Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3551
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| That's for the... You can't do something with that? | Bu... Bu konuda bir şey yapamaz mısınız? | American Crime-1 | 2015 | |
| That's for the school to handle. | Bu okulun ilgilendiği bir konu. | American Crime-1 | 2015 | |
| Why? It's a crime. Look... | Neden? Bu bir suç. Bakın... | American Crime-1 | 2015 | |
| Some of these kids are minors. Your son is a minor. | Bu çocukların bazıları yetişkin değil. Oğlunuz bir yetişkin değil. | American Crime-1 | 2015 | |
| This is a lot to put them through. | Onların geçireceği çok şey var. | American Crime-1 | 2015 | |
| Kids do dumb stuff. | Çocuklar aptal şeyler yaparlar.. | American Crime-1 | 2015 | |
| Now, I'm not talking about your son, I'm talking about... | Şimdi, oğlunuzdan söz etmiyorum, ben... | American Crime-1 | 2015 | |
| Look, I've got a 15 year old. I know how it is. | Bakın, bende de 15 yaşında bir tane var.Nasıl olduğunu biliyorum. | American Crime-1 | 2015 | |
| I'd maybe... | Belki... | American Crime-1 | 2015 | |
| If you think your son's | Oğlunuzun bir içki ya da başka sorunu | American Crime-1 | 2015 | |
| you should really try to get him some help. | gerçekten ona biraz yardım almaya çalışmalısınız. | American Crime-1 | 2015 | |
| You go to these people asking for help. | Bu insanlara yardım istemek için gidersiniz. | American Crime-1 | 2015 | |
| The minute you start talking, you can see it. | Konuşmaya başladığınız anda, bunu görebilirsiniz. | American Crime-1 | 2015 | |
| They don't believe you. | Size inanmazlar. | American Crime-1 | 2015 | |
| They... they don't... they won't even call it what it is | Onlar... onlar buna ne diyeceklerini bile bilemezler | American Crime-1 | 2015 | |
| because they don't think it happens to boys. | çünkü bunun erkeklere olacağını hiç düşünmezler. | American Crime-1 | 2015 | |
| Then I start doubting myself. | Sonra kendimden kuşkulanmaya başlarım. | American Crime-1 | 2015 | |
| Maybe I got it wrong. | Belki ben yanlış anlıyorum. | American Crime-1 | 2015 | |
| S so I go online, and I find all these articles. | Bu yüzden internete girerim, bütün bu maddeleri bulurum. | American Crime-1 | 2015 | |
| Schools, sports teams, boys getting assaulted. | Okullar, spor takımları, saldırıya uğrayan çocuklar. | American Crime-1 | 2015 | |
| It happens more than you think. | Bu düşündüğünüzden daha fazladır. | American Crime-1 | 2015 | |
| I mean, that... that school wants to hide it. | Demek isterim ki...okul bunu gizlemek ister. | American Crime-1 | 2015 | |
| The police want to ignore it. | Oğlunuza verilen karışım düzgün ve doğru. Polis bunu görmezden gelir. | American Crime-1 | 2015 | |
| I shouldn't have to beg people to care about my son. | İnsanlardan oğlumla ilgilenmeleri için yalvarmak zorunda değilim. | American Crime-1 | 2015 | |
| I'm gonna take some notes. | Bazı notlar alacağım. | American Crime-1 | 2015 | |
| Tell me what you know, | Ne biliyorsanız bana söyleyin, | American Crime-1 | 2015 | |
| and if there's something there, I'll pursue it. | Ve ortada bir şey varsa, bunu takip edeceğim. | American Crime-1 | 2015 | |
| The only thing I ask... Can you not print my son's name? | Tek istediğim şey...Oğlumun adını yazmasanız, olur mu? | American Crime-1 | 2015 | |
| I don't have to use his name. | Benim onun adını kullanmak zorunluluğum yok. | American Crime-1 | 2015 | |
| But this article comes out, | Ama bu yazı yayınlandığında, | American Crime-1 | 2015 | |
| it's not gonna be hard for people to do the math. | insanların hesap yapmaları zor olmayacak. | American Crime-1 | 2015 | |
| They're gonna know where it's coming from. | Bunun nereden geldiğini bilecekler. | American Crime-1 | 2015 | |
