Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1618
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You know that. | Bunu biliyorsun. | A Most Wanted Man-1 | 2014 |  |
| When we first met, | İlk tanıştığımızda... İlk tanıştığımızda,... | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| you remember what we talked about? | ...ne konuştuğumuzu hatırlıyor musun? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You remember that? | Hatırlıyor musun? Hatırlıyor musun? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Family, the future. | Aile, istikbal. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Most of us don't get to choose, but you did. | Çoğumuz seçme olasılığı yok, ama senin vardı. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You made the right choice. | Doğru seçimi yaptın. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| It's not easy. | Kolay değil. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| But there's no going back, | Ama bizim için geri dönme söz konusu değil. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| We can't undo what's done. | Yapılanı geri alamayız. Olanları geri alamayız. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You're my ears, Jamal, and my eyes. I need you. | Seni benim gözüm ve kulağımsın, Jamal. Sana ihtiyacım var. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You're important to me. | Benim için önemlisin. Benim için önemlisin. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Hello? Tom my? | Alo? Tommy? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You need to give Issa Karpov what he wants. | lssa Karpov'a istediği şeyi vermen gerekiyor. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Miss Richter? | Bayan Richter? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Can we talk? | Konuşabiliriz miyiz? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Perhaps we could go for a tea? | Çay içmeye gideriz belki? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I've reconsidered your client's position. | Müşterinizin durumunu tekrar düşündüm. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| My bank is prepared to honor his claim. | Bankam onun talebini kabul edebilir. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Why have you changed your mind? | Neden fikrinizi değiştirdiniz? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Perhaps you convinced me. | Beni ikna etmiş olabilirsiniz. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I thought you'd be pleased. | Sevineceğinizi sanmıştım. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I'll be in touch. | Sizi ararım. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Annabel? | Annabel? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| We should take care. | Dikkatli olmalıyız. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| All of us. | Hepimiz. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| It is our religious obligation to give. | Vermek bizim dini yükümlülüğümüz. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| This is the holy practice of Zakat, one of the five pillars of Islam. | İslam'ın beş şartlarından birinin, Zekat'ın mübarek uygulamasıdır bu. Bu İslamın beş şartından biri olan kutsal Zekât pratiğidir. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Through our adherence to this practice of charity, | Bu hayır işini yapmaya bağlılığımız sayesinde,... Bu hayır pratiğine olan bağlılığımız ile Tanrı'ya daha çok yaklaşıyoruz. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Günther, the banker called. He did it. | Gunther, bankacı aradı. Dediğini yapmış. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Lssa! Issa! | Issa! lssa! | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Where will you take him? | Onu nereye götüreceksiniz? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| It's better if you don't know. | Bilmeseniz daha iyi. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| We have to go. | Gitmemiz gerek. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| It's not safe to stay here. For you or for them. | Burada kalman güvenli değil. Hem senin için hem de onlar için. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| There are clothes in here. | Burada kıyafetler var. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| There's also some scissors and a razor. | Makas ve tıraş makinesi de var. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Lssa, they know what you look like. | Issa, nasıl göründüğünü biliyorlar. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Come on, Issa. | Hadi, lssa. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| They're moving. | Gidiyorlar. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Where are we going? | Nereye gidiyoruz? Nereye gidiyoruz? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| My brother Florien has an apartment that's being renovated. | Ağabeyim Florien'in tadilatta olan bir dairesi var. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| He's arranged for them to stop work for a week. | Bir haftalığına işi durdurmalarını söyledi. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Where's the next station? | Sonraki istasyon nerede? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| We get out at the next stop. | Sonraki durakta iniyoruz. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| We have to find another taxi, okay? | Başka bir taksi bulmamız gerekiyor, tamam mı? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You're blocking the street! | Caddeyi kapatıyorsun! | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Hello? | Kim o? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Against the wall! | Duvara yaslan! | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Check the other rooms! | Diğer odalara bak! | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Stop! | Durun! Yatak odası temiz. Durun! | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Bedroom clear. | Yatak odası temiz. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| We're nearly there. | Neredeyse geldik. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I wish to talk to Mr. Brue. | Bay Brue ile konuşmak istiyorum. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I spoke with him earlier tonight. | Bu gece onunla konuştum. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Lssa, he says the bank will honor your claim. | Issa, bankanın, hak talebini kabul edeceğini söyledi. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I do not want the money. | Parayı istemiyorum. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Father's money is bad money. | Babamın parası kirli paradır. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| But without it you have nothing. | Ama onsuz hiçbir şeyin yok. Ama onsuz hiçbir şeyin olmaz. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I have God. | Benim Tanrım var. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I brought you some food. | Sana yemek getirdim. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| There's a sleeping bag and some more clothes. | Uyku tulumu ve birkaç kıyafet daha var. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I'll be back first thing in the morning. | Sabah ilk iş buraya geri geleceğim. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| It is not a prison. | Burası hapishane değil. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| This was the best you could do, huh? | Yapabileceğin en iyisi buydu, öyle mi? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I am a cave dweller. | Ben bir mağara adamıyım. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I'll leave the rooms with a view to you. | Manzaralı odaları sana bırakacağım. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You let Mohr off the leash? | Mohr'u üzerime salacak mısın? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| He doesn't need me to give him a reason to piss you off. | Seni uyuz etmesi için ona bir neden vermeme ihtiyacı yok. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You've lost Karpov, haven't you? | Karpov'u kaybettin, değil mi? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I need the lawyer to move freely. | Avukatın, istediği gibi hareket etmesini istiyorum. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I don't have that kind of influence, Günther. | Öyle bir etkim yok, Gunther. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| We both know you have all the influence you choose to have. | İkimizde olmasını istediğin her etkiye sahip olduğunu biliyoruz. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Look, if you want me to help you on your way, you've got to tell me. | Bak, sana kendi yolunla yardım etmemi istiyorsan, bana söylemen gerekiyor. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Tell me which way you're heading. | Bana hangi yoldan gittiğini söyle. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Last month a cargo ship left Cyprus. | Geçen ay bir kargo gemisi Kıbrıs'tan ayrıldı. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| It was carrying 1,000 tons of donated grain bound for Djibouti. | 1,000 tonluk hibe edilmiş tahılı Cibuti'ye taşıyordu. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| It stopped to re fuel on the south coast of Yemen. | Yakıt ikmali için Yemen'in güney sahilinde durdu. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| When it reached its destination there were 900 tons left. | Gideceği yere vardığında, 900 ton kalmıştı. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| At the same time 100 tons of grain | Bu sırada, 100 tonluk tahıl... Bu sırada 100 tonluk tahıl... | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| mysteriously hit the open market in the Yemen. | ...esrarengiz bir biçimde Yemen'deki açık piyasaya giriş yaptı. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| The money from its sale was used to buy rocket launchers | Satıştan elde edilen para İslamcı militanlara roketatar almak için kullanıldı. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| for Islamist militants. | ...roketatar alınmak üzere kullanıldı. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I think the shipping company is an al Qaeda front. | Sanırım gemi şirketi, El Kaide'nin bir paravan şirketi. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I think that's where the missing funds from Abdullah's charities are going. | Sanırım Abdullah'ı derneklerinden gelen kayıp fonların gittiği yer orası. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| You think, or you know? | Sanıyor musun yoksa biliyor musun? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Come on, Günther. Share. | Hadi, Gunther. Paylaş. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Abdullah's not the bad guy. | Kötü adam, Abdullah değil. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| He's our way to the bad guy. | O bizi kötü adama götürecek bir yol. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| A man supplies money that buys weapons that kills Americans | Bir adam Amerikalıları öldürecek silahların parasını temin ediyor... | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| and you're telling me he's a pal? | ...ve kalkmış bana onun dost olduğunu söylüyorsun? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| So maybe he's not waving the flag of freedom and democracy | Özgürlük ve demokrasi bayrağını sizin istediğiniz gibi... | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| as enthusiastically as you'd like. | ...istekli bir biçimde sallamıyor olabilir. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| But he sees his people... Spare the lecture. | Halkının sonsuza dek Bırak ders vermeyi. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| He sees his people being fucked over from here to eternity. | Halkının sonsuza dek sömürüleceğini görüyor. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| I've heard that before, so... | Daha önce de duydum bunları | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Maybe a little bit of him wants to return the favor, | Bir yanı bunun bedelini ödetmek istiyor olabilir,... | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| but it's that little bit that makes him so valuable. | Ama onu bu kadar değerli kılan da o küçücük parça. Anlamıyor musun? ...ama onu bu kadar değerli yapan şey de bu yanı. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Don't you see? | Anlamıyor musun? | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
| Okay. I understand. But that's not what my people would say. | Tamam. Anladım. Ama bu benimkilerin söyleyeceği şey değil. | A Most Wanted Man-1 | 2014 | |
