Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1071
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Dude, no, no. | Dostum, hayır, hayır. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
As of now, your life outside of school is over. | Şu an itibariyle, okul dışı yaşantın bitti. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What is going on? | Neler oluyor? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
All this bitterness, all this sniping... | Tüm bu acı, tüm bu oyunlar... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Harry, I think that we should go to counseling. | Harry, bir danışmana gitmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What? I kissed another man, okay? 1 | Ne?Ben başka bir adamı öptüm, tamam mı? 1 | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Teddy has a girlfriend? | Teddy'nin bir kız arkadaşı mı var? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
So, are we okay? | Yani şimdi iyi miyiz? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
We're definitely not okay. | Biz kesinlikle iyi değiliz. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You moved here? You're back? | Buraya mı taşındın?Geri mi döndün? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Call me Karma, babe. | Karma de bana, bebeğim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
And Karma is a bitch. | Ve Karma bir sürtük. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
My life is over. | Hayatım bitti. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I'm sure you did fine on the SATs. | Eminim ki SAT sınavında iyisindir. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Jen's back. | Jen geri döndü. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
She's back in LA? | Los Angeles'a geri mi döndü? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
She's not our problem. | O bizim problemimiz değil. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Everything is going to be okay. | Herşey yoluna girecek. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
But it's not. | Bu girmez ama. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
She bought the Beach Club. | Beach Kulübünü satın almış. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
She's taken my Beach Club away from me. | Benim Beach Kulübümü benden aldı. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
So, we'll hang out somewhere else. | Biz de başka yerlerde takılırız öyleyse. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
A man can only eat so many Yucatán chicken wraps. | Bir adam yalnızca bir çok Yucatán tavuğu mu yiyebilir? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No, but I love it there. | Hayır, ben orayı seviyorum ama. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
They come around and mist me while I'm tanning. | Bronzlaşırken etrafıma gelip beni örterlerdi. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Jen's trying to ruin my life again. | Jen gene hayatımı mahvetmeye çalışıyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Stay out of her way. Don't engage. | Yolundan uzak dur. Çarpışma. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Don't go anywhere near her. | Ona yakın olan hiçbir yere gitme. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
But... I'll mist you. | Ama...Seni örteceğim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You'll mist me? | Beni örtecek misin? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Sure. I'll mist you. | Kesinlikle.Seni örteceğim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Oh. | yarasını iyileştirmeye gelirim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Is that a, uh, portrait of me? | Bu şey bir, benim portrem mi? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
It's an abstract, Teddy. | Bu bir taslak, Teddy. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I I'm sorry about what happened with my dad. | Ben, ben babamla olanlardan dolayı üzgünüm. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I really am. | Gerçekten. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I was completely humiliated. | Gerçekten aşağılandım. Bu bir inanis, eminin, corap toplulugu icin. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I should have told him about you, | Seni söylemem gerekirdi, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
but the thing is, my dad, he's... | fakat mesele, babam, o... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
he's tricky. | O bir düzenbaz. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
He's got a big personality, and he can be | Büyük bir kimliğe sahip, ve o yargılayıcı | 90210-1 | 2008 | ![]() |
kind of judgmental, and... | olabiliyor ve... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
And you don't think he'll like me. | Ve onun beni seveceğini düşünmedin. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
No! No. I I do. | Hayır!Hayır.Ben, düşündüm. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I mean, he will. I really want him to like you. | demem o ki, severdi. Onun seni sevmesini gerçekten isterim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
And this is new to me. | Ve bu benim için bir ilk. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
You know, I haven't done this. | Biliyorsun, bunu yapmamıştım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I've never known a girl that mattered enough to me | Benim için yeterli öneme sahip bir bir kızla tanışmamıştım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
to introduce to my father. | Babamla tanıştırmek için. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
And... I want to do it right. | Ve...Bunu doğru yapmak istiyorum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Come over and have dinner with me and my dad? | Gelip babam ve benimle yemek yemeğe ne dersin? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
And break bread with your kind of judgmental | Ve senin yargılayıcı mega film yıldızı babanla | 90210-1 | 2008 | ![]() |
mega movie star dad? | barış mı imzalayacağız? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
"Okay," she says, immediately regretting it. | "Tamam," der kız, derhal hüzünlenir. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
"Thank you," | "Teşekkür ederim." | 90210-1 | 2008 | ![]() |
he says, getting ready to kiss her. | der oğlan, kızı öpmeye hazırlanır. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Three dimes. | Evet.3 para. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I was thinking more like 18. | Daha çok 18 gibi düşünüyordum. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
But come on up. Have a look | Hadi ama yükselt.Kendin için | 90210-1 | 2008 | ![]() |
for yourself. We'll settle on something fair. | bakarsan, daha makul bir şeyler ayarlayabiliriz. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I'm staying at the, uh, | Ben nerede kalıyorum, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Every bit as luxurious as it sounds. | Herşey sanki biraz lüks gibi geliyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, two hours. Okay. | Evet, 2 saat.Tamam. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
So, my boy, we got a broker in Redondo who thinks | Yani, adamım, bu yuvarlak şeyleri alacak bir komisyoncuya sahibiz. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
they may only be worth $15,000. | Yalnızca 15 bin dolar değerindelermiş. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
This is this is really gonna happen, huh? | Bu, bu gerçekten olacak, değil mi? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
The tackle shop and you and me living together? | Dükkan, senin ve benim birlikta yaşamamız? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Thanks to you. | Teşekkürler. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Dad, what do you say we celebrate, hmm? | Baba, bunu kutlamamıza ne dersin? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Rent a boat or something. Do some fishing. | Bir bot ya da herhangi bir şey kirala.Biraz balık tutalım. ...zeki. Eğlencesine kitap okuyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
That sounds good. | Kulağa hoş geliyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Let me take care of my business, and we'll... | Evet.İşimle ilgilenmeme izin ver ve biz... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
we'll hit the high seas. | Yüksek denizlere doğru yol alacağız. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
All right. Oh! | Tamadır. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Is it okay if I make a call? | Bir görüşme yaparsam sorun olur mu? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
That's cool, Grizz, take five and then we'll get busy, okay? | Bu çok havalı, Grizz, çak ve sonra işe koyulalım, tamam mı? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
All right. Thanks. | Tamamdır.Teşekkürler. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Take five? | Çak mı? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
That's, like, actual recording studio talk. | Bu sahici stüdyo konuşmalarına benziyor. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I am so excited. | Çok heyecanlıyım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Well, I'm excited you're excited, sweetie. | Güzel, heyecanlanmandan heyecanlıyım, tatlım. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Speaking of exciting... Mm hmm? | Heyecandan konuşmuşken... | 90210-1 | 2008 | ![]() |
What would you think 1 | Javier'le düet yapma konusunda | 90210-1 | 2008 | ![]() |
about maybe recording a duet with Javier? | ne düşünüyorsun? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
It was the label's idea, but I... Javier? | Bu bir marka fikri mi, fakat ben...Javier? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
As in, um... | Buradaki... 1 | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Javier Javier? | Javier, Javier mi? | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Javier Javier Javier. | Javier Javier Javier. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Okay, that's insane. | Tamam, bu delice. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I am, like, his biggest fan ever. | Onun en büyük hayranı gibiyim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I have his Christmas album. | Yıl Başı albümü bende var. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I have his kids' album. | Çocukluk albümleri var. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Anyway, slight snag. Mm hmm? | Neyse önemsiz detaylar. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Javier's about ready to go out on tour, | Javier tura çıkmaya hazırlanıyor, | 90210-1 | 2008 | ![]() |
so this needs to happen fast. | Bu yüzden bunun hızlıca olmalı. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
I can be anywhere, anytime. | İstediğin zaman, istediğin yerde olabilirim. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Scheduling? Not the snag. | Zamanlama?Küçümsenmez. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
Check this out. | Bunu bir dene. | 90210-1 | 2008 | ![]() |
* One shot to shake * | * Atlatmak için bir kadeh içki * | 90210-1 | 2008 | ![]() |
* I want you, baby * | * Seni istiyorum, bebeğim * | 90210-1 | 2008 | ![]() |