Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2414
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Can I go again? Sorry. | Tekrar yapabilir miyim? Özür dilerim. | Aftermath-5 | 2013 | |
| We will go again. | Tekrar yapacağız. | Aftermath-5 | 2013 | |
| We will go one more time. | Bir kere daha yapacağız. | Aftermath-5 | 2013 | |
| Going one more time! | Bir kere daha yapalım! | Aftermath-5 | 2013 | |
| Nice going Ahn Dae Yong! | İyi gidiyorsun Ahn Dae Yong! | Aftermath-5 | 2013 | |
| Connection. | Bağlantı. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Phone book. | Telefon rehberi. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Jeff work. | Jeff İş. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Logan school. | Logan Okul. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Home. | Ev. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Jeff cell. | Jeff Cep. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Jeff cell. | Jeff Cep. 1 | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Jeff work. 1 | Jeff İş. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| How can I complain? | Nasıl şikayet edebilirim ki? Nasıl şikayet edebilirim ki? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Women in Darfur, you know, walk 14 miles to get water, | Darfur'daki kadınlar, su almak için 22 km yürürken, | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| raped on the way. | yolda tecavüze uğrarlar. üstüne yolda tecavüz ediliyorlar | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| And on their way home, just trying to get water back to | Ve dönüş yolunda, sadece suyu taşımaya çalışırken Ve suyu ailelerine getirmek için eve dönüş yolunda | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| the family, raped again, spill all the water, have to go | yine tecavüze uğrarlar, suları dökülür, geri dönerler, | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I mean, how dare I? | Hangi hakla şikayet edeyim? Yani demek istediğim, ne cüretle söyleneyim? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Rachel, do I need to remind you how much time you spend | Hayır işleri için harcadığın zamanı sana | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| giving back? | harcadığını hatırlatmalı mıyım? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| You know what, if it's gluten free and | Yani nedir ki, eğer glutensiz ve Biliyor musunuz, eğer M'ler glutensizse | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| it is the same, how could it hurt? | aynı ise zararı yok. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Eastside JCC Moms! | Doğu yakası JCC Anneleri! | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| What are we doing? | Ne yapıyoruz? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Packing lunch for the homeless! | Evsizler için yemek paketliyoruz! | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| OK, I'm gonna post this. | Tamam, bunu yayınlayacağım. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| When you get home, be sure to like it. | Eve vardığınızda beğenmeyi unutmayın. Eve gittiğinizde beğeni attığınıza emin olun | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| You have to share it with everybody. | Herkesle paylaşmanız gerekiyor. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Get your friends to like it. | Arkadaşlarınız da beğensin. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I'm gonna see you guys at the auction? | Sizinle müzayedede görüşürüz. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Rachel, I'm talking to you. | Rachel, sana diyorum. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Yep, got it. | Hee, tamamdır. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I know, it takes a lot of time. | Farkındayım, biraz uzun sürüyor. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| And how are things with Logan? | Logan'la durumlar nasıl? Loganla nasıl? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Is he good? | O iyi mi? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Oh, Logan is awesome. | Logan harika. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Are you two playing? | Siz ikiniz oynuyor musunuz? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I know you said you were having trouble getting on the | Hatırlıyorum da yerde onunla oyun oynarken | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| floor with him and just playing. | bazı zorluklar yaşadığını söylemiştin. söylediğini biliyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| So fun just to get on the floor and just play with him. | Onunla yerde oyun oynamak çok zevkli. Onunla zemine oturup oynamak çok eğlenceli | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| And how's Jeff? | Peki Jeff nasıl? Peki Jeff nasıl? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Yeah, all's well. | İşte, herşey iyi. Evet, herşey yolunda | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Good, good, good, good, good, good, good. | Güzel, güzel, güzel, güzel, güzel. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Good, good. | iyi... | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Rachel, you don't have to tell me the truth, but, | Rachel, doğruyu söylemen gerekmiyor, ama | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| uh, it is your time. | Zaman senin. Sen ödüyorsun. Bu senin zamanın | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Still no sex. | Hala sevişmiyoruz. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Lost count. | En son 6 ay önceydi. Bayağı olmuş. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I feel like there's a lot of couples that probably go | Bana bir çok çiftin de çorak dönemleri vamış | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Instead of just, like, talking about the | Direk sevişmiyoruz demek yerine, şu kodu kullanıyoruz. Seks yapmadığımız gerçeği | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| He asks if he should put the dog out. | Köpeği dışarı çıkarsa mı diye soruyor. O köpeği çıkarmalı mıyım diye sorar | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Hey baby. | Selam bebeğim. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I gotta sleep. | Uyumam lazım. Hee, biliyorum. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Yeah, I know. | Evet biliyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I was just, uh, thinking of putting Bonnet out. | Yalnızca, Bonnet'i dışarı çıkarsam mı diye düşünüyorum. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Um... | Hmm... | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Or you know, I could just let him stay in here. | Ya da, burda dursa da olur. Yada, kaladabilir | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| If you don't want me to. | Eğer istemiyorsan. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| It doesn't matter to me either. | Benim için de farketmez. Bana da farketmiyor | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Well, let him stay. | Peki, kalsın o zaman. Peki, bırak kalsın | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Yeah? | Evet mi? Evet. Evet | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| OK. | Tamam. Tamam | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Are you avoiding intercourse? | Sevişmekten kaçınıyor musunuz? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Bedtime? | Uyuyacakken mi? Bu sevişmek için en kötü zaman. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Is there a time you'd prefer? | Tercih ettiğin bir zaman var mı? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Oh, like a 3:30, or 4:00 tea time thing. | 03:30 ya da 04:00 deki çay zamanı falan gibi. 3:30 4:00 suları, çay vakti şeyisi | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| You know? | Anlarsın ya? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Elicit. | Odanın ortasında. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Curtains closed, sun trying to get in. | Perdeler kapalı, güneş içeri girmeye çalışıyor. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| We meet somewhere. | Bir yerde karşılaşıyoruz. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| May I share something with you? | Seninle bir şey paylaşayım mı? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| When Portia and I met in 1979 at Smith College... | Portia ile 1979'da Smith Koleji'nde tanıştığımızda... Ben ve Portia 1973'te Smithh Üniversitesinde tanıştığımızda | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Does your shrink tell | Psikiyatristin sana kendi hayatından bahsediyor mu? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| No, because if she did, I would fire her. | Hayır, çünkü öyle yapsaydı onu görmeyi bırakırdım. Hayır, çünkü eğer yapsaydı onu kovardım | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| It goes against her, like, Hippocratic Oath or something. | Bu onun aleyhine, Hipokrat Yemini falan. Bu onun Hipoktat yeminine karşı gidiyormuş | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Oh my god, Lenore is always talking about her awful... | Aman tanrım, Lenore hep bana bahseder berbat... | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Ugh, Lenore. | Ah, Lenore | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| ...Lesbian partner Portia and how deep their love is. | lesbiyen partneri Portia'dan ve aşklarının ne kadar derdin olduğundan bahsediyor | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Please fire Lenore. | Lütfen Lenore'la görüşmeyi bırak. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Ugh. | Of. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I bet they have eyes open orgasms. | Kesin gözleri açık orgazm oluyorlardır. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Looking into the eyes of your partner when he... | Partnerinin gözünün içine bakmak, tam da o... | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| No thank you. | Ben almayayım. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Oh god, I'm so ready just to say fuck you to that auction. | Tanrım, müzayedesine sokayım. Hiç gitmek istemiyorum. Ah tanrım şu açık arttırmaya "siktir" demek için o kadar hazırım ki | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I just do not wanna go. | hiç gitmek istemiyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Oh my god, me neither. | Tanrım, ben de. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| I'm buying a parking space for my horrible wife. | Korkunç karım için bir park alanı alıyorum. Berbat karım için park alanı alıyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| No, I'm buying the parking space for my horrible wife. 1 | Hayır, korkunç karım için park alanını alıyorum. Hayır, asıl ben berbat karım için park yeri alıyorum | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Ugh. | Peh. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Oh, gentleman's club. | Oh, beyefendiler klübü. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Oh, well, yes, of course, because they are the most | Elbette, çünkü onlar en iyi beyefendilerdir. Çükleri meydanda. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Their little nut sack peeking out, and their tiny little | Testislerini çıkartmış bir yandan da tek cam gözlükleri ile | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Top of the morning to you, ladies. | "Günaydın hanımefendiler, | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Would you mind if I jacked myself off? | Bir 31 çeksem sakıncası var mı acaba? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| You ever been to a strip club? | Daha önce bir striptiz klübüne gittin mi hiç? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Seriously? | Ney ney? | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Bo and I have gone to, like, a million strip clubs. | Bo ile beraber, belki, milyon tane klübe gitmişizdir. | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| We go there, we get all hot, and then we bang the shit out | Gideriz, azarız, eve döndüğümüzde birbirimize çok pis gömeriz. Oraya gideriz, kızışırız | Afternoon Delight-1 | 2013 | |
| Should I make a res? | Rezervasyon gerekiyor mu? Kafadan kontak mısın kızım sen? Ben de yapmalı mıyım? | Afternoon Delight-1 | 2013 |