Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4768
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I've been out of town for... A while. | Bir süredir şehir dışındaydım. Sen de istersen bu riski almaya razıyım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Yeah. Well, he just got attacked by the guy with the hood, | Şu kapşonlu eleman tarafından saldırıya uğradı,... | Arrow-1 | 2012 | |
| The hood guy. | Kapşonlu eleman demek. | Arrow-1 | 2012 | |
| You didn't find him? | Onu bulamadınız mı? | Arrow-1 | 2012 | |
| I'm gonna offer a reward. | Ödül vereceğim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Hey, everybody. $2 million to anybody | Millet. Yeşil kapşonlu manyağın birini bulabilene 2 milyon dolar vereceğim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Did you even try to save her? | Onu kurtarmayı denedin mi bari? Hadi gidelim ortak. | Arrow-1 | 2012 | |
| Ok. Let's go, partner. | Bir daha geri dönmeyeceğim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Did you even try to save my daughter? | Kızımı kurtarmayı denedin mi bari? | Arrow-1 | 2012 | |
| Sarah wouldn't want this. | Sarah bunu istemezdi. | Arrow-1 | 2012 | |
| It's not. Partner, let's go. | İstemezdi. Ortak, gidelim. | Arrow-1 | 2012 | |
| It's all right. Let's go. | Sorun yok. Hadi gidelim. | Arrow-1 | 2012 | |
| It's way too quiet in here! | Çok sessiz burası! Parti lan bu! | Arrow-1 | 2012 | |
| Some coincidence, I mean, you asking to have your party here, | Ne tesadüf, partinin burada olmasını istiyorsun ve yan binada Hunt soyuluyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| and by the same guy who rescued us at the warehouse. | Hem de bizi depoda kurtaran eleman tarafından. | Arrow-1 | 2012 | |
| If I were you, Tommy, | Yerinde olsam Tommy, hayatta olduğum için minnettar olurdum. | Arrow-1 | 2012 | |
| What happened to you on that island? | O adada sana ne oldu? | Arrow-1 | 2012 | |
| What the hell are you talking about? | Ne diyorsun lan sen? | Arrow-1 | 2012 | |
| $40 million doesn't just up and vanish! | 40 milyon dolar öylece silip süpürülemez! | Arrow-1 | 2012 | |
| Untraceable?! | İzi sürülemiyor mu?! | Arrow-1 | 2012 | |
| It is $40 million! Find it! | 40 milyon dolar lan bu! Bulun! | Arrow-1 | 2012 | |
| How did he do it? | Bunu nasıl yaptı? | Arrow-1 | 2012 | |
| There's not enough for all of us. | Hepimiz kurtulamayız. | Arrow-1 | 2012 | |
| Save your strength. | Gücünü koru. | Arrow-1 | 2012 | |
| You can survive this, make it home, | Bundan kurtulabilirsin, eve varabilirsin, yanlışlarımı düzelt... | Arrow-1 | 2012 | |
| but you got to live through this first. | ...tabii önce hayatta kalman lazım. | Arrow-1 | 2012 | |
| You hear me, Ollie? You hear me, son? | Duyuyor musun beni, Ollie? Duyuyor musun evlat? | Arrow-1 | 2012 | |
| Just rest, dad. | Dinlen baba. | Arrow-1 | 2012 | |
| Dad?! | Baba?! | Arrow-1 | 2012 | |
| Survive. | Hayatta kal. | Arrow-1 | 2012 | |
| If hypothetically $50,000 magically appeared | Banka hesabında 50 bin dolar öylece belirdiyse,... | Arrow-1 | 2012 | |
| To anyone... Ever. | Hem de kimseye. Asla. | Arrow-1 | 2012 | |
| God bless you, too. | Tanrı sizi de korusun. | Arrow-1 | 2012 | |
| I just got a very grateful phone call | Adam Hunt'a karşı olan müvekkillerimizden birinden minnet dolu bir telefon aldım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Me, too. Heh. | Ben de. | Arrow-1 | 2012 | |
| It looks like Starling City has a guardian angel. | Görünüşe göre Starling Şehri'nin koruyucu bir meleği var. | Arrow-1 | 2012 | |