| So, before you say anything... | Peki, bir şey söylemeden önce... | American Crime-1 | 2015 | |
| Are you sure you want to go public with this? | bunu kamuya açıklamak istediğinize emin misiniz? | American Crime-1 | 2015 | |
| There were pictures posted of your son | Oğlunuzun yönetmelik dışında | American Crime-2 | 2015 | |
| which were outside the code. | yayınlanan resimleri vardı. | American Crime-2 | 2015 | |
| I think someone did something to me. | Bence birisi bana bir şey yaptı. | American Crime-2 | 2015 | |
| A student is claiming to have been assaulted. | Bir öğrenci tecavüze uğradığını iddia ediyor. | American Crime-2 | 2015 | |
| Don't think your kids are above mistakes. 1 | Çocukların hatasız olduklarını düşünme. 1 | American Crime-2 | 2015 | |
| We have to make it clear we take this matter seriously, | Meseleyi ciddi değerlendirdiğimizi netleştirmek zorundayız, | American Crime-2 | 2015 | |
| 911. What's your emergency? | 911.Acil durumunuz nedir? | American Crime-2 | 2015 | |
| Who am I supposed to sit? Well, it was the captain's party. | Kimi oynatmayacağım? Kaptanın partisiydi. | American Crime-2 | 2015 | |
| Eric Tanner. That little bitch said something. | Eric Tanner. O küçük kahpe bir şey söyledi. | American Crime-2 | 2015 | |
| It's nothing. Well, it's nothing for you. | Hiç önemli değil. Senin için önemli değil. | American Crime-2 | 2015 | |
| Good looks. You've got money. | Yakışıklısın. Paran var. | American Crime-2 | 2015 | |
| You know who he should be seeing? | Onun görmesi gereken kişi kim? | American Crime-2 | 2015 | |
| Rhys Bashir's daughter. | Rhys Beşir' in kızı. | American Crime-2 | 2015 | |
| Hey, lookit. That's Nikki? | Hey, bak şuna. O Nikki mi? | American Crime-2 | 2015 | |
| Yeah, man. Bitch looking good. | Evet, dostum. Kaltak iyi görününüyor. | American Crime-2 | 2015 | |
| This is a civil rights issue. A civil rights issue? | Bu bir sivil haklar konusu. Sivil haklar konusu mu? | American Crime-2 | 2015 | |
| That the people being hurt don't look like you? | Yaralanan insanlar size benzemiyor mu? | American Crime-2 | 2015 | |
| What are you doing about what happened to him? | Ona olanlarla ilgili ne yapıyorsunuz? | American Crime-2 | 2015 | |
| You came in and gave a statement. | Buraya geldiniz ve bir açıklama yaptınız. | American Crime-2 | 2015 | |
| Six times, you used the phrase | Altı kere, şu ifadeyi kullandınız. | American Crime-2 | 2015 | |
| "I'm not sure." | "Emin değilim." | American Crime-2 | 2015 | |
| You signed that statement. | O bildiriye imza attınız. | American Crime-2 | 2015 | |
| That school wants to hide it. | O okul bunu gizlemek istiyor. | American Crime-2 | 2015 | |
| The police want to ignore it. | Polis bunu görmezden gelmek istiyor. | American Crime-2 | 2015 | |
| Seating for 2,442 people. | 2442 kişilik oturma yeri. | American Crime-2 | 2015 | |
| Boxes in the parterre, mezzanine, and balcony levels. | Zemin, asma kat ve balkonlarda localar. | American Crime-2 | 2015 | |
| As far as the sound... | Olabildiğince ses... | American Crime-2 | 2015 | |
| It's got to feel like... I want it to be an experience. | ...hissetmek gibi... Bunun bir deneyim olmasını istiyorum. | American Crime-2 | 2015 | |
| It's one of the finest event spaces in the midwest. | Bu ortabatının en iyi etkinlilk yerlerinden biri. | American Crime-2 | 2015 | |
| Everyone will feel every moment of the performance. | Herkes gösterinin her anını hissedecek. | American Crime-2 | 2015 | |
| These allegations of sexual assault are very serious. | Cinsel saldırı ile ilgili bu iddialar çok ciddi. | American Crime-2 | 2015 | |
| And we've taken them very seriously. | Bunları çok ciddiye aldık. | American Crime-2 | 2015 | |
