Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3654
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| After what happened to you today, | Bugün olanlardan sonra, | American Odyssey-1 | 2015 |  |
| I thought I should check on you. | seni kontrol etmek gerektiğini düşündüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Come in. | Gelsene. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where's your security detail? | Güvenliğin nerede? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I gave them the night off. | Onlara bu gecelik izin verdim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I want to feel normal for once. | Bir kez olsun normal hissetmek istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is there any more of that wine? | Fazla şarabın var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where are my manners? | Görgüsüzlük ettim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So what do you think happened? | Sence ne olmuş olabilir? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It wasn't Homeland Security. | İç Güvenlikçilerin işi değildi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Last I heard, they weren't assassinating people | Son duyuşuma göre, Amerikan topraklarında | American Odyssey-1 | 2015 | |
| on American soil. | insanlara suikast yapmıyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is Societele. | Bu Societele'nin işi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll check back with Khulus tomorrow, see what he knows, | Khulus yarın tekrar kontrol ederim, bakalım neler biliyor, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| see how it affected Yusuf. | Yusuf'u ne kadar etkilediğini göreceğiz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What happened with Baker after I left? | Ben gittikten sonra Baker ile ne yaptınız? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You mean after your elegant proposal? | Zarif teklifinin akıbetini mi soruyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You were so enthusiastic, I thought for a moment | Çok hevesliydin, bu söylediklerine bir an | American Odyssey-1 | 2015 | |
| that you actually believed what you were saying. | gerçekten inandığını düşündüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I mollified him by telling him | Teklifini düşüneceğimi söyleyerek | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I would think about his offer. | onu yumuşatmaya çalıştım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But you, Peter... | Ama sen, Peter... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| you will keep trying to sway me, won't you? | beni ikna etmek için denemeye devam edeceksin, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| After all, you have 40 million reasons to do so. | Sonuçta, bunu yapmak için 40 milyon sebep var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sophia, I... | Sophia, Ben... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I had to make Baker believe | Baker'in elinde kozları var... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| that I had switched sides... | bu nedenle onu inandırmak zorundaydım... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| that the threat to my family had changed things. | Ailem için büyük bir tehdit oluşturan şeyler değişmişti. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is this true? | Bu doğru mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I've lost my family. | Ailemi kaybettim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My career is over. | Kariyerim son buldu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yusuf is a shadow out there. | Yusuf orada bir gölgedir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Would I take that money? | O parayı alır mıydım? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But I need a fallback, a place to land... | Ama bir geri dönüş istiyorum, inecek bir yer... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Shh. It's okay. | Shh. Sorun yok. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is terrifying. | Bu dehşet verici. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It is. | Öyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There are times when I feel hopeless. | Umutsuz hissettiğim zamanlar olur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Then I remember that I have a secret... | O zaman unutmadığım bir sırrım aklıma gelir... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| A way that I am certain to win. | Kazanmak için emin olduğum bir yol. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have you. | Sen varsın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm sorry. I can't. | Özür dilerim. Yapamam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I I just want my family back. | Sadece ailemi geri istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Stay here. | Burda kal. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What the hell are you doing? | Kahretsin sen ne yapıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is where I live. | Burda yaşıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I could have killed you. | Seni öldürebilirdim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Since when do you have a gun? | Ne zamandan beri silahın var? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Next time, call me first. | Bir dahaki sefere önce beni ara. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I didn't have a phone, okay? | Telefonum yoktu, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I got in a fight with Mom, and I just wanted my bed... | Annemle kavga ettik, kendi yatağımda yatmak istedim... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| my room, my stuff. | odamda, eşyalarımla. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm so... I'm so sorry. I'm sorry I scared you. | Ben... üzgünüm. korkuttuğum için üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sweetheart, no, no, you don't understand. I... | Tatlım, yo, yo, anlamadın. Ben... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Maya! | Maya! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I want you stop acting like it's a burden to know you. | Bunu biliyorum bir yük gibi davranmayı kesmeni istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm making peanut butter and jelly sandwiches. Do you want one? | Fıstık ezmeli ve jöleli sandviç yapıyorum. Sen de ister misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ma. Ma! | Anne. Anne! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ma? | Anne? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We found him... Yusuf's contact, the cleric from London. | Onu bulduk... Yusuf'la iletişim kuran Londradaki din adamını. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What is this? What's going on? | Bu da ne? Neler oluyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You don't understand. Maya! | Anlamadın. Maya! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Whoever's listening to this, | Bunu dinleyen her kimse, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| you got the ring wrong. | yanlış yüzüğü verdiniz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We know she's alive. | Onun yaşadığını biliyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You stay here, you'll be next. | Burada kalırsan, seni öldürürler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Did you come for me or her? | Beni mi yoksa onu mu öldürecektin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So you brought him here? 1 | Onu buraya sen mi getirdin? 1 | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You and your Osela friends will take her away, | Sen ya da Osela'cı arkadaşların bir daha yoluma çıkmayacaksınız, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and I will never see you again. | bir daha sizi asla görmek istemiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ruby's lying about who she is. | Ruby kim olduğu konusunda yalan söylüyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're responsible for Harrison. | Harrison'dan sen sorumlusun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's gotten too close. King's Point? | O çok yakınındaymış. King's Point'te mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Get your hands off my mother. | Çek ellerini annemden. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Don't get that. | Bunu açmayalım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Bob, it's 5:00 a.m. | Bob, daha sabahın beşi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She did it. She did it. I can't believe it. | O yaptı. O yaptı. Buna inanamıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I can't believe she did it. Oh, my God. | Bunu yaptığına inanamıyorum. Aman Tanrım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who did what? Just take a breath. | Kim, ne yaptı? Sadece bir nefes al. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Tell me what happened. | Bana ne olduğunu söyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ruby killed my mother. | Ruby annemi öldürdü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What? She's dead! | Ne? O öldürdü! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What the hell happened? | Kahretsin ne oldu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My mother is dead! | Annem öldü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I made her a peanut butter sandwich, | Ona fıstık ezmeli bir sandviç yapmıştım, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and she just sat there. | o orada öylece oturuyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm so, so sorry, Bob. | Ben çok, çok üzgünüm, Bob. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ruby did it. I know she did it. I know it! | Ruby yaptı. Biliyorum o yaptı. Bunu biliyorum! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just calm down. Listen to me. | Şimdi sakin ol. Beni dinle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's normal to want to blame someone, I get that, but... | Normalinde birini suçlamak istiyorsun, bunu anlıyorum, ama... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you... are you with her right now? | Sen... şimdi onunla mısın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Stay where you are. I'll be... I'll be right there. | Olduğun yerde kal. Ben... geliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, I'll stay here. | Tamam, burada bekliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Wait, Harrison! | Bekle, Harrison! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Bob's mother died. | Bob'un annesi ölmüş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, that's awful. | Oh, bu çok kötü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Poor guy. | Zavallı adam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's he gonna do? | O şimdi ne yapacak? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I... I gotta get over there. | Benim... oraya gitmem lazım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll come with you. No. | Seninle geleyim. Yo. | American Odyssey-1 | 2015 | |