| By the way, your cute friend's here. | Bu arada, şirin arkadaşın burada. | Arrow-1 | 2012 | |
| You left the party pretty quick last night, | Dün gece partiyi çok çabuk terk ettin,... | Arrow-1 | 2012 | |
| It wasn't really my scene. | Parti pek bana göre değildi. | Arrow-1 | 2012 | |
| I thought maybe you and Oliver went mano a mano again. | Belki Oliver'la tekrar el ele olursunuz diye düşündüm. | Arrow-1 | 2012 | |
| I saw you two head out. | İkinizi çıkarken gördüm. | Arrow-1 | 2012 | |
| There's nothing between Oliver and I, not anymore. | Oliver ile aramızda bir şey yok artık. | Arrow-1 | 2012 | |
| Here I thought the only thing between you and Oliver was us. | Seninle Oliver arasında sadece ikimizin olduğunu sanıyordum. | Arrow-1 | 2012 | |
| I wouldn't exactly characterize us as an "us," Tommy. | Bize "biz" demezdim ben Tommy. | Arrow-1 | 2012 | |
| Then what would you call it? | Ne derdin? | Arrow-1 | 2012 | |
| A lapse. | Bir hata. | Arrow-1 | 2012 | |
| That's quite a few lapses... | Bu birden biraz fazla hata. | Arrow-1 | 2012 | |
| your place, my place, | Senin evinde, benim evimde... | Arrow-1 | 2012 | |
| my place again. | ...tekrar benim evimde. | Arrow-1 | 2012 | |
| Oh, come on, Merlyn. We both know that you're not | Hadi ama Merlyn. İkimiz de senin tek kıza bağlanan erkeklerden olmadığını biliyoruz. | Arrow-1 | 2012 | |
| Depends on the girl. | Kızına göre değişir. | Arrow-1 | 2012 | |
| I have to go back to work. | İşe dönmeliyim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Dinah Laurel Lance always trying to save the world. | Dinah Laurel Lance her zaman dünyayı kurtarmaya çalışır. | Arrow-1 | 2012 | |
| Hey. If I don't try and save it, who will? | Eğer ben denemezsem ve kurtarmazsam kim kurtarır? | Arrow-1 | 2012 | |
| She says the island changed me. | Adanın beni değiştirdiğini söylüyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| She has no idea how much. | Ne kadar değiştirdiğine dair fikri yok. | Arrow-1 | 2012 | |
| There are many more names on the list, | Listemde şehrimi tehdit ve korku ile yöneten daha birçok kişinin adı var. | Arrow-1 | 2012 | |
| Every last one of them will wish I had died on that island. | Onların her biri, o adada ölmüş olmamı dileyecekler. | Arrow-1 | 2012 | |
| The police failed to identify the men I hired to kidnap Oliver, | Polis Oliver'ı kaçırması için tuttuğum adamı teşhis edemedi... | Arrow-1 | 2012 | |
| and they never will. | ...ve asla da edemeyecekler. | Arrow-1 | 2012 | |
| Should we arrange another abduction? | Başka bir kaçırma ayarlamalı mıyız? | Arrow-1 | 2012 | |
| There are other ways of finding out what my son knows. | Oğlumun ne bildiğimi öğrenmek için başka yollar var. | Arrow-1 | 2012 | |
| Sync and correction by GeirDM | Çevirmen: M Yamadag twitter.com/M Yamadag | Arrow-1 | 2012 | |
| The day I went missing... | Kaybolduğum gün... | Arrow-1 | 2012 | |
| Was the day I died. | Öldüğüm gündü. | Arrow-1 | 2012 | |
| Five years in hell forged me into a weapon, | Cehennemde geçen 5 yıl beni bir silaha dönüştürdü... | Arrow-1 | 2012 | |
| which e to honor a vow I made to my father, | benim için hayatını feda eden adama,... | Arrow-1 | 2012 | |
| In his final moments, he told me the truth... | Hayatının son deminde gerçeği anlattı. | Arrow-1 | 2012 | |
| That our family's wealth had been built on the suffering of others. | Ailemizin zenginliği, başkalarının acıları üzerinden sağlanmıştı. | Arrow-1 | 2012 | |
| That he failed our city, | Şehrimizi lekelediğini anlattı ve hatalarını düzeltmesinin bana bağlı olduğunu söyledi. | Arrow-1 | 2012 | |
| But to do that without endangering the people closest to me, | Fakat bunu bana yakın insanların hayatlarını tehlikeye atmadan yapmak için... 1 | Arrow-1 | 2012 | |
| I have to be something else. | ...başka bir kişi olmalıydım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Who's that? Where'd he come from? | Kim bu? Nereden çıktı? | Arrow-1 | 2012 | |
| Get the chopper back now. | Helikopteri getiri hemen. | Arrow-1 | 2012 | |
| Who's is guy? | Kim bu adam? | Arrow-1 | 2012 | |
| Whoa, whoa! Easy, wait, wait! | Ağır ol, bekle, bekle! | Arrow-1 | 2012 | |
| No, please... Marcus Redman, | Yapma lütfen. Marcus Redman... | Arrow-1 | 2012 | |
| you failed this city. | ...şehrimizi lekeledin. | Arrow-1 | 2012 | |
| Please, don't! Please! Don't! | Lütfen yapma. Lütfen! Yapma! Suşi o zaman. Suşi olsun. | Arrow-1 | 2012 | |
| Cell phone, inside pocket, call your partner. | Cebindeki telefonunu çıkar, ortağını ara. | Arrow-1 | 2012 | |
| Tell him to give those pensioners back their money. | Ona, emeklilere paralarını geri vermesini söyle. | Arrow-1 | 2012 | |
| Do it now. | Şimdi yap. | Arrow-1 | 2012 | |
| Over the past 15 years, | Geçen 15 yılda... ...koparabilirsin? Roy? | Arrow-1 | 2012 | |
| Mr. Redman has withdrawn more than $30 million from the plan's account. | ...Bay Redman proje hesabından 30 milyon dolardan fazlasını çekti. | Arrow-1 | 2012 | |
| Mr. redman claims refunding the halcyon pension plan | Bay Redman Emekli Maaşı Projesi'nin parasını iade etmenin... | Arrow-1 | 2012 | |
| has always been his intent. | ...hep aklında olduğunu vurguladı. | Arrow-1 | 2012 | |
| But sources say redman was coerced by the vigilante. | Kaynaklara göre, Redman zorla kanun getiren kişi tarafından yola getirilmiş. | Arrow-1 | 2012 | |
| This guy gets more air time than the Kardashians, right? | Bu herif Kardashianlardan daha çok haber oluyor ha? | Arrow-1 | 2012 | |
| Five years on an island and you still know who they are. | Adadaki 5 yıldan sonra bile yine de onların kim olduğunu biliyorsun. | Arrow-1 | 2012 | |
| I've been catching up. | Açığı kapatıyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| It's nice to see how much our culture has improved while I was away. | Kültürümüzün, ben yokken ne kadar çok geliştiğini görmek güzel. | Arrow-1 | 2012 | |
| But the city used to be different. People used to feel safe. | Ama şehir farklı bir hâl aldı. İnsanların eskiden güvendeydiler. | Arrow-1 | 2012 | |
| Aw, what's the matter, mom? Afraid we're gonna be next? | Sorun nedir anne? Sıradakilerin biz miyiz diye korkuyorsun? | Arrow-1 | 2012 | |
| Do you have any questions about today, Oliver? | Bugün hakkında hiç sorun var mı, Oliver? | Arrow-1 | 2012 | |
| It's a simple proof of life declaration. | Bu basit bir hayatta olmayı kanıtlama beyanı. | Arrow-1 | 2012 | |
| Just read out a brief, prepared statement to the judge, | Şöyle bir göz gezdir, hakime ifaden hazırlandı... | Arrow-1 | 2012 | |
| and then your death in absentia judgment will be voided. | ...ve kayıp ölü durumun ortadan kaldırılacak. | Arrow-1 | 2012 | |
| It's fine, Walter, I've been in a courtroom before. | Sıkıntı yok Walter, daha önce de mahkemeye çıktım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Four times by my estimate. | Hesabıma göre 4 kez. | Arrow-1 | 2012 | |
| You know, there was the dui, | Sıralayalım, madde alıp araç kullanmak, paparazzi şerefsizine gününü göstermek... | Arrow-1 | 2012 |