| We were the ones who made the report to the police. | Polise raporu biz hazırladık. | American Crime-2 | 2015 | |
| Ms. Blaine said she called the police. | Bayan Blaine polisi aradığını söyledi. | American Crime-2 | 2015 | |
| Well, she may have eventually, | Neticede bunu yapabilir, | American Crime-2 | 2015 | |
| but we met with her at least three times | ama onlarla temasa geçmeden önce | American Crime-2 | 2015 | |
| before she chose to contact them. | onunla en az üç kere görüştük. | American Crime-2 | 2015 | |
| Each time, she was emotional, um, vague. | Her zaman, duygusaldı, kararsızdı. | American Crime-2 | 2015 | |
| I have... I have the signed statement | Bende... polise verdiğimiz | American Crime-2 | 2015 | |
| that we gave to the police. | imzalanmış açıklaması var. | American Crime-2 | 2015 | |
| Makes it hard to follow up when the answer | Her soruya "Bilmiyorum." yanıtı | American Crime-2 | 2015 | |
| to every other question is, "I don't know." | işin takibini zorlaştırıyor. | American Crime-2 | 2015 | |
| She claims her son was drugged. | Oğlunun uyuşturulduğunu iddia ediyor.. | American Crime-2 | 2015 | |
| We have no way of knowing that, | Bunu bilmemizin imkanı yok, | American Crime-2 | 2015 | |
| but if there was even the slightest chance that were true, | ama gerçekliği konusunda en ufak bir şans olsaydı | American Crime-2 | 2015 | |
| we felt we had a responsibility to call the police. | polis çağırmak için sorumluluğu hissederdik. | American Crime-2 | 2015 | |
| But you suspended her son? | Ama oğlunu okuldan uzaklaştırdınız? | American Crime-2 | 2015 | |
| For what he was doing in those pictures, yes. | Resimlerde yaptıkları için, evet. | American Crime-2 | 2015 | |
| There was alcohol at that party, drug use by some... | Partide alkol vardı, uyuşturucu kullanılıyordu... | American Crime-2 | 2015 | |
| No one... not the police... have mentioned drugs. | Kimse..ne de polis... uyuşturucudan bahsetmedi. | American Crime-2 | 2015 | |
| So why single out one student? | Peki neden bir öğrenciyi seçtiniz? | American Crime-2 | 2015 | |
| No one was singled out. And a student who's on financial aid. | Kimse seçilmedi. Mali yardım alan bir öğrenci. | American Crime-2 | 2015 | |
| We suspended her son. | Onun oğlunu uzaklaştırdık. | American Crime-2 | 2015 | |
| We suspended one of the captains of the basketball team. | Basketbol takımının kaptanlarından birini askıya aldık. | American Crime-2 | 2015 | |
| I show you this in confidence. | Size bunu gizli gösteriyorum. | American Crime-2 | 2015 | |
| Here's the notice of his suspension. | İşte onun askıya alınmasının bildirisi. | American Crime-2 | 2015 | |
| We don't play favorites. | Biz taraf tutmayız. | American Crime-2 | 2015 | |
| Every student is treated equally. | Her öğrenciye eşit davranılır. | American Crime-2 | 2015 | |
| I understand Ms. Blaine may feel otherwise, | Bayan Blaine aksini hissedebilir, | American Crime-2 | 2015 | |
| but we've done all that we can. | ama biz elimizden geleni yaptık. | American Crime-2 | 2015 | |
| Even at that, | Bu noktada bile, | American Crime-2 | 2015 | |
| she's dissatisfied with our response. | bizim tepkimizden hoşnut olmadı. | American Crime-2 | 2015 | |
| She's apparently dissatisfied with the police response, too. | Görünüşe göre polisin tepkisinden de hoşnut değil. | American Crime-2 | 2015 | |
| It might be more productive to focus on why her son | İlk olarak oğlunun neden içki alemlerinde olduğuna | American Crime-2 | 2015 | |
| was out binge drinking in the first place. | odaklanması daha verimli olabilir. | American Crime-2 | 2015 | |
| I hope you'll give that equal weight in your article. | Yazılarınızda buna eşit ağırlık vereceğinizi umarım. | American Crime-2 | 2015 |