Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7733
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Do you know where the Ba... Yeah. | Tuvaletin nerede olduğunu... Evet. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Patient's lost consciousness. | Hasta bilincini kaybetti. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Get him into surgery. | Ameliyata alın. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Baby! How much did you see? | Bebeğim! Ne kadarını gördün? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You're yelling at me for Junior getting tomahawked on. | Ufaklık baltalandığı için bana bağırıyorsun. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You took Diane to the hospital. She saw a tomahawk in somebody's skull! | Diane'i hastaneye götürmüşsün. Birinin kafasında balta görmüş! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I know! I know! Oh, my God! | Biliyorum! Biliyorum! Aman tanrım! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I traumatized our daughter. | Kızımıza travma geçirttim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Diane's broken, and Junior telegraphs his passes. | Diane çöktü ve ufaklık paslarını telgrafla gönderdi. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
We're horrible parents. Horrible. | Korkunç ebeveynleriz. Korkunç. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh. Hey, Rachel. | Selam Rachel. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
What's up, Charlie? | N'aber Charlie? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Dre! What's up, baby? | Dre! Nasılsın bebek? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh, my God. Heaven on a spoon. | Aman tanrım. Kaşığın üstündeki cennet. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You know, I'm not a big soup sharer, brother. I'm good. | Ben pek çorba paylaşımcısı değilimdir kardeşim. Böyle iyiyim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No, you're not, and I ain't about to have you | Hayır değilsin ve bunu sana denetmediğim için... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
being mad at me for not making you try this. | ...kızgın da olamayacaksın. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Now open up. Get some. Hey, hey, Charlie... | Aç ağzını. Al biraz. Hey, hey, Charlie. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hard pass, man. | Kesinlikle olmaz adamım. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
All right, you need to pump your brakes. | Frenlerine basman lazım. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
All right, player. I'm... I'm pumping. | Pekala oyuncu. Basıyorum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You know, you've been riding my bumper pretty tough. | Bardağı taşırıyorsun. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey. Relax. | Hey. Rahatla. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
My bad, dawg. | Benim hatam dostum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I'm just, you know, just trying to fit in a little bit. | Ortama uymaya çalışıyorum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You know, me and my son, we're new out here, | Ben ve oğlum buralarda yeniyiz... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
don't know nobody, you know... | ...ve kimseyi tanımıyoruz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Especially no black people. | Özellikle de zencileri. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No worries. Sorry, man. | Endişelenme. Özür dilerim adamım. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey. You say you got a son? | Oğlum mu var dedin? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, around the same age as yours. | Evet, seninkiyle aynı yaşlarda. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
We should get them together, man. What's he doing tonight? | Onları bir araya getirmeliyiz adamım. Bu akşam ne yapıyor? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
He wide open. I could drop him off. | Hiçbir şey. Bırakabilirim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And... wait outside... | Ve dışarıda bekler... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And listen to my T.D. Jakes tapes by myself Hey, hey. Hey. Charlie. | ...T.D. Jakes kasetlerimi tek başıma dinlerim. Charlie. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Charlie, how about you both come by for dinner? | İkiniz beraber akşam yemeğine gelseniz nasıl olur? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
That would be great! All right. | Harika olur. Pekala. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
What time? 7:00. | Ne zaman? 7. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Cool. We'll be there before 8:00. | Güzel. 8'den önce orada oluruz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Okay, that's cool, brother. | Tamam, iyidir kardeşim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No later than 8:30. | 8.30'dan geç olmaz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey, Charlie? 9:00? | Hey, Charlie? 9? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Pump your brakes. I'm pumping. I'm pumping, brother. | Frenlerine bas. Basıyorum. Basıyorum kardeşim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No later than 10:00. | 10'dan geç olmaz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey, sweetie. Hi. | Selam canım. Merhaba. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You know, I've been meaning to talk to you. | Seninle konuşmak istiyordum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I was so excited to bring you to the hospital, | Seni hastaneye götürdüğüm için çok heyecanlıydım... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
but I'm really sorry that you... | ...ama şey hakkında çok üzgünüm... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You saw all those terrible, terrible things. | Tüm korkunç berbat şeyleri gördün. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I saw a man with a hatchet... | Baltalı bir adam gördüm. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I know. In his head. | Biliyorum. Kafasındaydı. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
It... was... | Bu... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Awesome! | Müthişti! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
E excuse me? | Pardon? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And that guy with coyote bites... sweet! | Ve çakal ısırmış adam... tatlıydı! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh... and you said sometimes people die, | Ve bazen insanların öldüğünü söyledin... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
and it could be the Doctor's fault, | ...ve bu doktorun hatası olabilir... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
but no one can actually say so for sure. | ...ama kimse bundan emin olamaz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Right? W... | Değil mi? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Right? Right. | Değil mi? Evet. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Technically, that is true. | Teknik olarak, bu doğru. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I definitely want to be a doctor. | Kesinlikle doktor olmak istiyorum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I'm gonna go tell Jack. | Gidip Jack'e anlatacağım. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
He'll be so jealous! | Çok kıskanacak! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Dad, do we really have to do this? | Baba bunu yapmak zorunda mıyız? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I was kind of hoping that my first blind date would be with a girl. | İlk kör sevgilimin kız olmasını umuyordum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, I was kind of hoping you wouldn't need a blind date. | Evet, ben de kör bir sevgiliye ihtiyacın olmayacağını umuyordum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
It's okay, sweetie. | Sorun yok tatlım. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey, hey! What's happening, Dre? | Selam! Neler oluyor Dre? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
How you doing, man? All right. | Nasılsın adamım? Pekala. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hi, there. Hi. | Merhaba. Merhaba. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You must be Rainbow. I am. | Sen Rainbow olmalısın. Öyleyim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I brought you some flowers. Oh! How nice! | Sana çiçek getirdim. Ne de güzel! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
It's so lovely. Oh. | Çok tatlıymış. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
It's a wrist corsage. Nice. | Bilek çiçeğiymiş. Güzel. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
This is my son, Eustace. | Bu benim oğlum Eustace. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Uh, we call him "Useless." | Bize ona "Faydasız" deriz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You're the only one who calls me that. | Bana böyle seslenen tek kişi sensin. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
That's 'cause I love you! | Çünkü seni seviyorum! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And you don't do a whole lot. | Ve çokta işe yaramıyorsun. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Okay. Have you... have you eaten already? | Tamam. Gelmeden yediniz mi? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
What? The, uh... | Ne? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh. It's just burgers. | Sadece burger. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Nothing much. Just burgers. O okay. | Pek bir şey değil. Sadece burger. Tamam. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey, son, why don't you go kick it with your new black friend, all right? | Hey ufaklık, neden yeni zenci arkadaşınla ortalığı dağıtmıyorsun? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Take him upstairs. | Yukarı çıkar onu. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Uh, so, is there a Mrs. Telphy, or...? | Bayan Telphy var mı? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Actually, we, uh... | Aslında biz... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
We're going through a pretty nasty divorce right now. | Oldukça kötü bir boşanmanın eşiğindeyiz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You are? | Öyle misiniz? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Just go upstairs and play! | Sadece yukarı çık ve oyununu oyna! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
All right, well, let's... let's go into... All right. Yeah, let's go get comfortable. | Pekala öyleyse. İçeri geçelim. Tamamdır. Evet, rahatlayalım. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Sure. Can I take that burger? No. No. | Kesinlikle. Burgeri alabilir miyim? Hayır. Hayır. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh. Okay. Oh. | Peki. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You know, when your wife cheats on you... | Biliyorsun, eşin seni aldatınca... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Then shoots you... | ...ve sonra vurunca... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You'd think you'd feel angry. | Kızgın hissedeceğini düşünüyorsun. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And I did. | Hissettim de. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
But I also felt inadequate. | Ayrıca yetersiz hissettim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Everything shut down. | Her şey durdu. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |