• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4791

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
One morning, he showed up Bir sabah buraya geldi... Arrow-1 2012 info-icon
and, you know, when he gets all British and stern like. ...ve o ünlü İngiliz aksanı ve sertliğiyle anneme seslendi. Arrow-1 2012 info-icon
"Moira, get dressed. "Moira, hemen giyin. Yemeğe gidiyoruz." Arrow-1 2012 info-icon
And, I mean, it worked. 1 İşe yaradı da. Arrow-1 2012 info-icon
You know, I've been thinking. Düşünüyordum da... belki Walter kaçırılmamıştır. Arrow-1 2012 info-icon
Maybe he's having some mid life crisis Belki orta yaş bunalımına falan girmiştir... Arrow-1 2012 info-icon
and he's with some stewardess in Bora Bora, ...ve birkaç hostesle birlikte Bora Bora'da gününü gün ediyordur... Arrow-1 2012 info-icon
and he's too ashamed to call home ...ve evini arayıp iyi olduğunu söylemeye utanıyordur. Arrow-1 2012 info-icon
Just because we haven't heard from him Ondan haber alamamış olmamız... Arrow-1 2012 info-icon
doesn't mean he's... ...illa onun öldüğü anlamına gelmez, değil mi? Arrow-1 2012 info-icon
So what strikes me is that this Vigilante Beni asıl şaşırtan, bu kanunsuzun şehirde fark yaratmaya başlamış olması. Arrow-1 2012 info-icon
In the four months that he was active, Aktif olduğu şu dört ay boyunca, saldırı oranı düştü, soygun oranı düştü. Arrow-1 2012 info-icon
The murder rate dropped by 16%. Cinayet oranı dahi %16 düşmüş durumda. Arrow-1 2012 info-icon
So in a very quantifiable way, Gözle görülebilir bir şekilde... Arrow-1 2012 info-icon
this man in the hood ...başlıklı adam, şehirde pozitif bir güç haline geldi. Arrow-1 2012 info-icon
So where has he been for the past six weeks? Son altı haftadır nereye gitti, peki? Arrow-1 2012 info-icon
Looks like everyone's disappearing. Herkes kayboluyor sanki. Arrow-1 2012 info-icon
What's this? Bu ne? Bir şey değil. Değil mi? Arrow-1 2012 info-icon
"Reasons I deserve a drawer" "Bana ait bir çekmeyeceyi hak ediyorum çünkü..." Arrow-1 2012 info-icon
Okay, we're going to table this Bunun gibi bir şeyi, daha az trajedi içeren bir güne saklayacağız. Arrow-1 2012 info-icon
Yeah, and besides, Evet, ayrıca ilişkimizin o seviyeye geldiğini sanmıyorum. Arrow-1 2012 info-icon
I should probably get that. En iyisi kapıya bakayım ben. Tamam. Arrow-1 2012 info-icon
I need your help. Yardımına ihtiyacım var. Jo, içeri gir. Arrow-1 2012 info-icon
I don't think what happened to Danny was an accident. Danny'nin başına gelenlerin kazadan ibaret olduğunu düşünmüyorum. Arrow-1 2012 info-icon
I think he might have been murdered. Bence öldürülmüş olabilir. Arrow-1 2012 info-icon
I did all this research to try to find an explanation Yatın neden battığını açıklayabilmek için o kadar araştırma yapmıştım falan. Arrow-1 2012 info-icon
I needed to believe that it wasn't just an accident. Kazadan ibaret olmadığına inanmaya ihtiyacım vardı. Arrow-1 2012 info-icon
That is not what I am doing, Laurel. Benim yaptığım bu değil, Laurel. Arrow-1 2012 info-icon
I once handled a case Bir defasında adli tabipte çalışan bir memur için bir davaya bakmıştım. Arrow-1 2012 info-icon
He passed me a copy of the incident report. Aynı adam bana Danny'nin kaza raporunu verdi. Arrow-1 2012 info-icon
Said that Danny's turnout coat was doused in turpentine. Bana Danny'nin üniformasına terebentin* bulaşmış olduğunu söyledi. Arrow-1 2012 info-icon
But I checked, and the plant owner Gidip kontrol ettim, fabrika sahibinin dediğine göre fabrikada terebentin yokmuş. Arrow-1 2012 info-icon
A turnout's supposed to withstand temperatures Üniformasının normalde 500 dereceye kadar dayanması gerekirdi. Arrow-1 2012 info-icon
But the coroner said that the fire Memurun söylediğine göre yangının sıcaklığı 250 dereceyi geçmemiş. Arrow-1 2012 info-icon
