Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158780
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Whatever... | Her neyse. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You've nothing to say to them. You see them once a year | Onlarla konuşacak neyin var ki? Her sene bir kere görüyorsun. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
to commemorate her death. | Onda da ölümünün yasını tutuyorsunuz. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
It's just I thought we'd spend the evening together. | Sadece geceyi beraber geçiririz diye düşünmüştüm. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I'll come by after. | Sonrasında sana uğrayacağım. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
If you shut me out, you'll shut everyone out. | Beni de dışlarsan, herkesi dışlamış olacaksın. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Talk to me, okay? | Benimle konuş, oldu mu? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Going nuts, sitting doing nothing. | Burada hiçbir şey yapmadan otururken, kafayı yiyeceğim. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I can imagine. | Anlıyorum. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Unfortunately, it's the only option. | Maalesef, başka yapacak bir şey yok. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
They'll call you when the operation's over. | Seni ameliyat biter bitmez, arayacaklardır. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Now, you're here, I'll take a walk. | Burada olduğuna göre, ben biraz yürüyeyim. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Call me if there's news. | Bir şey olursa, beni ara. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
What? Take it back. | Bu ne? Al şunu geri. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You'd prefer a DVD player? | DVD oynatıcı mı istersin? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Plasma TV? A sweet plasma? | Yoksa bir plazma T.V. mi? Şöyle güzelinden. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I don't want anything. Take it back. | Bir şey istediğim yok. Al şunu geri. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Click on the link. Anniversary. 6: 15 pm. | "Linke tıkla. Yıl dönümü saat 18:15'de." | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Doctor! Mrs. Offenstein... | Doktor, Bayan Offenstein | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Server not found | "Sunucu bulunamadı." | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Not at all. Show her in. | Yok bir şey. İçeri gönder. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Rambouillet police called. Sergeant Lavelle. | Rambouillet polisi aradı: Çavuş Lavelle. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
What are you staring at? | Nereye bakıyorsun öyle? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I love watching you ride. | Ata binişini izlemek çok hoşuma gidiyor. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Come more often then. Yeah, I should. | O zaman daha sık uğra. Evet, öyle yapmam gerek. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I'll be right there. | Birazdan yanındayım. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Can you tell me when you went | Bana, en son Charmaine Gölü'ne... | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
to Lake Charmaine last? | ...ne zaman gittiğinizi söyler misiniz? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I was down there last year. | En son geçen sene gitmiştim. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Doctor? | Ya siz, doktor? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
8 years ago. | Sekiz yıl önce. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Like I told your brother on the phone, | Telefonda kardeşinize de söylediğim gibi... | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
workmen laying pipes dug up 2 bodies near the lake. | ...işçiler boru döşerken, gölün yanında iki tane ceset bulmuşlar. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
She heard it on the radio. | O radyodan duymuştu. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Yes, the press caught us with our guard down. | Evet, basın bizi hazırlıksız yakaladı. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You've identified them? No, we're running tests. | Kimliklerini teşhis edebildiniz mi? Hayır, daha testler yapmamız gerek. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
All we have is 2 Caucasian males | Elimizdeki tek şey; beş yıl önce... | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
shot dead over 5 years ago. | ...başlarından vurulan iki Kafkas erkeği. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You said the bodies weren't on our land. So why speak to us? | Cesetlerin bizim arazimizde bulunmadığını söylemiştiniz. O hâlde, neden bizimle konuşuyorsunuz? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I'm getting to that. We may have to excavate farther, | Şimdi oraya geliyordum. Biraz daha ileriye doğru kazı yapmamız gerekebilir. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
so I'd need permission to... | Bu yüzden, sizden izin | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You have it. | Aldınız bile. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Anne? Of course. | Anne? Elbette. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You need a signature? Yes. | İmza gerekiyor mu? Evet. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Both your signatures. | İkinizinki de lazım. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Sorry to drag this back up. I know your wife's killer was tried... | Bunu kurcaladığım için üzgünüm. Biliyorum ki; karınızın katili de | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Cut the crap! | Kesin saçmalamayı. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You thought I killed her! | Onu, benim öldürdüğümü düşündünüz. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You were her husband. Family members are often... | Onun kocasıydınız. Genelde aile bireylerinden | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
If not for that, you might have found her alive! | Böyle bir şey olmasaydı, onu canlı bulabilirdiniz. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
My colleagues had to examine every possibility. | Arkadaşlarım tüm olasılıkları incelemek durumunda. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I'll need one last thing. | Son bir şey daha lazım. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
A blood sample for a DNA test. | DNA testi için kan örneği. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
When your wife was abducted, you said they hit you... | Karınız kaçırıldığında, size vurulduğunu söylemiştiniz. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Well, we found a baseball bat with the bodies, | Cesetlerle birlikte bir beyzbol sopası bulduk. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
with traces of blood on it. | Üzerinde kan da var. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
B positive. Just like you. | B pozitif. Aynen sizinki gibi. Kan grubunuz B pozitifti, değil mi? B pozitif. Sizinki gibi. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You are type B positive? | Sizin kanınız da B Pozitif, değil mi? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Of course, they could be victims of Frank Serton, | Elbette, Frank Serton'un kurbanları olabilirler. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
except serial killers rarely change their M.O. | Ancak seri katiller davranış kalıplarını çok nadir değiştirirler. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Neither body shows signs of torture. | Hem cesetlerde işkence izi de yok. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
They'd been buried. There were no animal corpses. | Gömülmüşler. Yanlarında hiç hayvan leşi de yok. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
And Serton's victims were all women. | Serton'un kurbanları hep kadın olurdu. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
So, it's all a bit fuzzy, Doctor. | Yani, tüm olanlar biraz belirsiz, Doktor. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Let's talk again when it's not. | Öyle olmadığında, tekrar konuşuruz. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
That's precisely why I need your cooperation. | İşte bu yüzden, sizin iş birliğinize ihtiyacım var. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I'll give the sample, but I told you all I knew back then. | Kan örneğini vereceğim, ama tüm bildiklerimi o zaman da anlatmıştım. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Yes, I read your statement. Your wife screams... | Evet, ifadenizi okudum. Karınız çığlık atmış. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You get hit, fall in the water. Wake up in the hospital. | Size sopayla vurulmuş, suya düşmüşsünüz. Hastanede uyanmışsınız. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
And the rest is still a blank. | Geri kalanı ise hâlâ boş. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
We bought that version. | Bu anlattığınıza inanmıştık. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
But if it is your blood, the discovery of these 2 bodies | Ama sopadaki sizin kanınızsa, bu iki cesedin tekrar bulunması... | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
means we'll reopen the investigation. | ...soruşturmayı tekrar açacağız demektir. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
We'll try to get some answers to all those questions, | Tüm sorulara cevap bulmaya çalışıyoruz: | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
like why were you found unconscious on the dock? | Neden baygın bir şekilde iskelede bulundunuz? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Who made the anonymous 911 call? And above all... | İsimsiz ihbarı kim yaptı? Ve her şeyden önemlisi; | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
How did you get out of the water when unconscious? | Baygın bir şekilde iken, sudan nasıl çıktınız? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Ms. Vigne is a nurse. She'll take your blood sample. | Bayan Vigne bir hemşire. Kan örneğinizi o alacak | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I thought you'd prefer... | Düşündüm de, burada yapmak... | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
to do it right here. | ...daha uygun olur. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
C�line, I'm not taking calls. | Céline, bana telefon bağlama. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Tomorrow, same time + 2 hrs. Message for you. | "Yarın aynı saatten iki saat sonra. Sana mesajım var." | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
User name: Concert. Password: Olympia. | "Kullanıcı adı: Konser. Şifre: Olympia." | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
TELL NO ONE. THEY'RE WATCHING. | "KİMSEYE SÖYLEME. iZLİYORLAR." | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Are you seeing anyone? | Görüştüğün birisi var mı? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
You don't have to tell me, it's none of my business. | Bana söylemek zorunda değilsin, beni hiç ilgilendirmez. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
There's no one. | Kimseyle görüşmüyorum. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I mean, nothing serious. | Yani, ciddi olarak. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Alexandre... | Alexandre... | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
We all miss her so much. | Onu hepimiz çok özlüyoruz. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
But you have a life to live. | Ama sürdürmen gereken bir yaşamın var. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Don't feel guilty about seeing other people. | Çok üzgünüm. Başka insanlarla görüşmek konusunda kendini suçlu hissetme. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I don't. I mean, it's not that. | Hissetmiyorum. Yani, sorun o değil. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I'll check the lamb. | Ben bakayım. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Good. And you? | İyi. Ya sen? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Retirement! | Emekli. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I wake up every morning and make like... | Her sabah uyanıyorum ve sanki... | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I have an important question for you. | Sana önemli bir sorum var. | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
I want to know... | Bilmek istediğim... | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |
Margot... What did she look like when you found her? | Margot... Onu bulduğunda ne hâldeydi? | Tell No One-1 | 2006 | ![]() |