Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 902
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| She's got a gun! | Silahı var! | 88-1 | 2015 | |
| Drop the gun! We have to go! | At silahı! Gitmeliyiz! | 88-1 | 2015 | |
| Get over here. | Buraya gel. Bu gece Cyrus'a söylemeye hazır mısın? Buraya gel. | 88-1 | 2015 | |
| Are you ready to tell Cyrus tonight? | Cyrus'a bu akşam söylemeye hazır mısın? | 88-1 | 2015 | |
| No. Wait, wait, wait. | Hayır. Dur, dur. Hayır, bekle, bekle. | 88-1 | 2015 | |
| Cyrus doesn't like it if I'm late. Mmm hmm. | Cyrus geç kalmamdan hoşlanmaz. Geç kalırsam Cyrus'ın hoşuna gitmez. Bana kızmasını istemiyorum. | 88-1 | 2015 | |
| Don't want him to be mad at me. | Bana kızmasını istemem. | 88-1 | 2015 | |
| We're leaving, doesn't matter what he thinks. | Gidiyoruz, nasıl düşünürse düşünsün. Gidiyoruz, ne düşündüğü önemli değil. | 88-1 | 2015 | |
| Tell me more. | Bana biraz daha anlat. | 88-1 | 2015 | |
| Once we're gone it's gonna be perfect, Gwenny. | Gittiğimizde her şey muhteşem olacak, Gwenny. | 88-1 | 2015 | |
| Perfect. Just like we always wanted. | Harika olacak. Hep istediğimiz gibi olacak. Muhteşem, hep istediğimiz gibi. | 88-1 | 2015 | |
| Hey, you've reached Aster... And Gwen! | Selam, Aster'ı aradınız. Ve Gwen'i! Aster'ı aradınız... Ve Gwen'i! | 88-1 | 2015 | |
| Leave a message and we'll get back to you. | Mesaj bırakın, biz size döneriz. Bir mesaj bırakın ve size dönelim. | 88-1 | 2015 | |
| Aster, it's me. I hurt somebody, I think real bad. | Aster, benim. Birine zarar verdim. Sanırım durumu çok kötü. Aster, benim. Birini yaraladım ve sanırım çok kötü. | 88-1 | 2015 | |
| I don't know where I am, exactly. | Tam olarak nerede olduğumu bilmiyorum. Tam olarak nerede olduğumu bilmiyorum. | 88-1 | 2015 | |
| I found a key, the Starlight Inn. | Starlight Inn'e ait bir anahtar buldum. Bir anahtar buldum, Starlight Oteli. | 88-1 | 2015 | |
| Room 88. I'm gonna go there, I guess. | 88 no'lu odaya ait. Sanırım oraya gideceğim. Oda 88. Oraya gideceğim herhalde. | 88-1 | 2015 | |
| If you could just come there as soon as you can. | En kısa zamanda oraya gel. En kısa sürede oraya gelirsen iyi olur. | 88-1 | 2015 | |
| You get any fuel? | Benzin aldınız mı? | 88-1 | 2015 | |
| It means gas, did you get any gas? | Yani benzin diyorum, benzin aldın mı? Gaz diyorum, gaz aldınız mı? | 88-1 | 2015 | |
| Do you know where the Starlight Inn is? | Starlight Inn nerede biliyor musunuz? Evet, annemin arkadaşı orada çalışıyor. Starlight Oteli nerede biliyor musunuz? | 88-1 | 2015 | |
| Oh, yeah, sure. My ma has a friend that works there. | Tabii, annemin orada çalışan bir arkadaşı var. | 88-1 | 2015 | |
| Her name is Mary Rose, or... | Adı Mary Rose muydu neydi... | 88-1 | 2015 | |
| A waitress is in critical condition... | 79. Güzergâhtaki Ginette Restoranında... | 88-1 | 2015 | |
| No. Rose Marie... | Hayır, Rose Marie'ydi... | 88-1 | 2015 | |
| ...after being gunned down in Ginette's Diner on Route 79. | 79. Yolda Ginette Diner'da silahlı çatışma çıktı. ...silahla vurulan garsonun durumu kritik. | 88-1 | 2015 | |
| While no official charges have been laid, | Henüz resmi bir açıklama olmasa da bu fotoğraf suç mahallinde çekilmiş. Şu ana kadar resmi bir suçlama yapılmazken... | 88-1 | 2015 | |
| this photo was taken at the scene of the crime. | ...bu fotoğraf olay yerinden alındı. | 88-1 | 2015 | |
| ...she used to date this guy, Ken, or whatever, I'm not sure. | Eskiden adı Ken miydi neydi onunla çıkmıştı. Pek emin değilim. Eskiden şu Ken miydi neydi o çocukla çıkardı, emin değilim. | 88-1 | 2015 | |
| Maybe his name was Bobby or something? | Belki de adı Bobby'ydi? Yoksa başka bir şey miydi? Adı belki Bobby falan da olabilir. | 88-1 | 2015 | |
| Anyway... Do you know where it is? | Her neyse Yeri nerede biliyor musunuz? Neyse... Otel nerede biliyor musunuz? | 88-1 | 2015 | |
| It's two miles down the road, Exit 103. | Bu yoldan 3 km ileride, 103. çıkışın orada. Yolun iki mil aşağısında, 103. çıkışta. | 88-1 | 2015 | |
| Uh... I don't think you can do that in here. | Onu burada yapamazsınız sanırım. | 88-1 | 2015 | |
| What's your name? | Adın ne? Derrick. | 88-1 | 2015 | |
| Well, Derrick, it's your lucky day. | Pekâlâ, Derrick, bugün senin şanslı günün. | 88-1 | 2015 | |
| See, I'm gonna let you keep this car. | Gördüğün gibi arabayı sana bırakıyorum. Arabam sende kalsın. | 88-1 | 2015 | |
| Because I don't need it anymore. | Çünkü artık ona ihtiyacım kalmadı. Çünkü artık ihtiyacım yok. | 88-1 | 2015 | |
| Starlight Inn. Room 88. | Starlight Oteli, Oda 88. | 88-1 | 2015 | |
| Just come there as soon as you can. | En kısa sürede oraya gelirsen iyi olur. | 88-1 | 2015 | |
| Now get this right, Winks, don't fuck it up. | Güzel çek Winks, batırma. | 88-1 | 2015 | |
| It's not every day my girl gets a 500 on the range. | Benim kızım her zaman hedefi 12'den vurmuyor. Bence büyütülecek bir şey yok. Kızım her gün menzilde 500'ü bulamıyor. | 88-1 | 2015 | |
| I actually don't think it's that big a deal. | Bunun o kadar büyütülecek bir olay olduğunu sanmıyorum. | 88-1 | 2015 | |
| Of course it is! You're a natural with that thing. | Büyütülecek bir olay! Elinde o şeyle çok doğal duruyorsun. | 88-1 | 2015 | |
| Hold it up, hold it up! Pretend you're tough. | Yukarı tut, yukarıya doğru! Sertmişsin gibi poz ver. Tut silahı, tut! Sert bir poz ver. | 88-1 | 2015 | |
| Here, let me do it. | Dur, ben çekeyim. | 88-1 | 2015 | |
| Come on, Gwen, we have to get up. | Hadi Gwen, kalkmamız gerek. Hadi Gwen, kalkmalıyız. | 88-1 | 2015 | |
| Are you ready to tell Cyrus tonight? | Bu gece Cyrus'a söylemeye hazır mısın? Bu o kadar da kolay değil Aster. Cyrus'a bu akşam söylemeye hazır mısın? | 88-1 | 2015 | |
| It's not that easy, Aster. | O kadar kolay değil, Aster. | 88-1 | 2015 | |
| I'll do it tonight. | Bu gece yapacağım. Bu akşam söyleyeceğim. | 88-1 | 2015 | |
| I wanted to tell you that | Sana şunu söylemek istiyorum... Aster ve benim, şehirden bir süre... | 88-1 | 2015 | |
| Aster and I are leaving town for a bit. | ...Aster ve ben bir süreliğine şehri terk ediyoruz. ...ayrıldığımızı söylemek istedim. | 88-1 | 2015 | |
| Sort of permanent, actually. | Aslında, dönmemek üzere gideceğiz. | 88-1 | 2015 | |
| Just feel like I need a new start, no more bartending. | Yeni bir başlangıç yapmak istiyorum, artık barmenlik yapmak istemiyorum. Yeni bir başlangıca ihtiyacım varmış gibi hissediyorum, barmenlik yapmadan. | 88-1 | 2015 | |
| Of course, I'm gonna finish all my shifts here. | Tabii ki buradaki bütün işlerimi bitireceğim. Ama tabii buradaki tüm vardiyalarımı dolduracağım. | 88-1 | 2015 | |
| I hope you understand. | Umarım anlıyorsundur. Umarım anlarsın. | 88-1 | 2015 | |
| Nothing's ever coming between us, Gwenny. | Bizim aramıza daha önce hiçbir şey girmemişti Gwenny. Aramıza hiçbir şey giremez, Gwenny. | 88-1 | 2015 | |
| Gwenny's mine! | Gwenny benim! | 88-1 | 2015 | |
| She always has been, always will be! | Hep benimdi, ve öyle olacak! | 88-1 | 2015 | |
| With her and Aster skipping town, there's a lot of loose ends. | Aster ile o şehirden ayrılırlarsa bildiği çok fazla şey olacak. Aster ve onun şehirden gitmesiyle, yarım kalan çok şey olacak. | 88-1 | 2015 | |
| I'd say she's become expendable. Exactly. | Bence gözden çıkarılabilir olacak. Aynen öyle. Kız bence artık harcanabilir. Haklısın. | 88-1 | 2015 | |
| That prick Aster has affected her mind. | O Aster piçi kızın aklını çeldi. | 88-1 | 2015 | |
| We have to fix this! | Bu durumu düzeltmeliyiz! | 88-1 | 2015 | |
| Kill them both! | İkisini de öldürün! | 88-1 | 2015 | |
| Gwenny and Aster have to die! | Gwenny ve Aster ölmeli! | 88-1 | 2015 | |
| Aster! | Aster! | 88-1 | 2015 | |
| Aster, we have to go! | Aster, gitmemiz gerek! Bizi öldürecekler! Aster, gitmeliyiz! | 88-1 | 2015 | |
| They're gonna kill us! | Bizi öldürecekler! 1 | 88-1 | 2015 | |
| Gwenny's mine! | Gwenny benimdir! Gwenny benim! | 88-1 | 2015 | |
| Aster! | Aster! Aster! | 88-1 | 2015 | |
| Winks? No. | Winks? Hayır! Winks? Olamaz. | 88-1 | 2015 | |
| Anything for you. 1 | Senin için her şeyi yaparım. Ne kadar da güzel. Senin için her şeyi yaparım. Ne kadar hoş. | 88-1 | 2015 | |
| Now get this right, Winks, don't fuck it up. | Şunu kafana iyice sok Winks, bu işi berbat etme. Güzel çek Winks, batırma. | 88-1 | 2015 | |
| Izzy? | Izzy? | 88-1 | 2015 | |
| Cyrus killed Winks, he's dead in the tub! | Cyrus, Winks'i öldürmüş, küvette ölü halde yatıyor! Cyrus Winks'i öldürmüş, çocuk küvette! | 88-1 | 2015 | |
| And Aster! Sorry, Gwenny. | Ve Aster! Üzgünüm Gwenny. | 88-1 | 2015 | |
| But you're outta control. | Ama kontrolden çıktın. | 88-1 | 2015 | |
| What the fuck happened to you, Flamingo? | Neler oldu öyle Flamingo? Her şey bir anda boka sardı! Sana ne oldu amına koyayım, Flamingo? | 88-1 | 2015 | |
| Everything's all fucked up! | Her şey boka sardı! | 88-1 | 2015 | |
| What the fuck's wrong with you? | Derdin ne senin? Sen kimsin? Senin derdin ne amına koyayım? | 88-1 | 2015 | |
| Come on, we have to go. No, please. | Hadi gitmemiz gerek. Hayır, lütfen. Hadi, gitmeliyiz. Hayır, lütfen. | 88-1 | 2015 | |
| That guy almost fucking shot you! | Adam neredeyse seni vuruyordu! Adam seni neredeyse vuruyordu amına koyayım! | 88-1 | 2015 | |
| We have to go because shit is really fucked up in a royal fucking way. | İşler gerçekten inanılmaz şekilde boka sardığı için buradan gitmeliyiz. Hemen gitmeliyiz çünkü işler inanılmaz şekilde boka sardı. | 88-1 | 2015 | |
| So come on, let's go. No, no. | Hadi, gidelim. Hayır, hayır. | 88-1 | 2015 | |
| What, did you have a fucking stroke or something? | Felç falan mı geçiriyorsun? Kendine gel, gidelim! Sana ne oldu felç mi geçirdin amına koyayım? | 88-1 | 2015 | |
| Get your shit together, let's go! | Pılını pırtını topla gidelim! | 88-1 | 2015 | |
| No, please! Let's go. | Hayır, lütfen! Gidelim. Hayır, lütfen. Gidelim, arabada konuşuruz. | 88-1 | 2015 | |
| We'll talk about it in the car. | Arabada konuşuruz. | 88-1 | 2015 | |
| It's your lucky day. | Bugün senin şanslı günün. | 88-1 | 2015 | |
| In sports, the National Hockey League... | Sporda, Ulusal Hokey Ligi | 88-1 | 2015 | |
| Name, miss? | İsminiz, bayan? Flamingo. | 88-1 | 2015 | |
| Flamingo. | Flamingo. | 88-1 | 2015 | |
| Just Flamingo? Yup. | Sadece Flamingo mu? Evet. Sadece Flamingo mu? Evet. | 88-1 | 2015 | |
| And how will you be paying, Miss Flamingo? | Peki ödemeyi nasıl yapacaksınız Bayan Flamingo? Ödemeyi nasıl yapacaksınız, Bayan Flamingo? | 88-1 | 2015 | |
| Cash. | Nakit. | 88-1 | 2015 | |
| Smoking or non? | Sigaralı mı sigarasız mı? | 88-1 | 2015 | |
| Just give me Room 88. | 88 no'lu odaya ver. Oda 88'i ver yeter. | 88-1 | 2015 | |
| 88's non smoking. | 88'de sigara içilmiyor. | 88-1 | 2015 | |
| Fucking A. | Amına koyduğumun A'sı. | 88-1 | 2015 | |
| Who are you? | Kimsin sen? Gidelim, arabada konuşuruz! | 88-1 | 2015 | |
| Jesus Christ, Flamingo. | Tanrı aşkına, Flamingo. Tanrım, Flamingo. | 88-1 | 2015 |