Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 961
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Baby,you can't do the sext. | Seks mesajı olayını yapamazsın. | 90210-1 | 2008 | |
| But teddy is amazing. | Ama Teddy muhteşem olur. | 90210-1 | 2008 | |
| Trust me.He is beyond amazing. | İnan bana. O muhteşeminde ötesinde. | 90210-1 | 2008 | |
| You were compl ely out of line. | Tamamen sınırı aştın. | 90210-1 | 2008 | |
| You don't talk to people that way. | İnsanlarla bu şekilde konuşamazsın. | 90210-1 | 2008 | |
| But jen is psychotic. | Ama Jen bir piskopat. Hastanede geç saatlere kadar kaldığın için, | 90210-1 | 2008 | |
| And I don't care about jen. | Jen umrumda bile değil. | 90210-1 | 2008 | |
| I care about you. | Ben seni düşünüyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| She said naomi asked you to stay away from her. | Naomi'nin senden uzak durmasını istediğini söyledi. | 90210-1 | 2008 | |
| Well,okay,then.That's it. | Tamam o zaman. Bitmiştir. | 90210-1 | 2008 | |
| When someone says they are done with you, | Birileri seninle işinin bittiğini söylüyorsa, | 90210-1 | 2008 | |
| you've gotta believe them. | onlara inanman gerekir. | 90210-1 | 2008 | |
| Remember what they taught you in utah. | Sana Utah'ta öğrettikleri şeyi hatırla. | 90210-1 | 2008 | |
| Stay away from people who trigger bad behavior. | Başına bela açan insanlardan uzak dur. | 90210-1 | 2008 | |
| People like naomi. | Naomi gibilerden. | 90210-1 | 2008 | |
| Just stick to the plan,honey. | Sadece plana bağlı kal, tatlım. | 90210-1 | 2008 | |
| You need structure. | Eğitime ihtiyacın var. | 90210-1 | 2008 | |
| Downtime is when you get into trouble. | Eğitimi bıraktığında başın belaya giriyor. | 90210-1 | 2008 | |
| You're still going to join a team,right? | Hala takıma katılıyorsun değil mi? | 90210-1 | 2008 | |
| You'll make some friends,like you had on long island. | Long Island'da edindiğin gibi yeni arkadaşlar edinirsin. | 90210-1 | 2008 | |
| It's not going to be the same. | Aynısı olmayacak. | 90210-1 | 2008 | |
| So here's a question. | Size bir soru. | 90210-1 | 2008 | |
| How hard could it possibly be to make a flower garden symmetrical? | Simetrik bir çiçek bahçesi yapmak ne kadar zor olabilir? | 90210-1 | 2008 | |
| Hi,honey. Ma hey,baby. | Selam tatlım. Selam canım. | 90210-1 | 2008 | |
| So I asked the gardener to trim back the roses a little bit,right? | Bahçıvandan gülleri biraz düzeltmesini istedim. | 90210-1 | 2008 | |
| I get there and the left side is about six inches wider than the right. | Sol taraf sağ taraftan 15 santim daha geniş olmuş. | 90210-1 | 2008 | |
| Now could you imagine what would happen if I did that kind of shoddy work in my business? | Kendi işimde böyle kötü bir çalışma yapsam ne olur düşünebiliyor musun? | 90210-1 | 2008 | |
| hey,maybe that's the answer. | Belki de cevabı budur. | 90210-1 | 2008 | |
| What I'm going to do,is I'm going to invite the gardener's wife | Yapacağım şey şu, bahçıvanın eşini davet edeceğim, | 90210-1 | 2008 | |
| over for a little plastic surgery, | birazcık estetik ameliyatı için, | 90210-1 | 2008 | |
| and I'm going to give her one big beautiful d cup and tiny little a cup. | ve ona bir ufak bir de büyük silikon takacağım. | 90210-1 | 2008 | |
| That's a good idea bully the gardener. | İyi fikir zorba bahçıvan. | 90210-1 | 2008 | |
| Correct me if I'm wrong, | Yanlışsam düzelt, | 90210-1 | 2008 | |
| but I thought the whole idea of my dropping $20,000 | Sana harcadığım 20.000 doların amacı | 90210-1 | 2008 | |
| so you could sleep in a tent was so that you would lose the attitude problem. | Çadırda uyuyasın ve bu davranışları bırakasın diyeydi. | 90210-1 | 2008 | |
| Just saying. | Öylesine konuşuyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| That's enough,liam. | Yeter, Liam. | 90210-1 | 2008 | |
| Help me,honey. | Yardım eder misin, tatlım. | 90210-1 | 2008 | |
| walking on thin ice,young man. | Tehlikeli sularda yüzüyorsun, genç adam. | 90210-1 | 2008 | |
| You know,you're very lucky I didn't call the police | Polise haber vermediğim ve onlara hastamın | 90210-1 | 2008 | |
| and tell them how you stole my patient's edit cards last year. | kredi kartını çaldığını söylemediğim için çok şanslısın. | 90210-1 | 2008 | |
| Liam knows,and he's grateful. | Liam farkında ve çok minnettar. | 90210-1 | 2008 | |
| He better be grateful. | Öyle olsa iyi olur. | 90210-1 | 2008 | |
| 'Cause if I see a sign of any bad behavior from you,I'm makg the call, | Çünkü davranışlarında tekrar bir bozukluk görürsem hemen polisi ararım, ve inan bana... | 90210-1 | 2008 | |
| young man,and trust me,juvie is nothing at all like you're little mamby pamby | hapishane öyle hadi duygularımızla bağlantıya geçelim gibi... | 90210-1 | 2008 | |
