Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 103
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Hey baby. | Merhaba küçük adam. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You're big. | Büyükmüşsün. | 13 Hours-1 | 2011 | |
How do you feel? | Kendini iyi hissediyor musun? | 13 Hours-1 | 2011 | |
I heard you've had your first flying lesson. Maybe. | İlk uçuş dersini aldığını duydum. Olabilir. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Homer at any rate. | Homer da kesin almıştır. | 13 Hours-1 | 2011 | |
We call him now stoner. | Artık ona taşatan diyelim. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Why do not you lie in bed in the house? | Neden evdeki yatağında değilsin? | 13 Hours-1 | 2011 | |
Mom and Dad had a big fight. | Annem ve babam çok kötü tartıştılar. | 13 Hours-1 | 2011 | |
What was that about? I do not know, Sarah. | Neden tartıştılar? Bilmiyorum, Sarah. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Dad shouted about accounts and whether she had an affair. | Babam devamlı bağırıyordu, annem de aşağı kalmıyordu. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Why do not you go to bed, and then I get up tomorrow. | Neden gidip uyumuyorsun? Sabah olunca görüşürüz. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You promise? | Söz mü? | 13 Hours-1 | 2011 | |
You, will not leave us again to leave behind? | Yine uçup gitmeyeceksin, değil mi? | 13 Hours-1 | 2011 | |
No, I promise, I'm here for a few weeks. | Hayır, söz. Birkaç hafta buradayım. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Why do not you sleep, I will take with me stoner. | Sen eve gidip uyu, taşatan ile ben ilgilenirim. | 13 Hours-1 | 2011 | |
It will do him good to get some fresh to get air. | Belki temiz hava kafasını yerine getirir. | 13 Hours-1 | 2011 | |
I'm not lying, I'm not lying. | Yalan söylemiyorum. Yalan söylemiyorum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
I swear on my mother's life. Yes, if they really were. | Annemin üzerine yemin ederim. Evet, becerdim diye de etmiştin. 1 | 13 Hours-1 | 2011 | |
That is the way to say, I am a gentleman to so to speak. | Hayır, hayır. O oynaşmak istese de ben beyefendi gibi davrandım. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Everyone has a purpose, eh Charlie. | Herkesin amacı değişik oluyor, Charlie. | 13 Hours-1 | 2011 | |
That's too much information about the sex life of my brother. | Kardeşimin seks hayatı hakkında bütün bilgileri öğrenmiş oldum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Okay, okay, let me tell you. | Tamam, tamam. Anlatma sırası bende. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You can not even play with a pig, Gary. Julie is her name, she worked at J & D. | Sen bir domuzla bile oynaşamazsın, Gary. Kızın adı Julie, J & D'de çalışıyordu. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Is that with that mustache? No, the transvestite before surgery. | Hatırladım. Bıyıkları olan değil mi? Hayır, ameliyattan önce travesti olan. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Fuck you say, it's really a lot. | Siktir git oradan, size çok seksiydi diyorum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
She has an ass to be proud and big tits like you've never seen before. | Kıçını ellemeye can atardınız. Göğüsleri kadar büyüğünü de görmemişsinizdir. | 13 Hours-1 | 2011 | |
My goodness. Sorry Sarah. | Özür dilerim, Sarah. Ne demek istiyorsun? | 13 Hours-1 | 2011 | |
What do you mean? What is wrong with mine? | Benim göğüslerimin nesi var? | 13 Hours-1 | 2011 | |
They're just not as nice as mine. No, no, sorry for my language. | Benimkiler kadar güzel olmadığını söylüyor. Hayır, hayır. Konuşmam için özür dilerim. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Your breasts are fine, they are fine. | Göğüslerin güzel, gerçekten. | 13 Hours-1 | 2011 | |
They are actually pretty nice. | Aslında çok hoşlar. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Of course, I compare them to Emily. Gary! | Emily ile kıyaslayınca, biraz sönükler. Gary! | 13 Hours-1 | 2011 | |
We are in the pub and we got to talking, and asked her if she wanted to see my new engine. | Neyse, barda oturmuş konuşuyorduk, "teçhizatımı görmek ister misin" diye sordum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
So I went for it and before I knew it They pounced on me ... and I got the chance, | Zaten kabarmıştı da. İlk fırsatta ayağa kalktım. Fermuarımı indirdi. | 13 Hours-1 | 2011 | |
she pulled my zipper down and pulled it out. | Önce şaşırdı. Sonra tuttuğu gibi dışarı çıkardı. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Damn jerk who you are, Stephen. | Sen inanmamaya devam et, Stephen. | 13 Hours-1 | 2011 | |
And off we went! | Sonra başladık. | 13 Hours-1 | 2011 | |
So, for the record, you are no longer the virgin who we thought? | Kayıda geçsin, senin bakir olduğunu hepimiz biliyoruz. | 13 Hours-1 | 2011 | |
What? I am a virgin? I've just done on the backseat of Georgian Dragon, thank you. | Siktir, ben mi bakirim? Gürcü Ejderi'ni daha yeni arka koltuğunda yaptım, teşekkürler. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Okay, I understand now, you have the barmaid of Georgian Dragon a given turn. | Artık açıklıyorum. Sen muhteşem Gürcü Ejder'inle uğraşırken... | 13 Hours-1 | 2011 | |
Gary has pinned the blonde barmaid with Lancelot are small. | ...Gary barmaidin üzerinde küçük Lancelot diye çırpınıyormuş. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Fuck you, sarcastic jerk. | Siktir git, alaycı ibne. | 13 Hours-1 | 2011 | |
It is not a dirty second hand. | En azından ikinci el değildi. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Whatever. | Fark etmez. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Excuse me, I need the toilet. I told you, whatever. | Affedersin. Tuvalete gitmeliyim. Sadece fark etmez dedim. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You're an asshole Gary. Wait. | Pisliğin tekisin, Gary. Beni bekle. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Here we go. The girls here a reunion. | Başladık. Kızlar güçlerini birleştirir şimdi. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Can I include? | Ben de gelebilir miyim? | 13 Hours-1 | 2011 | |
What? Can not I just pee quietly. | Ne? En azından burada mahremiyet iyi olurdu. | 13 Hours-1 | 2011 | |
I just wanted to see if you're OK It's fine. | Sadece iyi olduğuna bakmak istedim. İyiyim. | 13 Hours-1 | 2011 | |
And, how are you? I think there new developments have. | Peki ilişkiniz nasıl? Gelişme var mı? | 13 Hours-1 | 2011 | |
Why you're here. Come on, how long you're with Stephen. | Demek bu yüzden buradasın. Yapma, ne kadar zamandır Stephen'lasın? | 13 Hours-1 | 2011 | |
A couple of weeks if you want to know, And before you start ... | Öğrenmek istedin bu ise birkaç hafta oldu. Sen başlamadan ben söyleyeyim... | 13 Hours-1 | 2011 | |
We have one life, looks good, has brains, he knows what he is doing down there ... | ...iyi bir hayatımız var, yakışıklı, zeki ve aşağıda ne yapacağını iyi biliyor. | 13 Hours-1 | 2011 | |
and he responds to my calls. Pretty important, Sarah. | Ayrıca telefonlarıma cevap veriyor. Asıl önemli olan da bu, Sarah. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Sorry, but I'm so busy at my live there to build. | Üzgünüm, yaşadığım yerde hayatımı kurmakla çok meşguldum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
I got you an e mail. Yes, Stephen said you came home, | Sana e mail göndermiştim. Gördüm. Stephen da geleceğini söyleyince... | 13 Hours-1 | 2011 | |
so I thought you up with everything. | ...senin için sorun olmadığını düşündüm. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Would you stop now, because you know I do not may cry when someone else has problems. | Üzülmen gerekiyor. Sen olmasaydın... İkimiz de aynı kişiyle birlikte olmayacaktık. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Yes, you've always been a stranger. | Evet. Hep söylenip duruyorsun. | 13 Hours-1 | 2011 | |
And you're always been a cow. | Sen de gözümü korkutuyorsun. | 13 Hours-1 | 2011 | |
It is crazy what your phone did, man. | Adamım, kimi götürdüğün önemli değil. | 13 Hours-1 | 2011 | |
It just did not matter when he fell. | Kıvrımları güzel olsun, bana yeter. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You're completely mad, man. Please look through the joint. | Sen delirmişsin, adamım. Biraz çekeyim mi? | 13 Hours-1 | 2011 | |
I see the questioning of my girlfriend went well. | Sevgilim ile aranızdaki sorunu çözdüğünüzü görüyorum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
So I think it's your turn. What, Stephen? | Öyleyse şimdi sıra sende. Ne sırası, Stephen? | 13 Hours-1 | 2011 | |
To make your sexual experiences. | Cinsel tecrübelerini paylaşma sırası. | 13 Hours-1 | 2011 | |
