Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7939
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You have to say 'yes'. | "Evet" demelisin. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Yes! No. | Evet! Hayır. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
D'you have a suitcase with you? | Bavulun var mı? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I'll show you your room. | Sana odanı göstereyim. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
If you don't like this room, we have more. | Bu odayı beğenmezsen, başka odalarımızda var. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Yes, this is fine. | Hayır, bu iyi. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
RUBEN! | RUBEN! | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I can't sleep. | Uyuyamıyorum. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Come and sit with me. | Gel, yanımda otur. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Do you still love me? | Beni hâlâ seviyor musun? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You have even more. | Yüzünde de var. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You don't stink any more. | Artık kötü kokmuyorsun. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You don't look the way I thought. | Hayal ettiğim gibi değilsin. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Much more beautiful. | Çok daha güzelsin. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
21 ... | 21... | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I'm so sorry. No, please don't get up. | Çok özür dilerim. Hayır, lütfen kalkma. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Here you are. | Otur, lütfen. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
This is eye liner. | Bu göz kalemi. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You have performed your task well. | İşini başarılı bir şekilde yapıyorsun. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I am grateful to you. | Sana minnettarım. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Don't forget you are here to read. | Kitap okumak için burada olduğunu unutma sakın. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Nothing more. | Daha fazlası değil. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
It's more difficult to walk. | Daha zor yürüyorum. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
My legs have suddenly given up on me. | Ayaklarım beni yarı yolda bıraktı. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
My fingers too. | Parmaklarım da. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I dropped that lovely bottle of yours. | Senin o sevdiğin şişeyi düşürdüm. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Did you think about what I said? | Söylediğim şey hakkında düşündün mü? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I don't dare believe it. | İnanmaya cesaret edemiyorum. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Believe me, Catherine, this life can be changed. | İnan bana, Catherine. Bu yaşam, değiştirilebilir. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
We live in a new era. We need the courage to act on it. | Yeni bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden cesur olmalıyız. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
God, that would be great. | Tanrım, bu harika olurdu. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I can write a letter. He will be able to see. | Bir mektup yazabilirim. Yakında o görebilecek. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Do you remember colour? | Renkleri hatırlıyor musun? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
My father practised when we knew I was going blind. | Kör olacağımı öğrendiğimizde, babam bana pratik yaptırmıştı. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
What does red look like? | Kırmızı nasıl gözüküyordu? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Like this. | İşte böyle.. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
What will they read? | Bana ne okuyacaklar? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Does it matter? No. | Fark eder mi? Hayır. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
What about Mama? | Peki ya, annem? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You want to stay here forever? | Sonsuza dek, burada mı kalmak istiyorsun? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I want to go to Istanbul... and you? | İstanbul'a gitmek istiyorum... Peki ya sen? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Come on, surprise... Surprise? | Hadi gel, sürpriz... Sürpriz mi? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Shall I shut my eyes? Yes. | Gözlerimi kapamalı mıyım? Evet. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You can open them now. | Gözlerini açabilirsin. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
What's the surprise, then? | Sürpriz ne peki? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Victor, this is Marie. | Victor, bu Bayan Marie. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Marie, Doctor Verbeeke. | Marie, bu Bey Doktor Verbeeke. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Well you are... Ruben... | Evet, sen Ruben... | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Victor has very good news. | Victor'un çok güzel haberleri var. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You live in a lie. | Bir yalanın içinde yaşıyorsun. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Who's going to tell him the truth? | Ona gerçeği kim söyleyecek? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
He sees it... | O görüyor... | Blind-1 | 2007 | ![]() |
...and he's the only one. | ...bir tek o. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You mean that love's blind? | Aşkın gözü kördür, demek mi istiyorsun? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Nervous. | Gerginim. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
A little scared. | Biraz korkuyorum. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I'm sure it'll work. | Eminim, işe yarayacak. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
How does the fairytale end? | Peri masalı nasıl bitiyor? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
The Snow Queen? | Kar Kraliçesi mi? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Happily ever after, of course. | Sonsuza dek mutlu yaşadılar, elbette. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
We shall anaesthetize your eyes with a new drug. | Yeni bir ilaçla gözlerine anestezi yapacağız. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Cocaine. | Kokain. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You won't feel much. | Bir şey hissetmeyeceksin. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Is Marie there? | Marie burada mı? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
After you, colleague. | Lütfen buyurun, meslektaşım. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
My compliments. Truly wonderful. | Tebrik ederim. Ameliyat çok başarılıydı. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
And now we wait. | Şimdi bekleyeceğiz. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
But it looks hopeful. Very hopeful. | Ama umut verici gözüküyor. Gerçekten umut verici. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
He bit me. Where? | Beni ısırdı. Nereni? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Untie me! Let me out of here. | Çöz beni! Çıkarın beni buradan! | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Don't move. Mr Rietlander. You don't want to go blind again? Calm down! | Kımıldamayın, Bay Rietlander. Tekrar kör olmak mı istiyorsunuz? Sakin olun! | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I want to see her. Later Ruben. Later. | Onu görmek istiyorum. Sonra Ruben. Sonra... | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Something's wrong. Think of your eyes. | Ters giden bir şeyler var. Gözlerini düşün. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
A few more weeks. Come on. | Birkaç hafta daha. Hadi ama... | Blind-1 | 2007 | ![]() |
A few more weeks. Think of your eyes. | Birkaç hafta daha, gözlerini düşün. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Quiet. You aren't alone here. | Sessiz ol. Burada yalnız değilsin. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Ruben. | Ruben. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Hush now. Where were you? | Sakinleş artık. Neredeydin? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I'm here. | Ben, buradayım. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Ssshh, quiet. | Sessiz ol. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
I'm here. Pull yourself together. | Buradayım. Kendine hakim ol. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Has she gone? Did something happen? | Gitti mi? Bir şey mi oldu? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
There are so many beautiful things out there. | Dışarıda o kadar güzel şey var ki... | Blind-1 | 2007 | ![]() |
And now you'll see them all. | Artık hepsini görebileceksin. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Are they as beautiful as Marie? | Onlar Marie kadar güzel mi? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
It was pretty nasty that she just left. Wasn't it? | Böyle çekip gitmesi çok kötü. Değil mi? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Ruben. Ruben. | Ruben. Ruben. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Promise me you'll eat again. Ruben. | Tekrar yemek yiyeceğine söz ver. Ruben. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Ruben... | Ruben... | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You have to say who you are. Who can I say is here? | Kimin geldiğini söyleyebilmem için isminizi söylemeniz gerekiyor. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
How is he? Can he see? | O, nasıl? Görebiliyor mu? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
It is impolite to keep your hood on, madam. | Kapüşonunu çıkarmaman büyük kabalık, Bayan. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
That's my affair. | Bu sizi ilgilendirmez. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Not entirely. | Bir dereceye kadar. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
If you don't dare appear in public, what will that mean for Ruben? | Halk içinde görünmeye cesaretin yoksa, peki Ruben ne yapacak? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You should be more courageous. | Daha cesur olmalıydın. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
Why are you here, madam? | Neden buradasın, Bayan? | Blind-1 | 2007 | ![]() |
He is going to see. | O, görebiliyor. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
You're between 30 and 40 years old. | 30 ya da 40 yaşlarında olmalısın. | Blind-1 | 2007 | ![]() |
What future can you possibly offer Ruben? | Ruben'le ne geleceğin olabilir ki? | Blind-1 | 2007 | ![]() |