Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3777
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I mean, he was just going crazy, you know, | yani, delirmiş gibiydi, bilirsiniz, yani, delirmiş gibiydi, bilirsiniz, | American Violet-1 | 2008 | |
| Iike, saying shit to me like, | bana o iğrenç şeyleri söylüyordu, bana o iğrenç şeyleri söylüyordu, | American Violet-1 | 2008 | |
| "You're nothing but a dirty nigger loving whore, | "Sen pis bir zenciyle yatan fahişeden başka bir şey değilsin, "Sen pis bir zenciyle yatan fahişeden başka bir şey değilsin, | American Violet-1 | 2008 | |
| dirty nigger loving whore, dirty nigger loving whore." | pis bir zenciyle yatan fahişe, pis bir zenciyle yatan fahişe. " pis bir zenciyle yatan fahişe, pis bir zenciyle yatan fahişe. " | American Violet-1 | 2008 | |
| What the fuck are you doing | Onlar asıl benim canıma... Onlar asıl benim canıma... | American Violet-1 | 2008 | |
| when they're over here whipping me? | ...okuyorlarken siz ne halt ediyorsunuz? ...okuyorlarken siz ne halt ediyorsunuz? | American Violet-1 | 2008 | |
| Mr. Beckett, do you ever call blacks "niggers"? | Bay Beckett, hiç siyahlara "pis zenciler" dediniz mi? Bay Beckett, hiç siyahlara "pis zenciler" dediniz mi? | American Violet-1 | 2008 | |
| Oh, of course I call them niggers, | Elbette "pis zenciler" dedim, Elbette "pis zenciler" dedim, | American Violet-1 | 2008 | |
| you uppity piece of shit. | seni kendini beğenmiş pislik. seni kendini beğenmiş pislik. | American Violet-1 | 2008 | |
| Can't think of any folks down here | Burada yaşayıp ta sizlere "pis zenciler"... Burada yaşayıp ta sizlere "pis zenciler"... | American Violet-1 | 2008 | |
| that don't call you people niggers. | ...demeyen birini düşünemiyorum bile. ...demeyen birini düşünemiyorum bile. | American Violet-1 | 2008 | |
| Yet race has nothing to do with whom you prosecute as DA? | Bölge savcısı olarak ırkçılıkla hiçbir ilginizin olmaması gerekmez mi? Bölge savcısı olarak ırkçılıkla hiçbir ilginizin olmaması gerekmez mi? | American Violet-1 | 2008 | |
| Sam, Byron. | Sam, Byron. Sam, Byron. | American Violet-1 | 2008 | |
| He practically ordered them to settle. | Pratik olarak burada olayı sonlandırmaya karar verdi. Pratik olarak burada olayı sonlandırmaya karar verdi. | American Violet-1 | 2008 | |
| There's no way he wanted that tape | O kasetin Texas mahkemesine... O kasetin Texas mahkemesine... | American Violet-1 | 2008 | |
| played in a Texas courtroom. | ...çıkmasını istemesi mümkün değil. ...çıkmasını istemesi mümkün değil. | American Violet-1 | 2008 | |
| It's over. | Artık bitti. Artık bitti. | American Violet-1 | 2008 | |
| Oh, my goodness. | Aman Tanrım! Aman Tanrım! | American Violet-1 | 2008 | |
| Oh, my gosh, we did it. | Tanrım, başardık. Tanrım, başardık. | American Violet-1 | 2008 | |
| Well? | Güzel. Güzel. | American Violet-1 | 2008 | |
| Let's get out of here. | Haydi çıkalım buradan. Haydi çıkalım buradan. | American Violet-1 | 2008 | |
| I want to go... | Gitmek istiyorum... Gitmek istiyorum... | American Violet-1 | 2008 | |
| Can you believe that? | Buna inanabiliyor musun? Buna inanabiliyor musun? | American Violet-1 | 2008 | |
| Isn't he yours, Dee? | Seninki değil mi, Dee? Seninki değil mi, Dee? | American Violet-1 | 2008 | |
| They've offered to disband the drug task force | Narkotik Özel Tim'ini dağıtmayı önerdiler... Narkotik Özel Tim'ini dağıtmayı önerdiler... | American Violet-1 | 2008 | |
| and to give each of the accused a small settlement. | ...ve suçlananların her birini küçük yerlere gönderecekler. ...ve suçlananların her birini küçük yerlere gönderecekler. | American Violet-1 | 2008 | |
| What about Gladys? | Peki ya Gladys? Peki ya Gladys? | American Violet-1 | 2008 | |
| She's no longer a felon, | O artık bir suçlu değil, O artık bir suçlu değil, | American Violet-1 | 2008 | |
| so she can move back into Arlington Springs. | yani Arlington Springs'e geri dönebilir. yani Arlington Springs'e geri dönebilir. | American Violet-1 | 2008 | |
| And our arrest records? | Peki bizim tutuklama kayıtlarımız? Peki bizim tutuklama kayıtlarımız? | American Violet-1 | 2008 | |
| Expunged. | Silindi. Silindi. | American Violet-1 | 2008 | |
| And Beckett? | Ya Beckett ne olacak? Ya Beckett ne olacak? | American Violet-1 | 2008 | |
| Dee, we did everything we could. | Dee, elimizden gelen her şeyi yaptık. Dee, elimizden gelen her şeyi yaptık. | American Violet-1 | 2008 | |
| Beckett will have to face the voters. | Beckett seçmenleriyle yüzleşmek zorunda kalacak. Beckett seçmenleriyle yüzleşmek zorunda kalacak. | American Violet-1 | 2008 | |
| But that's the best we could do. | Elimizden gelen ancak bu kadar. Elimizden gelen ancak bu kadar. | American Violet-1 | 2008 | |
| The judge was firm on that, | Yargıç Beckett'ın geleceğinin seçmenler... Yargıç Beckett'ın geleceğinin seçmenler... | American Violet-1 | 2008 | |
| that Beckett's future be decided by the voters. | ...tarafından belirlenmesi konusunda katıydı. ...tarafından belirlenmesi konusunda katıydı. | American Violet-1 | 2008 | |
| Will this stop the raids? | Baskınlar bitecek mi? Baskınlar bitecek mi? | American Violet-1 | 2008 | |
| I think so. | Sanırım öyle. Sanırım öyle. | American Violet-1 | 2008 | |
| I really think so. | Gerçekten öyle. Gerçekten öyle. | American Violet-1 | 2008 | |
| [radio chatter] | [telsiz sesleri] | American Violet-1 | 2008 | |
| Sam? | Sam? Sam? | American Violet-1 | 2008 | |
| Yeah, yeah. | Evet, evet. Evet, evet. | American Violet-1 | 2008 | |
| Everything's all right. | Her şey yolunda. Her şey yolunda. | American Violet-1 | 2008 | |
| Now, in our congregation, | Şu anda, cemaatimizde, Şu anda, cemaatimizde, | American Violet-1 | 2008 | |
| there is a woman that has struggled | mücadele vermiş, acı çekmiş, mücadele vermiş, acı çekmiş, | American Violet-1 | 2008 | |
| and suffered | ve galip gelmiş, ve galip gelmiş, | American Violet-1 | 2008 | |
| and prevailed, | bir kadın var, bir kadın var, | American Violet-1 | 2008 | |
| not just for herself | sadece kendisi için değil, sadece kendisi için değil, | American Violet-1 | 2008 | |
| but for us all. | hepimiz için. hepimiz için. | American Violet-1 | 2008 | |
| Now, I'm gonna have to call out Dee Roberts. | Şimdi onun adını haykırıyorum; Dee Roberts. Şimdi onun adını haykırıyorum; Dee Roberts. | American Violet-1 | 2008 | |
| Dee Roberts, | Dee Roberts, Dee Roberts, | American Violet-1 | 2008 | |
| I'm asking you to stand up | Şimdi senden ayağa kalkmanı ve... Şimdi senden ayağa kalkmanı ve... | American Violet-1 | 2008 | |
| and accept our warmest thanks. | ...en samimi şükranlarımızı kabul etmeni istiyorum. ...en samimi şükranlarımızı kabul etmeni istiyorum. | American Violet-1 | 2008 | |
| Come on, y'all. | Haydi, hepimiz. Haydi, hepimiz. | American Violet-1 | 2008 | |
| [cheers and applause] | [alkışlar] | American Violet-1 | 2008 | |
| The legend of the official visit | Resmi Ziyaret Efsanesi | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| We do, Comrade Secretary, we have flags and flowers... | Var, Yoldaş Sekreter. Bayraklarımız var, çiçeklerimiz var… | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| We've got in some nice cows too. | İyisinden ineklerimiz de var. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Well, better to have too much than too little. | Öyle, fazla mal göz çıkarmaz. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| We got what we could together. | Beraberce elimizden geleni yaptık. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Pigeons? No... | Güvercin mi? Hayır… | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| We have pigeons that fly, but not trained ones. | Uçan güvercinlerimiz var, ama eğitimli değiller. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| We'll figure something out. 1 | Bir hal çaresine bakarız. 1 | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| You're making an inspection today? | Bugün teftiş mi yapacaksınız? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| We'll sort it out by six. | Altıya dek her şey tastamam olur. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Comrade Mayor is on duty. | Yoldaş Muhtar vazife başında. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| I'll tell him... Sir! | Ben söylerim ona… Efendim! | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Mihaita, keep an eye on the phone. | Mihaita, telefondan gözünü ayırma. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Gogu! What is it? | Gogu! Ne vardı? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| We'll need some pigeons. Pigeons? Right. | Bize bir iki güvercin lazım. Güvercin mi? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Today. | Evet. Bugüne. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Comrade Sandu is making an inspection today. | Yoldaş Sandu bugün teftişe gelecek. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Oh, dear! We'll need them by 2 pm. | Hay Allah! Bize saat ikiye kadar gerekler. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| How many? | Kaç tane lazım? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Don't know. See what you can find. | Bilmem. Bulabildiğin kadar bul. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Where's Comrade Mayor? He was at home. | Yoldaş Muhtar nerede? Evindeydi. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Hey, listen up! | Beni dinleyin! | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| I'll be gone half an hour, but I'm watching you. | Bir buçuk saatliğine buralarda olmayacağım, ama gözüm üzerinizde olacak. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Everything has to be ready when I get back. Got it? | Döndüğümde her şey hazır olmalı. Anlaşıldı mı? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| You! Come with me! | Sen! Benimle gel! | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Listen, where's Florica? | Dinle, Florica nerede? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Pa! Come out a minute! | Baba! Bir dakika bakar mısın? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Oh, hello! | Selamlar! | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Florica, we need pigeons by two o'clock. | Florica, güvercinlerin saat ikiye kadar lazım bize. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Isn't the motorcade passing tomorrow? | Konvoy yarın geçmeyecek miydi? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Yes, but the general inspection is today. | Evet de genel teftiş bugün yapılacak. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| I don't have any pigeons. | Ben de güvercin falan yok. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| You had some last year. | Geçen yıl vardı ya. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| They were my brother in law's and he ate them. | Benim kayınbiraderindi onlar, zaten yedi hepsini. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Where does he live? | Nerede yaşıyor senin kayınbirader? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| At Viziresti. | Viziresti'de. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Wait a second... | Bekle bir saniye… | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| When do you start the carousel? Tomorrow. | Atlıkarıncayı ne zaman açacaksın? Yarın. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Any chance tonight? | Bu gece açsan nasıl olur? | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| If the Comrade Policeman gives us petrol. | Yoldaş Polis bize benzin verirse olur. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| I could've given you some last night | Geçen gece sana verecektim biraz, ama... | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| but you didn't show up. | ...ortalarda yoktun. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Parrots are no good. | Papağan bir işe yaramaz. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 | |
| Hurry up Victor! The motorcade'll be here by the time you're done! | Acele et Victor! Sen işini bitirene kadar konvoy gelmiş olacak. | Amintiri Din Epoca De Aur-1 | 2009 |