Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7730
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And bye, kid who rides to school with me and who some may think resembles me | Benimle okula gelenler ve bana benzemesine imkanı olmasa da bana benzediğini düşünenler... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
but is in no way related to me. | ...siz de hoşçakalın. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hi. But some species struggle. | Merhaba. Ama bazı türler mücadele eder. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh, no! My hobbit shire! 1 | Olamaz! Hobbit şehrim. 1 | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Son, why are we the only ones carrying an extra credit project? | Evlat neden ekstra kredi projesi taşıyan bir biz varız? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Well, it's not extra credit, per se... | Şey, aslında ekstra kredi değil. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
More so extra acknowledgment. Ah. | Ekstra onay. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You had me drive all the way to Azusa | Azusa'ya kadar tüm yolu... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
to get virgin wheat grass for an acknowledgment project? | ...onay projesinden el değmemiş bir otlak almak için mi sürdürdün? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Your ass lucky we in public. | İnsan içinde olduğumuza şükret. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
But the thing that always helps you through your struggle | Ama seni çabalamaya iten o şey... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
is having a sense of community. | ...toplumsallık duygusu. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Why didn't you give that kid the nod? | Neden o çocuğa selam vermedin? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
The nod? Yes, the nod... | Selam mı? Evet selam. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
To acknowledge that you've seen him. | Onu gördüğünün onayı. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
But I don't know him. What does that matter? | Ama onu tanımıyorum. Ne fark eder? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You two have something in common. | İkinizin bir ortak noktası var. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You don't even know what you have in common, do you? | Ortak noktanızın ne olduğunu bile bilmiyorsun, biliyor musun? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No! My hobbit shire! | Olamaz! Hobbit köyüm. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
SO1EO3 The Nod | Black ish 1x3 "Selam" | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Pops, you should have seen it. | Baba durumu görmeliydin. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
The boy just stared at him... | Çocuk ona dik dik baktı... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No nod, like his neck was broken. | Selamsız, sanki boynu kırıkmış gibi. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Well, maybe something is wrong with his neck. Did you ask him? | Belki boynunda bir sorun vardır. Ona sordun mu? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Something wrong with your neck, boy? What? No. I mean... I don't think so. | Boynunda bir sorun mu var evlat? Ne? Hayır. Yani... Sanmıyorum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
So he didn't nod at somebody. | Yani birine selam vermemiş. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I don't get what the big deal is. Of course you don't. | Büyütülecek ne var anlamıyorum. Tabi anlamazsın. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Look, babe, the nod is important. | Bak bebeğim, selam önemlidir. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
It's the internationally accepted, yet unspoken, | Bu dünya çapında kabul görmüş ama ağza alınmamış... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
sign of acknowledgment of black folks around the world. | ...siyah ırkın tüm dünyada olduğunu kabul etmenin bir işaretidir. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
So, no matter who you are or where you're at, | Kim olduğun ve nerede olduğun fark etmeksizin... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
it's your duty to give the nod. | ...selam vermek görevindir. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Even in the most extrem of circumstances, | En zor koşullarda bile olsak... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
we always found a way to let each other know, | ...her zaman birbirimizin bunu bilmesinin bir yolunu buluruz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
"I see you, bruh." | "Seni görüyorum kardeşim." | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Dre, please do not turn this into yet another thing. | Dre lütfen bunu başka bir olaya çevirme? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
The truth is that Junior's generation has a different perspective on the struggle | Doğrusu ufaklığın neslinin çabalamaya sen ve babamdan... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
than you and pops. Can't you just let that be a good thing? | ...farklı bir bakış açısı var. Bunun iyi bir şey olmasına izin veremez misin? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No! Okay. | Hayır. Peki. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Bow, the nod is on the same primal level as a baby waving "hi." | Bow "selam", bebek dalgalanması "merhaba" ile aynı seviyededir. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
That's right. Uh huh. | Adam haklı. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
A... as a man scrunching up his face when a woman with a big butt walks by. | Büyük kıçlı bir kadın geçerken bir erkek yüzünü kırıştırır. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You don't do that, either? | Bunu da mı yapmıyorsun? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I have failed! | Başarısızlığa uğradım! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Pops... I'm sorry, Junior. | Dede... Üzgünüm ufaklık. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Much as I hate to admit it, my idiot son is right this time. | İtiraf etmekten nefret etsem de, aptal oğlum bu sefer haklı. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
This is basic stuff. Even the butt thing? | Bu temel bir şeydir. Kıç şeyi olsa bile mi? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Especially the butt thing... basic black. | Özellikle de kıç şeyi, temel zencilik. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Thank you, pops. Oh, you're welcome, son. | Teşekkür ederim baba. Bir şey değil evlat. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
You did hear me call you an idiot, yes? Yes. Noted. | Aptal dediğimi duydun değil mi? Evet. Yazdım bunu. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Well, I've got a 7:30 online call for "ghost recon," so... | Benim 7.30'da internet üzerinden "hayalet gözlem" toplantım var. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey, pops, we fought too hard for these kids. | Baba, biz bu çocuklar için çok mücadele ettik. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
They have nothing left to struggle for. Can't that be a good thing? | Çabalayacak bir şeyleri kalmadı. Bu iyi bir şey olamaz mı? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No. No! | Hayır! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey, Zoey, I was... | Hey Zoey, ben... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Okay. I know, right? | Peki. Biliyorum, değil mi? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Like, she just comes up to me and starts talking. | Bir anda ortaya çıkıyor ve konuşmaya başlıyor gibi. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
That's what I have to deal with. | Baş etmem gereken şey bu. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey, guys. What you doin'? | Selam çocuklar. Ne yapıyorsunuz? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Making posters for career day. Career day. | Kariyer günü için poster yapıyoruz. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Ooh, career day. Oh, my God. I love that... so awesome. | Kariyer günü. Aman tanrım. Bayılırım. Müthiş. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Jack, what are you drawing? | Jack ne çiziyorsun? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
It's me performing at the Rose Bowl in eight years. | 8 yaşındakiler için Rose Bowl'u sunarken ben. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I want to be a teen sensation. | Olay yaratan bir genç olmak istiyorum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Is that a job? You tell me. | Bu bir meslek mi? Sen söyle. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Whoo! Yeah! | Evet! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Boom! | Güm! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Can't argue with that. | Buna bir şey diyemem. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No money? Is this a joke to you? | Para yok mu? Sence şaka mı bu? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
No... what? | Hayır... Ne? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh! Test tubes! | Deney tüpleri! | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Like mother, like daughter. | Anneden kıza. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Those aren't test tubes. | Bunlar deney tüpleri değil. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh. They're energy drinks for an ad campaign | Enerji içeceği içmek için çok küçük çocukları hedefleyen... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
aimed at kids who are too young to drink energy drinks. | ...bir reklam kampanyası için enerji içecekleri. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I want to work in advertising... like dad. | Babam gibi reklamcılıkta çalışmak istiyorum. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Wait. What do you mean? | Bekle. Ne demek istiyorsun? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Wait, sweetheart, I thought you wanted to be a doctor | Tatlım, senin doktor olmak istediğini düşünüyordum... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
like... like mommy. | ...annen gibi. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
And wear the same thing to work every day. | Ve işte her gün aynı şeyi giyececeğimi. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
How long do you have to go to school to be a doctor? | Doktor olmak için kaç sene okula gitmek zorundasın? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Well, there's four years of college and then there's four years of med school | 4 sene üniversite var ve 4 sene de tıp okulu... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
and then three years of... Okay. I'm gonna stop you right there. 1 | ...3 sene de... Orada bir dur. Tamam. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Daddy just went to college, | Babam sadece üniversiteye gitti... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
and he's got all three pair of yeezys. | ...ve 3 çift yeezysi var. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Okay, I'm gonna level with you. You are my only hope. | Tamam, seninle açık konuşacağım. Sen benim tek umudumsun. 1 | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Zoey is obviously gonna marry well. | Zoey belli ki iyi durumlu biriyle evlenecek. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Probably several times. Junior... I mean, we're lucky | Muhtemelen birkaç sefer. Ufaklığı otuzuna gelene kadar... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
if we get him out of the house before he's 30. | ...evden çıkarabilirsek şanslıyız. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Optimistic. And then there's Jack. | İyimser olarak. Ve bir de Jack var. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
I know. Sweetheart... I need you on this one. | Biliyorum. Tatlım, bunun için sana ihtiyacım var. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
So, I started to think | Ben de tüm selam işini... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
that maybe I was making too big a deal | ....biraz büyüttüğümü... | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
of this whole nod thing | ...düşünmeye başladım. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
and then... it happened. | Ve sonra olanlar oldu. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
What up, man? Dre. | N'aber adamım? Ben Dre. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Dre Johnson, the big SVP. | Dre Johnson, büyük KBY. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Charlie Telphy. They just brought me on as the new account manager. | Charlie Telphy. Daha yeni müşteri yöneticiliğine getirildim. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Oh. Well, welcome, man. Yeah. | Hayırlı olsun adamım. Aynen. | Black ish-1 | 2014 | ![]() |
Hey, where'd they bring you from? | Seni nereden getirdiler? | Black ish-1 | 2014 | ![]() |