Laurel, a fireman died fighting a fire. Laurel, itfaiyeci yangını söndürürken ölmüş. Suç olmadığına eminim. Arrow-1 2012 info-icon
Last week, another firefighter, Leo Barnes, was killed in action, Geçen hafta Leo Barnes adında bir başka itfaiyeci tamamen aynı nedenlerden... Arrow-1 2012 info-icon
same circumstances. Traces of turpentine, ...dolayı ölmüş. Terebentin izleri varmış... Arrow-1 2012 info-icon
and ignition temperatures hotter than the actual fire. ...ve tutuştuğu ateş de söndürdüğü yangından daha sıcakmış. Arrow-1 2012 info-icon
Do you think that you could talk to the fire marshal? İtfaiye şefiyle konuşabilir misin? Hani bunu araştırması için ikna edebilirsin belki? Arrow-1 2012 info-icon
Well, the fire department has its own investigative unit. İtfaiye teşkilatının kendi araştırmacıları var. Polislerle alakaları yoktur. Arrow-1 2012 info-icon
Sorry it takes so long with the detectives. Bu kadar uzun sürdüğü için kusura bakma, dedektif. Çalışanların işi başından aşkın. Arrow-1 2012 info-icon
Well, did you find anything? Bir şey buldun mu bari? Arrow-1 2012 info-icon
The only prints on it are yours, Bulduğum tek parmak izi seninkiler ve telefondaki teknoloji de ordu seviyesinde. Arrow-1 2012 info-icon
I can't even trace the manufacturer. Yapımcısını dahi bulamıyorum. Kısacası bir şey çıkmaz bundan. Arrow-1 2012 info-icon
Vigilante. Kanunsuz. Telefon ona ait. Arrow-1 2012 info-icon
Where'd you get it? Nereden buldun? Cevap veriyor mu? Arrow-1 2012 info-icon
Well, like Kelton said, it's a dead end. Kelton'un söylediği gibi, hiçbir yere varmadı. Arrow-1 2012 info-icon
Listen, kiddo, I feel for Jo and her family Dinle tatlım, cidden Jo ve ailesi için çok üzülüyorum. Cidden üzülüyorum ama... Arrow-1 2012 info-icon
there's a lot I can do this end. ...bu durumda yapabileceğim fazla şey yok. Gitmem gerekiyor. Seviyorum seni. Arrow-1 2012 info-icon
Hey. Let's go. Hadi gidelim biz de. Arrow-1 2012 info-icon
Hello? Alo? Yardımına ihtiyacım var. Arrow-1 2012 info-icon
I didn't trust that you'd come. Gelebileceğini düşünmüyordum. Seni uzun zamandır gören olmadı. Arrow-1 2012 info-icon
Where have you been? Neredeydin? Önemli olduğunu söyledin. Arrow-1 2012 info-icon
My best friend's brother. En yakın arkadaşımın kardeşi, iki gün önce yangın söndürürken öldü. Manifestosu. 300 sayfalık hükümet nefreti. Arrow-1 2012 info-icon
The police and fire department Hem polis hem de itfaiye teşkilatı görev esnasında öldüğünde hemfikir. Arrow-1 2012 info-icon
But my friend, she thinks he was murdered. Arkadaşım onun cinayete kurban gittiğini düşünüyor ama. Arrow-1 2012 info-icon
So you're asking one killer to find another. Demek bir katili yakalamak için başka bir katilden yardım istiyorsun. Arrow-1 2012 info-icon
I heard what you said to your father about me; Babana hakkımda söylediklerini duydum, bir katil olduğumu söylemişsin. Arrow-1 2012 info-icon
That I have no remorse. Vicdan azabı duymadığımı. Arrow-1 2012 info-icon
If Danny de La Vega was murdered, Eğer Danny de La Vega öldürüldüyse, katilini adalete teslim etmemiz gerek. Arrow-1 2012 info-icon
I'll look into it. Bakacağım. Arrow-1 2012 info-icon
You need to rotate your hips, Diggle. Kalçalarını da döndür, Diggle. Asıl güç oradan geliyor. Arrow-1 2012 info-icon
It's not just your arms, even if they're the size of bowling balls. Asıl güç sadece kollarda değildir, kolların bovling topu büyüklüğünde de olsa. Arrow-1 2012 info-icon
Laurel reached out to the Hood last night. Laurel dün gece başlıklıyı aradı. Arrow-1 2012 info-icon
Really? Thought the Vigilante Ciddi mi? Kanunsuzun onu son seferinde iyice korkuttu sanıyordum. Arrow-1 2012 info-icon
She thinks somebody's killing firemen. Birilerinin itfaiyecileri öldürdüğünü düşünüyor. Arrow-1 2012 info-icon
Will you look into it? Yeah. Bakacak mısın? Tabii. Arrow-1 2012 info-icon
I have a friend who has a friend in the fire investigations department. İtfaiye teşkilatında arkadaşı olan bir arkadaşım var. Arrow-1 2012 info-icon
I'll reach out. Ona haber veririm. Arrow-1 2012 info-icon
If you get any leads, tip the police. Bir şey bulursan, polisi ara. Arrow-1 2012 info-icon
The police? Polis mi dedin? Arrow-1 2012 info-icon
They just need something to jump start them. Onları harekete geçirecek bir şeylere ihtiyaçları var sadece. Arrow-1 2012 info-icon
Well, isn't the whole idea of being a vigilante, Kanunsuz olmanın asıl nedeni, polisin işini yapmak değil miydi? Arrow-1 2012 info-icon
You know, Oliver, you've been spending Oliver, son zamalarda burada çok fazla takılıyorsun bence. Arrow-1 2012 info-icon
I thought after six weeks, Altı hafta geçtikten sonra tekrar başlığı giymek için sabırsızlanacağını düşünmüştüm. Arrow-1 2012 info-icon
Hell, I even prepared the "you got to slow down" speech. Hatta "Yavaşla biraz." konulu bir konuşma bile hazırlamıştım. Arrow-1 2012 info-icon
Let me see what's going on upstairs in the club. Bir bakayım yukarıda neler dönüyor. Arrow-1 2012 info-icon
You know, I do realize that it's difficult Gece kulübü daha açılmadan... Arrow-1 2012 info-icon
what with there not being an actual nightclub here. ...gece kulübü yönetmenin senin için zor olacağını tahmin ediyordum. Arrow-1 2012 info-icon
Yeah, I just took the liberty of yelling at our contractor. Evet, gelip müteahhite biraz bağırayım dedim. Arrow-1 2012 info-icon
I told him if we didn't see any real progress, Ona, eğer bir ilerleme göremezsek... Arrow-1 2012 info-icon
we were going to bring someone else in to finish the job. ...işi bitirmesi için başka birini tutacağımızı söyledim. Arrow-1 2012 info-icon
Good. Güzel. Laurel'in arkadaşı nasıl? Arrow-1 2012 info-icon
The one whose brother was a fireman? Hani kardeşi itfaiyeci olan? Dayanıyor bir şekilde, sağ ol. Arrow-1 2012 info-icon
I was thinking that we could İtfaiye teşkilatı için bir bağış gecesi düzenleriz diye düşünüyordum. Arrow-1 2012 info-icon
Raise some money for the families. Hayatını kaybeden kişilerin aileleri için biraz para toplarız böylelikle. Arrow-1 2012 info-icon
That's a great idea. We could do it here. Harika bir fikir. Burada da yapabiliriz. Arrow-1 2012 info-icon
We could keep the overhead low, Genel giderleri düşük tutar... Arrow-1 2012 info-icon
make sure we maximize the proceeds to the firemen. ...itfaiyecilere gidecek gelirin yüksek olmasını sağlarız. Arrow-1 2012 info-icon
Who are you? Where's my friend Tommy Merlin? Kimsin sen? Arkadaşım Tommy Merlyn'e ne yaptın? Arrow-1 2012 info-icon
The guy who once rented out a pro football stadium Sırf mankenlerle çıplak top oynayabilsin diye... Arrow-1 2012 info-icon
so that he could play strip kickball with models. ...profesyonel futbol stadyumunu kiralayan adama ne oldu? Arrow-1 2012 info-icon
That guy needed a swift kick in his lazy ass. Onun tembel götüne sağlam bir tekme lazımdı. Arrow-1 2012 info-icon
Jo... Jo... Arrow-1 2012 info-icon
You really should take some time off Bence biraz izin alıp, ailenle zaman geçirmelisin şu anda. Arrow-1 2012 info-icon
You know, I seem to recall when Sarah died, Hatırladığım kadarıyla, Sarah öldüğünde, araştırmaya kendini fena kaptırmıştın. Arrow-1 2012 info-icon
I am not exactly the best example for healthy grieving. Sağlıklı matem tutmak konusunda en iyi örnek ben değilimdir kesin. Arrow-1 2012 info-icon
Hey. Can I talk to you, please? Seninle biraz konuşabilir miyim lütfen? Ben Sara ile barışmak istemiyorum. Arrow-1 2012 info-icon
I'm sorry. Üzgünüm. Yapmamam gerektiğini biliyorum. Arrow-1 2012 info-icon
I know I shouldn't have. Sanki ada beni... Sanki ada beni... Arrow-1 2012 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4786
  • 4787
  • 4788
  • 4789
  • 4790
  • 4791
  • 4792
  • 4793
  • 4794
  • 4795
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim