Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8500
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That's one of our guys. | Bizim adamlarımızdan biri. Adamlarımızdan biri. Bizim adamlarımızdan biri. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
One of your guys? What do you...? A station asset. | Sizin adamlarınızdan mı? Sen neden Merkezin elindekilerden. Adamlarınızdan biri mi? Sen ne...? Karargâh adamlarından. Sizin adamlarınızdan mı? Sen neden Merkezin elindekilerden. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Zayed Ibishi. | Zayed Ibishi. Zayed Ibishi. Zayed Ibishi. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He's one of our contacts from the Palestinian camps. | Filistin kamplarındaki muhbirlerimizden biri. Filistin kamplarındaki bağlantılarımızdan biri. Filistin kamplarındaki muhbirlerimizden biri. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Station asset, huh? | Merkezin elindekilerden mi? Karargâh adamlarından mı? Merkezin elindekilerden mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
What the fuck is he doing making contact right now? | Ne bok yemeye adamla iletişim kuruyor şimdi? Peki şu anda ne diye temas haline geçiyor? Ne bok yemeye adamla iletişim kuruyor şimdi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
And how come I don't know about this? I don't know. I don't know. | Ve benim bundan neden haberim yok? Bilmiyorum. Bilmiyorum. Ve bundan benim nasıI haberim yok? Bilmiyorum. Bilmiyorum. Ve benim bundan neden haberim yok? Bilmiyorum. Bilmiyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
If he makes that jihadist suspicious, they will shut down that house and leave. | O cihatçıyı şüphelendirirse, evi kapatıp, burayı boşaltırlar. Eğer o mücahiti şüphelendirirse, örgüt evini hemen kapar ve giderler. O cihatçıyı şüphelendirirse, evi kapatıp, burayı boşaltırlar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
He's gonna get that guy killed. He's gonna blow this whole operation. | Adamı öldürtecek. Bütün operasyonu berbat edecek. Adamı öldürtecek. Tüm operasyonu mahvedecek. Adamı öldürtecek. Bütün operasyonu berbat edecek. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Not again. Fucking Hoffman! | Tekrar olmaz. Lanet Hoffman! Tekrar olmaz. Lanet olası Hoffman! Tekrar olmaz. Lanet Hoffman! | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Oops. Continue tracking. | İzlemeye devam et. Takibe devam edin. İzlemeye devam et. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Area expanded. | Alan genişletildi. Alan genişletiliyor. Alan genişletildi. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Tracking. | İzlemedeyiz. Takip ediliyor. İzlemedeyiz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Head him off! Head him off! | Önünü kes! Önünü kes! Önünü kes! Önünü kes! Önünü kes! Önünü kes! | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Going down the alley. Adjusting coverage. | Yoldan aşağıya gidiyor. Kapsamı ayarlıyorum. Yoldan aşağıya doğru iniyor. Hacim arttırıIıyor. Yoldan aşağıya gidiyor. Kapsamı ayarlıyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Boost image factor. | Görüntüyü netleştirin. Çözünürlüğü arttır. Görüntüyü netleştirin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Switching to SAR. Stay with sweep. | Kuş bakışına geçiyorum. Alanda kalın. SAR'e değiştiriyoruz. Sabit kal. Kuş bakışına geçiyorum. Alanda kalın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Hold image? Image locked. | Resme odaklanın. Resme odaklanıldı. Görüntüyü donduralım mı? Görüntü kilitlendi. Resme odaklanın. Resme odaklanıldı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Skip. I got him. | Skip. Onu yakaladım. Skip. Onu hakladım. Skip. Onu yakaladım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I need you to come pick me up, all right? | Hemen gelip beni alman lâzım, tamam mı? Beni gelip alman gerek, tamam mı? Hemen gelip beni alman lâzım, tamam mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I got bit by fucking diseased dogs, goddamn it. | Lanet hastalıklı bir köpek tarafından ısırıldım, lânet olsun. Hastalıklı lanet köpekler tarafından ısırıIdım. Lanet olsun. Lanet hastalıklı bir köpek tarafından ısırıldım, lânet olsun. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I'm by the clearing. | Açıklık alandayım. Meydanın oralardayım. Açıklık alandayım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Yeah, just look out for me. | Evet, gelip beni al. Evet, sadece beni bekle. Evet, gelip beni al. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You gotta be kidding me. Come on, take me to a real hospital. | Dalga geçiyor olmalısın. Beni gerçek bir hastaneye götür. Şaka yapıyor olmalısın. Hadi ama, beni gerçek bir hastaneye götür. Dalga geçiyor olmalısın. Beni gerçek bir hastaneye götür. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Take me to the embassy. That's like an hour. | Beni elçiliğe götür. Bir saatlik yol, dostum. Beni elçiliğe götür. Bu bir saat sürer. Beni elçiliğe götür. Bir saatlik yol, dostum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Rabies around here is no joke. You're gonna need a jab in there, ASAP. Let's go. | Kuduzun buralarda şakası olmaz. Acilen aşıya ihtiyacın var. Haydi, gidelim. Buralarda kuduz şakaya gelmez. Burada, ASAP'ta iğne olmalısın. Gidelim. Kuduzun buralarda şakası olmaz. Acilen aşıya ihtiyacın var. Haydi, gidelim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Let's go. | Gidelim. Gidelim. Gidelim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Let's get you vaccinated. Aisha. | Sizi aşılamamız lâzım. Aisha. Size aşı yapalım. Aisha. Sizi aşılamamız lâzım. Aisha. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
AISHA | Ne oldu? Ne oldu? Ne oldu? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Let me see. | Bir bakayım. Bakayım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
These are not bite wounds. | Bunlar ısırık izleri değil. Bunlar ısırık yarası değil. Bunlar ısırık izleri değil. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
A snowboarding accident. Snowboarding. | Snowboard kazası. Snowboard demek. Snovbord kazası. Snovbord. Snowboard kazası. Snowboard demek. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Mm. You're accident prone, huh? | Hı hı. Kazalara meyillisiniz, değil mi? Kazaya meyilli biri misin? Hı hı. Kazalara meyillisiniz, değil mi? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, I mean, I'm sure it looks that way. Yeah. | Sanırım öyle görünüyor. Evet. Evet, eminim öyle görünüyordur. Sanırım öyle görünüyor. Evet. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Relax. | Rahatlayın. Rahatla. Rahatlayın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
All right. Let me... | Tamam. Bir bakayım. Pekâlâ. İzin verirsen... Tamam. Bir bakayım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
My father was Iranian. | Babam İranlıydı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I live in Amman now. | Şimdi Amman'da yaşıyorum. Ben şu anda Amman'da yaşıyorum. Şimdi Amman'da yaşıyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
This is going to hurt. | Biraz canını yakacak. Bu acıtacak. Biraz canını yakacak. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Mm. I don't like needles. | İğneleri sevmiyorum. İğnelerden hoşlanmıyorum. İğneleri sevmiyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Just think about something else, hm? | Başka bir şey düşün, tamam mı? Sadece başka bir şey düşün. Başka bir şey düşün, tamam mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
This is the first of five anti rabies injections you'll need over the next month. | Bu, bir ay içinde olman gereken ilk kuduz aşın. Bu, gelecek aya kadar olman gereken beş kuduz iğnesinden ilkiydi. Bu, bir ay içinde olman gereken ilk kuduz aşın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You don't need to come back here. | Sonraki için buraya gelmene gerek yok. Buraya geri dönmene gerek yok. Sonraki için buraya gelmene gerek yok. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You can get them at any clinic. One each week, right? | Her klinikte olabilirsin. Her hafta bir tane, tamam mı? Bunları her klinikte olabilirsin. Hafta başına bir tane, tamam mı? Her klinikte olabilirsin. Her hafta bir tane, tamam mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
So we're done? Yeah, we're done. | İşimiz bitti mi yani? Evet, bitti. O zaman işimiz bitti mi? Evet, bitti. İşimiz bitti mi yani? Evet, bitti. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
And someone will come to bandage your wounds. | Biri gelip yaralarınızı saracak. Ve birileri yaralarını sarmak için gelecek. Biri gelip yaralarınızı saracak. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Thank you. | Sağ ol. Teşekkürler. Sağ ol. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You fucking cocksucker. How did you expect me to run an operation... | Seni lanet piç kurusu. Benim operasyonumu berbat eden... Seni şerefsizin evladı. Arkamdan benim operasyonumun içine eden... Seni lanet piç kurusu. Benim operasyonumu berbat eden... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... when you're running a side operation which fucks up my own? | ...bir yan operasyon yaparken, başarılı olmamı nasıl beklersin? ...başka bir operasyon yürütürsen, benim operasyon yürütmemi nasıI beklersin? ...bir yan operasyon yaparken, başarılı olmamı nasıl beklersin? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Listen, you want me to run Amman, let me run Amman, all right? | Dinle, Amman'ı idare etmemi istiyorsan, bırak da Amman'ı idare edeyim, tamam mı? Dinle, benim Amman'ı yönetmemi istedin, izin ver yöneteyim, tamam mı? Dinle, Amman'ı idare etmemi istiyorsan, bırak da Amman'ı idare edeyim, tamam mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I have made promises to Hani Salaam. Do you understand that? | Hani Salaam'a bir sürü söz verdim. Anlıyor musun? Hani Salaam'a sözler verdim. Anladın mı? Hani Salaam'a bir sürü söz verdim. Anlıyor musun? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Uh huh. What's your point? | Ne demeye çalışıyorsun? Ne demeye çalışıyorsun? Ne demeye çalışıyorsun? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
My point is, Ed, you can't pull your normal bullshit here, all right? | Demeye çalıştığım, Ed, burada her zamanki gibi davranamazsın, tamam mı? Demeye çalıştığım, Ed, her zaman yaptığın saçmalıkları burada yapamazsın, tamam mı? Demeye çalıştığım, Ed, burada her zamanki gibi davranamazsın, tamam mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We have to respect what he wants. I do respect him. What kind of thing? | İstediklerine saygı göstermeliyiz. Ona saygı gösteriyorum. Nasıl bir şey? Onun isteklerine saygı göstermeliyiz. Ona saygı duyuyorum. Ne tür bir şey? İstediklerine saygı göstermeliyiz. Ona saygı gösteriyorum. Nasıl bir şey? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Look, you keep fucking around like this, and you are gonna blow this Amman operation. | Bak, işlerin böyle bok etmeye devam edersen, bütün Amman operasyonunu berbat edeceksin. Bak, eğer etrafta böyle saçmalamaya devam edersen, tüm Amman operasyonunu mahvedeceksin. Bak, işlerin böyle bok etmeye devam edersen, bütün Amman operasyonunu berbat edeceksin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I love you. Bye. I love you too. | Seni seviyorum. Hoşça kal. Ben de seni seviyorum. Seni seviyorum. Görüşürüz. Ben de seni seviyorum. Seni seviyorum. Hoşça kal. Ben de seni seviyorum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
They'll vacate their only known safe house, and we'll never hear from them. | Bilinen tek güvenli evi boşaltırlar ve biz de bir daha onlardan haber alamayız. Tek bildiğimiz örgüt evini boşaltacaklar ve bir daha da onlardan haber alamayacağız. Bilinen tek güvenli evi boşaltırlar ve biz de bir daha onlardan haber alamayız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Do you understand? I'm just trying to back you up. | Anlıyor musun? Sadece sana destek olmaya çalışıyordum. Anladın mı? Sadece sana destek olmaya çalışıyordum. Anlıyor musun? Sadece sana destek olmaya çalışıyordum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
It's a dangerous, dangerous world out there. | Orası çok çok tehlikeli bir dünya. Dışarıda çok tehlikeli bir dünya var. Orası çok çok tehlikeli bir dünya. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, don't back me up, because I don't need it, all right? | Bana destek olma çünkü ihtiyacım yok, tamam mı? Bana destek olma çünkü ihtiyacım yok, tamam mı? Bana destek olma çünkü ihtiyacım yok, tamam mı? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Hani. I gotta go deal with this Hani bullshit. | Hani. Gidip şu Hani pisliğiyle ilgilenmeliyim... Hani. Gidip bu Hani saçmalığıyla ilgilenmem gerek. Hani. Gidip şu Hani pisliğiyle ilgilenmeliyim... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
So go fuck yourself. All right, whatever. | ...o yüzden, git kendini becer. Tamam, neyse ne. O yüzden git kendini becer. Pekâlâ, her neyse. ...o yüzden, git kendini becer. Tamam, neyse ne. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You ready to go? | Gitmeye hazır mısın? Gitmeye hazır mısın? Gitmeye hazır mısın? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Whatever. | Neyse ne. Her neyse. Neyse ne. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Hani Pasha, if you would give me an opportunity to ex... | Hani Paşa, açıklamama müsaade ederseniz Hani Paşa, eğer bana bunu açıklama fırsatı verir... Hani Paşa, açıklamama müsaade ederseniz | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Fortunately the safe house is still there. | Allah'tan güvenli ev hâlâ orada. Örgüt evi çok şükür hâlâ orada. Allah'tan güvenli ev hâlâ orada. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
As for the man you killed, you were right. | Öldürdüğün adam konusunda, haklıydın. ÖIdürdüğün adam konusunda haklıydın. Öldürdüğün adam konusunda, haklıydın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
You made a good decision. | İyi bir karar verdin. Doğru bir karar verdin. İyi bir karar verdin. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
The jihadists believe it was a robbery. There are many robberies in that district. | Cihatçılar, hırsızlık olduğunu sanıyor. bu bölgede çok hırsızlık olur. Mücahitler bunun hırsızlık olduğuna inandı. O bölgede çok fazla hırsızlık olayı oluyor. Cihatçılar, hırsızlık olduğunu sanıyor. bu bölgede çok hırsızlık olur. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
So you have been very clever, my dear. | O yüzden, çok zeki davrandın, canım. O yüzden akıllıca davrandın, canım. O yüzden, çok zeki davrandın, canım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Well, that's good news, sir. | Bu iyi haber, efendim. Bu iyi haber, efendim. Bu iyi haber, efendim. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Listen, Ed Hoffman had... | Dinleyin, Ed Hoffman . Dinleyin, Ed Hoffman... Dinleyin, Ed Hoffman . | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I have spoken to Mr. Hoffman very sharply. | Bay Hoffman ile gayet sert konuştum. Ed Hoffman'la gayet net bir şekilde konuştum. Bay Hoffman ile gayet sert konuştum. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Now, we will explain the king's espionage laws to his agent. | Şimdi, kralın casusluk kurallarını ajanına açıklayacağız. Şimdi, onun casusuna kralın casusluk kurallarını açıklayacağız. Şimdi, kralın casusluk kurallarını ajanına açıklayacağız. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
I thought you didn't believe in torture, Hani Pasha. | İşkenceye inanmadığınızı sanıyordum, Hani Paşa. İşkenceye inanmadığınızı sanıyordum, Hani Paşa. İşkenceye inanmadığınızı sanıyordum, Hani Paşa. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
This is punishment, my dear. It's a very different thing. | Bu cezalandırma, canım. Çok farklı bir şey. Bu ceza, canım. Çok farklı bir şeydir. Bu cezalandırma, canım. Çok farklı bir şey. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Keep watching. | İzlemeye devam et. İzlemeye devam et. İzlemeye devam et. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Tell Edward what you have seen. | Edward'a gördüklerini anlat. Edward'a gördüklerini anlat. Edward'a gördüklerini anlat. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Another deadly attack on innocent civilians. | Masum sivillere ölümcül bir saldırı daha. Masum sivillere karşı başka bir ölümcül saldırı. Masum sivillere ölümcül bir saldırı daha. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
This time in one of Amsterdam's most crowded tourist districts. | Bu sefer, Amsterdam'ın en kalabalık turistik bölgelerinden biri. Bu sefer Amsterdam'ın en kalabalık bölgelerinden biri. Bu sefer, Amsterdam'ın en kalabalık turistik bölgelerinden biri. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
The images of the bombing were captured on location surveillance cameras. | Bombalama görüntüleri çevredeki güvenlik kameralarından alındı. Bombanın patlama anı, olay yerindeki gözetleme kameraları tarafından çekildi. Bombalama görüntüleri çevredeki güvenlik kameralarından alındı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
The blast felt for miles. | Patlama büyük bir çevreyi etkiledi. Patlama kilometrelerce öteden hissedildi. Patlama büyük bir çevreyi etkiledi. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
What was once a block long farmer market vibrant with color... | Bir zamanlar uzun bloklar halinde rengarenk bir marketken...... Bir zamanlar canlı renklerle dolu bu ziraat marketi... Bir zamanlar uzun bloklar halinde rengarenk bir marketken... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... is now in ruins and covered with ash. | ...artık enkaz ve kül halini aldı. ...şimdi tozlarla kaplı bir harabeye dönmüş durumda. ...artık enkaz ve kül halini aldı. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
The exact number of casualties is not yet known... | Kurtarma ekipleri, enkazın altından cesetleri çıkardığı şu sırada... ÖIü sayısı henüz bilinmemekle beraber... Kurtarma ekipleri, enkazın altından cesetleri çıkardığı şu sırada... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... as emergency crews are still pulling victims from the rubble. | ...kayıplarımızın sayısı hâlâ kesinleşmiş değil. ...acil durum çalışanları hâlâ molozların altından kurbanları çıkarıyor. ...kayıplarımızın sayısı hâlâ kesinleşmiş değil. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
But officials are saying it will certainly be in triple figures. | Ancak yetkililer kaybın kesinlikle üç haneli rakamlarda olduğu söylüyor. Ama görevliler ölü sayısının kesinlikle üç basamaklı olduğunu söylüyor. Ancak yetkililer kaybın kesinlikle üç haneli rakamlarda olduğu söylüyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
KLPD antiterror unit investigators have arrived... | Hollanda Ulusal Polisi Anti terör Şubesi müfettişleri olay yerine geldi... KLPD antiterör birimi bölgeye geldi... Hollanda Ulusal Polisi Anti terör Şubesi müfettişleri olay yerine geldi... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... and are examining bomb fragments in the hope of determining if this... | ...ve bomba parçalarını inceleyerek bu kıtadaki son eylemlerin... ...bomba kalıntılarını araştırıyorlar. Bunun İngiltere'deki ve Avrupa'daki... ...ve bomba parçalarını inceleyerek bu kıtadaki son eylemlerin... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... and the other recent bombings on the continent and in the UK are connected. | ...Birleşik Krallıktakilerle bağlantılı olma ihtimalini inceliyorlar. ...patlamalarla alakalı bir bağlantısı olduğunu umuyorlar. ...Birleşik Krallıktakilerle bağlantılı olma ihtimalini inceliyorlar. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
The consequence of a new bombing will no doubt have a devastating effect... | Bu yeni bombalamanın sonuçları Avrupa turizm piyasasında... Yeni bombalama olayının şüphesiz ki Avrupa turizmi açısından... Bu yeni bombalamanın sonuçları Avrupa turizm piyasasında... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... on Europe's tourist business. | ...hiç şüphesiz çok kötü bir etki yapacaktır. ...çok yıkıcı etkileri olacak. ...hiç şüphesiz çok kötü bir etki yapacaktır. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Let's go now to Amsterdam's chief of police. | Şimdi de Amsterdam polis müdürüne bağlanıyoruz. Şimdi Amsterdam emniyet müdürüne kulak vereli. Şimdi de Amsterdam polis müdürüne bağlanıyoruz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We will do whatever we can to keep everyone safe... | Herkesi güven içinde tutabilmek ve her gün korkarak yaşamalarını... Her gün korkmadan yaşayabilmeniz... Herkesi güven içinde tutabilmek ve her gün korkarak yaşamalarını... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
... for you to live every day without being afraid. | ...engellemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız... ...ve herkesin güvende olması için elimizden geleni yapacağız. ...engellemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız... | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
But we must be realistic. | ...ama gerçekçi olmamız lâzım. Ama gerçekçi olmak zorundayız. ...ama gerçekçi olmamız lâzım. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Terrorist threats are real, present, deadly and persistent. | Terör tehditleri gerçek, ölümcül ve de devam ediyor. Terörist tehditleri gerçek, günlük, ölümcül ve ısrarcıdır. Terör tehditleri gerçek, ölümcül ve de devam ediyor. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Good morning, sir. Good morning. | Günaydın, efendim. Günaydın. Günaydın, efendim. Günaydın. Günaydın, efendim. Günaydın. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
Where are we going? | Nereye gidiyoruz? Nereye gidiyoruz? Nereye gidiyoruz? | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |
We are going fishing. | Balık tutmaya gidiyoruz. Balık tutmaya gidiyoruz. Balık tutmaya gidiyoruz. | Body of Lies-3 | 2008 | ![]() |