| "let's get in touch with our feelings" wilderness crap. | aptalca konuşmaların olduğu çöl saçmalığı gibi değildir. | 90210-1 | 2008 | |
| You understand me? | Anladın mı? | 90210-1 | 2008 | |
| You have to understand,this is really important to navid. | Anlamalısın. Bu Navid için gerçekten çok önemli. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay,the blaze,it's everything. | Alev onun için her şey. | 90210-1 | 2008 | |
| And your life is so interesting. | Ve hayatın çok ilgi çekici. | 90210-1 | 2008 | |
| why are you smiling at me like that? | Birileri okul duvarlarına spray boya ile.. Neden imalı imalı gülüyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| Okay,teddy,mmm. | Tamam, Teddy, mmm. | 90210-1 | 2008 | |
| Will you do it for me? | Benim için bunu yapar mısın? | 90210-1 | 2008 | |
| Pretty please. | Lütfen lütfen lütfen. | 90210-1 | 2008 | |
| Of course. | Tabii yaparım. | 90210-1 | 2008 | |
| wasn't ever a question. | Lafı bile olmaz. | 90210-1 | 2008 | |
| I just enjoy watching beautiful girls beg. | Sadece güzel kızların yalvarması hoşuma gidiyor. | 90210-1 | 2008 | |
| You're evil. | Çok kötüsün. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh,come on.Don't act surprised. | Hadi ama. Şaşırmış gibi davranma. | 90210-1 | 2008 | |
| You of all people know me. | İnsanlar beni senin sayende tanıyorlar. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah,well,I thought you might've grown up after a few years. | Geçen birkaç sene içinde büyürsün sanmıştım. | 90210-1 | 2008 | |
| What's the fun in that? | Bunun neresi eğlenceli ki? | 90210-1 | 2008 | |
| although,rumor has it you've grown up. | Söylentilere göre sen baya büyümüşsün. | 90210-1 | 2008 | |
| Whatever could you be talking about? | Hakkımda daha neler konuşuyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| Come on,ade. | Hadi ama, Ade. | 90210-1 | 2008 | |
| What's been going on? | Sende ne var ne yok? | 90210-1 | 2008 | |
| Mm,not much. | Fazla bir şey değil. | 90210-1 | 2008 | |
| give or take a pregnancy. | Hamile kal. Çocuğu ver. | 90210-1 | 2008 | |
| That's intense,ade. | Zormuş, Ade. | 90210-1 | 2008 | |
| Was the baby navid's? | Bebeğin babası Navid miydi? | 90210-1 | 2008 | |
| But he was really great through it. | Ama bu durumu atlatmamda çok yardımcı oldu. | 90210-1 | 2008 | |
| I mean,he actually wanted to marry me and help raise her. | Gerçekten benimle evlenmek ve kızı beraber büyütmek istedi. | 90210-1 | 2008 | |
| It was a her. | Kız çocuğuydu. | 90210-1 | 2008 | |
| Um,but in the end,I just wasn't ready. | Ama sonunda, hazır olmadığımı anladım. | 90210-1 | 2008 | |
| Why do you look so serious? | Neden bu kadar ciddi bakıyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| You're never serious. | Sen ciddi değilsindir. | 90210-1 | 2008 | |
| Are you okay now? | Peki, şimdi iyi misin? | 90210-1 | 2008 | |
| Me?Yeah. | Ben? Evet. | 90210-1 | 2008 | |
| I'M...good. | ...üstünden nasıl geçireceğiz? Ben iyiyim. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm on track. | Devam ediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| 'Cause you're pretty important to me,you know? | Çünkü benim için çok önemlisin biliyorsun değil mi? | 90210-1 | 2008 | |
| Hey,buddy. | Hey, ahbap. | 90210-1 | 2008 | |
| So it looks like I'm doing my first interview. | Görünüşe göre ilk röportajımı yapıyorum.. | 90210-1 | 2008 | |
| Uh,yay. | İyi. | 90210-1 | 2008 | |
| Uh,that's that's great. | Bu, bu harika. | 90210-1 | 2008 | |
| Ah,denny! | Ah, Denny! | 90210-1 | 2008 | |
| Donny. Right.Sorry. | Donny. Doğru. Özür dilerim. | 90210-1 | 2008 | |
| So listen,you were going to show me how to send an anonymous text. | Bana isimsiz mesajın nasıl gönderileceğini gösterecektin. | 90210-1 | 2008 | |
| I'd love to. | Seve seve. | 90210-1 | 2008 | |
| How about over dinner? | Akşam yemeğine ne dersin? | 90210-1 | 2008 | |
| Tonight? | Bu akşam? | 90210-1 | 2008 | |
| Um,I have plans. | Başka planlarım var. | 90210-1 | 2008 | |
| Lunch tomorrow? | Yarın öğlen yemeği olsun. | 90210-1 | 2008 | |
| Off campus? | Kampüs dışında mı? | 90210-1 | 2008 | |
| The farther the better. | Ne kadar uzak o kadar iyi. | 90210-1 | 2008 | |
| I gotta go edit,but I'll meet you ameet you at 12:15,okay? | Bunu düzletmem gerek ama seninle 12.15'de buluşuruz tamam mı? | 90210-1 | 2008 | |
| I'll meet you in the cafeteria? | Kafeterya'da mı buluşacağız? | 90210-1 | 2008 | |
| Oh,actually,the media lab. | Aslında. Medya laboratuvarında. | 90210-1 | 2008 | |
| Hi,naomi. Bye,naomi. | Selam, Naomi. Görüşürüz, Naomi. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh,he seems stressed. | Stresli görünüyor. | 90210-1 | 2008 |