Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1797
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| What was that? He wanted to forget the past. | Ne dedi? Geçmişini unutmak istiyor. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| So do you, Gladys! You said so in your letter. | Sen de öyle, Gladys! Mektubunda öyle yazmıştın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Right! You were no saint either. | Haklısın! Sende aziz değilsin. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Just forget it. He never asked about your past. It's nothing. | Unut gitsin. O sana geçmişini hiç sormadı. Hiç bir şeyi. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| The lady wants to gaze at the cake she never had. | Kadın hiç elde edemediği pastaya dışarıdan bakıyor sadece. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Just ask him to stay away from her... | Sadece ondan o kadından uzak durmasını iste... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| and ensure everything's settled. | ...ve her şeyin düzeldiğini göreceksin. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| What am I getting mixed up in? | Ben niye karışıyorum ki? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Can I have a hug? | Sarılabilir miyim? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I like this! Yes! | Bu hoşuma gitti! Evet! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Gladys realizes what i t means to have been chosen by a man | Gladys bir erkek tarafından seçilmenin ne demek olduğunu anlar | A Silent Love-1 | 2004 | |
| with education and good taste, like you. | eğitimli ve zevkli, senin gibi. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You chose my Gladys from her picture. | Sen benim Gladys'imi resminden seçtin. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| And you know she's a sweet woman with a good heart, but... | Ve biliyorsun ki o iyi kalpli hoş biri, ancak... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| so many changes so suddenly have made her a difficult woman. | ...olan bir çok değişiklik onu biraz zor biri yaptı. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I don't think she's difficult. | Onun zor biri olduğunu düşünmüyorum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Why deny it, Norman? | Neden inkar ediyorsun, Norman? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I'm a difficult man too! | Ben de zor bir adamım! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Some day you'll love her very much, but... | Bir gün onu çok seveceksin, ama... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| couldn't you share more of your life with her? | Hayatının daha fazla kısmını onunla paylaşamaz mısın? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| These three are fine here. | Bu üçü burada iyi durdu. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You like it? | Hoşlandın mı? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I feel great pleasure with her. | Onunla çok mutluyum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| She's asking how he chose me among all the women on Internet. | İnternette onca kadın arasında beni nasıl seçti diye soruyor. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Your name's Molly? | Adın Molly'mi? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I understand Molly's concerns. | Molly'nin endişelerini anlıyorum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| It's just a joke, Norman. | Bu sadece bir şaka, Norman. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Gladys doesn't talk about her brother. | Gladys erkek kardeşi hakkında konuşmaz. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Severino insulted her and said she was a hypocrite. | Severino onun onurunu kırdı ve ona iki yüzlü dedi. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Sometimes he can be very cruel. | Bazen çok zalim olabiliyor. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He said she'd marry a Canadian, come here, then leave him. | Onun bir Kanadalı ile evleneceğini ve buraya... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Imagine! | Düşünsene! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| My son suffered a lot: Alcohol, bad luck. | Oğlum çok acı çekti: Alkol ve kötü şans. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He lives in a border town, El Paso. | Bir sınır kasabası olan El Paso'da yaşıyor. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| This is my husband, may he rest in peace. | Bu benim kocam, huzur içinde yatsın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Gladys likes this photo. I brought it for her. | Gladys bu fotoğrafı sever. Bunu onun için getirdim. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You were very happy! | Çok mutluydun! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He killed himself 15 years ago. He was a travelling salesman. | 15 yıl önce intihar etti. Seyahat eden bir satıcıydı. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| My father was elegant. | Babam kibar bir insandı. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He worked in a bank, | Bir bankada çalışırdı, | A Silent Love-1 | 2004 | |
| counting money, 42 years. | para sayarak 42 yıl. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| The gift... from my father for my mother. | Babamdan anneme hediye. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Please! No! | Lütfen! Hayır! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You should give Gladys gifts, not me. | Gladys'e hediye vermelisin bana değil. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| For the cold! It's coming soon. | Soğuk hava için! Yakında soğuklar başlayacak. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Thank you, but I want to go back to Mexico, | Teşekkürler, Norman. Fakat Meksika'ya, | A Silent Love-1 | 2004 | |
| to my house, | evime, işime... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| to my job. | ...geri dönmek istiyorum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| But you're alone there. | Ama orada yalnızsın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Fernanda... | Fernanda... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Answer it! | Cevap ver, Norman! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| One moment! | Bir dakika! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| How are you, son? | Nasılsın, oğlum? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Denver? | Denver'mı? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Where's Denver? What are you doing there? | Denver nerede? Orada ne yapıyorsun? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Why didn't you take a warmer jacket? | Neden daha kalın bir ceket almadın? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Everything's so far. | Her şey buraya kadarmış. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Hello! Anyone home? | Merhaba! Evde kimse yok mu? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| We're here, looking at Norman's relics. | Buradayız, Norman'nın hatıralarına bakıyoruz. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Severino finally called. Where were you? | Severino sonunda aradı. Sen neredeydin? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He probably wanted Shut up! | İstediği belki de... Kes sesini! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Know what he's accusing me of? I don't care. | Beni neyle suçluyor biliyor musun? Umurumda değil. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Was Severino in another fight? No. | Severino başka bir belaya mı bulaşmış? Hayır. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He was coming to Montreal and he ran out of money in Denver. | Montreal'e geliyordu ve Denver'da parası bitti. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Forgive me, Mom. I don't know what I did, but I'm sorry. | Bağışla beni,anne. Ne yaptığımı bilmiyorum ama üzgünüm. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You'll never be a couple if I stay. | Ben burada kalırsam siz asla bir çift olamayacaksınız. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Did Severino say that? | Bunu Severino'mu söyledi? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I may be useless here, but I can still think. | Burada bir işe yaramıyorum ama hala düşünebiliyorum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Okay. Tell Severino he can visit whenever he wants. | Tamam. Severino'ya söyle ne zaman isterse ziyaret edebilir. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He knows the way. Forget about him! | Yolu biliyor. Boş ver onu! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Concentrate on saving your marriage. | Evliliğini kurtarmaya odaklan. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Can I speak? | Konuşabilir miyim? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Men may fall, but we women sink to the very bottom. | Erkekler düşebilir, ancak kadınlar tam dibe batar. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| They must really miss you at work. | İş yerindekiler seni özlemiş olmalılar. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Don't argue, please! | Lütfen, tartışma! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You must believe you'll come to love Norman. | Norman'a aşık olacağına inanmalısın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He's a good man. He'll never hurt you. | O iyi bir adam. Seni asla incitmez. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Don't get angry, please! | Lütfen, kızma! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I'm tired of chasing him like a village bride. | Taşralı gelin gibi peşinde koşmaktan yoruldum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| We are all sad... | Hepimiz üzgünüz... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| because Fernanda's going back to her country. | ...çünkü Fernanda ülkesine geri dönüyor. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Chasing him? You're never home. | Onun peşinde koşmak mı? Evde yoksun ki. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Home or not, he's out of reach. | Evde ya da değil. Ona hiç ulaşamıyorum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| That's no excuse, damn it! | Kahretsin. Bu mazeret değil! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I'm lonelier with him than when I'm alone. | Onunlayken, yalnız olduğum zamanlardan daha yalnızım. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You don't know what you're saying. | Ne söylediğinin farkında değilsin. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| That's the most selfish thing you've said. | Söylediğin çok bencilce. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| And what's so wrong with her friend marrying your friend? | Onun arkadaşının senin arkadaşınla evlenmemesinin sebebi neydi? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I don't know. Why not? | Bilmiyorum. Neden olmasın? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| My friend... | Arkadaşım... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| is not like me! | ...benim gibi değil! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| How are you? Fine, and you? | Nasılsın? İyi, ya sen? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Fine. I'm fine, thanks. | İyi. İyiyim teşekkürler. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| We have been so sad since... | uzun zamandır Mutsuzuz... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| A small aquarium?! Can't it hold more? | Küçük bir akvaryum mu?! Daha fazla alamaz mı? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Is anyone as insolent as you? Remember... | Senin kadar kimse kaba olamaz? Unutma... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| this restaurant is my father's investment. | ...bu restoran babamın yatırımı. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You forget him. | Onu unutan sensin. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| What? If not for him, | Ne? Ona kalsa, | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I would've been | Çin'de bir deniz... | A Silent Love-1 | 2004 |