Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1798
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| a marine biologist in China! | ...biyologu olabilirdim! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Now, it's even worse: Besides working for him... | Şimdiyse, daha kötüsü: Ona çalışmanın yanı sıra... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Remember the night we watched films at home? | Evde filmleri izlediğimiz geceyi hatırla? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I didn't see films. | Ben filmleri görmedim. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I saw you. | Seni gördüm. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Uncle, | Amca, | A Silent Love-1 | 2004 | |
| my boyfriend needs a job. | erkek arkadaşımın bir işe ihtiyacı var. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Joyce. How could I have thought they were through. What a fool. | Tabi ya Joyce. Onunla olduğunu nasıl düşünemedim. Ne aptallık. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Hi, Gladys! Where are you? | Selam, Gladys! Neredesin? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Nice surprise! Just when I need you most! | Ne hoş sürpriz! Tam da sana en ihtiyacım olan zamanda! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Leave my bags. I put them there. Don't wreck the volcano. | Çantalarımı bırak. Onları oraya ben koyarım. Volkana zarar verme. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Are you possessed? Sit, take off your coat. | İyi misin? Otursana, paltonu çıkart. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Sometimes he drinks too much. | Bazen çok fazla içiyor. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| They suspended his licence for 2 years. | İki yıllığına ehliyetini dondurdular. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He was suspended twice at work for the same reason. | Aynı sebepten iki defa işine ara verdiler. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He says it's under control, but I always see him with a drink. | Hep kontrol altında olduğunu söylüyor ama ben onu hep içerken görüyorum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Too bad, because you're here. | Çok kötü, çünkü sen buradasın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I was going to tell you but... | Sana söyleyecektim ama... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Anita, I think we should go. | Anita, sanırım gitmeliyiz. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He likes drinking. | İçmekten hoşlanıyor. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| So? It's not like I'm from a family of teetotallers. | Öyle mi? Benim gibi sarhoşların olduğu bir aileden değil. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| We already talked on the phone. | Zaten telefonda görüştük. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Imagine... with his sweet voice, he invited me. | Düşünsene...o tatlı sesiyle, beni davet etti. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| So now I'm inviting you! | Şimdiyse seni davet ediyor! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| he told me... | ...bana dedi ki... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| ...marry me. | ..."Evlen benimle". | A Silent Love-1 | 2004 | |
| No, marriage would be a serious mistake! | Hayır. Evlilik ciddi bir hata olurdu! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Getting married? When? How? Why? | Evlenmek mi? Ne zaman? Nasıl? Neden? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Calm down! I want to help you. | Sakin ol! Sana yardım etmek istiyorum. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| By attacking André? | André'ye saldırarak mı? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Just look at him. Sweet as pudding. | Yalnızca ona bak. Puding kadar tatlı. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Sure. A little fresh paint, a few plants here and there. | Tabi ki. Yeni boya, oraya bura biraz çiçek. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He bought you a nice chair. So what? Please... | Sana güzel koltuk aldı. Ne olmuş? Lütfen... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He's an isolated loner. Look! This is his life! | O izole edilmiş bir yalnız. Bak! Bu benim hayatım! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Making models of landforms! | Yer şekilleri maketleri! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Don't worry about it! I'm the one in charge now. | Onu dert etme! Her şey benim kontrolümde. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| He'll make models if I want him to. | Eğer ben istersem maket yapacak. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| If not, he won't make so many, and that's it! | İstemezsem yapmayacak, bu kadar! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Look. I remember, you used to like these. | Bak. Hatırlıyorum, bunlardan hoşlanırdın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You're returning her? | Ona dönüyor musun? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| She'll grow up. She misses me but that's normal | Büyüyecek. Beni özler ancak bu normal... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| It's me, Fernanda. | Bu benim, Fernanda. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I didn't see films. | Ben filmleri izlemedim. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I saw you. | Ben seni izledim. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I saw you breathe Enough! Please. | Nefes alırken gördüm Yeter! Lütfen. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| That night, I knew it... | O gece, biliyordum... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| beautiful. | ...güzelsin. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Gladys is more beautiful than you realize. Go back to her. | Gladys senin sandığından daha güzel. Ona geri dön. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You're sacrificing your happiness. | Kendi mutluluğunu feda ediyorsun. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| She left home to be with you. | Seninle olmak için evinden ayrıldı. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Try to be happy with her. | Onunla mutlu olmaya çalış. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You are strong. | Sen güçlüsün. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| But you feel old and abandoned now. | Fakat şimdi kendini yaşlı ve terk edilmiş hissediyorsun. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| So did Gladys, before your letters. | Senin mektuplarından önce, Gladys'da öyle hissediyordu. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I never shall abandon you. | Seni asla yalnız bırakmayacağım. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You left my daughter. | Sen kızımı bıraktın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| I never felt love until now. | Şu ana kadar aşkı hiç hissetmemiştim. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You're confused. | Benim kafam karışık. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Me too! | Benim de! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| But... you love me? | Ancak... beni seviyor musun? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Don't humiliate me further. | Beni daha fazla utandırma. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Be the man I learned to respect and admire. | Saygı duyduğum ve hayran olduğum erkek olarak kal. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Go back to Gladys. | Gladys'e geri gön. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Poor thing. | Zavallı şey. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Yes, you can. Tell me you love me! | Evet, yaşarsın. Beni sevdiğini söyle! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You came all this way believing I'd say that? | Bunu söyleyeceğime inanarak mı onca yolu geldin? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Then you don't know me. | O halde beni tanımıyorsun. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You need me. | Bana ihtiyacın var. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| That's why I came. | Bu yüzden geldim. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| No, Gladys needs you. | Hayır, Gladys'in sana ihtiyacı var. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You more than she. | Sen ondan daha fazlasın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| A big mistake. | Büyük bir hata. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| "Verily, I say to the widows, | "İşte bu yüzden, dullara derim ki, | A Silent Love-1 | 2004 | |
| if they can't exercise self control, | kendinizi tutamıyorsanız, | A Silent Love-1 | 2004 | |
| they should marry; | evlenmeniz gerek; | A Silent Love-1 | 2004 | |
| it is better to marry than to be aflame with passion." | tutkuyla yanmaktansa, evlenmek daha iyidir." | A Silent Love-1 | 2004 | |
| St. Paul to the Corinthians. | Aziz Paul; Koritanlara. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Chapter 7, verses 8 and 9. | Bölüm 7, satır 8 ve 9. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Stay away from me! | Benden uzak dur! | A Silent Love-1 | 2004 | |
| We won't feel ashamed if we love each other forever. | Birbirimizi sonsuza kadar seversek, utanç içinde olmayacağız. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Forgive me, Fernanda. | Bağışla beni, Fernanda. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Not until you're very far away. | Benden uzaklaşmadıkça olmaz. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Listen, Fernanda. | Dinle, Fernanda. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| They say the trip changed you. | Yolculuğun seni değiştirdiğini söylüyorlar. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| It made you a different woman. | Seni farklı bir kadın yapmış. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Come. Listen. | Gel. Dinle. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| They say you met someone handsome... | Senin yakışıklı, zeki biriyle tanıştığını... | A Silent Love-1 | 2004 | |
| intelligent... and he gave you gifts, | ...söylüyorlar, sana hediyeler vermiş, | A Silent Love-1 | 2004 | |
| and he almost convinced you to stay. | seni neredeyse kalmaya ikna ediyormuş. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| So why didn't I? | Peki neden kalmadım? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| God knows. | Tanrı bilir. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| How's Gladys? | Gladys nasıl? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Growing up. | Büyüyor. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| In love? | Aşık mı? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Some people never fall in love. | Bazıları asla aşık olmazlar. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Can they be happy? | Mutlu olabilirler mi? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| You're right, as always. | Her zaman olduğu gibi haklısın. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Right about what? | Ne hakkında haklı? | A Silent Love-1 | 2004 | |
| could save my father money. | ...babamın parasını koruyabilirdi. | A Silent Love-1 | 2004 | |
| Here it is! | Buyurun! | A Silent Love-1 | 2004 |