Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7596
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Maybe we found each other | Belki de babam kurtadam olduğu için birbirimizi bulduk. | Bitten-1 | 2014 |  |
| We found each other. | Birbirimizi bulduk. | Bitten-1 | 2014 | |
| That's all that matters. | Önemli olan tek şey bu. | Bitten-1 | 2014 | |
| You still have to tell Jeremy. | Her hâlükârda Jeremy'ye anlatmak zorundasın. | Bitten-1 | 2014 | |
| And another jet landed at a private airstrip | Attica'nın hemen dışında özel bir piste bir jet daha indi. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's got Russian tail numbers. | Rus kuyruk numarası var. | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman's bringing in men. | Roman adamlarını getiriyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| I need to know how many. | Kaç kişi olduklarını öğrenmeliyim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Why wouldn't he run this by us? | Bunu neden tekrar yaşıyoruz? | Bitten-1 | 2014 | |
| Sasha Antonov. What do we know about him? | Sasha Antonov. Onun hakkında ne biliyoruz? | Bitten-1 | 2014 | |
| Nothing came up in any search database. | Arama veri tabanlarında hiçbir şey çıkmadı. | Bitten-1 | 2014 | |
| I have no idea how long he's been in North America. | Ne zamandır Kuzey Amerika’da olduğuna dair bir fikrim yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| Cracking Russian records is next to impossible. | Rus kayıtlarını kırmak neredeyse imkansız. | Bitten-1 | 2014 | |
| We have to find out what's going on in Mother Russia. | Rusya'da neler olup bittiğini öğrenmemiz gerek. | Bitten-1 | 2014 | |
| You know who to phone. | Kimi arayacağını biliyorsun. | Bitten-1 | 2014 | |
| I have brought six men with me. | Yanımda altı adam getirdim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Not enough. Send for more. | Yeterli değil. Daha fazlasını çağır. | Bitten-1 | 2014 | |
| That is difficult. | Bu biraz zor. | Bitten-1 | 2014 | |
| The districts are grumbling about money again. | Bölgeler para için homurdanıyorlar yine. | Bitten-1 | 2014 | |
| They will need... convincing. | İkna edilmeleri gerekiyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| I don't care how you get them here. | Onları nasıl buraya getirteceğin umurumda değil. | Bitten-1 | 2014 | |
| Get me what I want. | İstediğimi yap yeter. | Bitten-1 | 2014 | |
| Danvers will become suspicious | Çok fazla adam getirirsek Danvers şüphelenmeye başlar. | Bitten-1 | 2014 | |
| Then don't be an idiot about it. | O hâlde çaktırmamaya bak. | Bitten-1 | 2014 | |
| Be discreet. | Tedbirli ol. | Bitten-1 | 2014 | |
| But this is his territory. | Fakat burası onun arazisi. | Bitten-1 | 2014 | |
| We cannot do as we please. | Her istediğimizi yapamayız. | Bitten-1 | 2014 | |
| He knows where to hunt for Sasha Antonov | Sasha Antonov'u nerede avlayacağımızı bizden daha iyi bilir. | Bitten-1 | 2014 | |
| If he is even hunting. | Avlanıyorsa tabii. | Bitten-1 | 2014 | |
| That witch saw Antonov with Elena Michaels. | O cadı Antonov'u Elena Michaels ile birlikte gördü. | Bitten-1 | 2014 | |
| They could be trying to hide him. | Onu saklamaya çalışıyor olabilirler. | Bitten-1 | 2014 | |
| Why would they do that? | Bunu neden yapsınlar? | Bitten-1 | 2014 | |
| To spit in my face! | Yüzüme tükürebilmek için! | Bitten-1 | 2014 | |
| After 30 years of running, | 30 yıllık kovalamacadan sonra... | Bitten-1 | 2014 | |
| Sasha comes here. Why? Why now? | ...Sasha buraya geliyor. Neden? Neden şimdi? | Bitten-1 | 2014 | |
| What could he have told him | Danvers'ın böyle bir risk almasını sağlayacak ne söylemiş olabilir ki? | Bitten-1 | 2014 | |
| These Americans, | Bu Amerikalılar, onlara güvenemezsin Konstantin. | Bitten-1 | 2014 | |
| They're always playing some game. | Her zaman bir dolap çevirirler. | Bitten-1 | 2014 | |
| We're smarter than them. | Biz onlardan daha zekiyiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| I want answers. | Cevap istiyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| We need to keep a close eye on them. | Gözümüzü üzerlerinden ayırmamamız lazım. | Bitten-1 | 2014 | |
| Especially Elena. | Özellikle Elena'nın. | Bitten-1 | 2014 | |
| It will be done. | Oldu bil. | Bitten-1 | 2014 | |
| Jeremy. Karl. | Jeremy. Karl. | Bitten-1 | 2014 | |
| Always a pleasure to partake | Senin ev sahipliğine iştirak etmek büyük zevk. | Bitten-1 | 2014 | |
| We want to hear about your time in Russia. | Rusya'da geçirdiğin zamanı duymak istiyoruz. | Bitten-1 | 2014 | |
| Ah, yes. | Öyle mi. | Bitten-1 | 2014 | |
| Two years ago, I spent about a month | İki yıl önce, yaklaşık bir ay boyunca... | Bitten-1 | 2014 | |
| trying to get the niece of an oligarch | ...bir kodamanın yeğeninin zor kazandığı(!) harçlığından ayırmaya çalıştım. | Bitten-1 | 2014 | |
| She proved unyielding in all areas. | Kız sert ceviz çıktı, her konuda. | Bitten-1 | 2014 | |
| How about Roman's Pack? Any contact with them? | Ya Roman'ın sürüsü? Onlarla bağlantın oldu mu? | Bitten-1 | 2014 | |
| As a matter of fact, | Aslına bakarsan Smolensk'de ilginç bir şey gördüm. | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman rules his Pack primarily through fear. | Roman sürüsünü öncelikle korku ile yönetir. | Bitten-1 | 2014 | |
| But Russia is a big territory, | Ancak Rusya büyük bir arazi. | Bitten-1 | 2014 | |
| and he regularly tours the federation. | Düzenli olarak federasyonu turluyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| Any slight, real or perceived, | Her yüzeysel, ciddi veya sezgisel şeyden bölge liderleri sorumlu tutuluyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman didn't keep that territory together | Roman 30 yıl boyunca o araziyi yalnızca tehditle bir arada tutmaz. | Bitten-1 | 2014 | |
| And there speaks an Alpha. | İşte gerçek bir Alfa konuştu. | Bitten-1 | 2014 | |
| Before I left, | Ayrılmadan önce ikinci adamıyla tanıştım. | Bitten-1 | 2014 | |
| Konstantin. Yes. | Konstantin. Evet. | Bitten-1 | 2014 | |
| Now, not much is known about him | Roman'a olan sadakati haricinde hakkında pek bilgi yok. | Bitten-1 | 2014 | |
| but he was holding court with these leaders, | Ancak bu liderlerle bir iş yürütüyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| handing over briefcases | Onlara içleri nakitle dolu çantalar götürüyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| Konstantin is the carrot. | Konstantin havuç. | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman is the stick. | Roman da sopa. | Bitten-1 | 2014 | |
| And so balance is achieved. | Böylelikle denge sağlanıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| But it is precarious. | Ancak oldukça hassas. | Bitten-1 | 2014 | |
| The Russian Pack isn't run on loyalty... | Rus sürüsü sadakatle yönetilmiyor... | Bitten-1 | 2014 | |
| it's run on money. | ...para ile yönetiliyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| And I've heard grumblings. | Bazı çatlaklar olduğunu duydum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Those briefcases are not as full as they used to be. | O çantalar eskiden olduğu kadar dolu değilmiş. | Bitten-1 | 2014 | |
| There's the weakness. | Zayıf nokta bu demek. | Bitten-1 | 2014 | |
| Konstantin handles the money, | Konstantin parayı idare eder, ben de Konstantin’i idare ederim. | Bitten-1 | 2014 | |
| What's that supposed to be? | Bunun ne olabilir şimdi? | Bitten-1 | 2014 | |
| She looks like a butterfly. | Kadın kelebeğe benzetilmiş. | Bitten-1 | 2014 | |
| Well, why not take a picture of a butterfly? | Neden bir kelebeğin fotoğrafını çekmemiş ki? | Bitten-1 | 2014 | |
| It's artistic. | Bu sanatsal. | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah, okay, cool. | Evet, tabii. Süpermiş. | Bitten-1 | 2014 | |
| We need to get out of here. | Buradan çıkmamız lazım. | Bitten-1 | 2014 | |
| We wait for Elena. | Elena'yı bekleyeceğiz. | Bitten-1 | 2014 | |
| We just met her. Aren't you curious? | Onunla daha yeni tanıştık. Hiç merak etmiyor musun? | Bitten-1 | 2014 | |
| Like... don't you want to get to know your sister? | Yani...kız kardeşini tanımak istemiyor musun? | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman's out there! | Roman burada! | Bitten-1 | 2014 | |
| Who knows how long before he finds us. | Bizi bulmaya ne kadar yakın kim bilir. | Bitten-1 | 2014 | |
| Jeez, stop being so jumpy. | Tanrım! Bu kadar gergin olmayı kes. | Bitten-1 | 2014 | |
| He ordered our mother torn to pieces. | Annemizi parçalara ayırmalarını o emretti. | Bitten-1 | 2014 | |
| Yeah, I know that. | Evet, biliyorum... | Bitten-1 | 2014 | |
| And I can't un see it. Ever. | ...ve hafızamdan silemem. Asla. | Bitten-1 | 2014 | |
| But you know, we're grown ups now. | Ama artık yetişkiniz, neredeyse kurt oldum, karşı koyabilirim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Well, almost a wolf is not a wolf. | Neredeyse kurt, kurt sayılmaz. | Bitten-1 | 2014 | |
| Shh, shh! Quiet, you two. | İkiniz de sessiz olun. | Bitten-1 | 2014 | |
| It's not much, but it'll make you feel somewhat normal. | Pek bir şey değil ama biraz olsun normal hissettirir. | Bitten-1 | 2014 | |
| Wait... I'm starving. | Bekle! Açlıktan ölüyorum. | Bitten-1 | 2014 | |
| Roman, is he still here? | Roman hâlâ burada mı? | Bitten-1 | 2014 | |
| Yes. And he's looking for you. | Evet. Seni arıyor. | Bitten-1 | 2014 | |
| How could he possibly know we came? | Buraya geldiğimizi nasıl bilebilir? | Bitten-1 | 2014 | |
| Did your fiancé tip him off? Never. | Nişanlın bilgi vermiş olmasın? Asla. | Bitten-1 | 2014 | |
| Look, I trust Clay with my life. | Clay'e hayatım pahasına güvenirim. | Bitten-1 | 2014 | |
| Besides, Roman had to travel from Russia. | Üstelik Roman Rusya'dan buraya geldi. | Bitten-1 | 2014 | |
| He would've been on the move way before we met. | Biz karşılaşmadan önce yola çıkmış olması gerek. | Bitten-1 | 2014 | |
