Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2110
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Oh, not a phone call while I'm riding. | Sürüş sırasında telefonla konuşmuyorum. Tüm yol boyunca görünürde... | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| and not a cell tower in sight. | ...hiç santral yoktu. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Yes, yes. What? What? | Tamam, tamam. Ne var? Ne? Achmed. Neden hala hayattasın? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Nice talking to you too. | Senle konuşmak da güzel. ÇARKIFELEK! | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I should have heard a big boom by now. | Şu ana kadar büyük bir patlama duymalıydık. Üç yıldır bizim için çalıştın... | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| and you still haven't killed infidel one. | ...ama hala bir tane kâfir bile öldüremedin. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I swear, you are the worst terrorist | Yeminler olsun ki, sen gayrimüslim dünyasındaki en kötü teröristsin. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I am not. | Değilim. İmanlı bir gayri müslim olarak buna alındım. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Are you forgetting you blew up a training camp? | Eğitim kampında havaya uçtuğunu unuttun mu? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| The only thing left was the monkey bars. | Geri kalan tek şey maymun barlarıydı. Yapma ama. Onlardan katbekat daha iyiyiz. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Do not worry, Hassan. I will get it right this time. | Merak etme, Hassan. Halledeceğim. Achmed, odaklan! | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| You're not losing your nerve, are you? | Cesaretini kaybetmedin, değil mi? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| No! Are you kidding? | Hayır! Dalga mı geçiyorsun? İntihar etmemek delilik olur. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Then tell me why you are doing this mission. | O zaman bana neden görevini yapmadığını söyle. Senin dediğin için. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Wrong answer! Why? | Yanlış cevap! Neden? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Because I hate the infidel. | Kâfirlerden nefret ediyorum da ondan. Ve neden kâfirlerden nefret ediyorsun? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Because you told me to. | Çünkü sen öyle söyledin. Doğru cevap. Onun için bu işi sakın berbat etme. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Why do you treat me like a fool? | Neden bir aptalmışım gibi davranıyorsun? Bomba hazır. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Oops. | Hay aksi. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I'm alive. I failed! | Hayattayım. Ölemedim! Vay köpoğlusu. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Well, it obviously can't get any worse than this. | Belli ki bundan daha kötüsü olamazdı. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| What the Hezbollah? Let me go, you flying jackal. | Bu ne Bırak beni, çakal gibi uçuyorsun. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Release me at once. | Önce beni bir bırak. Tut tekrar! Şaka yapıyordum! | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I was kidding! | Şaka yapıyordum! | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Well, that used to hurt. | Bu canımı yakardı. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Wait. Where is this aluminum devil taking me? | Durun. Bu alüminyum şeytan beni nereye götürüyor? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Hmm. Hey. | Hey. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Death to America... ville. | Amerika’ya ölüm... | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Terrorist log, hate date 7/3/13. | Terörist günlüğü, nefret tarihi 7 Temmuz 2013. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I have arrived in the land of the infidels. | Kâfirlerin topraklarına ayakbastım. Önemli bir zaman olacak, ta ki | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Oh, boy. | Hadi be. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I don't know what that was, but it made a doozy of a noise. | Ne olduğunu anlamadım ama muhteşem bir ses çıkardı. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I hope we hit something cool. | İnşallah iyi bir şeye çarpmışızdır. O zaman bu gün tamamen biter, gider. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Whatever. 1 | Her neyse. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Everyone's at the mall except me. | Herkes AVMde ben hariç. Ve şu anda bittim. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Well, I know we hit something, | Bir şeye çarptığımızı biliyorum ne olduğunu bilseydim. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Turn around, asshat. | Arkanı dön, götkafa. Çarptığımız bu mu? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Whoa! Is he dead? | Vay canına. Ölmüş mü? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Can't we go now? | Gidemez miyiz şimdi? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| No, honey. We have to help him. | Hayır, tatlım. Ona yardım etmeliyiz. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Here you go, buddy. You're fine. | İşte geldim, dostum. Bir şeyin yok. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| You're gonna be fine. Wait, stop. | İyileşeceksin. Hey, dur. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Let me give you a hand with that. | Yardım etmeme izin ver. N'apıyorsun? Bu bir el. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Get your hands off of me. | Çek ellerini üzerimden! Ve bebek bezi üstte, değil mi? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Wait a minute. That's a knee. | Bir dakika. Bu bir diz. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I don't even touch myself there. | Ben bile oralarıma dokunmuyorum. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| That's a... What are you doing? | Bu... N'apıyosun? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| ...third knee. Stop touching me! | ...üçüncü diz. Ellemeyi kes! | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| You put my ass in front! | Götümü önüme koymuşsun! Pardon. Seni görmedim. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Oh, that makes me feel so much better. | Evet, bu beni çok daha iyi hissettirdi. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I guess we should exchange insurance information | Sanırım, sigorta bilgilerini değiş tokuş | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Oh, that looks like ours. | Bizimki gibi duruyor. İğrenç Oh. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Can we get you to a doctor or something? | Seni doktora götürebilir miyiz? Sizinle hiçbir şey yapmak istemiyorum. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| How I wish that evil airplane had never carried me | O lanet olası uçağın beni hiç evimden sizin sefil Amerika’nıza getirmemesini dilerdim. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Mom, did you hear that? He said he just flew here. | Anne, bunu duydun mu? Uçarak indiğini söyledi. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Maybe he's our exchange student. | Belki de o bizim erasmus öğrencimiz. Evet. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Claude, the French kid we missed at the airport? | Claude, havaalanında kaybettiğimiz Fransız çocuk mu? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I hate you, and I hate this country. | Sizden nefret ediyorum, ve ülkenizden de. Evet. O, Fransız. Durdursak iyi olacak. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Excuse me. Sorry to bother you. | Özür dileriz. Canını sıktığımız için özür dileriz. Ne diyorsun? Ne? 1 | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Ah! What devil is this? | Ah! Bu şeytan da ne? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Bill, no. | Bill, yapma. Bill mi? Ciddi misiniz siz? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| You give your dogs people names? | Köpeklerinize insan isimleri mi veriyorsunuz? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Billy, off! | Billy, dur! Özür dileriz. O senden hoşlandı. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Oh, great. When does the humping start? | Oh, süper. Ne zaman başladı bu gayreti peki? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| By any chance, are you Claude? | Senin Claude olma gibi bir ihtimalin var mı? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I'm clawed, scratched, bitten, licked, and humped, | Hırpalanmış, çizilmiş, ısırılmış, yalanmış ve kamburu çıkmış... | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| but mostly I am clawed. | ...ama çoğunlukla hırpalanmış. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| So you're saying you're Claude? | Yani Claude olduğunu mu söylüyorsun? Evet, sizi aptal kâfir Amerikalılar. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| That's wonderful. What? | Harika. Ne? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Claude, we are your host family, the Wilsons, | Claude, biz senin buradaki aileniz, Wilson'lar. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| and we're so happy you're here. | Ve burada olduğun için de çok mutluyuz. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Are you infidels friendly or idiots | Siz kâfirler dost musunuz, yoksa aptal mı, yoksa ikisi de mi? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Sorry about the mix up at the airport, | Havaalanındaki karışıklık için kusura bakma. Şu an her şey normale döndü. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Let's get you to your new home. | Hadi seni yeni evine götürelim. Beni mağaranıza mı götürüyorsunuz? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Well, I do have a man cave. It's the garage. | Mağara adamım var. Garajda. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Is he naked? | Çıplak mı o? Ona kötü hissettirmemeye çalış, tatlım olur mu? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| He's probably poor. | Muhtemelen fakir. Önce seni bir güzelce doyuralım hadi. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| We have the foreigner. Can we please go to the mall? | Şimdi misafirimiz var. Lütfen AVMye gidebilir miyiz? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I have moled myself, | Kendimi kabul ettirdim... | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| among the enemy, the hated ones. | ...düşmanların arasında, nefret eden biri. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| These people who call themselves Wilson are cunning, though. | Gerçi kendilerine Wilson'lar kurnazdır diyen insanlar bunlar. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| They insist on treating me with respect | Bana saygılı davranmakta ısrar ediyorlar... | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| and feeding me an obscene amount of food | ...ve beni ağza alınmayan, zar zor kontrol edebildiğim yiyeceklerle besliyorlar. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I have the same problem. | Aynı sıkıntı bende de var. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Their town is in terrible shape, | Şehirleri berbat bir halde ve hayatları boşluk ve başarısızlıklarla dolu. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| yet they don't take the obvious route | Henüz kendilerini uçurmak için belli bir rotaları yok. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| What's up with that? | Buna ne dersin? | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I just work on the assembly line now, | Şu an sadece ittifak çizgisi üzerinde uğraşıyorum... | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| This is a gas guzzling, obnoxious testament | Bu çok yakan, iğrenç bir vasiyet... | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| to everything the rest of the world hates about America. | ...dünyada nefret edilen Amerika’dan geriye kalan her şeye. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| It'll be a huge seller and save the company. | Büyük bir satıcı olacak ve şirketi kurtaracak. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| If only my boss would look at it. | Keşke patronum buna baksa Bakacak, çünkü bu muhteşem tatlım, tıpkı senin gibi. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I was taught to hate, which makes me hate them more. | Nefret etmem öğretildi, ki bu beni daha da nefret ettiriyor. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Plus, I had no idea women could drive. | Artı, arabayı süren kadın hakkında hiçbir fikrim yok. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Well, this is your home for the summer, Claude. | Burası senin bu yaz için evin, Claude. Samimi bir yer, burayı sevdik. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| I am nauseated by the evil stench of decadence. | Yıkık dökük rutubet kokusundan kusmak üzereyim. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| He did it. Now, Kevin. | O yaptı. Kevin. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Don't pick on our guest. | Misafirimizle uğraşma. Uzun bir gün geçirdi. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| You know he was hit by a minivan. | Ona minivan ile vurulduğunu biliyorsunuz. | Achmed Saves America-1 | 2014 | |
| Why don't you and your sister go toss the football | Neden ablan ve sen futbol gibi bir şeyler oynamıyorsunuz? Peki. | Achmed Saves America-1 | 2014 |