• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7825

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
So, I didn't know what to do with your room. Odanla ne yapacağımı bilemedim. Blackbird-1 2012 info-icon
I just closed the door... left it. Kapıyı kapattım ve öyle bıraktım. Blackbird-1 2012 info-icon
I didn't know how you'd feel. Ne hissedersin bilemedim. Blackbird-1 2012 info-icon
It feels weird... like someone else's room. Çok tuhaf, sanki başkasının odası gibi. Blackbird-1 2012 info-icon
Maybe it is. Belki de öyledir. Demek istediğim, belki de değişmişsindir. Blackbird-1 2012 info-icon
I talked with Barry. Barry ile konuştum, birkaç formalite de halledilince... Blackbird-1 2012 info-icon
stuff back, just a couple of ...bilgisayarını ve diğer eşyalarını geri alabilirmişsin. Blackbird-1 2012 info-icon
What about your guns? Peki ya silahların? Onları geri alamıyorum. Blackbird-1 2012 info-icon
Part of the deal. Anlaşmanın bir parçası da onlar. Hangi anlaşmanın? Blackbird-1 2012 info-icon
The deal to get you out. Seni dışarı çıkarma anlaşmasının. Blackbird-1 2012 info-icon
Sean, um, I was thinking, you know, Sean düşünüyordum da, şu okul yasağı ve diğer şeyler yüzünden... Blackbird-1 2012 info-icon
that maybe you want to come work with me at the rink, ...belki benimle buz pistindeki işe gelmek istersin... Blackbird-1 2012 info-icon
help out some, earn yourself a ...hem yardım edersin hem de para kazanırsın. Blackbird-1 2012 info-icon
How's that supposed to work? Nasıl olacak o iş? Bütün hokey takımı görüşme yasağı listesinde. Blackbird-1 2012 info-icon
I checked with Barry. Barry ile konuştum... Blackbird-1 2012 info-icon
He said that as long as you're upstairs when they're on the ice ...onlar buzun üzerinde oldukları zaman sen yukarıda olursan bir sorun olmazmış. Blackbird-1 2012 info-icon
They have a schedule, you have a schedule. Onların ayrı, senin ayrı çizelgen olacak. Blackbird-1 2012 info-icon
I don't know. Bilemiyorum. Biraz düşünebilir miyim? Blackbird-1 2012 info-icon
Yeah, absolutely! Tabii ki. Acele etmene gerek yok. Blackbird-1 2012 info-icon
I'll leave you to settle in. Yerleşmen için seni yalnız bırakayım. Blackbird-1 2012 info-icon
Can I get you a sandwich or something? Sandviç ya da başka bir şey getireyim mi? Blackbird-1 2012 info-icon
I got some of that thinly shaved Senin sevdiğin, ince dilimlenmiş hindi göğüslü olandan var. Blackbird-1 2012 info-icon
Yeah, that sounds great, thanks. Tamam olur, teşekkür ederim. Blackbird-1 2012 info-icon
I'm glad you're home, Sean. Evde olduğun için çok mutluyum Sean. Blackbird-1 2012 info-icon
Sandwich then. Ben sandvicini getireyim. Blackbird-1 2012 info-icon
Hey. Pittsburgh'un maçı var izlemek ister misin? Blackbird-1 2012 info-icon
I'm reading. Kitap okuyorum. Blackbird-1 2012 info-icon
Two dollars each? Tanesi 2 dolar mı? Blackbird-1 2012 info-icon
Look at you. Kendine bir baksana, tırnaklarının içi pislik dolu. Blackbird-1 2012 info-icon
That reminds me. Aklıma ne geldi, ilk maaşın. Blackbird-1 2012 info-icon
Aren't you going to open it? Açmayacak mısın? Doğru. Blackbird-1 2012 info-icon
Probably know how much is in there anyway. İçinde ne kadar olduğunu biliyorsundur zaten. Blackbird-1 2012 info-icon
Don't forget, there's deductions. Kesinti yaptıklarını da unutma. Blackbird-1 2012 info-icon
I guess I should start saving for plastic surgery. Sanırım estetik ameliyatı olmak için para biriktirmem lâzım. Neden bahsediyorsun sen? Blackbird-1 2012 info-icon
People think I'm a psycho, dad. İnsanlar psikopat olduğumu düşünüyorlar. Hayır düşünmüyorlar. Blackbird-1 2012 info-icon
Everybody I talk to knows it's bullshit. Konuştuğum herkes olanların saçmalık olduğunu biliyor. Blackbird-1 2012 info-icon
You should've seen them gawking at me at the mall. Bir de bana alışveriş merkezinde bön bön bakarlarken görecektin onları. Blackbird-1 2012 info-icon
You just like thinking that way. Sen öyle olduğunu sanıyorsun. Blackbird-1 2012 info-icon
I saw Deanna. Deanna'yı gördüm. Blackbird-1 2012 info-icon
Didn't go up to her, just saw her. Yanına gitmedim, sadece gördüm. Umarım gitmezsin de. Blackbird-1 2012 info-icon
I don't know. Bilemiyorum, sanırım gitmek istedim. Blackbird-1 2012 info-icon
Give her a chance to explain herself. Kendini anlatması için ona bir şans vermek istedim. Blackbird-1 2012 info-icon
When are you going to realize she's not your friend, Sean. O senin arkadaşın değil Sean, hiçbir zaman da olmadı. Blackbird-1 2012 info-icon
I heard Jimmy Cooke's selling his wife's Dodge. Jimmy Cooke karısının Dodge'unu satıyormuş. 1,500 dolara bırakacak sanırım. Blackbird-1 2012 info-icon
Consider going in on it with you if you want. İstersen ortak alabiliriz. Blackbird-1 2012 info-icon
Oh, come on, Talbot! Hadi ama Talbot, onu nasıl kaçırırsın? Blackbird-1 2012 info-icon
When did my stuff get here? Eşyalarım ne zaman geldi? Bilmiyorum, sabah herhalde. Blackbird-1 2012 info-icon
My car got vandalized. Arabama zarar vermişler. Çok bariz bir sayıydı! Blackbird-1 2012 info-icon
What did you say? Ne dedin sen? Arabama zarar vermişler. Blackbird-1 2012 info-icon
What? Ne? Ne olmuş? Sen ne yaptın? Blackbird-1 2012 info-icon
Nothing... except plan a school massacre. Okul katliamı plânlamak dışında hiçbir şey yapmadım. Blackbird-1 2012 info-icon
"Get your fucking hand off me, you cocksucker... " "Çek şu elini seni pis saksocu..." Blackbird-1 2012 info-icon
"Are you recording me?" "Kayıt mı ediyorsun?" "Sean!" Blackbird-1 2012 info-icon
You look different. Farklı görünüyorsun. Herkes öyle söylüyor. Blackbird-1 2012 info-icon
How are you? Nasılsın? İyi. Blackbird-1 2012 info-icon
Just working now, just got my own car. Çalışıyorum artık, araba aldım. İyiymiş. Blackbird-1 2012 info-icon
How about you? Sen nasılsın? Ne zamandır burada çalışıyorsun? Blackbird-1 2012 info-icon
Just like a month. Bir ay kadar oldu. Babamın fikriydi. Blackbird-1 2012 info-icon
He knows the owner, so that's how he Sahibini tanıyor, bu şekilde de devamlı gözü üzerimde. Blackbird-1 2012 info-icon
Anyway, I just Neyse, ben sadece özür dilemek istemiştim. Blackbird-1 2012 info-icon
I didn't mean to scare you. Amacım seni korkutmak değildi. Blackbird-1 2012 info-icon
I feel sick to my stomach about what happened. Olanları düşündükçe mideme ağrılar giriyor. Blackbird-1 2012 info-icon
I don't talk to Cory anymore. Cory ile konuşmuyorum artık. Hem de hiç. Blackbird-1 2012 info-icon
You know the cops came to my house and told me Polisler bizim eve gelip bir plânın olduğunu söylediler. Blackbird-1 2012 info-icon
I didn't have a plan. Hiçbir plânım yoktu. Sadece bir hikâyeydi. Blackbird-1 2012 info-icon
A story of revenge? İntikam hikâyesi mi? Blackbird-1 2012 info-icon
