• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2950

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Is the itch that bad? O kadar azdın mı yahu? Akibiyori-1 1960 info-icon
Well, even at our age, it's a bit embarrassing. Şey, bizim yaşımızdakiler için bile, bu konular biraz yüz kızartıcı. Akibiyori-1 1960 info-icon
Where are you going? To the washroom. Nereye gidiyorsun? Tuvalete. Akibiyori-1 1960 info-icon
Well? Where's Hirayama? Ee? Hirayama yok mu? Akibiyori-1 1960 info-icon
Not here yet. Did you see her? Henüz gelmedi. Onunla konuştun mu? Akibiyori-1 1960 info-icon
Things have taken a strange turn. İşler tuhaf bir hal aldı. Akibiyori-1 1960 info-icon
Whiskey for me too, please. With water. Bana da bir viski lütfen. Ve su. Akibiyori-1 1960 info-icon
I'd like a refill. Şunu da yenileyin. Akibiyori-1 1960 info-icon
What "strange turn"? "Tuhaf hal" de nesi? Akibiyori-1 1960 info-icon
It's utterly hopeless. She has no interest in remarrying. Zerre kadar umut yok. Yeniden evlenmeye hiç niyetli değil. Akibiyori-1 1960 info-icon
All she did was talk about her dead husband. Ölmüş kocası hakkında konuştu durdu sadece. Akibiyori-1 1960 info-icon
Did you mention Ayako and Goto? Ona Ayako ve Goto'dan bahsettin mi? Akibiyori-1 1960 info-icon
And? Ne dedi? Akibiyori-1 1960 info-icon
She just said, "Oh, really?" And smiled. Sadece "Aa, sahi mi?" dedi ve gülümsedi. Akibiyori-1 1960 info-icon
Did you talk about Hirayama? Hirayama'dan bahsettin mi ona? Akibiyori-1 1960 info-icon
How could I? Nasıl edeydim? Akibiyori-1 1960 info-icon
She kept raving about Miwa. Even got a little weepy on me. Miwa'yı övüp durdu sadece. Hatta omzumda gözyaşı bile döktü. Akibiyori-1 1960 info-icon
So you didn't mention Hirayama? No. Demek Hirayama'dan bahsetmedin? Hayır. Akibiyori-1 1960 info-icon
But Hirayama's serious. Ama Hirayama ciddiydi. Akibiyori-1 1960 info-icon
You know, she'd be wasted on him. Doğrusu, kadına yazık olurdu. Akibiyori-1 1960 info-icon
She's so beautiful. Öyle güzel ki. Akibiyori-1 1960 info-icon
You should have seen her on the verge of tears. Onu gözleri nemli halde bir görmeliydin. Akibiyori-1 1960 info-icon
Like a delicate flower battered by a rainstorm. Doluya tutulmuş narin bir çiçek gibiydi. Akibiyori-1 1960 info-icon
She peeled an apple for me with those lovely white hands. O güzel, köpük gibi elleriyle bana bir elma soydu. Akibiyori-1 1960 info-icon
Did you eat it? Elmayı yedin mi? Akibiyori-1 1960 info-icon
Yes. It was delicious. Evet. Çok lezizdi. Akibiyori-1 1960 info-icon
And she gave me this. Ve bunu bana verdi. Akibiyori-1 1960 info-icon
Why did you really go see her? What do you mean? Onu görmek isteyişinin gerçek nedeni neydi? Ne demek istiyorsun? Akibiyori-1 1960 info-icon
What about Hirayama? Hirayama ne olacak? Akibiyori-1 1960 info-icon
It's no use. Let's give up for now. Ümit yok. Şimdilik bir ara verelim. Akibiyori-1 1960 info-icon
But he's in a hurry. What am I supposed to do? Ama onun acelesi var. Ne yapayım yani? Akibiyori-1 1960 info-icon
Have him use some Mentholatum on that itch of his. Ona biraz mentol koklattır, arzusunu dindirsin. Akibiyori-1 1960 info-icon
There's nothing we can do. Elimizden ne gelir. Akibiyori-1 1960 info-icon
