• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 154646

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
May I just say in advance that I am sorry? Şimdiden özür dileyebilir miyim? Üzgün olduğumu söylesem? Stardust-2 2007 info-icon
Sorry for what? For this. Ne için? Bunun için. Ne için üzgünsün? bunun için. Stardust-2 2007 info-icon
Now, if I am not mistaken, this means you have to come with me. Şimdi, eğer yanılmıyorsam, bu benimle geleceğin anlamına geliyor. Şimdi, yanılmıyorsam Bu benimle gelmek zorundasın demek. Stardust-2 2007 info-icon
See, you're going to be a birthday gift for Victoria, my true love. Gerçek aşkım Victoria için, doğum günü hediyesi olacaksın. Gerçek aşkım Victoria için bir doğumgünü hediyesi olacaksın. Stardust-2 2007 info-icon
But of course! Tabii ya! Tabi ki! Stardust-2 2007 info-icon
Nothing says romance like the gift of a kidnapped, injured woman! Hiçbir şey, kaçırılmış, yaralı bir kadından daha romantik bir hediye olamaz! Kaçırılmış ve yaralı bir kadından daha romantik bir hediye düşünemiyorum! Stardust-2 2007 info-icon
Hurry. You should be on your way now, Primus. Acele et. Çoktan yola koyulmuş olmalıydın, Primus. Çabuk. Yola çıkmalısın, Primus. Stardust-2 2007 info-icon
You must find the royal necklace with the ruby before your brothers. Üzerinde yakut bulunan o kraliyet kolyesini kardeşlerinden önce bulmalısın. Kardeşlerinden önce kraliyet yakutunu Bulmak zorundasın. Stardust-2 2007 info-icon
I should like to see you take the throne. The first benevolent king. Hayırsever bir kral olarak, tahta ilk senin geçtiğini görmek isterim. Tacı takanın siz olmasını isterim. Ilk iyiliksever Kral. Stardust-2 2007 info-icon
I don't doubt Stormhold would be a better place under your rule. Yönetimin altında, Stormhold'un daha iyi bir yer olacağından hiç şüphem yok. Stormhold sizin yönetiminizde daha iyi bir yer olacaktır,buna eminim. Stardust-2 2007 info-icon
Really? Sahi mi? Gerçekten? Stardust-2 2007 info-icon
Well, that is fascinating. Bu çok enteresan. Evet, bu harika. Stardust-2 2007 info-icon
Don't you think, Tertius? Yes, indeed. Sence de öyle değil mi, Tertius? Evet, gerçekten öyle. Değil mi, Tertius? Evet, kesinlikle. Stardust-2 2007 info-icon
Prince Septimus! Tertius. Well... Well. Well, well, I... Prens Septimus! Tertius. Şey... Evet. Şey, şey, ben... Prens Septimus! Tertius. şey, şey Bakın Ben... Stardust-2 2007 info-icon
What a very good idea. Ne kadar iyi bir fikir. İyi bir fikir. Stardust-2 2007 info-icon
To the new King of Stormhold, Stormhold'un yeni kralına,... Yeni Stormhold Kralı'na, Stardust-2 2007 info-icon
whichever of you fine fellows it might be. ...aranızdan hanginiz olursa, ona, sevgili dostlarım. Siz iyi gençlerden hangisi olursa. Stardust-2 2007 info-icon
To the new King of Stormhold. Stormhold'un yeni kralına. Yeni Stormhold Kralı'na. Stardust-2 2007 info-icon
You really thought that you were king? Kral olabileceğini gerçekten düşündün mü? Gerçekten Kral olduğunu mu sandın? Stardust-2 2007 info-icon
You killed the Bishop? No, Primus. Piskoposu mu öldürdün? Hayır, Primus. Piskoposu öldürdün!? Hayır, Primus. Stardust-2 2007 info-icon
I think you'll find that you killed the Bishop by drinking out of the wrong cup. Sanırım, senin de fark edeceğin üzere, yanlış kadehi alarak Piskoposu öldüren sensin. Bence, yanlış kadehi içerek onu sen öldürdün. Stardust-2 2007 info-icon
Oh, look, when you finish wrestling with your conscience, Bak, vicdanınla boğuşmayı bitirince, odana dönmeni tavsiye edebilir miyim? Oh, bak, vicdanınla güreşmeyi bitirdiğin zaman, Stardust-2 2007 info-icon
may I suggest you return to your chamber? Odana dönmeni önerebilir miyim? Stardust-2 2007 info-icon
Leave the quest for the stone to me. Taşı arama görevini bana bırak. Taşı bulma işini bana bırak. Stardust-2 2007 info-icon
How have we lived this way all these years? Onca yıldır, nasıl oldu da bu şekilde yaşadık? Bunca sene nasıl böyle yaşadık? Stardust-2 2007 info-icon
In my absence, I expect you to make it fit for the queens we are. Ben yokken, kraliçelere lâyık bir şekilde hazırlanmanızı bekliyorum. Yokluğumda,burasını kraliçelere uygun Bir hale getirmenizi istiyorum Stardust-2 2007 info-icon
When I return with our prize, all of us shall be young again. Ödülümüzle birlikte geri döndüğümde, yeniden gençliğimize kavuşacağız. Ödülümüzle beraber döndüğümde Hepimiz tekrar genç olacağız. Stardust-2 2007 info-icon
Never fear, my sisters. Sakın korkmayın, kardeşlerim. Stardust-2 2007 info-icon
Don't you ever sleep? Sen hiç uyumaz mısın? Geceleri uyumam. Sen hiç uyumaz mısın? Stardust-2 2007 info-icon
Not at night. Geceleri değil. Stardust-2 2007 info-icon
May have escaped your notice, genius, Dikkatinden kaçmış olabilir dâhi çocuk,... Belki dikkatinden kaçmış olabilir Dahi çocuk, Stardust-2 2007 info-icon
but that's when stars have rather better things to do. ...ama yıldızlar işlerini daha ziyade geceleri yapar. ama yıldızların geceleri yapacakları daha iyi şeyler vardır. Stardust-2 2007 info-icon
They're coming out, shining, that sort of thing. Ortaya çıkıp parlarlar, bunun gibi şeyler işte. Mesela, gökyüzünde belirmek, parlamak bu tür şeyler... Stardust-2 2007 info-icon
Yeah, well, it may have escaped yours, but you're not in the sky anymore. Evet, dikkatinden kaçmış olabilir ama artık gökyüzünde değilsin. Evet, belki senin de dikkatinden kaçtı Artık gökyüzünde değilsin sen. Stardust-2 2007 info-icon
Coming out is off the agenda. Ortaya çıkman söz konusu bile değil. Gökyüzünde belirlemek şu an ki programında yok. Stardust-2 2007 info-icon
Shining has been suspended until further notice. İkinci bir emre kadar parlaman yasak. Parlamak ikinci bir emre kadar yasaklamıştır. Stardust-2 2007 info-icon
Oh, and sleeping during the day is O U T. Gündüzleri uyumayı da unut. Oh, ve gündüzleri uyumak da Y O K Stardust-2 2007 info-icon
Unless you have some magical ability to sleep while you're walking. Uykunda, sihirli bir biçimde, yürümeyi becerebiliyorsan, o zaman başka. Tabiki yürürken uyumak gibi sihirli bir gücün varsa bilemiyeceğim. Stardust-2 2007 info-icon
Have you not got it into your thick head yet? Daha o kalın kafana sokamadın mı? Ben hiçbir yere gitmiyorum! O kalın kafan almadı hala değil mi? Stardust-2 2007 info-icon
I'm not walking anywhere! Hiç bir yere gitmiyorum ben! Stardust-2 2007 info-icon
Fine. Güzel. Iyi madem. Stardust-2 2007 info-icon
Sit in a crater. I've had enough of you anyway. Bir kraterde otur. Sana yeterince katlandım zaten. Kraterinde otur. Bıktım senden zaten. Stardust-2 2007 info-icon
I was gonna put you back in the sky once I'd brought you to my Victoria, Victora'ya götürdükten sonra seni gökyüzüne geri gönderecektim,... Seni Victoria'ma götürdükten sonra tekrar gökyüzüne koyacaktım, Stardust-2 2007 info-icon
but clearly, you'd rather sit on your own in the middle of nowhere forever. ...ama belli ki, ıssız bir yerde sonsuza dek oturmayı tercih ediyorsun. ama sen belliki ne idüğü belirsiz bir yerde sonsuza dek oturmaya kararlısın. Stardust-2 2007 info-icon
And just how were you planning to get me back to the sky? Peki beni gökyüzüne nasıl göndermeyi planlıyorsun? Beni nası gökyüzüne koymayı planlıyordun? Stardust-2 2007 info-icon
I find the fastest way to travel is by candlelight. Seyahat etmenin en hızlı yolunun mum ışığı olduğunu öğrendim. En hızlı yolculuk etme yolunun Mum ışığı olduğunu keşfettim. Stardust-2 2007 info-icon
You've got a Babylon candle. Yeah, I have a bubbling candle. Elinde bir Babil mumu var. Evet, sanırım bal mumundan yapılmış. Sende bir Babilon Mumu var. evet, bende bir Bidon Mumu var . Stardust-2 2007 info-icon
A Babylon candle. That's what I said. Babil mumu. Ben de öyle dedim. Bir Babilon Mumu. Ben de öyle dedim. Stardust-2 2007 info-icon
You said "Bubbling." "Bal mumu dedin." Sen "Bidon" dedin . Stardust-2 2007 info-icon
Anyway, I was going to give what's left of it to you. Her neyse, kalanını sana verecektim. Herneyse, geri kalan kısmını sana verecektim. Stardust-2 2007 info-icon
Well, that barely has one use left. Zaten geriye tek kullanımlık kalmış. Zaten,sadece bir kullanımlık kalmış. Stardust-2 2007 info-icon
So be grateful I'm not using it right now to get us both back to the wall. Öyleyse bunu duvara geri dönmek için kullanmadığıma minnettar olmalısın. İkimizi de duvarın oraya götürmesi için kullanmadığım için minnettar olmalısın.. Stardust-2 2007 info-icon
Unless you have a better way of getting yourself home. Tabii eve dönmenin daha iyi bir yolunu bilmiyorsan. Tabi eve dönmek için daha iyi bir fikrin varsa bilemem. Stardust-2 2007 info-icon
All right. All right. I'm helping. Tamam. Tamam. Yardım ediyorum. Tamam tamam, ediyorum. Stardust-2 2007 info-icon
And you are gonna have to walk quicker than that. Bundan daha hızlı yürümen gerekecek. Ve bundan daha hızlı yürümen gerekecek. Stardust-2 2007 info-icon
Otherwise, I'll never get you back to Victoria in a week. Aksi taktirde, bir hafta içinde seni hayatta Victoria'ya götüremem. Yoksa seni Victoria'ya bir hafta içinde götürmem mümkün olmaz. Stardust-2 2007 info-icon
Don't push your luck. Şansını zorlama. Şansını zorlama bence. Stardust-2 2007 info-icon
Don't take less than a florin for him, Bernard! You understand? Keçiyi, 1 florin'den aşağıya satma, Bernard! Anladın mı? 1 florin eksik alma, Bernard! anladın mı? Stardust-2 2007 info-icon
Yes, Mother. No dilly dallying! Evet, anne. Oyalanayım deme! Evet, anne. Ivır zıvırla oyalanma! Stardust-2 2007 info-icon
And don't even think of stopping at the tavern, Bernard, or you'll be sorry! Ve sakın meyhaneye uğramaya kalkma, Bernard, yoksa buna pişman olursun! Hele Tavernaya uğramayı sakın düşünme Bernard, Pişman olursun! Stardust-2 2007 info-icon
A florin for your goat, boy. Keçin için 1 florin, evlat. Keçin için 1 florin, çocuk. Dışarı çık. Hadi. Stardust-2 2007 info-icon
He's a bit small to pull your cart. Arabanızı çekmek için biraz küçük kalır. Arabanızı çekmek için biraz ufak ama. Stardust-2 2007 info-icon
You're quite right. Kesinlikle haklısın. Haklısın. Stardust-2 2007 info-icon
That's much better. Böylesi daha iyi. Bu çok daha iyi. Stardust-2 2007 info-icon
Get on! Koşun! Deh! Stardust-2 2007 info-icon
Who goes there? Kim var orada? Kim var orda? Stardust-2 2007 info-icon
What do you want with me, a poor old flower... Benim gibi yaşlı bir kadından ne istiyor... Benden ne istiyorsun? Yaşlı zavallı bir çiçek...... Stardust-2 2007 info-icon
Oh, do shut up. I know what you are Kapa çeneni. Kim olduğunu biliyorum... Of, Kapa çeneni, senin ne olduğunu biliyorum Stardust-2 2007 info-icon
and I swear by the ordinances of the sisterhood to which we both belong ...ve ikimizin de bağlı olduğu kardeşliğin kuralları gereğince... Ve ikimizin de bağlı olduğu kardeşlik yasası üstüne yemin ederim ki Stardust-2 2007 info-icon
that I mean you no harm this day. ...sana zarar vermeyeceğime dair yemin ediyorum. Bugün sana bir zarar vermeyeceğim. Stardust-2 2007 info-icon
Well, one can never be too careful. Sit down. I'll get you a seat. İnsan yeterince dikkatli olamıyor. Otursana. Sana bir sandalye bulayım. Eh, Hiçbir zaman çok dikkatli olunamaz. Otursana.Sana sandalye getireyim. Stardust-2 2007 info-icon
Anything else? Nope. Başka bir şey? Hayır. Başka birşey? Hayır. Stardust-2 2007 info-icon
What's it to be? Neresini olsun? Neresini istersin? Stardust-2 2007 info-icon
Heads or tails? Başı mı kuyruğu mu? Kafa mı kuyruk mu? Stardust-2 2007 info-icon
Heads. Başı. Kafa. Stardust-2 2007 info-icon
where are you headed off to on this fine day? ...bu güzel günde nereye gidiyorsun? Bu güzel günde nereye gidiyorsun? Stardust-2 2007 info-icon
I seek a fallen star. Kayan bir yıldızı arıyorum. Düşen bir yıldızı arıyorum. Stardust-2 2007 info-icon
She fell not far from here. Buranın yakınlarına düştü. Buraya yakın bir yere düştü. Yolu biliyor musun yoksa sadece tahmin mi ediyorsun. Stardust-2 2007 info-icon
And when I find her, I shall take my great knife Onu bulduğumda, bıçağımı çıkaracağım ve canlı canlı kalbini sökeceğim. Ve onu bulduğum zaman, Büyük bıçağımı alıp Stardust-2 2007 info-icon
and cut out her heart while she still lives. o hala yaşarken kalbini çıkaracağım. Stardust-2 2007 info-icon
And the glory of our youth shall be restored. Ve gençliğimizin bütün ihtişamı geri gelecek. Ve gençliğimizin şanı tekrar geri dönecek. Stardust-2 2007 info-icon
Fallen star? Kayan bir yıldız mı? Düşen bir yıldız ha? Stardust-2 2007 info-icon
That's the best news I've had in ages. Asırlardır duyduğum en iyi haber. Uzun zamandır aldığım en iyi haber bu. Stardust-2 2007 info-icon
I could do with losing a few years meself. Birkaç yıl gençleşsem, hiç fena olmaz. Ben de birkaç yıl gençleşmek isterim doğrusu. Stardust-2 2007 info-icon
So whereabouts did you... Peki nereden geliyor... Nereye düştü demiştin? Stardust-2 2007 info-icon
Limbus grass! Limbus otu! Stardust-2 2007 info-icon
You dare to steal truth from my lips by feeding me limbus grass? Bana limbus otu yedirerek, ağzımdan gerçekleri almaya nasıl cüret edersin? Bana Limbus otu yedirerek ağzımdan gerçekleri almaya nasıl cüret edersin? Stardust-2 2007 info-icon
Do you have any idea what a big mistake you've made, Ditchwater Sal? Ne kadar büyük bir hata işlediğinin farkında mısın, Ditchwater'lı Sal? Ne kadar büyük bir hata yaptığının farkında mısın Ditchwater Sal? Stardust-2 2007 info-icon
How do you know my... Adımı nereden biliyor... Ismimi nasıl... Stardust-2 2007 info-icon
Who are you? Look again. Kimsin sen? Tekrar bak. Stardust-2 2007 info-icon
I shall not seek the star, Your Dark Majesty. I swear. O yıldızı aramaya kalkışmayacağım, Yüce Majesteleri. Yemin ederim. Yemin ederim Kara Majesteleri, Yıldızı aramayacağım Stardust-2 2007 info-icon
Seek all you wish. İstediğin kadar ara. aramamakla kalmayacaksın. Stardust-2 2007 info-icon
You shall not see the star, touch it, smell or hear it. O yıldızı göremeyecek, dokunamayacak, koklayamayacak ya da onu duyamayacaksın. yıldızı göremeyeceksin, dokunamayacaksın, koklayamacaksın ve duyamayacaksın. Stardust-2 2007 info-icon
You will not perceive her even if she stands before you. Karşında dikilip dursa bile, onu fark edemeyeceksin. Tam önünde dursa bile onu farkedemeyeceksin. Stardust-2 2007 info-icon
Oh, right. So let me get this straight. Tamam. Şu işi açıklığa kavuşturmama izin ver. Oh, tabi. Dur şunu iyice anlayayım. Stardust-2 2007 info-icon
You think you know we're going the right way because... Doğru yolda gittiğimizi düşünüyorsun çünkü... Doğru yolda olduğumuzu düşünüyorsun çünkü... Stardust-2 2007 info-icon
And I quote, "I just do." Tek duyduğum, "Biliyorum işte." "Sadece biliyorum" diyosun Stardust-2 2007 info-icon
I do, though. I don't know why. Öyle olduğunu zannediyorum. Sebebini bilmiyorum. Öyle ama. Neden olduğunu bilmiyorum. Stardust-2 2007 info-icon
Maybe it's my love for Victoria guiding me home. Belki de Victoria'ya duyduğum aşk bana evin yolunu gösteriyordur. Belki Victoria'ya olan aşkım bana evin yolunu gösteriyordur. Stardust-2 2007 info-icon
Please. Yvonne, whether you like it or not... Yapma. Yvonne, hoşuna gitse de gitmese de... Of Lütfen!. Yvonne, beğensen de beğenmesen de... Stardust-2 2007 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 154641
  • 154642
  • 154643
  • 154644
  • 154645
  • 154646
  • 154647
  • 154648
  • 154649
  • 154650
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim