Do you remember the first time? | İlk defayı hatırlıyor musun? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
You said that the baby's heatbeat sounded | Bebeğin kalp atışlarının sanki... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
It still sounds like that. | Hala öyle duyuluyor. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
That's not so strange. To some real estate agent's wife, it sounds like this. | Bu tuhaf bir şey değil. Bazı emlakçı eşlerine göre de, bu şekilde duyuluyor. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Do Gok, Do Gok, Do Gok. [Do Gok is a famous district in Seoul for its high value/price in real estate market.] | Do Gok, Do Gok, Do Gok. Devre mülk | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Ah, I have something to give you. | Sana vermem gereken bir şey var. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
What is it? | Ne? | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Is it perhaps . . . | Yoksa o... | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
I can't say with my lips. | Dudaklarımla söyleyemem. | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |
Thanks goodness! | Şükürler olsun! | Aidu Aidu-1 | 2012 | ![]() |