In that case, let's give up for now. O halde, şimdilik bir ara verelim. Akibiyori-1 1960 info-icon
Yes, let's give up. Evet, öyle yapalım. Akibiyori-1 1960 info-icon
I'm a little late. Biraz geciktim. Akibiyori-1 1960 info-icon
What'll you have? Ne içersin? Akibiyori-1 1960 info-icon
Oh, anything. Oh, ne olursa. Akibiyori-1 1960 info-icon
I see. Tamam. Akibiyori-1 1960 info-icon
Take these too. Bunu da al. Akibiyori-1 1960 info-icon
Taguchi, did you go see her? Taguchi, onu görmeye gittin mi? Akibiyori-1 1960 info-icon
Yes, I went. Evet, gittim. Akibiyori-1 1960 info-icon
Did you speak to her for me? Yes, I did. Benim için onunla konuştun mu? Evet, konuştum. Akibiyori-1 1960 info-icon
you shouldn't rush things. Acele etmemelisin. Akibiyori-1 1960 info-icon
Poor Mr. Hirayama. Zavallı Hirayama. Akibiyori-1 1960 info-icon
Those two are having fun at his expense. Bizimkiler adamı aptal yerine koymuş, kafa buluyorlar. Akibiyori-1 1960 info-icon
Our husbands are cads. Kocalarımız birer alçak. Akibiyori-1 1960 info-icon
Your husband's all right. Senin kocan yine iyi. Akibiyori-1 1960 info-icon
Mine asked me the other day, "Would you remarry if I died?" Benimki geçen bana " Ölsem yeniden evlenir miydin?" diye sordu. Akibiyori-1 1960 info-icon
I said no. But he said, "I would." Hayır, dedim. Ama o, " Ben evlenirdim." dedi. Akibiyori-1 1960 info-icon
I asked whom, and he brazenly replied, "Akiko, of course." Kiminle deyince, yüzsüz yüzsüz, "Akiko'yla tabii." dedi. Akibiyori-1 1960 info-icon
My husband would too. Beauty is an asset. Benim kocam da aynını yapardı. Güzellik değerli bir varlık. Akibiyori-1 1960 info-icon
Yes. I rather envy her. Evet. Onu nasıl da kıskanıyorum. Akibiyori-1 1960 info-icon
Suddenly bringing up remarriage with her Birdenbire kadına evlilikten söz açılıyor. Akibiyori-1 1960 info-icon
Of course she can't show interest. Neither could I in her place. İlgisini çekmez elbette. Ben de olsam evlenmezdim. Akibiyori-1 1960 info-icon
Neither could I, even if I was interested. Ben de öyle. Hatta ilgimi çekse bile. Akibiyori-1 1960 info-icon
Right. They were tactless. That's right! Haklısın, densizlik etmişler. Doğru! Akibiyori-1 1960 info-icon
I'm going out, Mother. A date, Michiko? Ben çıkıyorum, Anne. Randevun mu var, Michiko? Akibiyori-1 1960 info-icon
Yes, an evening baseball game. You two can talk. Evet, gece beysbol maçı var. Siz ikiniz konuşun. Akibiyori-1 1960 info-icon
See you later. Be careful. Görüşürüz. Dikkatli ol. Akibiyori-1 1960 info-icon
Kids these days... Mine are terrible. Zamane çocukları... Benimkiler daha beter. Akibiyori-1 1960 info-icon
We were better at that age. Girls' Opera was as crazy as we got. O yaşlarda bizler daha iyiydik. Kızlar Operası'ndaki kadar çılgındık. Akibiyori-1 1960 info-icon
That's right. Mon Paris and When Violets Bloom Again. Doğru. Mon Paris ve Menekşeler Açarken. Akibiyori-1 1960 info-icon
Now it's all rockabilly and Elvis Presley. Şimdi ise sadece rock'n roll ve Elvis Presley var. Akibiyori-1 1960 info-icon
No wonder girls arrange flowers in painted tin cans now. Kızların artık boyalı, teneke kutularda çiçek bakmasına şaşmamalı. Akibiyori-1 1960 info-icon
Good afternoon. Hello. İyi günler. Merhaba. Akibiyori-1 1960 info-icon
We were talking about Akiko's daughter. Akiko'nun kızından söz ediyorduk. Akibiyori-1 1960 info-icon
We think Ayako should marry first. Bize göre önce Ayako evlenmeli. Akibiyori-1 1960 info-icon
No need to worry about getting Akiko married again. Akiko yeniden evlensin diye dert etmenin anlamı yok. Akibiyori-1 1960 info-icon
But that was your husband's idea. Ama bu kocanın fikriydi. Akibiyori-1 1960 info-icon
Really? He said it was yours. Sahi mi? Senin fikrin olduğunu söylemişti. Akibiyori-1 1960 info-icon
No, it was Taguchi's. Hayır, Taguchi'nin fikriydi. Akibiyori-1 1960 info-icon
Just whose idea was it? Taguchi's. Kimin fikriydi yahu? Taguchi'nin. Akibiyori-1 1960 info-icon
He said that you said Akiko looked beautiful when she cried. Akiko'nun ağladığında güzel göründüğünü söylediğini söyledi. Akibiyori-1 1960 info-icon
He told you that? Bunu söyledi mi? Akibiyori-1 1960 info-icon
What a jerk. He changed it all around. Vay adi herif. Her şeyi ters yüz etmiş. Akibiyori-1 1960 info-icon
I suppose he told you that I ate the apple. Elmayı da benim yediğimi söylemiştir herhalde. Akibiyori-1 1960 info-icon
You said it was delicious. Çok lezzetliydi demişsin. Akibiyori-1 1960 info-icon
Cut it out! Kes artık! Akibiyori-1 1960 info-icon
Well, I'll do as you say and see to getting Ayako married first. Pekâlâ, dediğiniz gibi yapıp, öncelikle Ayako'nun evlenmesi hususuna bakacağım. Akibiyori-1 1960 info-icon
That's as it should be. Right? Olması gereken de bu zaten. Haksız mıyım? Akibiyori-1 1960 info-icon
Right! Haklısın! Akibiyori-1 1960 info-icon
I've had enough of your nagging. Dırdırınız canıma tak etti artık. Akibiyori-1 1960 info-icon
Is there a Mr. Mamiya here? Bay Mamiya burada mı? Akibiyori-1 1960 info-icon
He's waiting for you. Sizi bekliyor. Akibiyori-1 1960 info-icon
Ayako, in here. Ayako, buradayım. Akibiyori-1 1960 info-icon
Sorry I'm late. Affedersiniz, geciktim. Akibiyori-1 1960 info-icon
Did you find it all right? Yes. Bulması kolay oldu mu? Evet. Akibiyori-1 1960 info-icon
Have a seat. Otursana. Akibiyori-1 1960 info-icon
Make yourself comfortable. Rahatına bak. Akibiyori-1 1960 info-icon
My lunch break is short, so I'll get straight to the point. Öğle yemeği aram kısa, bu yüzden hemen konuya gireceğim. Akibiyori-1 1960 info-icon
It's about getting you married. Senin evlenmenle ilgili. Akibiyori-1 1960 info-icon
What about Goto? Goto'ya ne dersin? Akibiyori-1 1960 info-icon
Do you like him or not? I want a direct answer. Ondan hoşlanıyor musun? Kesin bir cevap istiyorum. Akibiyori-1 1960 info-icon
I don't dislike him. Ondan hoşlanmıyor değilim. Akibiyori-1 1960 info-icon
So you like him. Goto feels the same. 1 Demek ondan hoşlanıyorsun. Goto da öyle hissediyor. Akibiyori-1 1960 info-icon
That settles it. Bu işimizi görür. Akibiyori-1 1960 info-icon
I'll arrange it for you, okay? İşleri ben yoluna koyarım, tamam mı? Akibiyori-1 1960 info-icon
But What? Ama... Ne? Akibiyori-1 1960 info-icon
I'm not thinking about getting married yet. Henüz evliliği düşünmüyorum.. Akibiyori-1 1960 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 2945
  • 2946
  • 2947
  • 2948
  • 2949
  • 2950
  • 2951
  • 2952
  • 2953
  • 2954
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim