Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8988
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| There isn't any useful information from that This guy is really a man | İşe yarar bilgi çıkmadı hiç. Harbi adammış. | Bounty Hunters-1 | 2016 |  |
| Not useless information, he must be nearby, he is very concerned about this woman | İşe yarar tabii ki. Adam yakınlarda olmalı. Ayrıca bu kadın için çok kaygılanıyor. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| What else are they talking about? Is the cell phone positioning complete? Done, nearly there | Başka ne hakkında konuşuyorlar? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| What is it? Look... | Ne oldu? Baksanıza... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| A Hotel Sifuan | A Otel. Sifuan. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| So it turns out Sifuan isn't a person's name What situation is this? | Demek Sifuan insan değilmiş. Bu ne şimdi? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| This place might be the next target of the terrorists | Teröristlerin yeni hedefi burası olabilir. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Don't jump to conclusions too quickly | Hemen çıkarım yapma. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Look at you guys, you're scared like that? Not afraid but careful | Şu halinize bakın, korktunuz mu? Korku değil bu, dikkatli olalım. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Swan, you try to find out what room he is in | Swan, hangi odada olduğunu bulmaya çalış. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I have to check the occupancy records of the hotel | Otel kayıtlarına göz atmam lazım. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Wait a minute, rewind it... | Bekle bir dakika. Geri sarsana. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| 12th floor, Swan, zoom in | 12. kata yakınlaştır. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Found it, room 1210 | Buldum! 1210 numara. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| How did you do that? | Nasıl yaptın? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I just sent a message to him using the name of his girlfriend | Kız arkadaşının adını kullanarak az önce ona mesaj gönderdim. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Telling him that I was just outside his room | Odasının önünde beklediğimi söyledim. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I told you so, he cares very much about this woman | Size demiştim, kız arkadaşını çok önemsiyor. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| You should just sit here, I'll go investigate by myself | Siz burada oturun. Kendi başıma gideceğim. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Wait a minute, I haven't... He will definately ask his girlfriend about this | Bir dakika bekle, ben... Kız arkadaşına soracaktır kesin. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Therefore, Ah San only has one minute | Sonrasında sadece bir dakikan olacak. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Quick | Acele et. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Why aren't you going? There is no need | Neden gitmiyorsun? Gerek yok. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| He is the Li San who single handedly captured Laden I thought it was capturing the African pirates? | Tek başına Laden'i yakalayan Lee San'dan bahsediyoruz. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| He first captured the African pirates and then in Iraq captured Laden | Önce Afrikalı korsanları, sonra da Irak'taki Laden'i yakaladı. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Laden? wasn't he caught in Afghanistan? Really? | Laden Afganistan'da yakalanmamış mıydı? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Since he was part of an Indian secret unit it won't be simple, be careful | Hint istihbarat servisinden olduğu için kolay olmayacak. Dikkatli ol. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I can take care of myself, but you on the otherhand, stop making trouble | Ben başımın çaresine bakabilirim. Sakın sorun çıkarma. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Stop being arrogant | Bırak bu kendini beğenmişliği. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Why are there so many bombs? How long until they go off? You know what these are? | Neden bu kadar çok bomba var? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I saw them in A hotel in Korea | Kore'deki A Otel'de görmüştüm. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| You are the guy who was with Sam | Sam'in yanındaki adamsın sen. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| How do you know Sam? | Sam'i nereden biliyorsun? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Because I was the source | Çünkü tedarikçi bendim. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Soon the fireworks will begin | Birazdan havai fişek gösterisi başlayacak. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Get out of here now, this hotel will blow up soon Who made you wear this? | Hemen çıkın, otel havaya uçacak. Bunu sana kim taktırdı? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Kat, we must first get out of here Let go, he is our only lead | Kat, önce buradan çıkmalıyız. Bırak, tek tanığımız o. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Kat! If I don't do what she says | Kat! Dediklerini yapmazsam... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| She'll kill my girlfriend Who is she? | ...kız arkadaşımı öldürecek. Kız arkadaşın kim? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| May! May? | May! May mi? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Former specially appointed SSG officer | Eski özel hizmetler subayı. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| We must quickly inform the guests | Derhal konuklara haber vermeliyiz. Çok geç artık. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Where can we find May? Tell us | May'i nerede bulabiliriz? Söyle! | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Quick, jump down | Hemen aşağı atlayalım. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| We're running out of time Let's go | Vaktimiz azalıyor. Bırak beni! | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| We're running out of time Let's go, we have to find another clue | Zaman kalmadı! Bırak, başka ipuçları bulmalıyız! | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| But now there isn't any time How would you know if you don't go? | Ama şimdi vaktimiz yok. Bakmadan nasıl bilebiliriz? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Miss! | Hanımefendi! | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Come on now... Aren't we still alive? Being alive means that there is hope | Hadi ama... Hayatta mıyız değil miyiz? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| That's right, we can do it Now we are only left with May as our lead | Doğru diyorsun, başarabiliriz. Şimdi elimizdeki tek ipucu May. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Do you think there is still hope? | Sizce umudumuz kaldı mı? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Not caring about the lives of others, you think just catching the criminal is enough | Başkalarını umursamadan sadece suçluyu yakalamanın yeterli olduğunu sanıyorsun. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| (chinese saying you don't know which is more important), capturing the culprit means saving people, didn't you know that? | Suçluyu yakaladığın zaman insanların hayatlarını kurtaracağını bilmiyor musun? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Ah San under these circumstances can't do anything | San bu şartlar altında bir şey yapamaz. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Being the leader feels good, doesn't it? | Lider olmak güzel bir şey, değil mi? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Meeting good parents, living without worries and not caring about the lives of others, right? | İyi bir anne baba, dertsiz bir yaşam, diğerlerini umursamamak falan. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Bao Bao, stop the car What? | Bao Bao, arabayı durdur! Ne dedin? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I told you to stop | Sana dur dedim. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Miss at the age of 7 because of terrorist attacks lost her parents | Hanımefendi 7 yaşındayken... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Since childhood she was determined to capture the criminals with her own hands | Çocukluğundan beri suçluları kendi elleriyle yakalamaya adamış kendini. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| That's why she used the money to make this team | Bu yüzden parasını bu ekibi kurmak için kullandı. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| That's why she doesn't want anyone else to be like her, to feel the same pain | Başkalarının da onun yaşadıklarını yaşayıp acı çekmemesi için. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Miss! Brother | Hanımefendi! Kardeşim! | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Ah San... | San... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Brother, Where is this? You woke up | Kardeşim, burası neresi? Sonunda uyandın. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Lakunbatun, the name of the village | Lakunbatun diye bir köydeyiz. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Our car had to be repaired and we needed to evade the police | Arabamız tamir edildi. Polisi atlatmamız lazım. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| This place, is much more safe | Burası oldukça güvenli. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Where's Kat? Kat... | Kat nerede? Kat... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I'm fine | Bir şeyim yok. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Is it done? Almost... | Bitti mi? Az kaldı... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Close enough is fine Very soon... | Az kaldıysa güzel. Bitmek üzere... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Their lives are very happy | Ne kadar da mutlular. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I heard from Bao Bao about your parents | Ailene olanları Bao Bao'dan duydum. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Then, Have the culprits been caught? | Suçlular yakalandı mı peki? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Arrested recently... That's good | Kısa süre önce tutuklandılar. Buna sevindim. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Why were you fired by Interpol? | Interpol'den neden kovuldun? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Forget it if you do not want to say | Söylemek istemiyorsan boş ver. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Brother You and I chased criminals for 6 months | Kardeşim Ah You ile 6 ay boyunca suçluların peşinden koştuk. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| When we found their nest, I disobeyed the order to wait for help | Saklandıkları deliği bulduğumuzda ise yardım bekleme emrine karşı gelerek... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| The result was we lost our spy because he was being used as a hostage | Bunun sonucunda kendi ajanımızı kaybettik. Çünkü o rehine olarak kullanılıyordu. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I was too greedy | Çok açgözlü davrandım. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I'm sorry about this morning, I shouldn't have spoke so harshly | Bu sabah için üzgünüm. O kadar sert bir şekilde konuşmamalıydım. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Even if I take my words back...if the next time you kiss me without asking for approval again | Sözlerimi geri almış olsam da bir dahaki sefere beni yine iznim olmadan öpersen... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| You'll be dead for sure | ...kesinlikle cehennemi boylarsın. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| The next time you tell me to kiss you, I still wouldn't | Bir dahaki sefere öpmemi söylesen de yapmayacağım. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Rest assured you | İçin rahat olsun. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| So high | Daha yükseğe! | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Look... | Baksana... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| We will take full responsibility to care for the patients | Yaralıların tedavisi için tüm sorumluluğu üstleneceğiz. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| We will corroborate... It seems that the problem is getting much worse, What should we do? | Teyit ediyoruz ki... Sorun daha da büyüyecek gibi. Ne yapacağız? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| A Hotel...Why only target this hotel? | A Otel... Ne diye yalnızca bu otel hedef alınıyor? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Fixing hotel operations and security systems | Otelin işleyişini ve güvenlik sistemlerini onararak... | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Why so... What is it? What did you found out? | Peki neden öyle... Ne oldu? Ne buldun? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I have never seen such a face like this after Hitler, a killer face | Hitler'den bu yana yüzünde böyle katil ifadesi olan birine rastlamamıştım. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| You still can joke at a time like this | Şöyle bir zamanda bile hâlâ şaka yapabiliyorsun ya. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Do you remember the reporter said that it was done by someone from the inside? | Senin muhbir, bunu içeriden birinin yaptığını söylemişti, hatırlıyor musunuz? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| I think we can try to investigate this woman Don't guess at random | Bence bu kadını soruşturmayı deneyebiliriz. Uydurmayı kes. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| No, uncle is right this time | Hayır, ihtiyar bu sefer haklı. | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
| Look... There really is a problem? | Baksanıza... Gerçekten ilgisi var mı? | Bounty Hunters-1 | 2016 | |