Where do you want to go? Nereye gitmek istersin? Meksika. Blackbird-1 2012 info-icon
I should have said something. Bir şey söylemem gerekirdi. Blackbird-1 2012 info-icon
My parents are impossible to talk to. Ailem konuşulması imkânsız insanlardır. Blackbird-1 2012 info-icon
But I should have said something. Ama yinede bir şey söylemem gerekirdi. Blackbird-1 2012 info-icon
I don't blame you for not trusting me. Bana güvenmediğin için seni suçlamıyorum. Blackbird-1 2012 info-icon
When did you get the nose ring? Burun halkasını ne zaman taktırdın? Blackbird-1 2012 info-icon
It's a nose stud. O hızma bir kere. Blackbird-1 2012 info-icon
Nose stud. Hızma ha. Sevdim. Blackbird-1 2012 info-icon
So I was going to head to Johnny's, Johnny's'e gidip ucuz hamburger yiyeceğim, gelmek ister misin? Blackbird-1 2012 info-icon
Actually there was something else I was Aslında yapmak istediğim başka bir şey var, teşekkürler. Blackbird-1 2012 info-icon
Okay. Tamam, önümüzdeki hafta gideriz. Blackbird-1 2012 info-icon
Your dad gave you his Lexus? Baban sana kendi Lexus'unu mu verdi? Blackbird-1 2012 info-icon
Told him I needed tampons. Tampona ihtiyacım olduğunu söyledim. Her zaman işe yarıyor. Blackbird-1 2012 info-icon
No, you can leave your boots on. Ayakkabılarını çıkarmana gerek yok. Tabii kirlenmelerini istemiyorsan bilemem. Blackbird-1 2012 info-icon
Um, the bathroom... Banyoyu kullanmak istersen yukarıda köşede. Blackbird-1 2012 info-icon
Okay. Tamam. Burada mı yoksa odamda mı takılmak istersin? Blackbird-1 2012 info-icon
Sure. Olur. Hangisi? Blackbird-1 2012 info-icon
We can go to your room. Odana gidebiliriz. Tamam, burada. Blackbird-1 2012 info-icon
Wow, the walls are so bare. Duvarlar bomboş. Blackbird-1 2012 info-icon
Yeah, it's part of my new look. Evet, yeni görünüşümün ya da görünmezliğimin bir parçası. Blackbird-1 2012 info-icon
Are those live maggots? Onlar canlı larva mı? Evet. Blackbird-1 2012 info-icon
I like the way you look. Yeni görünüşünü çok sevdim. Sanki seni gerçekten görebiliyor gibiyim. Blackbird-1 2012 info-icon
You can actually read? Gerçekten okuyor musun? Evet, bir Dostoyevski değil tabii ama. Blackbird-1 2012 info-icon
Did you get that in jail? Hapiste mi oldu? Evet. Blackbird-1 2012 info-icon
I feel really bad. Kendimi kötü hissediyorum. Hissetmene gerek yok. Blackbird-1 2012 info-icon
I kind of like it. Seviyorum onu, farklı bir özellik katıyor. Blackbird-1 2012 info-icon
Is that your dad? Baban mı geldi? Evet, burada bekle. Blackbird-1 2012 info-icon
There's a Lexus in the driveway. Yolda Lexus duruyor. Evet, Deanna burada. Blackbird-1 2012 info-icon
Oh no, no, she's not! Hayır, hayır burada olmamalı. Hemen gidecek! Blackbird-1 2012 info-icon
It's not a big deal. Büyütülecek bir şey değil. Tutuklanabilirsin. Blackbird-1 2012 info-icon
I won't be... I won't be arrested. Hayır tutuklanmayacağım. Bu doğru mu? Blackbird-1 2012 info-icon
You could be arrested? Tutuklanabilir misin? Bilmiyor mu? Blackbird-1 2012 info-icon
Know what? Neyi? Ona söylemeyecek misin? Blackbird-1 2012 info-icon
There's a restraining order and you're on it. Görüşmemin yasak olduğu insanlar var, sen de onlardan birisin. Blackbird-1 2012 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 7820
  • 7821
  • 7822
  • 7823
  • 7824
  • 7825
  • 7826
  • 7827
  • 7828
  • 7829
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim