Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177924
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
True, then who would take revenge on the girl. | Doğru, yoksa kızın intikamını kim alacak. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
They haven't decided what will happen yet. | Sonrası belli değil, düşünüyorlar. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Fuck them. The cheats. | Siktirsin hepsi. Satılmışlar. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
All they do is make up that shit as they go along. | Ne olacak, taş atıp da kolları mı yoruluyor? Uydur uydur, çek. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Do you get your money? In the end I do. | Paranı veriyorlar mı? Biraz süründürüyorlar ama alıyoruz. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
You can't complain then. | İyi bari. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Thanks. We hadn't been out for ages. | Sağ ol. Çoktandır hiç dışarı çıkmıyorduk. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I'd do anything for you. | Sen ne istersen yaparım. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Sorry, did I wake you up? No, I was up already. | Kusura bakma, uyandırdım mı? Yok, yok, kalkmıştım zaten. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I wanted to say... As you know my father died. | Şey söyleyecektim... Bildiğin gibi peder vefat etti. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Now I'm collecting the rent. Do you owe anything? | Kiralara artık benim baktığımı söyleyecektim. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I moved in three days ago. Thanks. | 3 gün önce rahmetlinin dairesine taşındım. Sağ ol. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Sorry to disturb you. Goodbye. | Tekrar kusura bakma. İyi günler. İyi günler. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I'm married with three children, one at university. | Evliyim, 3 çocuğum var. Biri üniversitede okuyor. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I was a civil servant for 27 years. | 27 yıl devlet görevinde bilfiil çalıştıktan sonra... | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I worked for the Highway Department. I'm retired. | ...Karayollarından emekli oldum. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
For four years I've been acting in films, soap operas... | 4 senedir de filmlerde, dizilerde... | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
...and commercials. In speaking parts. | ...fiilen reklamlarda, diyaloglu, sözlü oyuncu olarak çalışıyorum. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Do you have any dreams you want to come true? | > Hayal kurar mısınız ya da gerçekleşmesini istediğiniz bir hayaliniz var mı? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Why have dreams? We have them and what happens? | Ne hayalimiz olsun ki? Hayal ettik de ne yaptık? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Nothing at all? A house, a fancy car, a summer house maybe? | > Hiçbir şey yok mu? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Tell us about yourself. How? | > Biraz kendinizden bahsedin bize. Nasıl yani? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Where you were born? What you do? | > Nasıl yanisi var mı? Anlatın işte. Nerede doğdunuz, ne iş yaparsınız? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I was born in Mara�. I've done lots ofjobs, all over. | Maraş'ta doğdum. Şimdiye kadar birçok işler yaptım. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Building work, street selling. I've sold casettes, posters. | Çok yerlerde çalıştım. Amelelik, seyyarcılık... | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What do you expect from life? | > Siz ne bekliyorsunuz hayattan? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What do you dream of? | > Ne hayaller kuruyorsunuz? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I dream but... Yes? | Hayal kurmasına kurarım ama... > Ee? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
But dreams are a waste of time. | Ama bir şey yok. Hayalle yaşayanın hesabı. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Like how? You dream but nothing happens. | > Nasıl yani? Kuruyorsun ama bir şey olmuyor. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
It's no good for you. Makes you feel bad. | İyi yapmıyor. Kötü yapıyor. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What dou you dream of most? | > Peki en çok neyin hayalini kurarsın? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I'm from Adana. I'm 21. I'm a student in �stanbul. | Adanalıyım. 21 yaşındayım. Öğrenciyim İstanbul'da. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What are you studying? | > Ne okuyorsun? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Business studies. But that's not what I really want. | İşletme. Ama esas, esas amacım tam olarak bu değil. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What do you want? | > Ne peki? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
To be an actor and director. | Oyuncu ve yönetmen olmak istiyorum. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Actor and director? Yes. | > Oyuncu ve yönetmen? Evet. Oyuncu olmak. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Why? | > Neden? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I've got some ideas on life and society. | Çünkü topluma ve hayata dair bazı düşüncelerim var benim. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Like Y�Imaz G�ney. | Yılmaz Güney gibi. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Like Y�Imaz G�ney? Yes. | > Yılmaz Güney mi? Yılmaz Güney. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Do you believe in that? Yes I do. | > Peki buna inanıyor musun? İnanıyorum. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Y�Imaz G�ney was 21 like me when he came to �stanbul. | Ayrıca, Yılmaz Güney de İstanbul'a geldiğinde 21 yaşındaydı. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Mehmet The Conquerer was 21 when he conquered �stanbul. | Hatırlarsınız, Fatih'te İstanbul'u 21 yaşında fethetmişti. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
My name is �sa Demirci. | İsmim İsa Demirci. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I'm from �ank�r�. I'm the oldest of four brothers. | Ben Çankırılıyım. 4 kardeşin en büyüğüyüm. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I came to �stanbul after my military service. | İstanbul'a askerden sonra geldim. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
An army friend was the reason I came. | Daha doğrusu bir arkadaşım sebep oldu İstanbul'a gelmeme. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Like most people, I have done lots of differentjobs. | Ben de birçok insan gibi değişik işlerde çalıştım. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What are your expectations? | > Sizin beklentileriniz? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I haven't really got big expectations. | Benim hayattan büyük bir beklentim yok. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Maybe in time have a family, and be useful for my country. | Belki zaman içerisinde bir yuva kurmak, memleketine yararlı bir insan olmak. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Your biggest dream? | > Peki en büyük hayaliniz? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Why do you want that? I don't know. | > Peki neden istiyorsun bunu? Bilmem. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I think it'd be good. | Ama başrol oynarsam, iyi olacakmış gibi geliyor. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What role would you like? | > Hangi rolü oynamak isterdin? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I'd like to play someone who succeeds despite all the pain. | Ama acılara rağmen başaran bir insanı oynamak isterim. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Someone honest and good. | Namuslu ve iyi bir insanı. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Maybe like �brahim abi. | İbrahim abi gibi mesela. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Do you believe you could act a role like that well? | > Peki böyle bir rol verilse başarabileceğine inanıyor musun? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Woman, are you deaf? I didn't hear you. | Sağır mısın ulan sen? Duymadım. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
You fucking bitch. I've been working my guts out for you. | < Senin amına koyacağım orospu. Senin yüzünden aylardır gurbette sürünüyorum. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Did you bring us a penny or a loaf of bread? | < Beş kuruş para mı getirdin? İki dilim ekmek mi getirdin? He! | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
You greedy bitch. Didn't you get money from him to live on? | < Gözüne, dizine dursun aç köpek. [DEDİKLERİ ANLAŞILMAZ] | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I did. Shall I tell you how I got it? | > Aldım, aldım. Nasıl aldığımı da anlatayım mı? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What do you mean? You know exactly what I mean. | > Ne demek istiyorsun lan sen? He! > Anlamamazlıktan gelme lan. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Bastard. You know all about it. | > Biliyorsun ulan, biliyorsun. Her şeyi biliyorsun. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
You turned a blind eye to everything. You sold me. | [DEDİKLERİ ANLAŞILMAZ] [EŞYALARIN YERLERE DÜŞME SESİ] | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Stop, stop. Oh God, stop you rotten bastard. | [BAĞRIŞLAR][KAVGA SESLERİ] [ÇIĞLIK SESİ] | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What's going on Meryem? | Ne oluyor Meryem? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Meryem, open the door. | Meryem, aç kapıyı. Açsana. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Meryem. Please tell me, what's going on? | Meryem, söyle ne olur. Ne olduğunu anlat bana. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Don't interfere. It's between husband and wife. | Sen karışma. Karı koca arasında bu. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Meryem open the door. Let's talk. Let's do something. | Meryem, aç kapıyı. Konuşalım. Bir şeyler yapalım. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I love you. Please open the door, Meryem. Open the door. | Seni seviyorum. Ne olur aç kapıyı. Aç kapıyı Meryem. Meryem, aç kapıyı. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
You'll get me into trouble. Go away. | > Başımı iyice belaya sokacaksın. Git haydi. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
How's things with you? Fine, thanks. | Ne haber? İyidir, sağ ol. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I saw you in �brahim's soap opera the other day. | Geçen gün İbrahim'in dizisinde gördüm seni. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Once in a while I'm in it. At first I didn't recognise you. | Arada bir çıkıyoruz işte. Önce tanıyamadım, sonra baktım sen. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Good, good. You're not bad. Thanks. | İyi, iyi. Fena oynamıyorsun. Sağ ol. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I go to the carpenter. I rush around. | Siparişlere bakmaya, mobilyacıya gidiyorum. Koşturup duruyoruz işte. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
I go down here. To the set? | Ben buradan ayrılıyorum. Çekime mi? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Yes, the bus is about to leave. Good luck. | Evet, servis arabası kalkmak üzere. Peki, haydi kolay gelsin. Sağ ol, sana da. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
�brahim is here, sir. | İbrahim geldi, efendim. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
What are you waiting for, bring him in. | > Al içeri, ne duruyorsun. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Who do I see? �brahim, son. You fine fellow. | Vay, vay, vay! Kimler gelmiş? Oğlum, İbrahim'im, aslanım. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Let me take a look at you. I've got so much to tell you. | Dur sana doya doya bir bakayım. Gel şöyle, sana anlatacak çok şeyim var. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
When you were in hospital all hell broke loose. | > Sen hastanedeyken kıyametler koptu. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
When you hear the sales figures you won't believe it. | > Satışları bir duysan, aklını şaşırırsın. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
All the channels are in line for soaps, talk shows. | > Bütün kanallar sıraya geçti. Dizi isteyenler, talk show isteyenler... | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
And two big commercials. | > İki tane de çok büyük reklam filmi var. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Brother, could you lend a hand? Alright. | Kardeş, yorgun değilsen şuna bir el atsana. Tamam. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Let's rest a bit first. Then we'll sort it out. | Azıcık bir dinlenelim, sonra hallederiz. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Would you like some water? Yes please. | Su içer misiniz? İyi olur. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
No thanks. You drink it. | Yok, sağ ol. Sen iç. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
More? No thanks. | > İster misin? Yok, sağ ol. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
How did the filming go today? Not bad. | > Nasıl geçti çekimler? Nasıl olsun, iyi. | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
This room is finished. Shall I go on to the sitting room? | Serdar Bey, bu taraf bitti. Salona başlayayım mı? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |
Is that part cleaned well? | İyi temizledin mi o taraf? | Ucuncu sayfa-1 | 1999 | ![]() |