Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3652
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Our repayment terms are very lenient, | Ödeme şartlarımız çok yumuşak ve | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
allowing Greece to avoid bankruptcy. | Yunanistanın iflasını önlemeye yönelik. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You'll be seen as a fiscally responsible leader | Aksi halde mali açıdan sorumlu bir lider olarak | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
right out of the gate. | kendinizi kapının önünde bulursunuz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You knew my husband, Christos, Mr. Baker. | Kocam, Christos'u tanırdın, Mr. Baker. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What do you think he would say about this deal? | Bu anlaşma hakkında sence o ne derdi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'd like a moment alone with Ms. Tsaldari, please. | Ms. Tsaldari ile biraz yalnız kalmak istiyorum, Iütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I didn't know who else to call. | Kimi arayacağımı bilemedim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You said you could get him to Greece, | Onu Yunanistan'a götürerek, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
protect him. | koruyacağını söylemiştin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yes. I'll do everything I can. | Evet. Elimden gelen her şeyi yaparım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
In one hour, he'll be at Bashshar Barbershop | Bir saat içinde, o Coney Adası H Bulvarındaki | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
on Avenue H in Coney Island. | Beşar Berberinde olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Someone was here just now. | Birisi şu an buralarda. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I don't know if they were FBI or Homeland Security, | FBI'dan mı yoksa İç Güvenlikten mi bilmiyorum, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
but they threatened my wife. | ama eşimi tehdit etmişler. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
She told them the meeting place. | Onlara buluşma yerini söylemiş. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm leaving now. | Derhal gidiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Are you Yusuf? | Sen Yusuf musun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No, he's close. | Hayır, yakınıyım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why should he trust you? | Sana neden güvenelim? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hey, who the hell are you? Hey! | Hey, sen de kimsin? Hey! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Harrison! | Harrison! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Harrison, hey! | Harrison, hey! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I heard about the protest, | Protestoyu duydum, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and I came here to write a story. | ve buradan bir hikaye çıkarmaya geldim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Uh, I was... | Uh, Ben... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I was supposed to meet Yusuf, but it... it wasn't Yusuf. | Ben Yusuf'la buluşacaktım, ama o... O Yusuf değildi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It was someone else. | Başka biriydi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And suddenly, his head blew up. | Ve aniden, kafasından vuruldu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
His head blew up. | Kafasından vuruldu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Let's go home. | Eve gidelim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Come here. | Benimle gel. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No, no, no, wait, wait. | Yo, yo, yo, bekle, bekle. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You're that kid, right? | O çocuksun, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The one who took her to Tessalit. | Onu Tessalit'e götüren. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No, no. Don't you want to hear about it? | Yo, yo. Bunu duymak istemez misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your father? How he died? | Babanı? NasıI öldüğünü? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Let me tell you. | Ben sana söyleyeyim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He was brave. | O cesur bir adamdı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He suffered. | Acı çekmişti. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Stop! Stop the car! Stop the car! | Dur! Aracı durdur! Aracı durdur! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What the... | Ne... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hey, you okay? | Hey, iyi misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your gun. Give me your gun. | Silah. Bana silahını ver. Şimdi olmaz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's okay. It's okay. Here, lean on me. | Sorun yok. Sorun yok. İşte böyle, bana dayan. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Onu öldüreceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
Sen ve ben, ikimiz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
There's only one person here who wants you alive, | Hayatta istediği tek kişi var, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and that's me. | o da benim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Don't push it, or I'm gonna kill you. | Şansını zorlama, yoksa seni öldürürüm. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Unless I kill you first. | Önce ben seni öldürmezsem. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Let me tell you a secret, my stupid friend. | Sana bir sır vereceğim, aptal dostum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You've failed to kill her how many times? | Kaç kez öldürmeyi başaramadınız? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And now here she is on a silver platter | Ve şimdi burada bana gümüş bir tepside... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
delivered by me. | teslim ettiniz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So here's what we're gonna do. | Yani burada yapacağımız bu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Since I've been so helpful, you and your Osela friends | Sana yardım ettiğim andan itibaren, sen ve Osela arkadaşların | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
will take her and this whole mess away. | ondan ve bu karmaşadan uzak duracaksınız. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And I will never see you or any Osela ever again, | Bir daha asla seni ya da başka bir Osela'cıyı görmeyeceğim, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He doesn't get it. | O anlamıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He thinks talking to you is dumb or something. | Seninle konuştuğum için aptal olduğumu filan sanıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He just doesn't like it. | O bundan hoşlanmıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Unless he can get to know you. | Seni tanımadığı sürece. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He wants you to come over for dinner. | O yemeğe gelmeni istiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
That's okay, right? | Tamamdır, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Suzanne, he's your dad. | Suzanne, o senin baban. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And I know he might not be showing it, | Belki bunu gösteremiyor, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
but he's in a lot of pain about your mom. | ama o annen için acı çekiyor, biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I know, but that doesn't mean... | Biliyorum, ama bu demek olmuyor ki... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He's going through a lot right now, | Şu an zor bir dönemden geçiyor, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and I don't want to make things harder. | ve ben bunu zorlaştırmak istemiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I think it might be best if we just... | Bence bizim için en iyisi olur... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I knew it. I knew he would ruin this. | Biliyordum. Bunu berbat edeceğini biliyordum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I hate him. | Ondan nefret ediyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You don't mean that. | Öyle demek istemedin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I do. | İstedim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He's frozen. | Kalpsiz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mom's alive, and he just sits there, | Annem yaşıyor ve o kıIını kıpırdatmıyor, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
ruining everything for me. | benim için her şeyi mahvediyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Suzanne, it's not his fault. | Suzanne, bu onun hatası değil. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He's doing the best he can. | Elinden gelenin en iyisini yapıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Look, I'm sure we can see each other again. | Bak, eminim, birbirimizi yeniden görebiliriz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I think it's just important that we... | Bence bizim için sadece bu önemli... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Somebody call an ambulance, please. | Biri ambulans çağırsın, Iütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
How are you feeling? | NasıI hissediyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Harrison, you okay? | Harrison, iyi misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I mean, really, for once, the truth, who are you? | Gerçekten, bir kez olsun, yani, gerçeği söyle, kimsin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I don't... I don't know what you're talking... | Ben... neden söz ettiğini bilmiyorum... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Bob found a photo of you when you were younger. | Bob senin gençken çekilmiş bir fotoğrafını buldu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your name wasn't Ruby Simms. | Senin adın Ruby Simms değil. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
My real name is Rikki Castillo. | Benim gerçek adım Rikki Castillo. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
This is complicated. | Bu biraz karmaşık. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I was... I was abused when I was little. | Ben... küçükken tacize uğradım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So, to get away from my parents, | Yani, ailemden uzaklaşmak için, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
every summer I went to this sleep away camp. | her yaz bu uzak uyku kampına gittim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's, like, a camp for troubled kids, | Orası, sorunlu çocuklar için bir kamp gibiydi | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
you know, juvenile delinquents. | bilirsin, suçlu çocuklar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
My best friend was a girl named Ruby Simms. | En iyi arkadaşım Ruby Simms adlı bir kızdı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I remember this field, and at the far end of it | Hatırlıyorum da bu kampın sonunda | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |