• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2952

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Fine! İyi! Akibiyori-1 1960 info-icon
Leaving so suddenly like that I was worried sick. Öyle aniden çekip gitmeler... Beni hasta ettin. Akibiyori-1 1960 info-icon
What are you so angry about? There must be some mistake. Böylesine kızdığın nedir? Bir yerde bir hata olmalı. Akibiyori-1 1960 info-icon
What did Mr. Mamiya tell you? Bay Mamiya sana ne söyledi? Akibiyori-1 1960 info-icon
What do you think I'm hiding from you? Senden neyi gizlediğimi düşünüyorsun? Akibiyori-1 1960 info-icon
I have nothing to conceal. Saklım gizlim yok senden. Akibiyori-1 1960 info-icon
You're the one keeping secrets. Sır tutan biri varsa, o da sensin. Akibiyori-1 1960 info-icon
About Mr. Goto. You didn't tell me. Bay Goto hakkında. Bana anlatmadın. Akibiyori-1 1960 info-icon
You have a boyfriend. Bir erkek arkadaşın var. Akibiyori-1 1960 info-icon
I've been waiting for you to tell me. Bana anlatmanı bekliyordum. Akibiyori-1 1960 info-icon
I heard he's a nice young man. I was secretly happy for you. Onun iyi bir delikanlı olduğunu duydum. İçimden senin adına seviniyordum. Akibiyori-1 1960 info-icon
Did you work things out with your mother last night? Annenle sorunları çözdünüz mü dün akşam? Akibiyori-1 1960 info-icon
Are you still angry? Hala kızgın mısın? Akibiyori-1 1960 info-icon
Fine, be that way! İyi, öyle olsun! Akibiyori-1 1960 info-icon
Today, tomorrow, the day after tomorrow... Bugün, yarın, ertesi gün... Akibiyori-1 1960 info-icon
You mustrt quarrel with your mother. Annenle tartışmamalısın. Akibiyori-1 1960 info-icon
I lost my mother when I was young. Annemi çocukken kaybetmiştim. Akibiyori-1 1960 info-icon
I look back on the fights we had and feel badly. Geçmişte yaptığımız kavgalara bakınca üzülüyorum. Akibiyori-1 1960 info-icon
It's painful to remember them. Onları hatırlamak bana acı veriyor. Akibiyori-1 1960 info-icon
Back home in Fushimi, we had these traditional lucky clay figures. Fushimi'deki evimizde uğur getiren o geleneksel fil totemlerinden vardı. Akibiyori-1 1960 info-icon
We'd line them up on the kitchen shelf Onları mutfağın rafına dizer... Akibiyori-1 1960 info-icon
Something wrong? Bir şey mi oldu? Akibiyori-1 1960 info-icon
I was in my third year of junior high. Ortaokul üçüncü sınıftaydım. Akibiyori-1 1960 info-icon
I'd get angry over the stupidest things. Aptalca şeylere çok kızıyordum. Akibiyori-1 1960 info-icon
Once, in a fit of anger, I broke all the figures. Kızgın bir anımda, o totemlerin hepsini kırdım. Akibiyori-1 1960 info-icon
I still remember the look on her face. Yüzündeki ifadeyi hala hatırlıyorum. Akibiyori-1 1960 info-icon
It was nothing serious... Pek önemsemiş görünmüyordu... Akibiyori-1 1960 info-icon
but when I got home later that day, she didn't prepare dinner for me. ...ama ertesi gün eve döndüğümde bana yemek hazırlamamıştı. Akibiyori-1 1960 info-icon
She died that autumn. O güz öldü. Akibiyori-1 1960 info-icon
So you'd do better not to quarrel. İşte bu yüzden kavga etmesen iyi edersin. Akibiyori-1 1960 info-icon
It's not good. İyi bir şey değil. Akibiyori-1 1960 info-icon
Oh, hello. Oh, merhaba. Akibiyori-1 1960 info-icon
Is Ayako home? Ayako evde mi? Akibiyori-1 1960 info-icon
Not yet. Daha gelmedi. Akibiyori-1 1960 info-icon
But do come in. Ama buyursana. Akibiyori-1 1960 info-icon
Please have a seat. Oturun lütfen. Akibiyori-1 1960 info-icon
Where do you think she went? Sizce nereye gitmiştir? Akibiyori-1 1960 info-icon
No idea. Fikrim yok. Akibiyori-1 1960 info-icon
I think I might know. Sanırım ben biliyorum. Akibiyori-1 1960 info-icon
She told me a lot last night. Dün gece çok şeyler anlattı. Akibiyori-1 1960 info-icon
So she was at your place? Demek size geldi? Akibiyori-1 1960 info-icon
Yes. She told me you're going to remarry. Evet. Bana yeniden evleneceğinizi söyledi. Akibiyori-1 1960 info-icon
Not you too! Sen de başlama! Akibiyori-1 1960 info-icon
I called her a baby for getting so upset. Ona böylesine kızman çok çocukça dedim. Akibiyori-1 1960 info-icon
I'm sure you have your reasons. Kendinizce sebepleriniz vardır eminim. Akibiyori-1 1960 info-icon
I suppose I do. Sanırım var. Akibiyori-1 1960 info-icon
She's being unfair. Haksızlık ediyor. Akibiyori-1 1960 info-icon
She just thinks about herself, then criticizes you. I told her so. Sırf kendini düşünüp, sizi eleştiriyor. Ona da böyle dedim. Akibiyori-1 1960 info-icon
She wouldn't even talk to me at work today. Bugün işte benimle tek kelime bile etmedi. Akibiyori-1 1960 info-icon
That's why I've come. Gelişim bu yüzden. Akibiyori-1 1960 info-icon
To tell you the truth, I think she's crazy. Doğrusunu söylemek gerekirse, sanırım o biraz deli. Akibiyori-1 1960 info-icon
If I were her, I'd be eager to see you remarry. Onun yerinde olsaydım, evlendiğinizi görmek için can atardım. Akibiyori-1 1960 info-icon
Really? Why? Öyle mi? Neden? Akibiyori-1 1960 info-icon
I know it sounds bad, but then I could marry without worrying about you. Biliyorum kulağa hoş gelmiyor, ama o vakit sizi dert etmeden evlenebilirdim. Akibiyori-1 1960 info-icon
Sure! Who wouldn't think the same thing? Elbette! Kim öyle düşünmezdi ki? Akibiyori-1 1960 info-icon
Only Ayako. She's so overly sentimental. Sadece Ayako. Aşırı duygusal. Akibiyori-1 1960 info-icon
So you mean... I'm a burden? Öyleyse ben... bir yük mü oluyorum? Akibiyori-1 1960 info-icon
Of course not. Elbette, değilsiniz. Akibiyori-1 1960 info-icon
Well, maybe just a bit. Tell me, would you feel Ionely? Şey, belki biraz. Söyleyin, yalnız hissetmez miydiniz? Akibiyori-1 1960 info-icon
That can't be helped. Ona elden ne gelir. Akibiyori-1 1960 info-icon
I'd endure it just to see her happy. Onu mutlu göreceksem buna katlanırdım. Akibiyori-1 1960 info-icon
I'm impressed! You're so much easier to talk to. Beni etkilediniz! Sizinle konuşmak çok daha kolay. Akibiyori-1 1960 info-icon
But you have to remarry, Ama evlenmek zorundasınız... Akibiyori-1 1960 info-icon
or Ayako won't marry either. ...yoksa Ayako da evlenmeyecek. Akibiyori-1 1960 info-icon
You think so? I do. She said as much. Öyle mi dersin? Evet. O da böyle söyledi. Akibiyori-1 1960 info-icon
If you get married, I think she will too. Siz evlenirseniz, sanırım o da evlenecektir. Akibiyori-1 1960 info-icon
She's such trouble. Bu kız püsküllü bela. Akibiyori-1 1960 info-icon
She really is. Gerçekten öyle. Akibiyori-1 1960 info-icon
What's she all upset about? Isn't it perfect? Neye kızıyor ki sonuçta? Harika olmaz mı bu? Akibiyori-1 1960 info-icon
Mr. Hirayama's a college professor. What more could you want? Bay Hirayama üniversitede bir profesör. Daha ne isteyecektiniz? Akibiyori-1 1960 info-icon
And a friend of your husband he knows you so well. Ve ölen kocanızın bir dostuydu... Sizi çok iyi tanıyor. Akibiyori-1 1960 info-icon
Yuriko, you're mistaken. Yuriko, yanılıyorsun. Akibiyori-1 1960 info-icon
No, I'm not, and I think it's great. Hayır, yanılmıyorum. Bana göre çok iyi olur. Akibiyori-1 1960 info-icon
What's great? There's some misunderstanding. Çok iyi olan ne? Ortada bir yanılgı var. Akibiyori-1 1960 info-icon
I know nothing of any proposal. Benim tekliften haberim falan yok. Akibiyori-1 1960 info-icon
Come on. No need to be shy. Hadi ama. Utanmanıza gerek yok. Akibiyori-1 1960 info-icon
I'm not being shy. Utandığım yok. Akibiyori-1 1960 info-icon
I haven't heard a thing. Hiçbir bilgim yok. Akibiyori-1 1960 info-icon
So you really didn't know? Demek gerçekten haberiniz yoktu? Akibiyori-1 1960 info-icon
That's right. No one said a word to me. Doğru. Kimse tek kelime bile etmedi bana. Akibiyori-1 1960 info-icon
This is awful! Bu çok korkunç! Akibiyori-1 1960 info-icon
How did such a rumor ever get started? Nasıl oldu da böyle bir söylenti yayılıverdi? Akibiyori-1 1960 info-icon
You really didn't know? Gerçekten haberiniz yok muydu? Akibiyori-1 1960 info-icon
Really? Someone's making fools of us. Sahi mi? Biri bizimle eğleniyor. Akibiyori-1 1960 info-icon
Welcome home. Where have you been? Eve hoş geldin. Nerelerdeydin? Akibiyori-1 1960 info-icon
I was so worried I came to check up on you. Beni öyle endişelendirdin ki, seni görmeye geldim. Akibiyori-1 1960 info-icon
Mind your own business. Go home! Kendi işine bak sen. Evine git! Akibiyori-1 1960 info-icon
I will. Gideceğim. Akibiyori-1 1960 info-icon
Yuriko, why don't you spend the night? Yuriko, neden gece kalmıyorsun? Akibiyori-1 1960 info-icon
No, Mother. I won't have her sleeping here. Hayır, Anne. O burada kalmayacak. Akibiyori-1 1960 info-icon
No! Ask her to leave! Olmaz! Ona gitmesini söyle! Akibiyori-1 1960 info-icon
I'm leaving, so there! Gidiyorum, öyleyse! Akibiyori-1 1960 info-icon
Good night, Mrs. Miwa. İyi geceler, Bayan Miwa. Akibiyori-1 1960 info-icon
You're really leaving? I'm very sorry. Gerçekten gidiyor musun? Çok üzgünüm. Akibiyori-1 1960 info-icon
Go ahead and sulk! Sen küs bakalım! Akibiyori-1 1960 info-icon
Good bye. Hoşça kalın. Akibiyori-1 1960 info-icon
It doesn't matter. She's a problem child. Sorun değil. O problem bir çocuk. Akibiyori-1 1960 info-icon
Mr. Hirayama is here to see you. Bay Hirayama sizi görmeye geldi. Akibiyori-1 1960 info-icon
Strange things have been happening! Tuhaf şeyler oluyor! Akibiyori-1 1960 info-icon
Curious things. İlginç şeyler. Akibiyori-1 1960 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 2947
  • 2948
  • 2949
  • 2950
  • 2951
  • 2952
  • 2953
  • 2954
  • 2955
  • 2956
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim