Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7824
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
No one sees you like that. Everyone sees me like that. | Kimse seni öyle görmüyor. Herkes öyle görüyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You're telling me he hasn't been saying I told you so? | Şimdi sen, kocanın "ben demiştim" demediğini mi söylüyorsun? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
He hasn't. | Hayır demedi. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Maybe he didn't have to. | Belki de demesine bile gerek yoktu. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I told myself I wasn't going to get upset so... | Kendi kendime mutsuz olmayacağımı söyledim... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
So, think that maybe when I get out I can come and stay, | O zaman, buradan çıkınca sizin yanınıza gelip kalabilirim... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
you know, take Lily to the park... | ...ne bileyim, Lily'i parka falan götürürüm. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I don't think that's such a good idea, Sean. | Bunun iyi bir fikir olduğuna emin değilim Sean. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I just think it's important you spend some time | Hayatının bu döneminde babanla kalıp zaman geçirmenin daha önemli olduğunu düşünüyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
It's hard for everyone. | Herkes için zor bir durum bu. Evet, farkındayım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Columbine... ball! | Columbine, topu getir. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Come on, Columbine, get the ball. | Hadi Columbine, topu getir. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I mean, they clowing you for real man. | Seninle resmen taşak geçiyorlar dostum. Nereye gidiyorsun Columbine? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
To my cell, to read. | Kitap okumak için hücreme gidiyorum. Seninle işim daha bitmedi. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Come on back, bitch! | Geç yerine piç. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Co lum bine. | Co lum bine. Çabuk ol dostum, topun kaçmasına izin veriyorsun. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Get the ball. Come on. | Hadi, getir şu topu. Aferin sana. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Here you go, Kev. | Yakala Kev. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Go get it. | Git yakala. Yakala Lassie. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Oh what a fucking cunt. | Şerefsiz göt oğlanı. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Now what am I supposed to do with this? | Bununla ne yapacağım şimdi? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Rain cheque, boys. | Gösteri ertelendi çocuklar. Büyük adamlar bizi izliyorlar. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
He ownes you G. | Senin sahibin o, G. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You got lucky, Columbine. | Şanslısın Columbine. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Barry Johns. | Barry Johns. Merhaba, ben Waterville'den Sean Randall. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Sean! | Sean, iyi haberlerim var, baban söyledi mi? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
We got a trial date. | Duruşma tarihi aldık. Ne zaman? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Twenty first. | Ayın 21'inde. Daha 2 hafta var. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Well, it could've been a hell of a lot longer, Sean. | Çok daha uzun olabilirdi Sean. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
They wanted to push it until the new year. | Yeni yıla kadar bu işi uzatmak istediler. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
It's just.. | O zamana kadar dayanabilir miyim bilmiyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You know, it's like you said: | Senin de dediğin gibi, benim gibi çocuklar için burası güvenli değil. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
There's still the other option we discussed. | Daha önce konuştuğumuz gibi üzerinde durabileceğimiz bir seçeneğimiz daha var. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
So, if I can hold on for two weeks, | 2 hafta daha dayanırsam dışarı çıkabilecek miyim? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Well, first we view the Crown's case. | Öncelikle, Kraliyet davada nasıl hareket edecek onu göreceğiz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
We get to see the evidence they've compiled against you. | Sana karşı kullanacakları kanıtları göreceğiz. Buna ifşa deniyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
If you still decide you want to proceed, | Hâlâ devam etmek istersen, duruşma öncesi bir hücrede tutulacağın adliyeye gideceğiz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
And then we go to trial. | Sonra da duruşma olacak. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
And I can't move now, since I know that's what | Ne yapacağıma karar vermeden hareket edemem yani öyle mi? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
That's not how it works. | İşler bu şekilde yürümüyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
If you insist on going to trial, | Eğer duruşmaya çıkmakta kararlıysan hayatta kalmanın bir yolunu bulmalısın. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Let him eat. | Bırakın yesin. Herkes son yemeği hak eder. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
We're short. | Bıçak eksik. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Seems like one of you thought | İçinizden birisi bir hatıra alarak gitmek istedi sanırım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You were wrong. | Ama yanılıyorsunuz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
We have dedicated staff who take their jobs | Bizler işini ciddiye alarak yapan, kendini işe adamış görevlileriz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
They know how serious putting a weapon into | Vahşi bir gencin eline silah vermenin ne kadar ciddi bir şey olduğunu biliyoruz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Now, we can do this the easy way or we can do it | Şimdi, bu işi hem kolay yoldan hem de zor yoldan çözebiliriz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
This is no joke, boys. | Bu işin şakası yok çocuklar. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
We will search each and every one of you if we have to... | Gerekirse her birinizi didik didik arayacağız. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Thanks for choosing the easy way, Sean. | Kolay yolu seçtiğin için teşekkürler Sean. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
See you in two weeks. | İki hafta sonra görüşürüz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
A fresh face. | Yeni bir yüz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Might want to think twice before jerking off in here. | Mastürbasyon yaparken iki kere düşün derim. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
What if I have to go to the washroom? | Peki ya tuvalete gitmek istersem? Pencereden dışarı yap. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
That's how we know you're about to piss yourself. | Altınıza işemek üzere olduğunuzu bu şekilde anlıyoruz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Like that guy? | Şunun gibi mi? O mu? Hayır, o baş belasının teki sadece. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I can't sleep. | Işıklar çok parlak, uyuyamıyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
The sound, the buzzing, do you hear it? | Şu cızırtıyı duyuyor musun? Beni delirtiyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Just go back to bed. | Yatağına dön ve rahatlamaya çalış. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Don't make me call the Goon Squad. | Cezaevi Özel Ekibi'ni çağırmak zorunda bırakma beni. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Sean Randall? | Sean Randall. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Where are we going? | Nereye gidiyoruz? İki hafta geçti mi? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
This way, son. | Bu taraftan. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Thanks, Don. | Teşekkürler Don. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Fuck! | Ha siktir! İyi misin? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Is that the evidence? | Onlar kanıtlar mı? Öne sürecekleri şeylerin yüzde 90'ı burada. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Look I know it's hard, it gets a lot worse | Zor olduğunu biliyorum ama bu iş mahkemeye taşındığı zaman daha da zorlaşacak. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
What do you mean when? | Taşındığı zaman da ne demek? Beni mahkemeye götürmek için gelmedin mi sen? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
That's what we thought too until this morning. | Bu sabaha kadar biz de öyle sanıyorduk. Duruşma ertelendi Sean. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
The computer forensic experts need more time. | Adli bilişim uzmanlarının biraz daha zamana ihtiyacı varmış. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
How much time? | Ne kadar zaman? Birkaç ay olabilir. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Procedure is long. | Prosedürler çok zaman alıyor, hayat ise çok kısa. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I've been trying to tell you that from the start. | Sana başından beri bunu anlatmaya çalışıyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I know pleading guilty is against your principles, | Suçlu gibi yalvarmanın prensiplerine aykırı olduğunu biliyorum ve buna saygı duyuyorum... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
end this vicious cycle of abuse you're in. | ...ama seni taciz edici bu kısır döngüden prensiplerin kurtarmayacak. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
What do you say we | Bütün bunlara bir son vermeye ne dersin? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Your honour, at this time my client | Yüce Yargıç, müvekkilim bu sefer suçunu kabul edecek. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Mr. Randall, do you understand | Bay Randall, bu kasabada yaşan 27 kişiye karşı... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
to planning an attack on twenty seven people | ...saldırı gerçekleştirmeyi plânladığını kabul ettiğinin farkındasın değil mi? Evet. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Please speak into the microphone, Mr. Randall. | Lütfen mikrofona konuşun Bay Randall. Evet. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Do you understand that you're making this guilty plea | Bu itirafınızı tamamen kendi iradeniz ile yaptığınızı... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
is coercing you to make this statement today. | ...kimsenin sizi zorlamadığını kabul ediyorsunuz değil mi? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Yes that's right. | Evet kesinlikle. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Is there anything else you wish to say? | Söylemek istediğiniz başka bir şey var mı? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
No, sir. Just I'm sorry, I guess. | Hayır efendim yok, sanırım çok üzgünüm. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Sorry I guess? | Sanırım çok üzgünüm mü? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Mr. Randall, sorry I guess doesn't | Bay Randall, sanırım çok üzgünüm demeniz bu topluma verdiğiniz zararı geri almıyor... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
or diminish the impact on the lives of those | ...ya da yaşamlarını tehdit ettiğiniz kişilerdeki etkisini azaltmıyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Your honour, please, my client may not be | Sayın Yargıç lütfen, müvekkilim kendisini... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
particularly eloquent, but he is deeply remorseful | ...tam olarak ifade edememiş olabilir ama yaptıklarından dolayı çok pişman. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Mr. Randall, is that true? | Bay Randall, bu doğru mu? Evet efendim, doğru. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I'm granting an order of release | Bay Randall, bazı koşullar altında serbest bırakılmanıza karar veriyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Due to the violent and disturbing nature of your | Şiddet yanlısı doğanız ve suça meyilli olmanız gereği... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
any school within district thirteen. | ...13. Bölgedeki herhangi bir okula gitmeniz yasaklanmıştır. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Not only can you not attend, you cannot step foot | Okula gidememekle birlikte, okul civarına adım dahi atamazsınız. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You are also prohibited from communicating, | Ayrıca, direkt ya da dolaylı olarak mağdurlarla, şahitlerle ya da... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
witness, or other person identified in the | ...görüşmenizin yasak olan kişilerle iletişim kurmanız yasaktır. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
That's twenty seven people, Mr. Randall. | Bunlar da 27 kişi ediyor Bay Randall. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Twenty seven people who don't want to see your | Yüzün bir daha asla görmek istemeyen 27 kişi. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |