Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4922
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| She's taken and left us. | Bizi terk edip gitti. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How nigh are you done? | Nasıl da çabucak bitiverdi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I reckon you better get back at it. | Sen daha çabuk gider gelirdin. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You're gonna have to do the best you can | Şimdi yapabileceğinin en iyisini yap, | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| with them boys going off that a way. | yoldaki oğlanlara ulaşmaya bak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Go on now, put supper on. | Hadi, akşam yemeğini hazırla. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We gotta keep our strength up. | Metanetimizi korumalıyız. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| God's will be done. | Tanrı'nın dediği olur. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Now I can get them teeth. | Artık dişlerimi yaptırabilirim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You could do so much for me, if you just would. | Eğer istersen benim için yapabileceklerin var | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| If you just knew. | Sadece bilseydin. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| If you just would then I could tell you... | Bilseydin, sana anlatabilirdim... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| and then nobody's have to know it, except for you and me. | ve seninle benden başka kimsenin bilmesi gerekmiyor; | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And Darl. | bir de Darl’dan başka. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where she gonna go? Do you think she'll still go as far as town? | O nereye gitti baba? O kasabadan daha uzağa mı gitmiştir? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She went farther than town. | Kasabadan daha uzağa gitti. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She's in upside down. | Baş aşağı değil mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Told you she loved that dress. Don't want it wrinkled. | Bu elbiseyi sevdiğini söylerdi. Buruşmasını istemezdi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I made it on the bevel. | Eğime bakarak yaptım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| One, there's more gripping surface for the nails. | Öncelikle, çiviler için yeterince sürükleyici bir yüzey vardı. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Two, there's twice the gripping surface to each seam. | İkincisi, her bir derz yeri için de yeterince yüzey alanı vardı. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Three, the water will have to seep in at a slant. | Üçüncüsü, su içeride bir eğim içinde akabilecektir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Water moves easiest up and down than sideways. | Su yanlara akmaktansa, aşağı ve yukarı yönde daha kolay akacaktır. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Four, in a house were people are upright two thirds of the time... | Dördüncüsü, zamanın üçte ikisinde insanların olduğu bir evde... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| the seams and joints are built up and down... | derz ve eklem yerleri aşağı ve yukarı yönde yapılır... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| because the stress is up and down. | çünkü oluşan gerilim de aşağı ve yukarı yönlüdür. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Five, in a bed where people lay down all the time... | Beşincisi, insanların sürekli üzerinde oturduğu bir yatakta... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| the joints and seams go sideways because the stress is sideways. | derz ve eklemler yanal yapılır çünkü gerilim yanal yöndedir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Six, except. | Altıncısı, istisnai. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Seven... | Yedincisi... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| a human body is not like a crosstie. | insan vücudu bir demiryolu traversi değildir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Eight, animal magnetism. | Sekizincisi, canlı manyetizması. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Nine, the animal magnetism of a human body... | Dokuzuncu, insan vücudunun canlı manyetizması... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| makes the stress come slanting... | yanal yönde bir gerilim oluşturur... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| so a coffin is built on the bevel. | Bu yüzden de tabut, bir eğim üzerine yapılır. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Ten, if you look at an old grave site... | Onuncusu, eğer eski bir mezarlığa bakacak olursanız... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| you'll see where the earth is sucked towards the bevel. | toprağın eğiminin ne yönde olduğunu görebilirsiniz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Eleven, while on a natural hole... | Onbirinci, doğal yolla oluşmuş bir delikte... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| it sinks toward the middle, the stress being up and down. | gerilim aşağı yukarı çalışırken, göçme orta kesime doğru olur. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Twelve, so I made it on a bevel. | Onikincisi, sonuçta eğimi dikkate alarak inşa ettim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Thirteen, it makes a neater job. | Onüçüncüsü, bu düzenli bir iş. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That river is up and rising. | Nehir yükseldi, daha da artıyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's already covered the highest water mark on that bridge piling that I've ever seen. | İlk defa, bu köprüdeki en yüksek su çizgisinin geçildiğini gördüm. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That bridge won't stand a whole lot of water. Anybody told Anse? | Bu köprü bu kadar çok suya dayanamaz; bunu Anse’ye söyleyen oldu mu? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I told him. He said he reckoned them boys had already heard | Ben söyledim. Oğlanların haberinin olduğunu, muhtemelen yükü boşaltmış olarak… | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| and unloaded, and was on the way back by now. | geri dönüş yolunda olduklarını sandığını söyledi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| He better bury her at New Hope. | Aslında onu New Hope’a defnetse daha iyi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That bridge is old. I wouldn't monkey with it. | Bu köprü yaşlı… Onunla oyun moyun oynanmaz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Yeah, well his mind is set on taking her to Jefferson. | Neyse, o onu Jefferson’ götürmeyi kafasına koymuş bir kere... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Well, he had better get at it soon. | Eh, dileyelim de, bu isteği yakın zamanda olsun. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's been there quite a long time, that there bridge. | Bu köprü çok uzun zamandan beri burada duruyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| The Lord kept it there, you mean. | Onu Tanrı yaptı mı diyorsun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Peabody, you was the first guy to cross it. | Peabody, sen oradan geçen ilk kişi değil miydin? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You was on the way over to our house, see My sweetheart | Jody, sen benim sevgilimi görmeye bizim eve mi gidiyordun; | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| give birth to our first son, Jody. | ilk oğlumuzu doğurtmaya... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| If I would'a crossed it every time she littered since | Eğer ben her zaman oradan geçseydim şimdiye kalmaz, | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| it'd be worn out long before this. | çoktan yıpranıp yıkılmış olurdu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| The Lord giveth. | Tanrı verir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where that rail run? | Bu demiryolu nereye gidiyor? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| My mother is a fish. | Benim annem bir balık. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| His grace be upon this house! | Onun lütfu bu evin üzerindedir! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Anse. | Anse. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She going to a better place. | O daha iyi bir yere gidiyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ Shall we gather at the river | d Beyaz meleklerin ayak izlerinin olduğu | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ Where bright angels' feet have trod ♪ | d O nehirde toplanacak mıyız d | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ Gather with the saints at the river ♪ | d Azizlerle bir araya gelecek miyiz d | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ That flows by the throne of God ♪ | d Evet, Tanrının tahtından akan d | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ Yes, we'll gather at the river | d o nehirde bir araya geleceğiz d | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ The beautiful, the beautiful river ♪ | d Güzel nehir, güzel nehir d | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ Gather with the saints at the river ♪ | d Azizlerle birlikte o nehirde d | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ That flows by the throne of God ♪ | d Tanrının tahtından akan d | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ Soon we'll meet by the river | d o nehirde yakında buluşacağız. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| ♪ Soon our pilgrimage will cease | d Hac yolculuğumuz yakında bitecek. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hey, Jewel! | Hey, Jewel! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Look at them. | Şunlara baksana. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Goddamn you. Goddamn him! | Tanrı seni kahretsin. Tanrı onu kahretsin! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I know your mother was Addie Bundren, Jewel | Senin annenin de Addie Bundren olduğunu biliyorum Jewel… | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| same as mine. | aynı benim gibi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| But who was your father? | Ama senin baban kim acaba? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And as long as I can recall who it isn't... | Ve sadece kim olmadığını söyleyebilirim sana... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| but who it is. | kim olduğunu değil. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I still don't know. | Hala bilemiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It ain't gonna balance. | Bu dengeli olmaz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| If you want it to tote and ride on a balance... | Eğer onu dengeli bir şekilde taşımak istiyorsanız... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Pick up your goddamn your thick nosed soul to hell and pick up! | Tut şunu. O kalın burunlu ruhunu cehenneme gönder ve tut şunu! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Easy, Jewel. | Yavaş Jewel. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Jewel, I'm telling you! | Jewel, sana söylüyorum! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She will not tote and ride... | Bu şekilde dengeli taşınamaz... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Easy! | Yavaş! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Pick it up! | Kaldır biraz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Watch the stairs! | Merdivene dikkat! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| No, pick up! Pick up your end! | Hadi tut! Kendi tarafını kaldır! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Come on, Cash! | Hadi Cash! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Let loose, Cash! | Biraz gevşet Cash! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Watch it! Watch it! | Dikkat et! Dikkat et! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Pick up! Pick up! | Kaldır! Kaldır şunu! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Watch it, Jewel! | Dikkat et Jewel! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She's backwards. | Çok arkaya gitti. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Jewel! You leave that horse here, you hear me? | Jewel! O atı orada bırak, beni duyuyor musun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We all go in the wagon with your Ma, like she wanted. | Hepimiz, annenin istediği gibi yük arabasında gideceğiz. | As i Lay Dying-1 | 2013 |