Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2014
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Yeah. I just popped down for a while. | Evet. Kısa bir süre için uğradım. | About Time-1 | 2013 | |
| What about the job? | İş ne oldu? | About Time-1 | 2013 | |
| Couple of weeks. | Birkaç hafta. | About Time-1 | 2013 | |
| Horrid. | Korkunç. | About Time-1 | 2013 | |
| Where? Downstairs. | Nerede? Alt katta. | About Time-1 | 2013 | |
| You be gentle. | Nazik ol. | About Time-1 | 2013 | |
| Be gentle! | Nazik ol! | About Time-1 | 2013 | |
| Careful! | Dikkat! | About Time-1 | 2013 | |
| Yeah, nice to see you, too. I'm trying to make a good impression... | Evet, seni görmek de güzel. İyi bir izlenim bırakmaya çalışıyorum. | About Time-1 | 2013 | |
| I've got an important announcement to make. | Önemli bir duyuru yapacağım. | About Time-1 | 2013 | |
| Exciting. | Heyecanlı. | About Time-1 | 2013 | |
| We've decided, after a little bit of thought, to get married. | Biz, biraz düşündükten sonra evlenmeye karar verdik. | About Time-1 | 2013 | |
| That's wonderful news. | Harika bir haber. | About Time-1 | 2013 | |
| Who are you getting married to? | Kimle evleniyorsun? | About Time-1 | 2013 | |
| To Mary. Over there. | Mary'yle. Orada. | About Time-1 | 2013 | |
| Jolly embarrassing if it had been another girl. imagine that. | Başka bir kız olsaydı çok utanç verici olurdu. Düşünsenize. | About Time-1 | 2013 | |
| We're so pleased. | Çok memnun olduk. | About Time-1 | 2013 | |
| No, sorry. Yeah. | Hayır, özür dilerim. | About Time-1 | 2013 | |
| because we're having a baby, too. | çünkü bir de bebeğimiz oluyor. | About Time-1 | 2013 | |
| You're pregnant? | Hamile misin? Evet. | About Time-1 | 2013 | |
| Well, Tim, I hope. | Umarım Tim'dir. | About Time-1 | 2013 | |
| We have to decide tonight. | Bu gece karar vermemiz gerek. | About Time-1 | 2013 | |
| What? Everything. | Neye? Her şeye. | About Time-1 | 2013 | |
| Excellent song. | Harika bir şarkı. Ben de kesin olarak 'hayır' dedim. | About Time-1 | 2013 | |
| So here's the deal. | Şöyle yapalım. | About Time-1 | 2013 | |
| I will take off one item of clothing for every decision you make. | Vereceğin her karar için bir kıyafetimi çıkaracağım. | About Time-1 | 2013 | |
| Okay. You have my attention, young lady. | Tamam. Dikkatimi çektin, küçük hanım. | About Time-1 | 2013 | |
| Right, um, | Tamam... | About Time-1 | 2013 | |
| Home. I'd hate anywhere else. | Evde. Başka bir yeri sevmem. | About Time-1 | 2013 | |
| My God. Good. | Aman Tanrım. Güzel. | About Time-1 | 2013 | |
| That's a lock for Hagrid. | Hagrid için evet. | About Time-1 | 2013 | |
| Best Man? | Sağdıç? Kahretsin. | About Time-1 | 2013 | |
| He's my best friend, but he's a moron. | En iyi arkadaşım ama aptalın teki. Her şeyi mahvedecek. 1 | About Time-1 | 2013 | |
| Rory. Sure? | Rory. Emin misin? 1 | About Time-1 | 2013 | |
| No, Harry. | Hayır, Harry. Harry olur. Hadi şu işi yapalım. 1 | About Time-1 | 2013 | |
| Rory. Sorry. | Rory. Özür dilerim. Ne? Hile yaptın. 1 | About Time-1 | 2013 | |
| Okay, fine. | Tamam, peki. 1 | About Time-1 | 2013 | |
| I am not taking my pants off for Scotland. | İskoçya için külotumu çıkarmıyorum. | About Time-1 | 2013 | |
| I will not. | Çıkarmayacağım. Külotunu çıkar! | About Time-1 | 2013 | |
| Have you planned a break? No. | Tatil planladın mı? Hayır. | About Time-1 | 2013 | |
| No! Is that you??t wasn't me. | Hayır! | About Time-1 | 2013 | |
| ?t's for you. | Senin için. | About Time-1 | 2013 | |
| Here. | Bunu al! | About Time-1 | 2013 | |
| My God! | Aman Tanrım! | About Time-1 | 2013 | |
| Hello, | Merhaba... | About Time-1 | 2013 | |
| I'm Rory. | ben Rory. | About Time-1 | 2013 | |
| When Tim asked me to be his Best Man, I was terrified. | Tim, sağdıcı olmamı istediğinde dehşete kapılmıştım. | About Time-1 | 2013 | |
| So I thought best thing is to find | En iyisi konuşmalar hakkında bir kitap bulmak dedim. İşte burada. | About Time-1 | 2013 | |
| And it says think of really funny anecdotes. | Gerçekten komik anekdotları düşünün, diyor. | About Time-1 | 2013 | |
| And there is a very hilarious story, actually from work. | Aslında iş yerinden çok komik bir hikaye var. | About Time-1 | 2013 | |
| ?t was quite a complicated case based on an issue of | Boşanma sonrası varlıklar mülkiyetinin çapraz amortismanı... | About Time-1 | 2013 | |
| cross amortisation of ownership of | sorununa dayanan oldukça karmaşık bir davaydı. | About Time-1 | 2013 | |
| Let me just explain the context. The Defendant... | Size durumu açıklayayım. Davalı... | About Time-1 | 2013 | |
| When Tim asked me to do his Best Man speech, | Tim, sağdıç konuşmasını yapmamı istediğinde ilk tepkim... | About Time-1 | 2013 | |
| ?'How much are you gonna pay me, you little shit? | 'Bana kaç para vereceksin, küçük pislik? Bedavaya yazmam' demek oldu. | About Time-1 | 2013 | |
| These were the girls available to him at that time. | O dönemde onun için müsait olan kızlar bunlardı. | About Time-1 | 2013 | |
| ?'Hello, girls.?' And this is how far he got with each of them. | 'Merhaba, kızlar.' Bu da her biriyle ne kadar ileri gittiği. | About Time-1 | 2013 | |
| Let me explain the code. 5, blow job. | Size açıklayayım. 5: Oral seks. | About Time-1 | 2013 | |
| 8, full penetrative... and so a toast | 8: Tam penetrasyon... ve kadehlerimizi... | About Time-1 | 2013 | |
| to the man with the worst haircut | salondaki en kötü saç kesimine ama en güzel geline sahip adama kaldıralım. | About Time-1 | 2013 | |
| Ladies and gentlemen, Tim and Mary. | Hanımlar beyler, Tim ve Mary'ye. | About Time-1 | 2013 | |
| Tim and Mary. | Tim ve Mary'ye. | About Time-1 | 2013 | |
| That's us. | Biziz. | About Time-1 | 2013 | |
| I wish I'd said?'l love you.?' | Keşke 'Seni seviyorum' deseydim. | About Time-1 | 2013 | |
| You did, Dad. | Dedin, baba. | About Time-1 | 2013 | |
| ?t was implied. | İma ettin. | About Time-1 | 2013 | |
| I'm not sure?'implied?' is good enough for a wedding day, are you? | 'İma etmek' düğün günü için yeterli mi emin değilim. | About Time-1 | 2013 | |
| No, don't do it, it's fine. | Hayır, bunu yapma. Önemli değil. | About Time-1 | 2013 | |
| I'm so happy with it as it was. You really don't have to. | Bu haliyle çok mutluyum. Gerçekten yapmana gerek yok. | About Time-1 | 2013 | |
| I'll do what I wanna do, young man. | İstediğimi yapacağım, küçük bey. Bana bir dakika izin verir misin? | About Time-1 | 2013 | |
| later on I may tell you about | Sonra size Tim'in bir insan ve bir masa tenisçisi olarak... | About Time-1 | 2013 | |
| Tim's many failings as a man and as a table tennis player. | çok sayıda başarısızlıklarını anlatabilirim. | About Time-1 | 2013 | |
| important first to say the one | önce en önemli şeyi... | About Time-1 | 2013 | |
| big thing, I've only loved | söylemem gerekir. Hayatımda sadece... | About Time-1 | 2013 | |
| three men in my life. | üç erkeği sevdim. | About Time-1 | 2013 | |
| My dad was a frosty bugger so that | Babam soğuk biriydi, yani geriye sadece sevgili Desmond amca... | About Time-1 | 2013 | |
| B. B. King, obviously, and this young man here. | B.B. King ve buradaki genç adam kalıyor. | About Time-1 | 2013 | |
| I'd only give one piece of advice to anyone marrying. | Evlenen herkese tek bir tavsiyem olur. | About Time-1 | 2013 | |
| We're all quite similar in the end. | Sonunda hepimiz çok benzeriz. | About Time-1 | 2013 | |
| We all get old and tell the same tales too many times. | Yaşlanıp aynı hikayeleri çok fazla anlatırız. | About Time-1 | 2013 | |
| But try and marry someone | Ama iyi biriyle... | About Time-1 | 2013 | |
| And this is a kind man | İşte bu da iyi bir kalbe sahip... | About Time-1 | 2013 | |
| with a good heart. | iyi bir adam. | About Time-1 | 2013 | |
| I'm not particularly proud | Hayatımda çok fazla şeyden... | About Time-1 | 2013 | |
| of many things in my life, but I am very proud | gurur duymam ama oğlumun babası olduğum için... | About Time-1 | 2013 | |
| to be the father of my son. | çok gurur duyuyorum. | About Time-1 | 2013 | |
| I'm so sorry to disturb you, but I wonder if I could have your autograph. | Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama imzanı alabilir miyim? | About Time-1 | 2013 | |
| scribble my illegible signature on stupid | eBay'de satmaya çalışıp bir sonraki düğünde daha az çirkin bir şapka takabilmen için... | About Time-1 | 2013 | |
| so that at the next wedding you can wear a less hideous hat. | okunmaz imzamı atmak için değil. | About Time-1 | 2013 | |
| God. People should wear name tags. | Tanrım. İnsanlar isim kartları takmalı. | About Time-1 | 2013 | |
| Aren't they, darling? | Değiller mi, hayatım? | About Time-1 | 2013 | |
| ?t's yummy. Yeah? | Nefis. Öyle mi? | About Time-1 | 2013 | |
| I like the way you say 'yummy.' | 'Nefis' deme biçiminden hoşlandım. | About Time-1 | 2013 | |
| Do you wish we'd picked another less wet day? | Daha az ıslak bir gün seçmiş olmamızı ister miydin? | About Time-1 | 2013 | |
| And so it begins. | Ve işte başlıyor. | About Time-1 | 2013 | |
| Fun! | Eğlenceli! | About Time-1 | 2013 | |
| Posy. | Posy. | About Time-1 | 2013 | |
| You want your daddy. Yes, I know. | Babanı istiyorsun. Evet, biliyorum. | About Time-1 | 2013 | |
| No one can ever prepare you for | Bir çocuğunuz olduğunda olanlara sizi kimse hazırlayamaz. | About Time-1 | 2013 | |
| No one can prepare you for the love and the fear. | Sevgiye ve korkuya sizi kimse hazırlayamaz. | About Time-1 | 2013 |