That should shed some light how you ended with those crappy job in the U.S., eh, Half Witt. | Birleşik Devletler'de bazı hafif tecrübeler yaşamışsındır, değil mi üvey? | 13 Hours-1 | 2011 | |
No thanks, Half Witt. | Hayır, istemez üvey. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You know Sarah, the last 8 months have you done a great job with your radio silence. | Sarah, 8 ay boyunca kapalı radyo gibi sessiz kalarak harika bir iş yaptın. | 13 Hours-1 | 2011 | |
With all the arguments of separation, and so on and so forth. | Tartışmalara, boşanma konulu sohbetlere. Hiç birine karışmadın. | 13 Hours-1 | 2011 | |
That's not fair, I've worked hard. And even harder to hide. | Bu doğru değil. Çok çalışıyordum. Saklanmak için mi çok çalışıyordun? | 13 Hours-1 | 2011 | |
If one is hiding, it is you Stephen. | Eğer biri saklanıyorsa o da sensin, Stephen. | 13 Hours-1 | 2011 | |
And, when will you find a job. Or is it nice and cozy here. | Ne zaman bir işe gireceksin? Yoksa bu ufak kalende rahat rahat oturmak mı... | 13 Hours-1 | 2011 | |
King of your castle That's enough, both. | ...işine geliyor? İkinizde kesin artık. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Why has no one else told what is going on? | Neden kimse bana bu kahrolası şeylerin ne olduğunu anlatmıyor? | 13 Hours-1 | 2011 | |
This is not the time nor the place. Daddy ... | Şimdi ne zamanı ne de yeri. Babam... | 13 Hours-1 | 2011 | |
Stepfather and for that matter, thinking that mom one ratio. | ...üvey baban oluyor; üvey annemin başka eğlenceler bulduğunu düşünüyor. | 13 Hours-1 | 2011 | |
And they paid huge sums loverboys. | Dolayısıyla aşk çocuklarına ödenen bu rakamları görünce de rencide oluyor. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Do you imagine that what they money to do. | Annemin sevgililerine ödediği bu parayı nereden bulduğunu sanıyorsun? | 13 Hours-1 | 2011 | |
I wonder what she really is tonight Nonsense ... | Bu gece nerede olduğunu merak ediyorum. Saçmalık. | 13 Hours-1 | 2011 | |
there must be another explanation. | Mutlaka başka bir açıklaması vardır. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Yes, of course, as you head in the sand stabbing. | Elbette, kafasında mutlaka başka bir açıklama ayarlamıştır. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Well done imp. | Aferim sana, sik kafalı. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Storm, rain and our empty house equals power failure, as usual, right? | Yağmurlu fırtınalarda eski bir ev korkutu oluyor, değil mi? | 13 Hours-1 | 2011 | |
Okay? | İyi misin? | 13 Hours-1 | 2011 | |
Yeah, okay. | İyiyim. | 13 Hours-1 | 2011 | |
We have you in mind, we have more beer and cigarettes. | Kafaları güzelleştirmemiz için daha çok bira ve sigara bulmamız lazım. | 13 Hours-1 | 2011 | |
I organize a raid party. | O yüzden baskın birliği kuruyorum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You end up at the drink in my bed, because this is after all an emergency. | Sen gidip yatağımdaki zulaları getir, çünkü bu acil bir durum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You can get the candles out of the pantry, that you should be fine. | Sen kilerden mumları al, ihtiyacımız olabilir. | 13 Hours-1 | 2011 | |
And you? Who has given you in charge? | Sen de... Sana emir verme yetkisini kim verdi? | 13 Hours-1 | 2011 | |
Well, you go and Luke out of bed. | Sen... Luke'u yatağından kaldırayım. | 13 Hours-1 | 2011 | |
No, let him sleep. Sorry, I'm trying to help him. | Hayır, bırakın uyusun çocuk. Pardon, sadece yardım etmeye çalışıyordum. | 13 Hours-1 | 2011 | |
But what I told Charlie, you can secret Cigarette stock clearance, | Zaten bitti sayılır. Charlie, sen de sigara stoğunu getir. | 13 Hours-1 | 2011 | |
If I sacrifice my drink. How do you know? | Yapabileceğin en iyi şey bu. Stoğumu nasıl öğrendin. | 13 Hours-1 | 2011 | |
Because I'm your big brother. It is my job to know. | Çünkü ben senin abinim. Bilmek benim işim. | 13 Hours-1 | 2011 | |
You're his little brother from what I saw. | Çüklerinizi karşılaştırınca sen küçük kardeş oluyorsun. | 13 Hours-1 | 2011 | |
And you use your imagination ... when we reach the top. | Ve sen, yukarı çıktığımız zaman yapacaklarımızı hayal et. | 13 Hours-1 | 2011 | |
I ask Dad before I go go this beautiful woman. | Babama sor ve ben bu bayanı rahatlatmadan değiştirmiş ol. | 13 Hours-1 | 2011 |