Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179444
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
but who she was, or what she was like, I never knew. | ama o her kimse yada neye benziyorsa, hiç bilemedim. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
How did you make the acquaintance of my daughter? | Kızımla tanışman nasıl oldu? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
I never met your daughter, sir. | Kızınızla hiç tanışmadım efendim. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
I know nothing of girls. I swear I've never known one. | Kızınız hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Yemin ederim ki hiç bir bilgim yok. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Why did she name you, then? | Peki o zaman adını nereden biliyorsun? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Only God knows why. | Nedenini sadece Tanrı bilir. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
The rich people fancy things that don't make sense even to a scholar. | Zengin insanlar, bir bilginin bile anlamadığı şeyleri hayal eder. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
As the saying goes: When masters fall out, their men get the clout. | Şöyle devam ediyor: Hocalar kavga ederlerse, yumrukları öğrencileri yer. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
You're not lying, are you, philosopher? | Yalan söylemiyorsun değil mi filozof? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
God strike me dead if I'm lying. | Yalan söylüyorsam, iki gözüm önüme aksın. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
If she had lived a minute longer, I would have known everything. | Bir dakika fazla yaşasaydı, her şeyi bilecektim. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
"Let no one say prayers for me, father, | "Kimse benim için dua etmesin baba, | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
but send men at once to Kiev Seminary | ama, bir an önce Kiev Papaz Okulu'na adamlarını gönder ve | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
and tell them to bring here seminarian Khoma Brutus. | papaz öğrencisi Khoma Brutus'ü buraya getirmelerini söyle. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
And let him pray for three nights for the salvation of my soul. | Ve onun üç gece, kurtuluşum için dua etmesine izin ver. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
He knows." | O bilir." | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
And what he knows, that I hadn't time to hear. | Ve ne biliyorsa, artık duymanın zamanı geçti. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Have you been known for your chaste life? | Erdemli bir hayatın oldu mu? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Could she hear about you from someone? | O seni birisinden duymuş olabilir mi? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Me? Chaste life? For heaven's sake, sir! | Birisinden? Tabii olabilir. Ben ve erdemli hayat? Tanrı aşkına efendim! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
I visited a baker's wife on Maundy Thursday. | Paskalya öncesi perşembe, fırıncının karısıyla beraberdim. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Nonetheless, she named you, that's all that counts. | Yine de hep senin adını söyledi. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
As of tonight, you will start reciting the prayers for her soul. | Bu gece, ruhu için duaları ezberden okumaya başlayacaksın. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Yes, but certainly you want to do the best thing... | Evet, ama hakikaten en iyi şeyi yapmak istiyorsunuz... | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Of course, anyone versed in the Scriptures could do it... | Şüphesiz, kutsal kitabı bilen herkes bunu yapabilir. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
But the best thing would be to have a deacon, or even a sub deacon. | ancak en iyisi, bunun papaz yardımcısı yada onun ayarında bir papaz tarafından yapılması. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
They are well trained and will do what's necessary. | Onlar iyi eğitimliler ve ne yapılması gerektiğini bilirler. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
I haven't got a suitable voice. Also, I don't have a good appearance. | Benim, uygun bir sesim yok. Hatta, iyi bir görünüşüm bile yok. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
I'll do as my dear child had wanted it. | Sevgili çocuğumun istediği gibi yapacağım. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
I don't care what it may cost. | Gerisini önemsemiyorum. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
You will start your vigil tonight, | Gece ibadetine başlayacaksın, | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
and recite the prayers for three nights, | ve dualarını ezberden sesli okuyacaksın, | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
and I shall reward you handsomely for it. Otherwise... | ve bunun için seni cömertçe ödüllendireğim, yoksa... | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
How could our dear mistress abandon us? | Sevgili hanımımız, bizi terk edebildin? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Oh, dear child, tell us what made you leave us? | Oh, sevgili yavrum, söyle nasıl bıraktın bizi? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Come back! Come back, beloved! | Geri dön! Geri dön canımın içi! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
May God the Father have mercy on her soul | Tanrı Baba ruhuna merhamet et. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
May God the Son have mercy on her soul. | Tanrı Oğul ruhuna merhamet et. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
May God the Holy Ghost have mercy on her soul. | Tanrı Kutsal ruh ruhuna merhamet et. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Give the philosopher his dinner. Then bring him back to the church. | Filozofa yemeğini verin. Sonra onu kiliseye götürün. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Tell them how the witch cast a spell on the huntsman. | Söyle onlara, cadı avcıyı nasıl büyüledi. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
It's a shame, brother philosopher, that you didn't know Mikitka. | Bu bir utanç, filozof kardeş, Mikitka'yı bilmiyorsun. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Even his dogs adored him. | Köpekleri bile ona tapardı. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
He was a fine huntsman. | Çok iyi bir avcıydı. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Only recently he had the misfortune to fall for the young mistress. | Son günlerde, talihsizce genç hanıma abayı yaktı. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Either he fell in love with her... Or she bewitched him... | Ya ona aşık oldu... Ya da ona büyü yapıldı... | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
No one knows for sure. But the man was lost. | Kimse kesin bir şey bilmiyor. Ama adam mahvoldu. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
One day the girl appeared in the stable and said: | Bir gün kız, ahırda ortaya çıktı ve dedi ki: | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
"Mikitka, let me put my foot on you to help me onto the horse." | "Mikitka, elini uzat da ata binmeme yardım et." | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
The poor man was so overjoyed, he said: | Zavallı adam çok sevinçliydi, dedi ki: | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
"I'd rather you yourself climbed onto my back." | "İyisi mi sırtımın üzerinden bin." | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
And the fool took her onto his back, and went galloping away! | Ve budala onu sırtıyla ata bindirdi ve o da dötnala uzaklaştı. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
It's time we take the philosopher to where the corpse is lying. | Cesedin nerede yattığını filozofa göstermemizin zamanı geldi. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
We'll leave you now. | Şimdi sizden ayrılacağız. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Just pray in earnest. The best of luck to you. | Sadece ciddi bir şekilde dua edin. Şansların en iyisi sizinle olsun. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Forgive us, but we must lock you up in. By order of the master. | Bizi affedin ama, sizi kilitlemeliyiz. Efendimizin emri bu. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
That's all right. It's no more than three nights of work. | Sorun değil. Üç geceden fazla çalışma yok zaten. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
And then the master will fill both of my pockets with gold. | Ve sonrasında efendiniz, ceplerimin ikisini de altınla dolduracak. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
She won't rise up out of her coffin. Even corpses fear the word of God. | O, tabutunun dışına çıkmayacak. Hatta cesetler, Tanrı kelimesinden korkar. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Am I right? Absolutely. You better stay there. | İyi miyim? Kesinlikle. İyisi mi orada kal. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Don't you know that a Cossack doesn't fear anything? | Kazakların hiçbir şeyden korkmadığını bilmiyor musun? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
There's no way for anyone to come in. | İçeriye kimsenin girmesinin yolu yok. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
And from corpses, I have prayers to protect me. | Ve cesetlerden, kendimi korumak için dualarım var. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
As soon as I speak the holy words, no demon can possibly harm me. | Kutsal kelimeleri söyler söylemez, kötü ruhların zarar vermesi mümkün değil... | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
They'll never touch me! | Asla bana dokunamazlar. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
What am I scared of? I just had too much to drink. | Neyden ödüm kopar? Çok fazla içki içmekten. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Ah, candles... That's good. | Ah, şamdanlar...Bu iyi. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Lots of candles... to chase away... | Bir sürü şamdan... | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
the gloom from the church... and light it up. | kiliseden karanlığı kovmak... ve ışığı yükseltmek. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
It's nothing, only three nights. | Bu hiçbir şey, sadece üç gece. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
The church should be full of light. Cheerful and bright. | Kilise tamamiyle ışıklanmalı. Mutluluk verici ve parlak olmalı. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
She won't touch me now, will she! | Artık bana dokunamayacak! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Ow! Oh, Satan! May God forgive me, poor sinner. | Oh, şeytan! Tanrım beni kötü günahlardan bağışla. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Lots of light, now. | Bir sürü ışık, şimdi. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Well, let's begin. | Pekala, başlayalım. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Blessed are... O Lord... | Kutsa... Tanrım.... | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Blessed are they that fear the Almighty. | Sınırsız gücünden korkanları kutsa. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
And they that live according to Thy Word. | Ve sözlerine göre yaşayanları... | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
I wish it were not prohibited to smoke in the House of God. | Tanrının evinde sigara içmenin yasaklanmamasını isterdim. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
They that honor Thy commandments, walk in the path of righteousness. | Onlar ki Senin emirlerinle şereflendirenler, doğruluk yolundan içeri girer. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
They that praise Thee in the hope of eternal... | Onlar ki sonsuzluğun umuduyla sana şükrederler. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
What's wrong with some snuff? | Biraz burna çekmenin ne zararı var ki? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
A good sniff, to clear the brain. | İyi bir çekiş, beyni açar. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Merciful Father! Thou art my strength... | Merhametli Baba! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
She's a witch! A witch come to haunt me! | O bir cadı! Cadı bana dadanmaya geldi! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Sacred circle, save me! Sacred circle, protect me! | Kutsal çember, koru beni! Kutsal çember, himayene al beni! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Away, Satan! Away! | Uzak dur, şeytan! Uzak dur! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Blessed are they that fear the Almighty... | Sınırsız gücünden korkanları kutsa. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Away! Away with you! | Uzaklaş! Defol! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
God in Heaven, I call on Thee for help... | Cennetteki Tanrım, yardıma çağıyorum Seni! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
There's the philosopher! He's finished. | Bu filozof! Bitirmiş. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
It's a lovely place to live! | Yaşamak için çok güzel bir yer! | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
You could fish all day in that river. | Nehirden her gün balık yakalanabilir. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
I'm not going inside. I'll sleep right here. | İçeri girmeyeceğim. Burada uyuyacağım. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
It's not allowed, philosopher. I have my orders. | Kabul edemem, filozof. Bir emir aldım. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Have you got some borsch for us? We have, you old devil. | Bizim için de pancar çorbanız var mı? Var, ihtiyar şeytan. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
How does it taste? Ask the philosopher. | Tadı nasıl? Filozofa sor. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Well? What did go on? | Eee? Nasıl geçti? | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
Nothing much. Just some noises. | Fazla bir şey yok. Sadece birkaç ses. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |
A Cossack doesn't fear anything in this world. | Bir Kazak dünya üzerindeki hiçbir şeyden korkmaz. | Vijeta-1 | 1982 | ![]() |