Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2374
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| He's been talking about this game for weeks. | Haftalardır bu maçı konuşuyordu. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'm sorry. I was held up at work. I'm gonna check on him. | Üzgünüm. İşten çıkamadım. Şimdi onu görmeye gidiyorum. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Okay, listen, um... | Pekâlâ, dinle. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I spoke to Larry, last week... | Geçen hafta Larry ile konuştum... | After The Fall-1 | 2014 | |
| and I was tough on him. | ...ve ona biraz sert davrandım. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I insisted on my promotion, | Terfiim konusunda ısrar ettim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| and I think I got through to him this time, | Sanırım bu sefer ileri gittim... | After The Fall-1 | 2014 | |
| because he said it's going under review. | ...çünkü bunu gözden geçirdiğini söyledi. | After The Fall-1 | 2014 | |
| So I've been giving it 110%. | Bu yüzden daha çok çalışıyorum. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Been going in early, staying late, | Erkenden gidiyorum, geç çıkıyorum. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I've been making sure I'm the last one to leave. | İş yerinden çıkan en son kişi ben oluyorum. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Why didn't you just tell me that? | Bunu bana neden söylemedin? | After The Fall-1 | 2014 | |
| Because, I... I didn't want to disappoint you | Çünkü ben... İşe yaramazsa... | After The Fall-1 | 2014 | |
| if it didn't work out. | ...hayal kırıklığına uğramanı istemedim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Okay, well, just... keep me in the loop. | Tamam, sadece beni de haberdar et. | After The Fall-1 | 2014 | |
| You're right. I'm sorry. I'm sorry. | Haklısın. Üzgünüm. Üzgünüm. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'm gonna go check on Teddy. | Gidip Teddy'e bakayım. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Hey, buddy. | Ahbap. | After The Fall-1 | 2014 | |
| How was the game? | Oyun nasıldı? | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'm sorry. I couldn't get out of my meeting. | Üzgünüm. Toplantıdan bir türlü çıkamadım. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Come on, buddy. I'm really sorry. | Hadi ama ahbap. Gerçekten üzgünüm. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Why do you promise things if you don't mean it? | Eğer ciddi değilsen, neden sözler verdin? | After The Fall-1 | 2014 | |
| You're right. If you say you're gonna do something, you do it. | Haklısın. Bir şey yapacağını söylüyorsan, mutlaka yapmalısın. | After The Fall-1 | 2014 | |
| It's just that work's been really hard right now. | Sadece şu sıralar işlerim oldukça yoğun. | After The Fall-1 | 2014 | |
| It's okay, Papa. I get it. | Sorun değil, baba. Anlıyorum. | After The Fall-1 | 2014 | |
| There an accident here? | Bir kaza mı oldu? | After The Fall-1 | 2014 | |
| This is a fucking... ghost town. | Lanet olsun... Hayalet şehir. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Hey! Any of your reprobates like some free beer? | Siz günahkârlar bedava bira ister misiniz? | After The Fall-1 | 2014 | |
| I gotta get home. | Eve gitmem gerek. | After The Fall-1 | 2014 | |
| You're kidding me. | Ciddi olamazsın. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I can't. Big day at work tomorrow. | Yapamam. Yarın işte büyük gün. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Et tu, Brute? | Sende mi, dostum? | After The Fall-1 | 2014 | |
| All right, that's a yes. | Tamam, bu evet demek. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Boy, we had this guy... bludgeoned his wife to death. | Ve adam itiraf etti. Karısını öldüresiye dövmüş. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Chops her up into little pieces. | Onu küçük parçalara ayırmış. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Puts her in the blender, | Kadını blender da parçalamış. | After The Fall-1 | 2014 | |
| divides her up into a bunch of Ziploc bags, | Sonra buzdolabı poşetlerinin içine koymuş. | After The Fall-1 | 2014 | |
| sticks her in the freezer next to the Wavy Gravy. | Bir sonraki gösteriye dek, onu buzdolabında saklamış. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I interviewed him. | Onunla röportaj yaptım. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Said his parakeet told him to do it. | Bunu yapmasını papağanı söylemiş. | After The Fall-1 | 2014 | |
| The other night, when you helped us out with Dave, | Önceki gün, Dave konusunda yardım ederken... | After The Fall-1 | 2014 | |
| and you said you don't make judgments... | ...insanları yargılamadığını söylemiştin. | After The Fall-1 | 2014 | |
| How do you not pass judgment with something like that? | Böyle bir şeyde insanları yargılamayı nasıl es geçiyorsun? | After The Fall-1 | 2014 | |
| Figure the parakeet's acting on instinct. | Papağanın iç güdüleriyle hareket ettiğini düşünerek. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Morality's an illusion. | Ahlak bir yanılsamadır. | After The Fall-1 | 2014 | |
| We invented god to stop us taking each other's shit | Birbirimizin bokunu yemeyi... | After The Fall-1 | 2014 | |
| and beating each other to death with clubs. | ...ve birbirimizi sopalarla öldüresiye dövmemizi durdurmak için, Tanrı'yı yarattık. | After The Fall-1 | 2014 | |
| That stopped working, so now we have cops and guns | Bu da çalışmayı durdurdu, şimdi polislerimiz ve silahlarımız var. | After The Fall-1 | 2014 | |
| and the electric chair, prison. | Elektrikli sandalyelerimiz, hapishanelerimiz. | After The Fall-1 | 2014 | |
| It's a bunch of bullshit. | Bunların hepsi bir avuç saçmalık. | After The Fall-1 | 2014 | |
| It's fear that keeps us in line. | Bizi hizada tutan şey korku. | After The Fall-1 | 2014 | |
| It's not fear that keeps us in line. | Bizi hizada tutan şey korku değil. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I know the difference between good and bad. | İyiyle kötü arasındaki farkı bilirim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I have a conscience. I have a soul. I'm not an animal. | Bir bilincim var. Ruhum var. Ben bir hayvan değilim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Good for you. | Senin adına sevindim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| There ain't no sin. There ain't no virtue. | Günah yoktu. Erdem falan yoktur. | After The Fall-1 | 2014 | |
| There's just things people do. | Sadece insanların yaptıkları vardır. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I can think of a few things I'd like to do to her. | Bu kıza yapmaktan hoşlanacağım bir iki şey düşünebilirim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Yeah... Yeah. | Evet. Evet. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Here? There. There. | Burası mı? Burası. Burası. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'm fine. Honest. I'm okay. | İyiyim. Gerçekten. İyiyim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'm fine. I'm fine. | İyiyim. İyiyim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Okay. You're a good guy. You know that? | Tamam. Sen iyi birisin. Biliyor musun? | After The Fall-1 | 2014 | |
| Here it is. | İşte burası. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Don't... don't bump into that thing. | O şeye çarpma. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I always bump into that thing. | O şeye her zaman çarpıyorum. | After The Fall-1 | 2014 | |
| You wanna watch TV? | Televizyon seyretmek ister misin? | After The Fall-1 | 2014 | |
| This couch. | Bu kanepe. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Yeah. Love this couch. | Evet. Bu kanepeyi seviyorum. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Get... get some beers. | Bir kaç bira getir. | After The Fall-1 | 2014 | |
| No, I... I can get you some water. | Hayır, sana biraz su getireyim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Did you just move in here? | Buraya yeni mi taşındın? | After The Fall-1 | 2014 | |
| No. Couple years. Three years... | Hayır. İki yıl önce. Üç yıl... | After The Fall-1 | 2014 | |
| Why, should I fire my decorator? | Neden, dekoratörümü kovmam mı gerek? | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'll get you a glass of water. | Sana biraz su getireyim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| All right, I'll just... | Pekâlâ, sadece... | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'm just gonna lie down, | Sadece şuraya uzanacağım... | After The Fall-1 | 2014 | |
| but I'll keep talking, or you keep talking. | ...ama konuşmaya devam edeceğim ya da sen devam et. | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'll keep listening. | Bende dinlerim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Great job folding this, here. This looks like shit. | Burada katlaman iyi olur. Berbat görünüyor. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Mess. The potato skins are all over the place. | Her yer patates kabuklarıyla dolu. | After The Fall-1 | 2014 | |
| The stock is low. I need you to stock and dress the shelves. | Ürün miktarı az. Rafları ürünlerle doldur. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Is that too hard? Can you do it? Can you start by dressing it? | Bu çok mu zor? Bunu yapabilir misin? Rafları doldurmaya başlayabilir misin? | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'm not paying you | Sana kalçalarını sergilemen için... | After The Fall-1 | 2014 | |
| to stand around with your thumb up your ass. | ...para ödemiyorum. | After The Fall-1 | 2014 | |
| That's certainly not in the job description, Rick. | Bu kesinlikle iş tanımında yer almıyor, Rick. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Listen, sweetheart, if you hate it here so much, | Dinle, hayatım, buradan o kadar çok nefret ediyorsan... | After The Fall-1 | 2014 | |
| you can always go back to the Cock Pit. | ...istediğin zaman eski işine geri dönebilirsin. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Might pop down there myself. | Bende oraya gelebilirim. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Drop 20 bucks, you can put that mouth of yours to good use. | 20 dolar bırakırım ve sende ağzını güzel bir şekilde kullanırsın. | After The Fall-1 | 2014 | |
| By the way, there's a bunch of shit in the bathroom | Bu arada, tuvalet pislik içinde. | After The Fall-1 | 2014 | |
| you need to clean before you leave. | Gitmeden önce temizlemelisin. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Consider it part of your new job description. | Yeni iş tanımımın bir parçası olarak düşün. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Uh... five... five dollars. | Beş... beş dolar. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Why did the snail... | Salyangoz ne demiş. | After The Fall-1 | 2014 | |
| What did the snail say when it rode the turtle's back? | Salyangoz kaplumbağanın sırtına çıktığında ne demiş? | After The Fall-1 | 2014 | |
| I'm just... I'm emotional because I'm PMS ing. | Sadece... Azarlandığım için fazla duygusalım. | After The Fall-1 | 2014 | |
| That guy. He's a... real jerk. | O adam... Gerçek bir budala. | After The Fall-1 | 2014 | |
| Don't listen to anything he says, oaky? | Onun söylediklerine kulak asma, tamam mı? | After The Fall-1 | 2014 | |
| No, he's right. | Hayır, o haklı. | After The Fall-1 | 2014 |