• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 159091

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I am one of his guy friends. Bende onun erkek arkadaşlarından biriyim. İyi de, ben de onun kankasıyım. Ben de onun erkek arkadaşlarından biri sayılırım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Look, Donna, I have put a lot of thought into this gift. Bak, Donna, Bu hediye için bir sürü şey düşünmüştüm. Bak, Donna. Bu hediye için çok düşündüm. Bak Donna, bu hediye için çok ama çok çaba harcadım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Please do not wreck this for me. Lüten herşeyi berbat etme. Lütfen şu olayı berbat etme, benim için. Lütfen bunu benim için berbat edeyim deme. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I'm sorry. I guess I was being selfish. Özür dilerim. Sanırım biraz bencil davrandım. Affedersin. Bencillik yaptım sanırım. Affedersin. Sanırım bencillik ettim. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
It's okay. Sorun değil. Dert değil. Sorun değil. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Okay, it's time we disappeared. Pekala, bizim gitme zamanımız geldi. Pekâlâ, bizim gitme zamanımız geldi. Pekâlâ, artık bizim için gitme vakti. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
What? Honey, the party just started. That's why we're going over to Bob's. Ne? Hayatım, parti yeni başladı. İşte bu yüzden Bob'lara gidiyoruz. Tatlım, parti yeni başlıyor ama. Bu yüzden de Boblara gidiyoruz zaten. Ne? Tatlım ama parti daha yeni başladı. Zaten o yüzden Bob'lara gideceğiz. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I wanted to give Eric a party. And you did. Eric için bir pati düzenlemek istedim. Ve düzenledin de. Eric için parti vermek istedim. Verdin de. Ben Eric'e bir parti sunmak istedim ama. Sundun da zaten. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You make a mess, you're all grounded. Eğer ortalığı dağıtırsanız, hepiniz cezalandırılırsınız. Ortalığı dağıtırsanız ceremesine katlanırsınız. Etrafı bok ederseniz, hepinizi cezalandırırım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You darn kids. Sizi sevimli çocuklar. Sizi veletler sizi. Sizi kahrolasıcalar. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You know, what if they run out of ketchup or something. Eğer ketçapınız felan biterse... Ya ketçapları falan biterse? Ya ketçapları falan biterse ne olacak? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Let's go. Okay. We have more buns... Hadi gidelim. Okay. Eğer dere otunu sevmezseniz... Hadi kaçtık. Dereotunu sevmiyorsanız... Hadi yürü. Tamam. Daha çok kurabiyemiz... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
and sweet pickles if you don't like the dill. fazladan çöreklerimiz ve tatlı salatalık turşumuz var. ...bir yığın çörek ve turşu da var. ...ve dereotluyu sevmediyseniz tatlı turşumuz da var. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Okay, I'd love to stay, but I'm leaving. Pekala, Kalmayı isterdim, fakat gidiyorum. Pekâlâ, kalmayı çok isterdim. Ama ben kaçtım. Pekâlâ, kalmayı çok isterdim ama ben gidiyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Buy us some beers? We'll pay double. Bize bira alabilirmisin? Sana iki katını öderiz. Bize bira alır mısın? İki katını öderiz. Bize de bira alır mısın? İki katı para veririm. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Do you really think that beer will make your little party better? Gerçekren bir biranın sizin küçük partinizi daha iyi yapacağını mı düşünüyorsun? Cidden biranın küçük partinizi güzelleştireceğini mi sanıyorsunuz? Gerçekten de biranın küçük partinizi güzelleştireceğine inanıyor musunuz? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I admit it would give you young people a sense of maturity... Kabul etmeliyim ki bu senin gibi gençlere bir çeşit olgunluk havası katıyor... Siz gençlere biraz yetişkinlik aşılamak isterdim... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
but it would be a false maturity, and that would be wrong. fakat bu sahte bir olgunluktur ve yanlış olur. ...fakat bu sahte bir olgunluktur. Aynı zamanda yanlış da. ...ama çok yanlış şeyler aşılayacağım için bu durum çok kötü olurdu. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
So you're not going to do it? Of course not. Yani bize bira alamaycaksın? Tabiki almiyacam. Almayacak mısın yani? Tabii ki almayacağım. O zaman bunu yapmayacak mısın? Elbette yapmayacağım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Now, I'm going off to join my legal friends at a party with a keg. Ben şimdi arkadaşlarımla bir fıçı biranın olduğu partiye gidiyorum. Şimdi reşit arkadaşlarımla, fıçı biranın olduğu bir partiye katılmalıyım. Şimdi partilerinde fıçı birayla beni bekleyen arkadaşlarımın yanına gidiyorum. Hoşça kalın. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Bye. Hoşçakalın. Hoşça kalın. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
So, Laurie... Eee, Laurie... E, Laurie... Ee, Laurie... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
where's the party? You know, maybe we'll cruise by later. parti nerede? Belki cruise geç kalabilir. ...nerede parti? Belki sonrasında takılırız. Parti nerede? Belki sonrasında biz de uğrarız. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
In your dreams, you idiot. Rüyanda görürsün, aptal. Rüyanda görürsün, gerzek. Anca rüyanda görürsün salak şey. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Okay, you guys had to see that. Evet çocuklar bunu görmeliydiniz. Pekâlâ, bunu görmek zorundaydınız. Bunu kesin görmüş olmalısınız çocuklar. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Three fours, I need them. üçün dörtü, Onlara ihtiyacım var. Üç dörtlü, işte buna ihtiyacım vardı. Üç tane dört, tam da bana gereken. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Bob is very good at Yahtzee. Bob Yahtzee'de oldukça iyidir. Bob, Yahtzee'de oldukça iyidir. Bob Yahtzee'de çok iyidir. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
The liquor cabinet. It's locked. Likör kabini. Kilitli. Amerikan bar. Kilitli. İçki dolabı. Kilitli. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
What if there's an emergency? They'll call. Ya acil bir durum olursa? Telefon ederler. Ya acil bir durum olursa? Ararlar. Ya acil bir durum olursa? Ararlar. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
What if they run out of chips? They'll starve. Ya cipsleri biterse? Açlıktan ölürler. Ya cipsleri biterse? Açlıktan ölürler. Ya cipsleri biterse? Açlıktan ölürler. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I'm gonna fix myself a Tom Collins. Ben bir Tom CoIIins alıcam. Ben bir Tom Collins hazırlayacağım. Kendime bir Tom Collins hazırlayacağım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
No, Kitty needs one. I am just so worried. Hayır, Kitty'e lazım. Ben sadece endişeliyim. Almayım. Ama Kitty'e lazım. Ben sadece endişeliyim. Hayır, Kitty isteyebilir ama. Çok endişeleniyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
My lord. Laurie's leaving. Honey, she's in college. Aman tanrım. Laurie gidiyor. Hayatım, O üniversiteli. Aman Tanrım. Laurie gidiyor. Tatlım, o üniversiteli. Tanrım. Laurie gidiyor. Hayatım, kız üniversitede. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
She doesn't want to hang around with them. Onlarla takılmak istemez. Elbette onlarla takılmak istemeyecektir. Onlarla takılmak istemiyordur. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Maybe I should make a call, just in case... Belkide onları aramalıyım, ne olur ne olmaz diye Belki de bir arasam iyi olur... N'olur n'olmaz diye onları bir arasam iyi olur belki... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Kitty, what could happen? Kitty, ne olabilir ki? Ne olabilir ki Kitty? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
What could happen? Ne olabilir mi? Ne mi olabilir? Ne mi olabilir? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Plenty could happen. Bir çok şey olabilir. Birçok şey olabilir. Pek çok şey olabilir. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Plenty. Bir çok şey. Birçok şey. Pek çok şey. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Now that the adults are gone, we can be as bad as we want. Yetişkinler gittiğine göre, İstediğimiz her şeyi yapabiliriz. Yetişkinler gittiğine göre istediğimiz kadar terbiyesizlik yapabiliriz. Büyükler gittiğine göre istediğimiz kadar yaramazlık yapabiliriz. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Who wants to give Eric a venereal disease? Hanginiz Eric'e hastalık bulaştırmak ister? Kim Eric'e zührevi bir hastalık bulaştırmak ister? Kim Eric'e zührevi hastalık bulaştırmak ister? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Look. Coasters. Bak.Bardak altlıkları. Bakın, bardak altlıkları. Bakın, bardak altlıkları. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Forget coasters! Bardak altlıklarını unut gitsin! Salla altlıkları! Salla bardak altlıklarını! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Please, fellas... Lütfen, arkadaşlar... Arkadaşlar, yalvarırım... Lütfen arkadaşlar... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
my mom put out coasters for a reason. Annem o bardak altlarını bir sebebi olduğu için oraya koydu. Annemin o altlıkları bırakmasının bir sebebi vardı. ...annem o bardak altlıklarını koymasının bir nedeni var. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I think I'm gonna put my drink directly on the furniture. ben bardağımı bardak altı olmadan mobilyanın üzerine koyacam. Ben içkimi direkt mobilyanın üzerine koyacağım sanırım. Sanırım içeceğimi mobilyanın üzerine doğrudan koyacağım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
That way, it will leave a ring. Böylelikle mobilyada bardağın izi kalıcak. Böylece halka izi kalacak. Böylece üzerinde halka izi bırakacak. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
No! Hayır! Olamaz! Hayır! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Why didn't I beg my mother... Neden anneme kalması için... Ne diye anneciğime kalması için yalvarmadım ki? Neden ama neden anneme kalması için yalvarmadım sanki? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
to stay? yalvarmadım ki? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Quiet, you silly American. Sesiz ol, seni aptal Amerikalı. Sessiz ol. Zevzek Amerikalı seni. Kes sesini seni aptal Amerikalı. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I am making a long distance call... Sizin telofondan uluslararası... Ailenin telefonuyla ülkeler arası görüşme yapacağım. Annenlerin telefonundan uzun mesafeli arama yapıyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
on your parents'phone. arama yapıyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
But that's immoral. Ama bu ahlakdışı. Ama bu edepsizlik. Ama bu terbiyesizlik resmen. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
In my country of... Benim ülkemde Ülkem... Benim ülkemde... Nereli olduğumu asla söylemem. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Wherever it is I am from, I can never tell. Nereden olursam olayım, Asla söyleyemem. ...yani "Nereli olduğumu asla söyleyemem" de... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Morals get in the way of a good dirty time. Ahlak kuralları güzel müstehcen bir zamanın hep önüne geçer. Ahlak her zaman edepsizlikten doğar. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
But first, I need to eat some chips. Ama ilk önce, Biraz cipsi yemem gerek. Ama ilk önce, biraz cips yemem gerek. Ama önce biraz cips yemem lazım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
What? Out of chips? Ne? Cipsler bitti mi? Ne? Cips bitmiş. Ne? Cipsimiz mi bitti? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Now I am mad. Şimdi sinirlendim. Şimdi sinirlendim işte. İşte şimdi çok kızdım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I must shoot something. Birşey vurmalıyım. Bir şeyler vurmalıyım. Bir şeyleri vurmam gerek. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Not the littlest hobo! Fella Heykeli olmaz! Bıdık Avaremu olmasın! Küçük Hobo'yu vurma sakın! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Why? Neden? Neden?! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You're over reacting. Aşırı tepki gösteriyorsun. Aşırı tepki veriyorsun. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Kitty, when Valerie went off to school, I felt the same way... Kitty, VaIerie okula gittiğinde, bende böyle şeyler hissetmiştim... Kitty, Valerie okula gittiğinde ben de aynı senin gibi olmuştum... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
but this little book of poems helped me. ama bu küçük şiir kitabı bana yardım etti. ...fakat bu küçük şiir kitabı dertlerime derman oldu. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
It's called, "Verses from an empty nest." İşmi , ''Boş bir yuvadan dizeler. '' "Boş bir yuvadan mısralar." Adı da "Boş yuvadan gelen dörtlükler." That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Read her that one about the little bird that lost its way. Ona yolunu kaybenden kuş hakkındaki şiiri oku. Yolunu kaybeden küçük kuşun şiirini okusana. Yolunu kaybeden şu küçük kuşla ilgili olanı oku. Tamam. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
"The little bird that once did sing ''Küçük kuş bir zamanlar öterdi "Cıvıl cıvıl öterdi bir kuş bir zamanlar" "Şarkı söyleyen küçük kuş That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
"is now alone with broken wing" ''kırık kanadı ile yanlız başına '' "Kırık kanadıyla yapayalnız bu aralar" "...kırık kanadıyla şimdi yapayalnız" That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
God. Tanrım. Yarabbi. Tanrım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Yep, that sounds nice. Evet, güzel geliyor. Evet, güzelmiş. Evet, güzelmiş hakikaten. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I need a refill. But, honey, usually you only drink one. Bir tane daha. Ama, hayatım, sen herzaman sadece bir bardak içersin. Bir tane daha alacağım. Ama tatlım, genelde yalnızca bir bardak içersin. Bir tane daha alabilirim. Ama hayatım sen genelde sadece bir tane içersin. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Tonight I'm having two. Bu gece iki tane içicem. Bu gece iki oluversin. Bu gece iki tane içeceğim. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Wait on the porch, and I'll get Eric. It's dark out there. Dışarıda bekle, ben Eric'i getiricem. Orası karanlık. Verandada bekle, ben Eric'i getireceğim. Orası karanlık ama. Sen verandada bekle, ben de Eric'i getireyim. Dışarısı karanlık. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
And you're giving him a candle. Yeah. ve sen ona bir mum vereceksin. Evet. Ve sen ona bir mum veriyorsun. Sen de ona mum vereceksin zaten. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Here, matches. He might not want to light it. İşte, kibrit. Onu yakmak istemeyebilir. Al sana kibrit. Yakmak istemeyebilir. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Don't say that. Don't even think it. Böyle söyleme. Düşünme bile. Asla böyle konuşma! Düşünme bile. Deme öyle. Bunu düşünme bile. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Now, when he opens it, he'll say cool or something. O hediyesini açtığında, Harika yada onun gibi birşey diyecek. Hediyesini açtığında, "Hoş!" Diyecek. Paketi açtığında hoş bir şeyler söyleyecektir muhtemelen. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
And then you give him a look like this. ve ozaman sen ona bu şekilde bakacaksın. Sen de ona şu şekilde bak. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
So, what did you get from Donna? Nothing, yet. Donna sana ne aldı? Henüz hiçbirşey. Peki, Donna sana ne verdi? Hiçbir şey, yani henüz. Donna ne hediye almış? Daha vermedi. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Maybe it's the big gift. Belkide en büyük hediyeyi o verecek. Belki de büyük hediyedir. Belki de büyük bir hediyedir. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You know, the really big gift. Anlarsın ya, gerçekten büyük bir hediye. Anlarsın ya, harbi büyük hediye. Anlarsın ya, şu büyük hediye. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You guys know what I'm saying when I say, "the big gift," right? ''büyük hediye derken,'' neyi kastettiğimi anlıyorsunuz değil mi çocuklar? Ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi millet? Büyük hediye yani. "Büyük hediye" dediğimde ne demek istediğimi anladınız değil mi? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Yeah, we got it. Evet, anladık. Anladık. Evet, anladık. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
And we got it. Anladık. Anladık yani. Harbi harbi anladık. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I'm not even from here and I got it. Buralı olmadığım halde ben bile anladım. Buralı olmamama rağmen ben bile anladım. Buralı olmamama rağmen ben bile anladım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Eric. Donna's on the porch. Eric. Donna dışarıda. Eric. Donna verandada. Eric. Donna verandada. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
He's getting the big gift! Büyük hediyeyi alıyor! Büyük hediyeyi kapıyor! Büyük hediyeyi alacak! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
A sand candle. This is very cool. It's nothing. Bir mum. Bu harika. Önemli birşey değil. Bir mum. Çok hoş. Önemli bir şey değil. Kokulu mum. Çok güzel. Önemli bir şey değil. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Are you okay? I'm fine. Yeah. Sen iyi misin? Evet iyiyim. İyi misin sen? Yok bir şeyim ya. İyi misin sen? İyiyim. Evet. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
'Cause you had a look like you might be sick or something. 'Hasaymışşın gibi bakıyordun da. Hasta falan gibi görünüyordun da. Sanki hastaymışsın gibi gözüküyorsun da. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I am just being completely stupid. Sadece aptallık ediyordum. Salaklık ediyordum işte. Tam bir aptal gibi davrandım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
That's my job. O benim işim. O benim işim ama. Aptallık benim göbek adım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I was worried about the gift. Why? This is a very cool gift. Hediye için endişeleniyordum. Neden? Bu harika bir hediye. Hediyen için endişeleniyordum. Neden ki? Çok hoş bir hediye. Hediye konusunda tedirgindim. Neden ki? Gayet hoş bir hediye. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I'd light it if I had matches. Here. Kibritim olsaydım onu yakardım. İşte. Kibritim olsa yakardım. Al. Kibritim olsa yakardım da. Al. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You thought of everything. Herşeyi düşün müssün. Her şeyi düşünmüşsün. Her şeyi düşünmüşsün. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Happy birthday. Mutlu yıllar. Şey, mutlu yıllar. Mutlu yıllar. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Look at this. Şuna bir bak. Şuna da bak yahu. Şuna da bakın. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
We never thought to put a candle out here. Ben buraya mum koymayı hiç bir zaman düşünmemiştim. Buraya mum koymak hiç aklımıza gelmemişti. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 159086
  • 159087
  • 159088
  • 159089
  • 159090
  • 159091
  • 159092
  • 159093
  • 159094
  • 159095
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim